Belki bugün bir ideali yaşamıyoruz ama ben birinci İstanbul Fashion Week'ten itibaren işin mutfağında olduğum için, hatta biraz objektifliğimi kaybetmiş olsam da ne tür zorluklarla oraya gelindiğini biliyorum. Şu anki ilk hedefimiz bir öncekinden daha iyi olmak." diyerek her geçen sene daha iyi yerlere geleceğimize inanan Mehtap Elaidi, bu sıralar yoğun bir tempo ile çalışıyor. Bir yandan 'Bir Yolculuk Hikayesi' adlı koleksiyonunu moda haftasında görücüye çıkarmaya hazırlanan ünlü modacı, bir yandan da İstanbul Fashion Week'in son hazırlıkları ile uğraşıyor. Bu yoğunlugunun arasında yakaladığımız Mehtap Elaidi ile biz de moda ve İstanbul Fashion Week üzerine bir söyleşi gerçeklestirdik.
IFW'nin başından beri komitedeydiniz ancak şimdi Moda Tasarımcıları Derneği'nin başına geldiniz. Bundan sonrası için yapmak istediğiniz veya yapmaya başladığınız bir takım yenilikler var mı?
Bugüne kadar aslında dernek oluşumu ve işleyişi ile ilgili hem kendi içinde, hem de genel olarak sektörde büyük bir fark yarattı. Bunu yaparken de çok önemli iki değerin yaratılmasına katkıda bulundu. Birincisi Galata Moda, ondan sonra da İstanbul Fashion Week. Biz zaten başından beri bu iki yaratılmış değere sahip çıkıp, onları daha iyi bir yere taşımak istediğimizi söyledik. Sonrasında da daha sektöre yakın ve sektörle tasarımcıyı bir araya getirebilecek projeler yaratmak amacımız. Çünkü tasarımcının finans açısından kuvvetlenmesini sağlamalıyız. Bu iki tarafın bir araya gelmesi çok önemli bizim için. Burada çok fazla iş var ve bir, iki kişinin yapacağı şeyler değil. Dolayısıyla biz her konu başlığı için komiteler oluşturduk ve onlar üzerinden işleyen bir yapıya sahip olduk. Ben de başta herkesin yaptığını takip eden ve gerektiğinde danışılan bir kimse olarak görev alıyorum. Bunların yanı sıra Türk moda tasarımcılarının uluslararası alanlarda ne şekilde tanıtılabileceği konusunda bir sürü proje yürütülüyor. Bir de Galata Moda'nın o formatıyla yurtdışına çıkması da konuşuluyor.
İstanbul Fashion Week'e gelecek olursak; üç buçuk yıldır düzenleniyor bu moda haftası, bu sene ne gibi farklıklar göreceğiz?
Bu sene 25 tane solo tasarımcının defilesi var; çok kuvvetli koleksiyonlar sunan tasarımcılar bunlar. Dokuz tane de karma defilede yer alacak tasarımcı var. Bunların iki tanesi daha önceki sezon karma defilede yer almıştı, yedi tanesi ise bu sezon seçildi. Bu yedi tasarımcıyı seçerken bir komite oluşturduk. Hakan Öztürk bir stylist gözüyle yaklaştı. Seda Lafçı IMA (İstanbul Moda Akademisi)'nın yetkilisi, o akademik anlamda yaklaştı. Barış Çakmakçı bir dergi editörü gözüyle baktı. Ben MTD(Moda Tasarımcıları Derneği)'ni temsil ettim. Bige Öktem sanatsal açıdan yaklaştı. Banu Koryürek marka direktörü. Ömer Taviloğlu bir parekendeci gözüyle yaklaştı, yani önümüze gelen bütün koleksiyonlar çok farklı pencereler pencerelerden ve tarafsız bir şekilde değerlendirildi. Hatta iki karma için adayları değerlendiriyorduk fakat kıyamadık öbürlerine ve üç karma ile çıkmaya karar verdik. Onlara çok güveniyoruz ve ilk karma defileyle açıyoruz İstanbul Fashion Week'i.
İstanbul Fashion Week'in bugün geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Belki bugün bir ideali yaşamıyoruz ama ben birinci İstanbul Fashion Week'ten itibaren işin mutfağında olduğum için hatta biraz objektifliğimi kaybetmiş olsam da ne tür zorluklarla oraya gelindiğini biliyorum. Şu anki ilk hedefimiz bir öncekinden daha iyi olmak.
