Röportaj: Bade ÇAKAR
Sinema öncesi yemek konseptini İstanbullulara ilk defa sunan mekan özelliğini taşıyan Daily News, 14 yıl sonra yeniden ve yine Hillside Etiler'de kapılarını açtı. Özcan-Begüm Karamahmutoğlu çifti, eskisi gibi Daily News'un konuklarıyla olan sıcak bağını korumaya özen göstererek, samimi ve huzurlu bir ortam yaratmış. Organizasyon ve misafir ilişkilerini üstlenen Begüm Karamahmutoğlu için Daily News'un bambaşka bir yeri var. Stajyer olarak ilk iş tecrübesini yaşadığı mekanın tekrardan yaratım sürecinde yer almak Begüm Hanım için heyecan verici bir deneyim olmuş. Bu heyecanını konuşmak için bir araya geldiğimiz Begüm Karamahmutoğlu hem mekanı hem de özel hayatını anlattı.
Öncelikle hayırlı olsun; Daily News'un kapıları 14 yıl sonra yeniden açıldı. Böyle bir mekanın yönetiminde yer almak nasıl bir his?
Begüm Karamahmutoğlu: Çok teşekkürler. Öncelikle yeniden Hillside Etiler'de, Daily News markasının doğduğu yerde olmaktan çok mutluyuz. Ne rastlantıdır ki; Daily News Restaurant, benim iletişim fakültesinde öğrendiğim bilgileri pratiğe çevirdiğim, staj yaptığım ilk iş yerimdir. Bu yüzden markanın ilk yıllarını da birebir yaşamış biri olarak; bambaşka bir heyecan içindeyim. Gerçekten birçok farklı duyguyu bir arada yaşıyorum, yaşıyoruz. Yepyeni bir başlangıç beraberinde elbette ciddi bir koşuşturmayı da getiriyor.
Yepyeni bir marka yerine yeniden Daily News'u tercih etmenizin nedeni neydi?
Karamahmutoğlu: Sinema öncesi yemek konseptinin ilk başladığı yerdir Daily News. Cesur projelerin hafızalarda, samimi projelerin de kalplerde farklı bir yeri olduğuna inanırım. Bizler Daily News olarak; misafirlerimizle o dönemde farklı ve sıcak bir bağ kurmuşuz, çok yakınlaşmışız. Aslına bakarsanız biz bu özel ilişkinin farkına sonraki dönemlerde vardık. Dönem içerisinde gelen istek ve yoğun ilgi bizi tekrar bu projeye yönlendirdi. Başka bir marka hiç düşünmedik bile.
Restorancılığa bir dönem ara vermiştiniz, sanırım...
Karamahmutoğlu: Dönemsel olarak restorancılığa ara vererek; yeme-içme sektöründe boşluk olduğuna inandığımız catering hizmetlerine yönelmiştik. Çok da güzel deneyimler yaşadık. Organizasyonlar da birbirini ardına devam edince, restorancılık biraz daha arka planda kaldı. Bu ertelemenin belki de bir anlamı vardı. Daily News, 14 sene sonra, burada; bambaşka heyecanlarla, yeniliklerle ama hala aynı ruha sahip çekirdek ekibiyle, biriktirdiği anıları da yanına alarak yeniden açıldı.
Daily News'un yeniden kurulum süreci ne kadar sürdü, sizin için nasıl geçti?
Karamahmutoğlu: Çok keyifli, heyecanlı ve enerji dolu bir süreçti. Konu gündeme geldikten sonra konsept çalışmaları, yaratım süreci, mönü çalışmaları ve Hillside'la yürüttüğümüz görüşmeler yaklaşık beş aylık bir süreçti. Yeni dönemde de Hillside ekibi ile çok rahat ve keyifli bir çalışma süreci yaşadık.
Biraz da dekorasyondan bahsedelim...
Karamahmutoğlu: Daily News; rahat, samimi ve huzurlu bir ortam. Mekanın ruhunda yüksek bir enerjinin olduğuna inanıyorum. Açılalı çok kısa bir süre olmasına rağmen; misafirlerimizin ve arkadaşlarımızın günün her saatinde rahatlıkla ve keyifle vakit geçirdiklerini iletmeleri bizi çok mutlu ediyor. Bu, bizim tam da istediğimiz şeydi ve çıkış noktalarımızdandı. Konsept; gücünü farklı renk şemasından ve dinamik yerleşim kurgusundan alıyor. Mekanın ana duygusunu geleneksel Daily News sıcaklığı dengeliyor. Markanın vazgeçilmezi ahşap, tüm sıcaklığıyla yine başrolde. Mekanın dekorasyonu bizi çok iyi tanıyan, ilk Daily News'un da mimarı sevgili dostumuz Emre Özgüder'e ait.
