Röportaj: Bade ÇAKAR
Fotoğraflar: Cengiz DİKBAŞ
Dilek Hanif, yıllardır Türk modasını dünyada en iyi temsil eden isimlerin başında geliyor. Her zaman sofistike, zarif çizgileriyle güçlü kadınları simgeleyen silüetler yaratan Dilek Hanif 'in markasının bu başarısının sırrı ise sürekli olarak yenilenen ve değişen ihtiyaçlara karşılık verirken bir yandan da kaliteden ödün vermeyen tasarımları... Geçtiğimiz hafta Dubai'de Palazzo Versace'nin mükemmel atmosferinde hem couture hem de hazır giyim koleksiyonlarını tanıtan Hanif ile defile sonrasında bir araya geldik. İlk günden bu yana heyecanını ve tasarıma olan aşkını koruyan Hanif ile keyifli Dubai serüvenini, kızı Dilhan'ın kreatif direktörlüğünde yürüttüğü Dilek Hanif Mum koleksiyonunu ve tempolu hayatını konuştuk.
Dubai'de çok özel bir defile gerçekleştirdiniz. Defile öncesi hazırlık süreci nasıl geçti?
Evet, Palazzo Versace Dubai'de çok heyecanlı ve bir o kadar da keyifli bir defile ve özel gösterim gerçekleştirdik. Dubai bildiğiniz gibi kozmopolit bir şehir, dolayısıyla Dubai'de yaşayan, çalışan pek çok seçkin isim defileyi izlemeye geldi. Ayrıca benim Birleşik Arap Emirlikleri'nde yaşayan ve İstanbul'a gelip Dilek Hanif Couture'den alışveriş yapan özel bir kitlem de var. Onlarla birlikte çeşitli satın almacıları da bu davette ağırlamak ve en yeni hazır giyim ve haute couture koleksiyonlarımızı sunmak çok heyecanlıydı.
Dilek Hanif markası Birleşik Arap Emirlikleri'nde fazlasıyla ilgi görüyor. Beklentilerinizi karşılayan bir etkinlik oldu o zaman...
Davetli kitlesi böyle isimlerden oluşup da, iki koleksiyon birden gösterince, tabii hazırlık aşamalarının ne kadar heyecanlı ve yoğun geçtiğini tahmin edersiniz. Ekibimle birlikte bu süreçte hiçbir detayı atlamamaya özen gösterdik. Koleksiyonun mükemmelliği kadar, müzikten sunuma pek çok detaya birlikte kafa yorduk. Bunun sonucunda da harika geri dönüşler aldık.
Sadece Ortadoğu'da değil, aynı zamanda Avrupa'da, Uzakdoğu'da da tercih edilen tasarımcılardansınız... Nasıl hissettiriyor bu durum?
Türk modasının uluslararası alanda tanıtımını yapmak ve temsilcisi olabilmek benim için çok gurur verici... Tasarımlarımın farklı farklı kültürlerde beğeni toplaması; değişen moda anlayışları ve kültürlerin sahip olduğu farklı farklı algıların ötesinde sağlam bir duruşları olmasından kaynaklanıyor. Bu durum tasarımlarıma olan güvenimi ve yeni şeyler ortaya koyma şevkimi arttırıyor. Tabii Dilek Hanif markasının geldiği nokta, bize çok büyük bir de sorumluluk yüklüyor. Bu sorumlulukla, güzel şeyler yaratabilmek için hep daha çok çalışıyoruz, mutlaka dünya çapındaki fuarlara katılıyoruz ve tıpkı Dubai'de yaptığımız gibi, Dilek Hanif markanın heyecanla takip edildiği tüm lokasyonlarda müşterilerimiz ve modaseverlere dokunmak için yeni ve heyecanlı projeler üretiyoruz.
Defilede tanıttığınız koleksiyonlarınızdan biraz bahsedebilir misiniz? Kaç parçadan oluşuyor, öne çıkan detay ve renkler neler?
