'Yabancı Gelinler'in gözünden kendi ülkeleri
'Yabancı Gelinler'in gözünden kendi ülkeleri
HAZIRLAYAN MELİH TÜRK
Onlar aşkın peşinden gittiler ve Türklerle evlenip ülkemize yerleştiler. Türkiye'ye gelin gelen Evelize Kosif, Boglarka Talu, Emina Jahoviç, Nastassia Jacober ve Elisabeth Mas'tan söz ediyoruz. Yaptıkları evliliklerle cemiyet hayatında da tanınan isimler haline gelen yabancı gelinlerden bize ülkelerinin en gözde tatil destinasyonunu anlatmalarını istedik. Brezilya, Macaristan, Sırbistan, Dominik Cumhuriyeti ve İspanya vatandaşı olan ünlü isimler, ülkelerine gitmeyi düşünen Türkler için çok ayrıntılı bilgiler verip tarihi yerler, konaklama ve yeme- içme konularında önerilerde bulundu.
'Yabancı Gelinler'in gözünden kendi ülkeleri
Brezilya deniziyle doğasıyla çok sayıda tatil alternatifi olan bir ülke. Birbirinden faklı tatil rotası var ülkemde. Ama ben sizler için Rio de Janeiro'yu kaleme aldım. Şehirde en sevdiğim oteller Fasano Hotel ve Copacabana Palace. Özellikle Fasano'nun ambiyansı ve havuzu muhteşem. Brezilya mutfağı, çok çeşitli ve renkli. Braseiro, tipik Brezilya yemekleri yapan bir restoran. Satyricon, benim favori restoranlarımdan biri. Akdeniz mutfağı ve muhteşem yemekleri var. Balık ve deniz ürünlerine bayılacaksınız. Aprazivel muhteşem manzarası ile büyüleyen bir restoran. Mönüleri kadar büyülü atmosferi sizleri derinden etkileyecek. Tropikal meyve çeşitlerini de mutlaka tatmanızı tavsiye ederim. Creme de papaia tatlısı papaya meyvesinden yapılıyor. Soğuk olarak tüketilen bir Brezilya lezzeti.
Şehrin eğlence hayatı da çok hareketli ve çeşitli. Boteco Boa Praça'nın açık havada ve çok güzel bir barı var. Bir de Santa Teresa'da çok fazla bar ve eğlence mekanı var. Burada da isteğe göre birçok kulüp ve bar bulunuyor. Blue Note Rio, Carioca da Gema beğendiğim ve tavsiye ettiğim yerler. Santa Teresa tepesine çıkmadan ve manzarayı izlemeden dönmeyin. Jardim Botanico isimli bir botanik bahçesi var. Bitkilere meraklıysanız buraya da uğrayın derim. Brezilya'nın farklı bir yüzünü de görmek isterseniz Favela Tour'a katılmanızı öneririm. Ve son olarak upuzun sahiliyle Ipanema Plajı'nda yürümeyi ve denize girmeyi de unutmayın.
EVELİZE KOSİF-RIO DE JANEIRO
'Yabancı Gelinler'in gözünden kendi ülkeleri
Barselona'da doğdum. Ailem ve ben Barselona'nın dışında Sant Junt Desvern adında küçük bir yerde yaşıyorduk. Oldukça sağlıklı, sportif ebeveynleri olan, 4 çocuklu bir aileden geliyorum. Ben sizlere benim favorim olan İbiza'yı tanıtmak istiyorum. İbiza, Akdeniz'de görece olarak küçük bir adadır. Barselona'dan uçağa bindiğinizde 40 dakikada ulaşabilirsiniz buraya. Majorca, Minorca, Formentera ve Cabrera arasında en ünlü olanıdır. Yaz ayları boyunca çok yoğun ve hareketlidir ama kışın da güzeldir. Adada en sevdiğim şey, beni mutlu edecek çok fazla seçeneğin olması. Örneğin muhteşem yerel lezzetleri tadabilir, güzel yürüyüşlere çıkabilir, ya da en özel yerlerde kafanızı dinleyebilirsiniz. Gerçekten adada her şey var. Barselona'da yaşarken adaya sezonda yılda birkaç kez gitmek benim için kolaydı. Ancak şu an Türkiye'de yaşadığım için bu durum biraz zor hale geldi. Pandemiden önce, çoğunlukla yazları üç kez giderdim. Ben güne erken başlayanlardanım. Bu yüzden sabahları İbiza'dan Talamanca Plajı'na kadar koştuktan hemen sonra Passion'da süper sağlıklı bir kahvaltı ederim ve sonrasında günüm başlar. Öğlen güzel bir paella yedikten sonra ya eve gider biraz dinlenirim ya da şehirde alışveriş yaparak biraz rahatlarım. Geç saatlerde yediğim akşam yemeğini ise popüler yerel restoranlarda tercih ederim. En sevdiğim ve gideceklere tavsiye edeceğim restoran ve kafeler; El Chiringuito, Sa Caleta, El Carmen, Can Pujol, Ses Torrent, Cala Jondal, Beachhouse, Amante, Cala Bassa, Sa Trinxa, Elements İbiza. Akşam yemeği için deneyimlediğim Lio, Can Balafia, Can Mussonet, Can Pilot, Finca La Plaza, La Oliva Restaurante, La Paloma'yı mutlaka öneririm.