Daily News'un diğer mekanlardan en büyük farkı ne?
Karamahmutoğlu: Yeme-içme sektörü çok gelişti ve dönem içerisinde kabuk değiştirdi. Güçlü birliktelikler, butik başarılar sektöre gerçekten farklı bir canlılık ve hareket katıyor. Daily News ise; gücünü kendi geçmişinden alıyor. Biz ekip olarak her şeyi büyük bir titizlikle ve aşkla yapmaya çalışıyoruz. O kesin. Ama bunu yapan birçok işletme var. Daily News'un çıkış noktasını DNA olarak tanımlıyoruz. Biz Daily News'u yeni açtık, evet, ama Daily News tam 22 yıllık bir marka. Bu yüzden de oluşmuş, yerleşmiş bir çekirdek var. Kendine özgü bir dinamiğe sahip.
Mönüyü hazırlarken nelere dikkat ettiniz?
Karamahmutoğlu: Mönüyü belirleme safhası öncesi ciddi bir araştırma dönemi yaşadık. Tecrübelerimize ek olarak; yeni akımlar, beslenme alışkanlıklarındaki değişim ve gelişimi mutlaka inceliyoruz. Misafirlerin günün her saatindeki beklenti ve tercihlerine uygun seçenekleri sunmak mutlaka gerekli. Bir mekanın kendine özgü lezzetleri, onu farklı kılan tatları mutlaka olmalı diye düşünüyorum. Biz Daily News mönüsünü belirlerken; misafirlerimiz için klasikleşmiş tatları korumaya ama mönüyü yeniliklerle zenginleştirmeyi ön planda tuttuk.
Eşiniz Özcan Bey, Daily News'u kuran isim... Aranızda nasıl bir iş bölümü var? Kim işin hangi kısmını üstlendi?
Karamahmutoğlu: Çok uzun yıllardır eşimle birlikte çalışıyoruz. Birbirimizin iş alanlarını çok destekledik ve birbirimizden çok şey öğrendik. Ama çok da eleştiririz birbirimizi. İş hayatında sözlü konuşmadan çok fikirlerimizi yazılı olarak birbirimizle paylaşmayı tercih ettik hep. Yıllar içinde bu bir iç yazışma disiplinine döndü. Birbirimizin yaptığı işleri birebir takip etmeyiz, zaten işin doğal temposu da buna izin vermez. Ama birimizin ilgi alanına giren bir konu diğerini herhangi bir şekilde geciktiriyorsa; mutlaka bir taraf hızlandırıcı ve motive edici olur. Çok net bir iş bölümü var diyemem. Ama iletişimci olduğum için organizasyonlar, misafir ilişkileri ve Hillside ile yürütülen ortak projeler benim ilgi alanımda bulunuyor. Mönünün belirlenmesi ve gelişmesi konusunda da fikirlerim mutlaka oluyor. Zaten çok uzun zamandır birlikte çalışan bir ekip olduğumuz için; herkes birbirinin nerelerde daha güçlü olduğunu net biliyor. Bu durum; ekip çalışması için bulunmaz bir lüks.
Özcan Bey bu sektörde daha tecrübeli, size tüyolar veriyor mu?
Karamahmutoğlu: Mutlaka. Özcan, 24 gibi çok erken sayılacak bir yaşta Papillon Bar ortaklığıyla başlayan bir tecrübeye sahip. O yaşta, İstanbul gece hayatında ve yeme-içme sektöründe hizmet vermek, öncü olup; Türkçe müziğin hakim olduğu bir mekan açmak sanırım büyük bir cesaret. Dolayısıyla deneyimlerinden çok şey öğrendim ve öğrenmeye devam ediyorum. Onun öngörülerine çok güvenirim. Ben yapı olarak her şeyi çok hızlı ve pratik uygulamayı severim. Bu konuda Özcan'ın beni deneyimleriyle dönem dönem sakinleştirip; iyice analiz ettikten sonra harekete geçmeye ikna etmesinin hayli faydasını gördüm. Bunun dışında; sadece iş konuştuğumuz yemekli sohbetlerimiz çok olur. 'Eleştiri saati' dediğimiz, kısa bir süre de koyarız bu sohbetlere.
Güzel bir yaklaşımınız var ama bazen hem işte hem evde birlikte olmak zor olmuyor mu?
