Rodos antik dünyanın yedi harikasından biri olan 32 metre boyundaki bronzdan yapılma liman anıtı Colossus'a da ev sahipliği yapmış. Heykel eski zamanlardaki bir depremle yıkılmış. Bugün Rodos Limanı, modern ziyaretçilerini, Colossus'un ayaklarının bastığı yerleri gösterdiğine inanılan, iki sütun üzerindeki geyik heykelleriyle karşılıyor.
Adaya adını veren Rodos şehrindeki yerleşim, old town (eski şehir) ve new town (yeni şehir) olarak ikiye ayrılmış durumda. Eski şehir, günümüze çok iyi durumda ulaşmış. Bu eski Ortaçağ şehrinin dar ve taş döşemeli sokaklarında yapılan bir yürüyüş, insanı Ortaçağa geri gitmiş hissi veriyor. Hala 12 metre kalınlıgındaki surlarla çevrili durumdaki eski şehirde, Topkapı Sarayı'ndakilere benzer güzellikteki sur kapılarından giriliyor.
Şehir, iki bölüme ayrılmıs durumda; bunlar, Ortaçag'da sövalyelerin oturdugu bölge ve diger sakinlerin yasadıgı yerler olan Hora Mahallesi. Hora Mahallesi'nde Osmanlı döneminden kalma birçok yapı mevcut. Bunlardan en önemlisi, sövalyelere karsı elde edilen zafer onuruna yapılmıs pembe kubbeli Süleyman Camii. Caminin çaprazında içinde birçok Osmanlı elyazmasının bulundugu bir kitaplık ve hamam var.
Yeni sehirde, antik Yunan zamanından kalma akropolis (yukarı sehir) ilk göze çarpan güzellik. Burada milattan önceki zamanlardan kalma tiyatro, stadyum ve Apollon Tapınagı var. Yeni sehirde bir de Osmanlı hakimiyetinden kalma Murad Reis Camii var. Adanın en güzel plajlarından biri de yeni kentte bulunuyor. Adanın çok turist çeken diger bölgeleri ise sırasıyla Lindos ve Kamiros.
Adanın doğu kısmı irili ufaklı şirin plajlarla dolu, batı kısmını ise büyük tatil merkezleri süslüyor. Bu arada Lindos ve Kamiros'a mutlaka gitmenizi öneririm. Çok renkli bir gece hayatına sahip olan ve sabaha kadar eğlencenin sürdüğü adada şansını denemek isteyenler için casino da bulunuyor.