Defilede Hazır Giyim 2018 İlkbahar-Yaz Koleksiyonu'mu tanıtırken, defilenin yapılacağı süitte Haute Couture 2017-18 Sonbahar-Kış Koleksiyonu'mu da sergiledim. Hazır Giyim 2018 İlkbahar-Yaz Koleksiyonu'm üç line'dan oluşuyor. Bunlardan ilki olan 'Almond Blossom'; toz pembe, somon, tarçın, bej ve kiremit rengi gibi toprak renklerinin kullanıldığı çok zarif tasarımlara sahip. Gustav Klimt'in tablosundan ilham alarak tasarladığım 'Flower Garden' ise daha dinamik modellerden oluşuyor. Canlı renkler, dökümlü kumaşlar ve fırfırlar ön plana çıkarak bu dinamik stili tamamlıyor. Koleksiyonun üçüncü line'ı 'Coctail'de ise; siyah, fildişi, bordo, dumanlı gri ve nüde tonların kullanıldığı klas tasarımlar göze çarpıyor. Omuz detaylarına önem verdiğim, Haute Couture 2017-18 Sonbahar-Kış Koleksiyonu'mda ise, altın ve gümüş tonlarında güçlü nakış işlemelerinden oldukça sık yararlandım. Favori parçam ise beyaz ve ekrunun dışında renkli kristal ve 3D malzemelerle, dantel ve tülü birleştirerek tasarladığım kısa bir gelinlik.
Yurtdışında çok tecrübeniz var ama yine de böyle bir etkinlik olunca hala heyecanlanıyor musunuz? Nasıl bir his bu sizin için?
Sürekli olarak gelişen ve değişen moda dünyasında bir yandan kendi çizgilerime sadık kalırken bir yandan da günümüz modasına uyum sağlayarak tasarladığım koleksiyonlarım, benim için başlı başına bir heyecan. Doğal olarak, yeni koleksiyonlarımın izleyicilerin beğenisine sunulduğu bu gibi etkinlikler de her zaman heyecanını koruyor. Dubai'de yaptığımız bu etkinlikte, her zaman yapılan defile formatının dışına çıkıp, özel seçilmiş bir gruba, onlara özgü bir sunum yaptık. Bu farklı sunum formatı, dünyada da artık son derece trend. Daha küçük gruplardan oluşan seçkin misafirlere, onlara özgü bir gösterim yaptığınızda misafirlerinizle de etkileşim içinde olabiliyorsunuz. Dubai de bu anlamda çok doğru bir lokasyondu. Biz de tam hedeflediğimiz, özel bir kitleye ulaştık ve seçkin bir grubu ağırladık.
Farklı ülkelerle çalışan bir tasarımcı olarak, Avrupa, Amerika ve Ortadoğu kadınını karşılaştırmanızı istersem neler derdiniz?
Farklı kültürlerin kadın figürleri arasında genel bir karşılaştırma yapmak ne kadar doğru olur bilemiyorum. Fakat bu farklı kültürlerdeki Dilek Hanif kadınları üzerine bir yorum yapmam gerekirse; Avrupa, Amerika ve Ortadoğu'daki Dilek Hanif kadınları hareketlerinden, stiline kadar her anında kendilerini gösterirler. Fark edilir bir zarifliğe sahiptirler; ama asla aşırı iddialı değildirler. Elit, sade, klas ve kendisinden ödün vermeyen kadınlardır.
Koleksiyonlarınızda hep bir güçlü kadın silueti görüyoruz. Tasarımlarınızla ve markanızla vermek kadınlara vermek istediğiniz mesajı bir de sizden dinleyebilir miyiz?
Öncelikle doğru tespitiniz için teşekkür etmek istiyorum. Markamın ve dolayısıyla da tasarımlarımın en çok vermesini istediğim silüet, kendine güvenli, özgüveni ve duruşu ile fark edilen bir kadın yaratmak. Duruşundaki güç ve zarafeti stiline de yansıtan kadınlar, benim koleksiyonlarımı da aynı ihtişamla taşıyorlar.
Yaratım aşamasında, neler size ilham oluyor? Bir koleksiyonu hazırlamak ne kadar sürüyor?