Karamahmutoğlu: Evlenmeden önce de uzun bir süre birlikte çalıştığımız için bana olağandan çok farklı ve zor gelmiyor. Ama elbette bir denge gerekiyor. Biz bu dengeyi ev ve iş hayatımızı nispeten birbirinden ayırarak sağlamaya çalışıyoruz. Benim dönem dönem kuralı bozduğum oluyor, ama bu da işin doğasında var bence (gülüyor). Uzun zamandır birlikte olduğumuz için, işle ilgili konularda birbirimizi ikna etme çabasına girişmeden, daha hızlı yol alıyoruz. Özel hayatta olduğu gibi iş hayatında da 'güven' duygusu mutlaka gerekli.
Bu sektöre ilginiz nereden geliyor?
Karamahmutoğlu: Babam turizmci olduğu için çocukluğumuz birçok otelde ve tatil köyünde geçti. Babamın üst düzey yönetici olarak sorumluluk alanlarından biri de mutfak ve açık büfe sunumlar olunca; sabah kahvaltıları, otel içindeki farklı restoran anlayışları ve personel yönetimi konularına hep çok yakındım. Üniversiteyle birlikte 1995 yılında staj yapmak için Daily News Restaurant'ta part-time olarak çalışmaya başladım ve müthiş keyif aldım. Öğrendikçe daha çok araştırmaya başladım. Organizasyon ve iletişim alanında kendimi geliştirdiğime inandığım BPR İletişim'de çok keyifli bir ekiple ulusal ve uluslararası birçok organizasyon gerçekleştirdik. BPR İletişim Ajansı Başkanı Banu Birkan'ın benim meslek hayatımda çok önemli bir yeri vardır.
Özel hayatınızda mutfakla aranız nasıl?
Karamahmutoğlu: Baba tarafım Giritli, anne tarafım Rumelilidir. Güzel ve özel yemekler pişen bir evde büyüdüm. Ama buna rağmen kız kardeşim de ben de mutfağa girip yemek pişirmeye meraklı insanlar olmadık. Sunuma meraklıyımdır. Her zaman güzel ve özenli sofra düzeni ilgimi çekmiştir. Sorunuza gelince, oğlum doğduktan sonra; her anne gibi onun sağlıklı beslenmesi benim önceliğim oldu. Tüm yemeklerini ve mönüsünü kendim hazırlarım. Deneme yanılma yöntemi ile ona tüm lezzetleri tattırmaya çalışıyorum. Berk'in yemeği dışında şu anda evde rutin olarak yemek yapmıyorum, ama elimin lezzetinin iyi olduğu söylenir. Eşim özel bir yemek isterse ya da benim canım bir şey çekerse; pratik yemek hazırlama yöntemlerim ve özel reçetelerim vardır. Mutfakta hızlıyımdır.
Bu kadar lezzetli tatlar arasında formunuzu nasıl koruyorsunuz, peki? Eminim çok zordur...
Karamahmutoğlu: Dört yaşında hareketli bir oğlunuz olunca inanın zor olmuyor (gülüyor)! Daily News'un beş aylık hazırlık sürecinde yoğun bir tempoda çalıştım. Bu tempoya devam ederken oğlumun düzenini aksatmamak için de fazlaca bir çaba harcadım. Oğlum okulu dışında bizlerle ortak vakit geçirirken çok eğleniyor. Bizim de çok keyif aldığımız bu zamanları aynen devam ettirmek için, kendime son dönemde biraz fazla yüklendim sanırım.
Zor bir tempo gerçekten, hem iş hem ev hayatını nasıl dengeliyorsunuz? Kendinize ait zamanlarda neler yapıyorsunuz?
Karamahmutoğlu: Disiplin anlamında kurumsal bir hayattan gelmiş olmanın avantajlarını yaşıyorum. Programlı bir insanım, zamanı iyi kullanırım, iyi planlarım. Özel hayatımı da iş hayatımı da saat aralıklarıyla organize ederim. Oğlumuz Berk, önceliğimiz ve merkezimiz her zaman. Anne olarak iş hayatındaki bu yoğunluğu ona yansıtmamak ve düzenini korumak adına, açıkçası kendime ait zamanımı da tamamen ona ayırmış durumdayım. Çok yoruluyorum evet, ama bu zamanlar bir daha geri gelmiyor ve büyüme aşamasını kaçırmak istemiyorum.
Gelecek için planlarınız arasında neler var? Başka bir şube açmayı düşünüyor musunuz?
Karamahmutoğlu: Ailemle, sağlıklı ve huzurlu olmak ve sevdiğim işi yapıyor olmaya devam etmek en büyük dileğim. Hayatın her alanında olduğu gibi iş hayatında da planlar belli bir noktaya kadar tasarlanabiliyor. Bunu belirleyen birçok faktör var; ülkenin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal durum, sektördeki ihtiyaçlar ve yeni açılımlar, sektörü etkileyen birliktelikler gibi. Şimdilik böyle bir planımız yok ama gelecek günler ne gösterir, onu da bilemeyiz tabii ki.