Röportaj: İrem Orhan
Fotoğraflar: Şeref Yılmaz
Video: Cafer Pala
Carolin Almozlino’ya gündüz katıldığı bir davette loafer’ları ile spor şık bir görünümde rastlarken, akşam seçimi tamamen değişmiş halde ve ince topuklar üzerinde bulabilirsiniz. Tıpkı bir bukalemun gibi, bulunduğu her okazyona göre değişkenlik gösteren bir stili var kendisinin. Onun için bir gömlek ya da blazer ceket bazen en büyük kurtarıcı. Ona göre aksesuarlar ise tamamlayıcı objeler ve bir kombini vezir ya da rezil etme gücüne sahipler. Carolin Almozlino ile yazdan kalma bir sonbahar gününde buluştuk; üzerinde önemle durduğu şık stilinin DNA’sını konuşurken, kendisiyle keyifli bir çekim de gerçekleştirdik.
Yeni sezon nasıl başladı sizin için, mevsimin hissettirdikleri neler?
Yeni bir eve taşındım ve tamamen yeni enerji modundayım. O yüzden yorucu olmakla beraber, çokta keyifl i bir süreçteyim.
Modayı ve trendleri de çok yakın takip ediyorsunuz, kedinize özgü bir çizginiz de var; siz kendi stilinizi nasıl tanımlarsınız?
Açıkçası bu kadar moda ile alakalı yakın arkadaşım varken bu soruyu yanıtlamak benim için zor... Ama ilk aklıma gelen ‘klasik’. Klasik bir giyim tarzım var, belki biraz da geleneksel ve sıkıcı olabilir.
Stilinizle ilgili de sıkça iltifat alıyorsunuzdur; şimdiye kadar duyduğunuz en güzel şey neydi?
Bir tarzım olduğunu söylerdi yakınlarım hep, anlam veremezdim ama artık anlıyorum. Benim için bir gömlek ya da blazer ceket en büyük kurtarıcı.
Kıyafet seçimleri ve özgüvenin/kişinin kendini yüksek hissetmesinin arasında bir bağ var mı sizce? Bu durum sizi nasıl etkiliyor mesela?
Kesinlikle var. Okazyona göre değişkenlik gösteren bir durum. Örneğin gündüz katıldığım bir davette loafer’larım ile kendimi çok rahat hissederken akşam bu iş tamamen değişiyor.
Bazen kıyafet seçimlerinizle eleştiri aldığınız da oluyor mu? Daha doğrusu bu konuda eleştiri kabul etmeyenlerden mi yoksa her eleştiriyi değerlendirenlerden misiniz?
Tabii oluyor; özellikle kıyafetlerimi tamamlayan ayakkabı ve çanta seçimlerimde... Benim için öncelik, ayakkabı-çanta, kombinlerim tamamen onlara göre şekilleniyor olması. Ve her zaman ‘on point’ olamayabiliyorum.