Siz de fark etmişsinizdir , geçtiğimiz sene katılım bir önceki seneye göre daha azdı. Bunun sebebini neye bağlıyorsunuz, örneğin seçilen mekan olabilir mi?
Evet, geçen sene katılımda bir düşüş yaşadık. Çok farklı firmalarla çalışıyorsunuz ve herkesin kendine ait bir ajandası var. Şu anda tabii önceden yapılmış ajandalar takip ediliyor ama o firma o sezon orada olmama hakkını da tercih edebilir. Siz onu daha cazip hale getirip, ikna edebilmelisiniz firmayı. Yerin bu anlamda bir önemi olabilir, ikna yeteneğinizi artıramamış olabilir ancak bugün Antrepo 3 çok kuvvetli bir yer.
Şöyle bir şikayet de duyuyorum genelde; malum moda haftasının amaçlarından biri de yurtdışından gelen satın almacılara koleksiyon gösterebilmek ve satmak. Ancak genç modacılar bu satın almacıların azlığından ve moda haftasının onlara bir getirisi olmadığından yakınıyor?
Biz elimizden geldiğince nokta atışı yapmaya çalışıyoruz, yani komite satın almacı listesini oluştururken yurtdışında bir pr ajansından destek alıyor. Biz de buraya gelip satın alma yapabilecek kişileri daha çok davet ediyoruz. Örneğin, ben dokuz senedir özellikle Ortadoğu'ya ihracat yapıyorum ve ben oraya vermesem bile "Kim satın alma yapar?" sorusuna dair bir fikrim var. Doğru bir satın almacıyı buraya getireceksiniz, ona uygun ürün sunacaksınız, fiyat tutturacaksınız, her türlü hazırlığınız olacak bu anlamda. Ayrıca lookbook'unuz olacak ve ondan sonra anlaşırsanız yürüyeceksiniz. Örneğin, Gamze Saraçoğlu ve Özgür Masur fuara hiç gitmedi ama ihracatları var. Bunların hepsi İstanbul Fashion Week üzerinden gelişti. Bu herkesi tatmin eder mi ya da hedefimiz bu mu, tabii ki değil ama "hiçbir şey olmuyor" eleştirisini kabul etmiyorum. Ayrıca hayatta hiçbir şey bugünden yarına olmuyor. Biraz müsaade etmek gerekiyor.
Biraz da sizin defilenizden bahsedelim. Bu seneki temanız ne olacak?
Benim defilemin teması 'Bir Yolculuk Hikayesi' olacak. Bu yaz tatil yapamadım, çünkü yoğun bir dönemdi. Her tatile gidene özenerek baktım. Sonunda koleksiyonu hazırlarken "Bir şey olsun ve ben onu hayal edeyim, yaşıyor olayım" dedim ve ortaya bu koleksiyon çıktı. Bir yolculuk yapsaydım yani benim gibi bir kadın yolculuk yapsaydı neler giyerdi? Aslında işin özü bu, çünkü her şeyi giyen bir insan değilim.
Nasıl bir tarzı var Mehtap Elaidi'nin?
Çok aktif yaşayan biriyim, bu nedenle içine girdiğim zaman kasılmayacağım kıyafetler olmalı. Rahatlık çok ön planda. Bildiğiniz gibi moda kişinin kendini özel hissetmesi için kullanılan psikolojik araçlardan biri, çok da anlam yüklememek gerekiyor. Ben özel olmayı yalınlık ve maskülenlik üzerinden seviyorum, çünkü o çok akla gelmiyor gibi geliyor bana. Bu insanın içiyle alakalı bir durum. İnsan kendine sadık kalınca özgün oluyor bence.
Peki, sezon trendlerini de anlatır mısınız?
Ben kendimde trendlere birebir bağlı bir insan değilim. Bu sezon desen çok ve o desenlerin takıma uyarlanması var. Bu uzun zamandır yoktu. Benim koleksiyonumda hem kış, hem de yaz ayları için kırmızı ve saks renkleri çok var. Beyaz gömlekler zaten benim için olmazsa olmaz. Haki kullandım dönemi, militer tarzı yansıtmak için. Beyaz ile siyah birlikteliği her zaman için sizi hiç yanıltmayacak bir kombin. Benim bu kış sunduğum koleksiyon söyle farklılaştı: Normalde daha bol silüetler çalışırım ama bu sefer koleksiyonumda kendime rağmen dar, bedene oturan silüetler çalıştım.
Öykü Yazıcıoğlu