ELİSABETH MAS-İBİZA
'Yabancı Gelinler'in gözünden kendi ülkeleri
Şimdi İbiza tatili seçecekler için sıra dışı ipuçları da vereceğim. Bence oraya gidenler bu saydıklarımı yapmadan dönmemeliler. Experimental Plajı ya da Sunset Asham'da güneşin batışını izleyin. Las Dalias'da bit pazarına gidin. En iyi yerel tasarımcı Charo Ruiz'de alışveriş yapın. Küçük bir yürüyüşle Es Vedra'ya bakan günbatımını görmeye gidin. İbiza'nın karmaşasından uzakta güzel bir otelde konaklayın ve Atzaro'da masajın keyfini çıkarın. Ca Na Xica'da muhteşem spa'nın keyfine varın. Konaklamak içinde eğer merkezde olmak isterseniz İbiza Grand Hotel, Pacha Hotel, Nobu Hotel harika konumdadırlar. Ama daha özel bir yerde kalmak isterseniz Atzaro, Ca Na Xica, Los Enamorados, La Granja'yı tavsiye ederim. Nobu Hotel merkezi konumundan ötürü, Atzaro'da kafa dinleme yeri olarak tercih edilebilir. Deniz-kum-güneş keyfi yapmak isteyenler, bölgenin en iyi plajlarında denize girip güneşin tadını çıkarabilirler. Aiguas Blancas, Cala Llentrisca, Cala Sant Vicente, Cala Xuclar, Las Salinas İbiza'nın en güzel plajları. Passion'da kahvaltıyı, Ses Torrent'te paella ve Experimental Plajı'nda günbatımı harikadır.
'Yabancı Gelinler'in gözünden kendi ülkeleri
Ben İbiza'da her zaman paella, pan con tomate, jamon, croquetas gibi yerel yemek seçeneklerini tercih ederim. Tarihi İbiza Old Town da tarihi dokusuyla muheşemdir. Burası trafiğe kapalı olduğu için kesinlikle yürüyüş yapmalısınız. Çok hoş bir yer. Pazartesi günleri, DC10 Club'da Circoloco partisini seviyorum. Ayrıca Amnesia'da Marco Carola ve Pacha'da Dixon'ın müzikleriyle gece hayatını doyasıya yaşarsınız.
'Yabancı Gelinler'in gözünden kendi ülkeleri
"İbiza, denizi, kumu ve güneşi kadar tarihi dokusuyla da dikkat çeker. Old Town özellikle akşamları büyüleyicidir."
'Yabancı Gelinler'in gözünden kendi ülkeleri
"İbiza'da günbatımının eşsiz manzarasını izleyebilirsiniz. Experimental Plajı da bu noktalardan biri."
'Yabancı Gelinler'in gözünden kendi ülkeleri
Belgrad, kesinlikle en sevdiğim şehir ve oraya her gittiğimde çok mutlu oluyorum. Ama benim için çok özel bir yer daha var. Pek çok güzel anımın olduğu, doğduğum şehir Novi Pazar.
