Yaşlanma kaçınılmaz, ancak yaş alırken gençliği korumak mümkün. Peki, neler yapılabilir? Medikal Estetik Uzmanı Dr. Mustafa Karataş, "Hiç kimse ve hiçbir vaka aynı değildir. Bu yüzden herkese aynı işlemi uygulayıp iyi sonuç almayı bekleyemezsiniz. Problemi iyi analiz etmeli ve ona en uygun tedavi ya da tedavileri uygulamalısınız" diyor.
YENİ NESİL DOLGULAR
Dr. Karataş, "Cilde hacim vermek, yüzde oluşmuş deri katlarını açmak ve derin çizgilerin içini doldurmak için ihtiyacınız olan asıl şey dolgu maddeleridir. Dolgu maddeleri, cilt hücrelerinde bulunan doğal maddeleri taklit ederler. İhtiyaç olan yerlere enjekte edildiklerinde ise cilt altındaki kaybolmuş doku yerine geri konmuş olur" diyor. Hatta, yeni nesil dolgu maddelerinden biri olan Sculptra'nın ciltteki kolajen üretimini tetiklediğini gösteren klinik araştırmalar var. Karataş, "Bu maddeler cildi sıkılaştırmıyorlar ama yaşla beraber silikleşen, şeklini kaybeden yüz kontürünü yeniden oluşturmamıza olanak veriyorlar. Dolgu maddelerini derin kırışıklıklarda da kullanıyorum. Ama söz konusu derin kırışıklıklar olduğunda en iyi sonucu kesinlikle kombine tedaviler veriyor: Botoks, lazer ve dolgu maddesi" bilgisini veriyor. Karataş, her dolgu maddesinin, benzer etki yaratsalar da birbirlerinden farklı özellikleri olduğunu söylüyor: "Bazıları daha çok hacim gereken yerlere enjekte edilirken, bazıları ince çizgiler için tasarlanmış. Hepsinin kalıcılıkları farklı."
SES DALGALARIYLA SIKILAŞIN
Dr. Mustafa Karataş, "Bugün artık elastikiyetini kaybedip sarkmış cildi sıkılaştırmak, içeriden kolajen üretimini tekrar arttırmak için tasarlanmış son derece etkili teknolojiler var" diyor ve devam ediyor: "Thermage gibi radyofrekansı ve Ulthera gibi ses dalgaları ile çalışan bu sistemlerin ortak hedefi cildin derin katmanlarındaki dokuyu ısıtarak, bu dokuda cildin sıkılaşmasına ve daha fazla kolajen, daha fazla elastin üretmesine neden olan bir hasara yol açmaktır." Bu yaklaşımın en önemli faydalarından biri cildin sadece alt katmanlarına etki ettiği için herhangi bir iyileşme süresine ihtiyaç duyulmaması. Cildin derin tabakalarına etki eden bu sistemlerin cildiniz üstündeki olumlu etkilerini görmek için biraz sabırlı olmanız gerektiğini unutmayın. Dr. Karataş, "Tedavinin maksimum etkisini yaklaşık altı ay sonra görebilirsiniz" diyor ve devam ediyor: "İhtiyacı göre birkaç seans uyguluyoruz. Her işlemde kolajen hücrelerinin sayısı artıyor."
LAZER TEDAVİLERİ
Kimyasal peeling, doktorlar tarafından hala tercih edilen bir işlem olsa da, yerini yavaş yavaş lazer teknolojilerine terk ettiği bir gerçek. Kimyasal bir formülle yapılan peeling işlemi ile ileri teknoloji bir lazer sistemiyle yapılan soyma işlemi etki olarak aslında birbirlerinden pek de farklı değildir. Her ikisi de cildin üst katmanını yakarak cildi iyileşmek için uyarır. Cilt iyileşirken kolajen üretimi artar ve cilt çok daha pürüzsüz, parlak ve genç görünümlü bir hal alır. İnce çizgiler azalır, derin kırışıklıklar ve pigment lekelerinin görünümü hafifler. Yeni nesil teknolojilerin en başarılılarından biri ClearLift lazerler. Bu sistemler cilde enerji gönderirken, yüzeyin tamamına değil, noktasal ve belli aralıklarla atış yaparlar. Ayrıca ClearLift lazerlerin aksine göz çevresi, boyun ve dekolte gibi hassas bölgeler için de son derece güvenlidirler. Temel dokularda derinlemesine çalışmak yeterli olsa da etkili sonuçlar alabilmek birkaç aya yayılmış beş-altı seans gerekebiliyor.
Şah YAYCI