RÖPORTAJ İREM ORHAN
FOTOĞRAF KUTUP DALGAKIRAN
Genç yaşına rağmen kendisinden beklenenin hayli ötesinde başarılı bir çizgide ilerleyen Yüksek Mimar Elif Bengisu, güçlü ve ayakları yere sağlam basan bir kariyer insanı. Röportajımız esnasında söylediği; "Mesleğe ilk adım attığım dönemler ve şimdiki zaman için kıyaslama yaptığımda, şimdilerde bakış açımın ve mimari stilimin netleştiği bir dönemi yaşıyorum. Kendimi daha iyi ve kuvvetli hissediyorum" sözleriyle de kendisi hakkındaki düşüncelerimizi doğruluyor. Shangri-La Bosphorus İstanbul'da keyifli bir çay saatinde buluştuğumuz genç mimar ile yeni hedefleri ve kalbini çarptıran yeni heyecanlar üzerine konuştuk.
Yıl sonuna doğru yaklaşırken, şimdiye kadar nasıl geçti bu yıl sizin için?
Benim için güzel ama bir o kadar da enteresan bir yıl olduğunu söyleyebilirim. Kariyerimin belirli alanlarını tamamladığım, kendimi iyi hissettiğim... Fakat bir taraftan da ülkemizde genel olarak yaşadığımız zor süreçlerin etkisinin devam etmesi dolayısıyla manevi olarak duygu değişimleri yaşadığım bir yılı bitirmek üzereyim. Yeni yılın ülkemiz için daha iyi olmasını diliyorum.
Pek çok projeye imza atmış biri olarak, içinden geçtiğimiz pandemi süreci üretimlerinizi nasıl etkiledi?
Tabii ki sürecin etkisi oldukça fazla. Mesleki olarak görüşmelerimiz yüz yüze gerçekleşiyor, projelerde ekip ile birlikte ilerlediğimiz için covid-19 bulunduğumuz çemberin biraz daralmasına sebep oldu.
Peki, mesleğe ilk başladığınız dönemler ve bugün arasında bir değerlendirme yapacak olsanız neler söylersiniz?
Kendimi daha özgür olarak tanımlayabilirim. Meslekteki ilk yıllarım ve şu an için kıyaslama yapacak olsam, şimdilerde özgüvenimin arttığını, bakış açımın ve mimari stilimin netleştiği bir dönemi yaşadığımı söyleyebilirim. Kendimi daha iyi hissediyorum. Bilgi olarak hocalarımdan öğreneceğim çok şey olduğunu düşünüyorum; asla "Tamam, oldum ben" diyemem ama hep daha fazlasını isteyeceğimi biliyorum.
Yeni bir projeye başlayacağınız zaman yaratım süreçleriniz nasıl ilerler?
Hedeflediğim projeyi önce bir müddet düşünürüm, irdeler, araştırır projenin yeni ya da eski oluşumu arasında incelemelerde bulunurum. Detaycı biriyim ve her konuda olduğu gibi bu konuda da geleneği bozmadan, hocalarımın öğretisiyle tasarımı zihnimde yaşarım. Daha sonra eskiz kalem kağıdı elime alır, çizimlere başlarım. Ama tüm süreçlerde inancım hep benimledir.
Görsellik söz konusu olunca, mimarideki çizginizi ortaya koyan en büyük farkın ne olduğunu düşünüyorsunuz?
Çok önem verdiğim gelenek, göreneklerimiz ve yaşamımdan aldığım kesitleri mimari çizgime yansıttığımı düşünüyorum. Tabii memleketim Şanlıurfa'nın mistik ve gizemli yapısının etkisi de zaman zaman ortaya çıkıyor. Ve tabii ki doğa! Estetik, incelik ve her ayrıntı doğanın içinde saklı
İç mimaride her bir detayıyla kusursuz denilebilecek bir dekorasyonun olmazsa olmazı nedir size göre?
Yaşanmışlığı olan, eski dönemlere ait antika parçaların iç mekânları olağanüstü gösterdiğini düşünüyorum. Klasik stile bağlı biri olarak, eskilere dem vuran dekorasyonların mekâna ruh kattığına inanıyorum.
Yaşadığımız şehir İstanbul ilham kaynağı olarak eşsiz bir yer. Şehirde görsel olarak sizi en etkileyen nokta hangisi?
Ayasofya, muhteşem bir kültürel miras. Mekânın büyüsü, gizemli ve etnik çeşitliliği eskiye dair yaşanmışlığı çok etkileyici. Kapılar, altın varaklar, tavan süslemeleri, mermerler, mozaikler nicesi zihnimde ilham gücü yaratıyor. Geçmişi düşünmek ve hayal etmek dahi benim için birçok malzeme ortaya çıkarıyor.
Gelecekle ilgili heyecanınızı artıran yeni projeler var mı?
Akademisyenliğe devam ediyorum, tarihi dokular üzerine mimari çalışmaları artırarak mesleğimin tekniğiyle birleştirmek, yükseğini tamamladığım iç dekorasyonla ilgili çizgisini oluşturduğum beş çayı konsepti ile bütünleştirmek benim için yeni bir heyecan. Diğer projem ise kadına şiddet ile ilgili. Bu konunun ilkel dönemin mağara resimlerinden başlayan ve günümüzde de devam eden bir durum olması üzücü... Kadınların yeteneğine ve gücüne inanıyorum. Bu nedenle çocuklarımızla ilgili bir hikâyeyi sanatla buluşturmak için çalışıyorum.