Görebileceğiniz birçok harika yer ve yapabileceğiniz pek çok şey olduğu için Sırbistan'ı ziyaret etmek için belirli bir zaman yok. Ama seçmem gerekirse bahar derim çünkü o dönemde havada özel bir şey var ve insanlar her zamankinden daha arkadaş canlısı oluyorlar.
Neyi beğendiğinize bağlı olarak, örneğin koşuşturma istiyorsanız, çok hızlı ve canlı olduğu için Belgrad'ın merkezini seçin. Açık hava etkinliklerini tercih ederseniz, Sırbistan'da çok güzel dağlar var; Kopaonik, Zlatibor, Tara gibi...
Ülkemdeki her küçük kasabanın özel bir havası var. Novi Pazar çok sıcak ve misafirperver. Subotica ve Palic Gölü çok sakin ve dinlendirici... Belgrad, ne tercih ederseniz edin herkes için bir şeyler sunuyor. Sırbistan'da yemek gerçekten harika ve ne seçerseniz seçin yanlış bir seçim yapmanız imkansız. Elbette denemeniz gereken şeyler var; sarma, ajvar, kajmak, komplet lepinja'yı sayabilirim. Sadece dikkatli olun çünkü yiyeceklerin porsiyonları genellikle çok büyüktür. Pek çok uluslararası mutfak türü olmasına rağmen, herkesin geleneksel Sırp mutfağını denemesini kesinlikle tavsiye ederim. Belgrad'da yemek konusunda yanlış yapmak gerçekten çok zor. Sırbistan'da fiyatlar oldukça uygun, bu yüzden orada harika vakit geçirmek için gerçekten çok paraya ihtiyacınız yok. Örneğin, seçtiğiniz restoranlara bağlı olarak, iki kişilik öğle yemeği 20 Euro'dan birkaç yüz Euro'ya kadar malolabilir.
Belgrad, Avrupa'nın o bölgesinde 'gece hayatının başkenti' olmasıyla ünlü ve dünyanın her yerinden insanlar o muhteşem atmosferi hissetmeye ve eğlenmeye geliyor. Pandemi bitip seyahat etmek ve partilemek güvenli hale geldiğinde, Belgrad eğlenmek için ilk istasyondur. Çoğunuzun bildiği gibi, oldukça aktifim ve spor yapmayı da seviyorum. Memleketime gittiğimde uzun yürüyüşlere çıkmayı seviyorum. Sırbistan, kayak, yürüyüş vb. sporlar için de harika bir yer.
EMİNA JAHOVİÇ-BELGRAD
'Yabancı Gelinler'in gözünden kendi ülkeleri
Sırbistan'ın tarihi çok zengin ve eskilere dayanıyor, herkesi bu güzel ülkeyi ziyaret ederken mümkün olduğunca tarihini keşfetmeye davet ediyorum. Benim favorime gelince, Belgrad'dan çok uzak olmayan arkeolojik park Viminacium diyebilirim. M.Ö 1. yüzyılda kurulan ve M.S 7. yüzyılın başına kadar süren bir Roma şehri ve askeri kampıydı.
Sırbistan'daki insanlar gerçekten cana yakın ve hatta bazı yaşlıları ziyaret ederseniz, birçok insanın kendi evinde yaptığı bir 'rakıja' yedirmeden gitmenize izin vermeyeceklerdir. Sırbistan'ı ziyaret ederken, insanları tanımanın ve onların sıcaklığını ve misafirperverliğini hissetmenin en önemli şeylerden biri olduğuna inanıyorum ve o zaman, nerede olursanız olun memnuniyetle karşılandığınızı hissedecek ve konaklamanızın tadını çıkaracaksınız.
'Yabancı Gelinler'in gözünden kendi ülkeleri
"Palic Gölü, insanı dinlendiren atmosferiyle görülmesi gereken yerler arasında."
