Datça'ya yarım saat uzaklıkta bir Yunan adası olan Simi, iyi korunmuş, bakımlı ve şirin bir ada. 300 yıl Osmanlı egemenliğinde kalan ve o zamanlar Sömbeki adını taşıyan Simi'de yaklaşık 2 bin 500 kişi yaşıyor. Bir zamanlar süngercilikle geçinen ada halkı bugün turizm sayesinde ayakta duruyor. Yönetsel olarak Rodos'a bağlı olan adaya iki yerden ulaşılabiliyor; biri Rodos, diğeri ise Datça... Datça'dan adaya en fazla yarım saatte ulaşılıyor. Simi'nin Gialos Limanı, Yunanistan'ın en güzel liman bölgelerinden biri. 1880'de meydana gelen büyük deprem sonrasında birbirine çok benzeyen Neo-Klasik mimari tarzında evler yapılmış. Bu evlerin üzerinde 1881'den, 1890'a kadar tarihler yer alıyor. Gialos Limanı'ndan 375 mermer basamakla çıkılan Khorio adlı köyü mutlaka görmelisiniz. Çünkü oradan adanın manzarası müthiş. Simi'de gezmek için bir eşek ya da katır kiralamak en iyisi. Yol ağının çok sınırlı olduğu Simi'de plajlarıyla ünlü Pedi kasabasına adanın tek minibüsü çalışırken, adanın doyumsuz güzelliklerini izleyebilmek için katırla patika yollara girmek en iyisi. Bütün adalarda olduğu gibi Simi'de de, 'taksi tekneler' bulunuyor. Pedi plajından taksi teknelerle Agios Nikolaos kumsalına ulaşmak mümkün. 'Kutsal deniz' anlamına gelen, 'Agia Marina' da yine keyifli plajlardan biri. Simi'nin en güzel yerlerinden biri de, Rodos'tan gelen teknelerin ayrı bir mola verdikleri Panormiti koyu. Panormiti'de bulunan Moni Taksiharki Mikhail Kilisesi, Yunan denizcilerin hac yeri özelliklerini taşıyor. 1905'te İzmir'deki Aya Fotini Kilisesi çan kulesinin bir kopyası buraya dikilmiş. Kilisede 'denizcilerin koruyucusu' sayılan Mikhail'in bir ikonası var. Turistler bu ikonaya yüz sürüp hacı oluyor. Simi'ye Datça'dan hızlı tekneler kalkıyor. Datça'da cumartesi günleri kurulan pazar, kurak ve verimsiz adada yaşayan Simililerin en büyük yardımcısı. Güney sahillerimize tatile gittiğinizde Simi'yi de rotanıza dahil edin. Birkaç günlüğüne veya en azından günübirlik gidip Simi'yi görmenizi tavsiye ederim.