Bir sanatçıya nasıl çevresindeki her şey ilham veriyorsa, benim için de aynı şey geçerli. Tablolar, mimari eserler ve öyküler ilham kaynaklarımın başında geliyor. Seyahatlerimde gördüğüm yeni yerler, renkler, stiller ve ambiyanslar beni yaratıcılık anlamında besleyen en önemli etkenler. Bu sebepten ötürü oldukça çok seyahat etmeye çalışıyorum. Aynı zamanda toplumdaki farklı kadın figürleri de bakış açımı geliştiriyor. Koleksiyonların hazırlığı, neredeyse bir sezon öncesinden başlıyor. Biz koleksiyonlarımızı çok önceden hazırlamak durumundayız çünkü dünya çapında fuarlara katılıyoruz. Dubai'de gösterdiğim koleksiyonlardan haute couture olanı 2017-18 sonbahar-kış iken, hazır giyimde 2018 ilkbahar-yazını sunduk mesela.
Uzun yıllardır moda dünyasındasınız ve moda dünyasının duayen isimlerinden birisiniz. Nedir başarınızın sırrı?
Bahsettiğim gibi moda, sürekli olarak yenilenen aktif bir sektör. Beğenilerimiz her yıl değişiyor. Yeni yeni stiller karşımıza çıkarken bir yandan da eskiye geri dönüş yaşanıyor. Favori desenlerimiz, renklerimiz ve stillerimiz bir süre sonra en uzak durduklarımız olabiliyor. Böyle değişken bir ortamda başarılı kalmak ve marka değerini korumak adına değişmeyen bir şeylerin kalması gerekiyor. Bir yandan müşterilerin sürekli olarak yenilenen ve değişen ihtiyaçlarına karşılık verirken bir yandan da kaliteden ödün vermeyen tasarım gücü yüksek koleksiyonlar ortaya koymak Dilek Hanif markasının başarısının ardındaki en önemli sır sanırım.
Kızlarınızdan Dilhan sizinle birlikte çalışıyordu, hala beraber misiniz? Nasıl kızınızla birlikte çalışmak?
Dilhan'ın markaya kattığı genç ve yenilikçi yön bir yandan beni heyecanlandırırken; bir yandan da işinde gösterdiği profesyonel tutuma ve özene şahit olmak çok gurur verici. Dilek Hanif markasının temelinde yatan değerleri bilmesi ve bu değerler doğrultusunda markaya yeni yönler çizmesi markamızı güçlendiren bir etken. Bildiğiniz üzere Dilhan, heykel sanatçısı ve aynı zamanda tasarımcı. Onun kreatif direktörlüğünde yürüttüğümüz Dilek Hanif Mum Koleksiyonu ise markamızın tekstil dışı ilk koleksiyonu. Dilhan'ın tasarladığı tamamen el işçiliği ile dövülerek hazırlanmış bakır kaplar ve özel kokulardan oluşan mumlar bu sene benim de kişisel olarak en çok önem verdiğim ürünlerden. Dilhan, ayrıca Dilek Hanif markasının sosyal medyasını da bugüne kadar birebir yönetiyordu. Ancak kendisi şu an sanatsal yönünü daha da geliştireceği bir programda master yapmak için Londra'da. Yine de oradan gerekli her anda müdahale edip, sosyal medya ile hala çok yakından ilgileniyor.
İki kız çocuğuna sahip olmak nasıl bir his? Onlarda kendinize benzettiğiniz yanlar var mı?
İki kız çocuğu annesi olmak, bence dünyadaki en büyük mutluluklardan biri. Tabii benim kızlarım artık birer yetişkin, dolayısıyla üçümüz bir yandan da çok yakın arkadaşız. Yaratıcı yanlarında benden izler görüyorum. Büyük kızım Dilhan, sanata, yaratmaya, çizime olan yakınlığı ve estetik gözü ile bu anlamda bana çok benziyor. Küçük kızım Hande ise, iş zekası ile beni kendisine hayran bırakıyor. Tasarımcı kişiliğimin yanı sıra bildiğiniz gibi benim bir de iş kadını kimliğim var. Bundan izleri de Hande'de çok rahatça görebiliyorum. Hande de şu an Londra'da master'da, bilişim teknolojileri üzerine eğitim alıyor.