'Yabancı Gelinler'in gözünden kendi ülkeleri
"Sırp mutfağı farklı tatları bir araya getiren bir mutfak. Komplet Lepinja, leziz geleneksel yiyeceklerimizden"
'Yabancı Gelinler'in gözünden kendi ülkeleri
Şimdilerde Romanya sınırları içinde yer alan Macar bir bölgede, Transilvanya'da, yani Erdel'de doğdum. 17 yaşından sonra Budapeşte'de geçti hayatım. O yüzden Budapeşteliyim diyebilirim. Size çok çok iyi tanıdığım Budapeşte'yi anlatacağım. Şehir Buda ve Peşte olarak ikiye ayrılıyor. Tuna Nehri şehri tam ortadan ikiye bölüyor. Buda bölgesi dağlarla dolu, doğası muhteşem, yemyeşil bir yer. Buda tarafında daha çok aileler yaşıyor. 200 seneden daha eskiye giden tarihli evler var. Peşte ise dümdüz bir yer. Barok ve Art Nouveau tarzı çok güzel binalar var. 1.8 milyon civarı nüfusu var. Sakin bir şehir Budapeşte. Buda ve Peşte arasında bir tercih yapamıyorum. İkisi de farklı özellikleriyle beni cezbediyor. Buda yaşamak için çok güzel bir yer. Tuna Nehri manzarası ve Parlemento Binası karşınızdayken çok güzel bir görüntü oluyor. Bir ayağım Budapeşte'de diyebilirim. 6 ay Türkiye'de 6 ay Macaristan'da oluyorum. Budapeşte'de sabahları yoga yada koşu yapıyorum. Margaret Adası koşu için sık sık gittiğim bir yer.
Buda ve Peşte arasında akan Tuna Nehri üzerindeki yeşil Margaret Adası, şehir merkezinde sakin bir kaçamak yeridir. Budapeşte'de olduğum zamanlarda hep dışarıda vakit geçiririm. Budapeşte canlı ve renkli bir şehir. Tam bir gastronomi şehri. Yiyecek ve içecek anlamında çok fazla seçenek var. Babel, Costes, Kiosk, Four Seasons Hotel'in içinde yer alan Pava Restoran, Nobu Budapest, St. Andrea Şarap Barı, Onyx en sevdiğim yerler arasında. Şehirde 6 tane Michelin yıldızlı restoran var. Kafe olarak da New York Cafe, Barkert Bistro, Buda tarafında Franciska var. Nobu'nun istiridyesi, Onyx'in ahtapot salatası müthiş. Deryne'nin kruvasan ve ekmekleri çok güzel. Fırınlarında ekşi mayalı ve Macaristan ata tohumundan yapılan unlarla harika ekmekler yapıyorlar. Etler Macar mutfağında çok önemli bir yere sahip. Dana eti ağırlıklı yemekler çok seviliyor. Gulaş en çok bilinen geleneksel yemeklerinden. Budapeşte'de mutlaka tatmanızı tavsiye ederim. Deryne'de, Bestia'da gulaş yiyebilirsiniz. Alabardos çok eski bir restoran ve geleneksel yemekleri çok iyi yapan bir adres. Macaristan'da sıcak yemeklerin yanı sıra sosisler, salamlar gibi soğuk et ürünleri de çok meşhur. Birçok yerde soğuk et ürünlerin tadına bakabilirsiniz. Macaristan şaraplarıyla da ünlü bir ülke. Çok çeşitli şarapları özel peynirler ve soğuk et ürünleriyle deneyebilirsiniz. Bir de palinka isimli bir meyve içkisi var.
Budapeşte'ye gidince Buda Kalesi, Parlamento Binası ve Balıkçı Tabyası'nı mutlaka görmeniz lazım. Budapeşte zaten tam bir açıkhava müzesi. Binalar başlıbaşına bir sanat eseri. Mimari açıdan muhteşem örnekler görebilirsiniz sokakları gezerken. Macar Ulusal Müzesi, Budapeşte Tarih Müzesi, Uygulamalı Sanatlar Müzesi gibi saymakla bitmeyecek kadar çok müze var. Müzelerin içi kadar dışı da muhteşemdir. Geziniz yaz dönemine denk gelirse sıra dışı bir etkinlik düzenleniyor Budapeşte'de. Müze Gecesi yapılıyor. Bu gecede tüm müzeler sabaha kadar açık. Ücretsiz ve eğlenerek tüm müzeleri sınırsız gezebiliyorsunuz. Avrupa'nın en büyük sinagogu da Budapeşte'de. Buda Kalesi simge yerlerden biri.
