Eylül ayı, sonbahar ve kış ayları boyunca hem fiziksel hem de psikolojik yaşam değişikliklerinin temelini atmak için en ideal aydır. Yeniden başlamaya odaklanmak için; kendinize, rutin şehir yaşamı düzeninize dönmek için öncelikle hafif bir geçiş dönemi şansı tanımalısınız. Öncelikle kilo probleminiz olduğunu kabul etmeli ve başlamak için bir tarih belirlemelisiniz. Yeni yaşam düzenine kendinizi hazırlamak ve kararlı olmak bu süreçte önem taşır.
Belirlenen hedefler ulaşabilir olmalıdır. Uzun vadeli ve sağlıklı değişikliklere yol açacak küçük, ulaşılabilir hedefler üzerinde odaklanın. Kilo kaybını hedeflemek yerine genel sağlığınızı geliştirmek için hedefler koymayı deneyin. Eğer ulaşılması zor hedefler belirler ve başarılı olamazsanız eski alışkanlıklarınıza geri dönersiniz. Değişimin kolay olacağını sanmayın, her şeyi bir anda değiştirmeye çalışmayın, küçük küçük adımlarla daha uzun sürede daha uzun yol alırsınız. Sağlıklı yaşam için beslenme alışkanlıklarınızı değiştirmeniz, fiziksel aktivitenizi artırmak için çabalamanız gerekecektir. Ayrıca, stresle başa çıkmanızı sağlayacak olumlu düşünme gibi ruhsal açıdan sizi motive edecek yöntemlere de ihtiyacınız olacaktır. Çünkü stres kilo almanıza neden olur, kendimizi mutsuz hissettiğimizde daha çok kilo alırız.
Kilo vermek için uygun olan diyeti belirlemek, problemi çözmek için doğru yöntemin belirlenmesi, bu sorunun üstesinden gelmek için başarmanın anahtarıdır. Son zamanlarda kulaktan dolma, fotokopi listeler ile kilo verilmeyeceği bilincinin oluştuğunu söyleyebiliriz. Diyet yapmaya karar verenler diyetisyenlerini seçme konusunda çok titiz davranıyorlar. İnternet bu konuda en büyük yardımcıları, kendileri için uygun olan kişiyi seçmek için sosyal medyayı kullanıyorlar, özgeçmişleri, eğitimleri, kimleri zayıflattıkları, metotlarını araştırıyorlar, kişilerin yorumlarını okuyorlar ya da çevresinde daha önce diyetisyen eşliğinde kilo vermiş kişilerin tavsiyeleri, seçimlerinde etkili oluyor. Fazla kiloya yüksek kolesterol, yüksek kan basıncı ve tip 2 diyabet gibi hastalıklar eşlik edebilir. Bunun için diyete başlamadan önce kan basıncı, kolesterol, trigliserid ve kan şekeri düzeyleri gibi değerlerinizi kontrol ettirmeniz gerekir. Kalp problemleri veya eklemlerinizle ilgili sorunlarınız, kronik hastalıklarla ilgili bir aile öykünüzün olup olmadığı, kullandığınız ilaçların diyetinizin belirlenmesinde önemli rolü vardır.
Kişilerin yaşamlarına uymayan diyetleri sürdürmeleri hemen hemen imkansızdır. Programınız, yaşam tarzınıza uygun olarak düzenlenmelidir. Çalışma koşullarınız, yemek saatleriniz, listedeki yiyeceklerin kolay hazırlanabilir ve ulaşılır olmasının yanı sıra damak zevkinize hatta bütçenize uygun olması da önem taşır. Ayrıca, çeşitlilik içermeli, sizi bıktırmamalıdır.
Kilo verirken yakınlarının desteğini alanlar daha başarılı olurlar. Bazı danışanlarımız diyete başlama kararlarını kendileri alır, bazıları diyete başladıklarını sır gibi saklar, bazıları ise destek verenlere ihtiyaç duyarlar. Diyet muayenehanelerinde başlayıp da sürdürülen dostluklara sıklıkla rastlıyoruz. Eşler birlikte diyete başladıklarında kilo vermede daha fazla başarı kaydediyorlar. Burada önemli olan destekçilerin rollerini abartıp diyet polisi gibi davranmamaları. Diyette olanlar, sürekli takip edildiğini hissederse bu onları strese sokar. Destek vermek isteyenlerin, kişiye diyeti sürdürmeye zorlandıkları anlarda suçluluk duygusu yaşatmamaları gerekir, motive edici, olumlu yaklaşım içinde olmalıdırlar. Ya da baştan çıkarıcı yaklaşım içinde de olmamaları gerekir.
Kendinizi mükemmel olmaya zorlamayın, listelere uymaya çalışın ama bunu yaparken önce kendinize karşı dürüst olun. Kaçamakların olması kaçınılmazdır. Listenize uymadığınızda bahaneler bulmaya çalışmayın, devam etmek için ertesi günü beklemeyin hemen bir sonraki öğünde diyetinize uymaya çalışın.
Banu KAZANÇ