Çok yoğun çalışıyorsunuz, dinlenmek için neler yapıyorsunuz? Yoğun programınızı nasıl dengeliyorsunuz?
Evet, çok yoğun çalışıyorum ama çok sevdiğim bir işi yapabiliyor olma şansı, benim yorulmamı engelleyen en önemli etken. Her güne mutlu ve şükrederek başlamak beni dinç ve enerjik yapıyor. Bununla birlikte tabii ki bir rutimin de var. Öncelikle çok sağlıklı beslenirim, aileme ve dostlarıma mutlaka vakit ayırırım. Benim atölyem 23 yıldır Nişantaşı'nda, genelde de dostlarımla Nişantaşı'nda görüştüğümden, burada çok güzel bir denge yakaladım. Ayrıca yıl içinde önceden planlanmış seyahatlerle, kendimi yeniliyorum. Kızlarım şimdi yüksek lisanslarını tamamlamak için Londra'ya taşındılar. Dolayısıyla bu sene bol bol Londra'ya gideceğim gibi gözüküyor.
Çok şık ve sade bir stiliniz var. Stilinizin anahtar parçaları nelerdir?
Düz renklerin sadeliğini büyük aksesuarlar kullanarak tamamlamayı çok seviyorum. Aynı zamanda ipek kumaşların kendilerine has yalın şıklığından da yararlanıyorum.
Kendi koleksiyonlarınızın yanı sıra aynı zamanda Koton ile hazır giyim koleksiyonları çıkartınız. İlerleyen dönemde var mı başka işbirlikleri? Bu işbirliklerin hem tasarımcı hem de marka için artıları neler?
Dilek Hanif for Koton, bir moda perakende markasıyla olan ilk işbirliğimdi. Beni bu işbirliğiyle ilgili heyecanlandıran en önemli etken ise; ürünlerimin ulaşılabilir fiyatlara sahip olması ve yurtiçinde ve yurtdışında çok farklı lokasyonlarda yer alacak olmasıydı; böylece couture koleksiyonum ile ulaşamadığım bir kitleyle tanıştım. Tasarımlarım Koton markasıyla işbirliği çerçevesinde Anadolu'da, özellikle de Ankara, İzmir, Bursa, Adana gibi büyükşehirlerde farklı bir kitle tarafından beğenildi. Almanya ve Rusya'da da heyecanla karşılandı. Özellikle Almanya'da çok ilgi gördü. Kısaca özetlemek gerekirse bu tarz çalışmalar, temelde tasarımcının sunduğu tasarım gücü ile moda perakende markasının sunduğu fiyat aralığı arasında yapılan şahane işbirlikleri olduğu kadar, modanın özgürleşmesi adına da büyük önem taşıyan işbirlikleri. Biz Dilek Hanif markası olarak, markamızın kimliği ile örtüşebilecek böyle işbirliklerine çok sıcak bakıyoruz. Şu an belirli yeni bir işbirliğimiz yok ama ileride yine bu tip benzer çalışmalar yapabiliriz. Zaman gösterecek...
Hazır giyimin yanında birebir kişiye özel tasarımlar da yapıyorsunuz. Kişiye göre özel tasarımlarınızda nelere dikkat ediyorsunuz?
Aslında haute couture tasarımların yanı sıra hazır giyim koleksiyonları da tasarlıyorum demek daha doğru bir söylem olur. Zira tasarım hayatıma haute couture tasarımlar yaparak başladım. Haute couture koleksiyonlarımda, sade ancak ihtişamlı çizgilerden oluşan modelleri ön plana çıkarmaya çalışıyorum. Hazır giyimde de bu özen ve kaliteden asla ödün vermiyorum.
Önümüzdeki günlerde yurtdışı ve yurtiçinde başka defile veya projeleriniz olacak mı?
Önümüzdeki dönemde de çok güzel ve heyecanlı çalışmalar geliyor. Onları şimdiden paylaşıp heyecanını kaçırmak istemem.