BOGLARKA TALU-BUDAPEŞTE
'Yabancı Gelinler'in gözünden kendi ülkeleri
Kaplıcalarıyla da ünlü bir şehir Budapeşte. Szechenyi Kaplıcaları, Budapeşte'nin en turistik ve popüler yerlerinden. 18 tane termal havuz var. Eski Türk hamamları da kaplıcaya dönüştürülmüş. Tuna nehri turlarını da yapmalarını tavsiye ederim. Hem Buda'yı hem Peşteyi müthiş bir tekne gezisiyle daha iyi görebilirler. Birçok tarihi köprü göreceksiniz bu turda. Bu tarihi köprüleri ve en meşhuru olan Zincir Köprü'yü de göreceksiniz. Tuna Nehri tekne turları arasında çok otantik kasabalara giden turlar da var. Gödöllo Şatosu da mutlaka görülmesi gereken yerler listesinde. Sonuç olarak çok fazla gidilecek ve görülecek yer var.
Budapeşte'de otel olarak Four Seasons Budapeşte, Ritz Carlton Budapeşte ve Clark Otel favori konaklama adreslerim. Hepsinin atmosferi ve manzarası büyüleyici. Türkler için özel bir yer de var Budapeşte'de. Gül Baba Türbesi de Buda'da. Gül Baba türbesi güllerle dolu muhteşem bir yer. Gece ışıklar içinde gezmelerini öneriyorum. Sakin, insana huzur veren görülmesi gereken bir mekan.
Mutfağı, tarihi yapıları kadar eğlencesi de çok sıra dışı bir yer Budapeşte. Herkesin zevkine ve tarzına göre eğlence mekanları var. Gece hayatı çok canlı ve çeşitli. Kaplıcalar bölgesinde bile zaman zaman partiler düzenleniyor. Partiler için, konserler için eski binalarda ve fabrikalarda gece eğlenceleri düzenleniyor. Her akşam canlı müzik, konser bulabilirsiniz Budapeşte'de. Tesla Club, 360 Bar hem manzara hem de eğlenceleriyle benim en beğendiğim eğlence mekanları. En iyi barlar burada. İnsanlar geceyi çok aktif kullanıyor. Tek bir yerde eğlenmek yerine bir gecede çok farklı yerlere gidiyorlar eğlenmek için. Sokaklar hep dolu. Avrupa'dan eğlenmek için bile çok sayıda turist geliyor Budapeşte'ye.
'Yabancı Gelinler'in gözünden kendi ülkeleri
"Tuna nehri şehri tam ortadan ikiye bölüyor. Buda ve Peşte olarak ikiye ayrılan şehrin Buda tarafı dağları ve yemyeşil doğası ile dikkat çekerken Peşte ise düz bir alanda yer alıyor. Nehir üzerinde yer alan Margaret Adası, şehrin merkezinde sakin bir kaçamak noktası. Her yerde sporunu aksatmayanlar için adada koşu yapmalarını öneririm."
'Yabancı Gelinler'in gözünden kendi ülkeleri
"Gül Baba Türbesi insana huzur veren, ve güllerle dolu muhteşem bir yer. Gece ışıklar içinde gezmek çok keyifli olur."
'Yabancı Gelinler'in gözünden kendi ülkeleri
"Şehirde kaplıca kültürü de çok yaygındır. Budapeşte'de 18 termal havuz bulunur. Szechenyi Kaplıcaları simge yerlerdendir."
'Yabancı Gelinler'in gözünden kendi ülkeleri
Ülkem Dominik Cumhuriyeti'nde birbirinden ayıramayacağım en sevdiğim şehirler Punta Cana ve Santo Domingo. O yüzden iki şehri yazdım siz Şamdan Plus okuyucuları için. Punta Cana'da tavsiye edebileceğim otellerden biri Eden Roc At Cap Cana oteli. Denizi ve doğal ortamıyla huzuru iliklerinize kadar hissettiren bir konaklama adresi. Punta Cana son dönemlerde çok rağbet gören ve en turistik yerlerden biri haline geldi. Bu oteller öylesine tasarlanmış ki, yer şekilleriyle uyum sağlar, açık alanları genişlettiği hissi uyandırır ve tropik deneyimi zenginleştirir.
