RÖPORTAJ: BADE ÇAKAR bade.cakar@sabah.com.tr
FOTOĞRAFLAR: BETÜL YAZICIOĞLU
SAÇ&MAKYAJ: KARDELEN KARAYTU
MEKAN İÇİN ÇIRAĞAN PALACE KEMPINSKI'YE TEŞEKKÜR EDERİZ
Genç, dinamik, yetenekli Yüksek Mimar Elif Bengisu, yaratıcılığının farkına çocukluğunda varmış ve bunun üzerine giderek hayalini kurduğu işin mimarlık olduğunu fark etmiş. Genç yaşına rağmen büyük hayalleri ve bunları gerçekleştirmek için sınırsız bir azmi var. Şimdiden önemli projelere imza atan Elif Bengisu, mimari çizgilerinde memleketi Şanlıurfa'nın otantik zenginliğinden öğrendiklerini ve Osmanlı esintilerini, Fransız stili ve klasik çizgilerle bütünleştirerek, yepyeni bir soluk sunuyor. Elif Hanım ile bir araya gelerek keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Mimar olmak hep hayaliniz miydi? Mimarlık kariyerini nasıl seçtiniz?
Evet, çocukken legolardan farklı şekiller ortaya çıkarırdım, yaratıcılık gücüm fazlaydı, zaman ilerledikçe anladım ki ben mimar olmak istiyorum. Bir insanın kendini keşfetmesi önemli, o zaman yaptığınız işte mutlu olursunuz. Mimarlık benim için tutku. Mesleğimin temelini, tekniğini oluşturan girişimleri bırakmıyorum. Bir ofisim var, aynı zamanda da akademisyenim.
Mimarlık eğitiminin ardından iç mimarlık yüksek lisansı da yapmışsınız. İkisini de okuma tercihinizin nedeni neydi?
Mimarlık ve tasarım fakültesinden mezun olduktan sonra "mesleğimi hangi doğrultuda ilerletebilirim, neler yapmak istiyorum?" diye kendime sordum. Kendimi her zaman yenilemek ve yeni keşiflerle ilerlemek isterim. Londra'da mimarlık üzerine eğitim aldım daha sonra iç mimarlık üzerine yüksek lisans yaparak iç mekana olan farkındalığım daha da arttı. Her zaman bilmediğim konular hakkında öğrenme arzum vardır.
Şanlıurfa'lısınız. Projelerinizde kökeninizden gelen bir dokunuş oluyor mu? Göbeklitepe ile ilgili bir projeniz de var sanırım...
Kesinlikle oluyor, gelenek ve göreneklere bağlı bir insanım bu nedenle projelerimde eski dokuyu hissetmek istiyorum. Eski dönemi yaşanmışlığı günümüze taşımayı seviyorum ve projelerime yorumlamanın bana huzur verdiğini düşünüyorum. Evet, Göbeklitepe'yle ilgili çalışmalar oluşturuyorum ve makale yayınları hazırlıyorum. Göbeklitepe'ye gitmek ve görmek farklı bir his farklı bir büyüye sahip. Sanatın, kültürün ve tekniğin rahmi Göbeklitepe olduğunu düşünüyorum.
Yaptığınız projelerde nelere dikkat ediyorsunuz?
Projelerde alanı tanımak, kültürünü anlamak, hissetmek benim için çok önemli daha sonra hayal etmek, yaşamak çok önemli. Yapacağım proje ile ilgili mutlaka ciddi bir araştırma ve okuma yaparım.
İlham aldığınız yerler veya unsurlar neler?
Londra, Paris, Dubai ve Venedik ilk sırada gelir. Mimarlık sanat demek, sanat; tasarımlarıma, bakış açıma yön veriyor. Ressamların eserleri düşüncelerimde yeni oluşumlar uyandırıyor. Yurtdışına gittiğimde sokakları gezmek, dokusunu yaşamak ve koklamak bana ilham veriyor. Sanat galerini ve müzelere mutlaka giderim hatta bir eserden o kadar etkilenmiştim ki tüm gün inceledim, müthiş heyecan verici. Detaylar benim için kıymetli. Rüyalarımda proje içinde gezdiğim çoktur. Gece uykumdan uyanıp, aklıma gelen proje ile ilgili bir düşünceyi hemen not alırım. Zihnim asla uyumadığı gibi ilham oluşturuyor.
Abiniz Osman Bengisu da mimar... Ondan neler öğrendiniz?
Evet, projeyi ilk kendim yorumlamak isterim daha sonra abimin yıllar süren tecrübesinden yararlanmak için hemen ararım. Proje yönetimi çok önemli, yapılması gereken kuralları adım adım anlatır. Abim Malta, Dubai, Makedonya, Arabistan, Kanada ve nicesi 300'den fazla inşaat projesi gerçekleştirdi. Bu onun imzası olduğu için gözünden yararlanmak benim için çok değerli ama bir o kadar da bakış açımız farklı. İkisinin birleşimi dinamik projeler hazırladığımızı düşünüyorum.
Şu an gerçekleştirdiğiniz projeler neler?
Temelini atmak üzere olduğumuz bir cami projem var, heyecanla çalışıyorum. Cami projesinde yer almak ve uygulamak benim için oldukça kutsal. Otel projesi var, benim için yine özel bir proje olacak. İç mekan tasarımı yaptığım villa projeleri de şu an ilgilendiğim projeler arasında...
Bir gün gerçekleştirmek istediğiniz bir hayaliniz var mı?
Tabii ki olmaz mı? Oluşturduğum bir koleksiyon var, biraz daha olgunlaşmasını bekliyorum, en kısa zamanda heyecanla sunmaya hazırlanıyorum. Cami projesi benim en büyük hayallerimden, hedeflerimdendi, kısa sürede ulaşmak bir mucize. Memleketime anneannemin adını taşıyan bir okul yapmaktırmak istiyorum. Üretmeden asla duramam sanırım. Diğer hedefim ise akademisyenliğe devam etmek, bu alanda yükselmekte istiyorum.
Sanat tarafı da yüksek bir meslek mimarlık... Sizin sanatla ilginiz nasıl?
Sanata ilgim oldukça fazla. Sürekli takip ederim ve okurum. Osmanlı sanatı üzerine çalışmalarım var.
Genç yaşta oldukça yoğun bir temponuz var. Kendinize zaman ayırdığınızda neler yapmaktan hoşlanıyorsunuz?
Yoğun çalışmayı seviyorum sürekli yeni oluşumlar üzerine araştırmak beni dinamik tutuyor. Tabii bu etkiyi arttıran durumlar da yaratıyorum. Her sabah daha zinde olmak için 7'de uyanır, pilatese giderim zaten günde ortalama 6 saat uyku bana yeterli oluyor. Beslenmeme özen gösteriyorum. Tenis oynamak benim için vazgeçilmez, negatif enerjilerimi attığım bir spor. Kemer Country'de zaman geçiriyorum, bana kaostan uzak detoks gibi geliyor. Ata biniyorum, bu benim için özgürlük, kendi benliğimi buluyorum.
Gelecek için planlarınız neler?
İnsana doğanın yansıdığı, organik alanlar oluşturmak ve binaların baskısını oluşturmayacak şekilde yerleşim planı düzenleyerek, nefes alanları ortaya çıkarmak. Ülkemin her köşesi farklı güzel ve anlamlı, bunlarla ilgili projelere imza atmak isterim.