Konu yemeğe geldiğinde Punta Cana'da keyif alınacak çok fazla yer vardır. Blue Mall'da Bachata Rosa Restaurant favori adreslerimden birisi. Marina Cap Cana'da çok fazla alternatif var. Pek çok lezzetli yemekler yapan restoran mevcut. Eğer hem plajların tadını çıkarıp hem de yerel bir Dominikli gibi yemek yemek isterseniz, Cap Cana'daki Little John'a mutlaka gitmelisiniz. Punta Cana Resort'a gidebilir ve Oscar de la Renta Müzesi'ni ziyaret edebilirsiniz.
Müze harika ve pek çok insan Oscar de la Renta'nın Dominikli bir tasarımcı olduğunu bilmiyor. Biz bunu dile getirmekten gurur duyuyoruz. Jenny Polanco gibi olağanüstü tasarımcılarımız da var. Bu tasarımcılar doğal Dominik taşlarıyla keten giyisiler üretiyorlar. Çocuklarımla ya da arkadaşlarımla eğlenmek istediğimde, Scape Park'a gideriz. Bu park inanılmaz güzellikte bir doğal park. Heyecan dolu maceralara ve kültürel deneyime kadar pek çok imkan sunuyor. Maceralara ek olarak, aynı zamanda muhteşem plajlarda gezintiye çıkabilir, tropik sularda şnorkelle dalabilir ya da seçkin beach clubların tadını çıkarabilirsiniz.
NASTASSIA JACOBER -PUNTA CANA
'Yabancı Gelinler'in gözünden kendi ülkeleri
SANTO DOMINGO
En sevdiğim ve tavsiye ettiğim şehirlerden bir diğeri de Santo Domingo. Hotel Casas Del Siglo'yu konaklamak için ilk adres olarak öneririm. Bu çok özel butik otel eski şehirde ve Santo Domingo'nun tarihi sokaklarında bulunuyor. Casas del Siglo, kaliteli seyahat konaklamasında yeni bir konsepti temsil eden ve Santo Domingo'daki otellerdeki türünün tek örneği olan eşsiz evlerden oluşur. Güzel Colonial Şehri'nde, bazıları 16. yüzyıldan kalma müstakil evler, konuklarına mahremiyet ve güvenlik sağlayarak tek bir otel çatısı altında buluşur. Santo Domingo'da hem geleneksel hem de dünya mutfağını yansıtan muhteşem restoranlar var. Sofias, La Cassina, Don Pepe, Adrian Tropical, Peperoni, Pat e Palo in Zona Colonial, Meson de Bari, Buche Perico'yu en sevdiklerim olarak sayabilirim. Eğer güzel, geleneksel Dominik kahvesi tatmak isterseniz, Barista House'a uğrayın.
Kahveleri harika. Santo Domingo'da Zona Colonial diye adlandırılan güzel tarihi bir cadde var. Santo Domingo'nun en tarihi mahallesi aynı zamanda en romantik, en canlı ve en kültürel yeridir. Bir zamanlar İspanyol sömürgecilerin evi olan, Amerika kıtasının geri kalanı için bir model olarak inşaa edilmiş surlarla çevrili bu şehir şu an müzeler, kiliseler, alışveriş mekanları, tiyatrolar, restoranlar ve parklarla dolu bir bölgedir. Sömürge döneminden kalma bir butik otelde kalın, yayalaştırılmış, mağazalarla, kafelerle ve sokak sanatlarıyla dolu Calle El Conde'de gezinin ve fenerlerle aydınlatılmış meydanlarda yemek yiyin. Yol üstündeki, ilk yapılan katedrali, ilk inşaa edilen caddeyi, ilk yapılan manastırı, ilk hastaneyi, ilk üniversiteyi ve ilk askeri kaleyi de içeren Amerika kıtasının en eski alanlarını ziyaret edin. Ziyaret etmenizi önereceğim başka yerler de var. Alcazar de Colon, Calle el Conde, Calle Las Damas, Catedral Primada de Amerika, Amber ve Larimar Müzesi, Las Casas Rea Müzesi bunların başında geliyor.
'Yabancı Gelinler'in gözünden kendi ülkeleri
"Little John, bir Dominikli gibi yemek yemeyi isteyenler için eşsiz lezzetleri olan bir yerel restoran. Yemeğinizi yerken manzara da müthiş keyif veriyor."