Şerif ERCAN
Sırbistan'ın başkenti ve en büyük şehri olan Belgrad; Sava ve Tuna nehirlerinin buluştuğu ve uluslararası kara, demir ve havayollarının birleştiği bir konuma sahip. İstanbul ve Atina'dan sonra Avrupa'nın en eski şehri olan Belgrad'a ait arkeolojik bulgular, M.Ö 5. yüzyıla kadar uzanıyor. Günümüze kadar gelen tarihi binalar ve meydanların basında; Skadarlija, Sırbistan Ulusal Müzesi ve bitişiğindeki Belgrad Ulusal Tiyatrosu, Zemun, Nikola Pasic Meydanı, Terazije, Öğrencilerin Meydanı, Kalemegdan Parkı, Knez Mihailova Caddesi, Sırbistan Parlementosu, Aziz Sava Tapınağı ve Eski Saray geliyor. Şehrin iki yakasında birçok park, anıt, müze, kafe, restoran ve mağaza da turistleri ağırlıyor. İsimsiz Kahraman Anıtı da; panaromik bir şehir manzarası sunuyor. Kuca Cveca (Çiçeklerin Evi) olarak da adlandırılan Josip Broz Tito'nun mozalesi ve yakınındaki Topcider ve Kosutnjak parkları ise özellikle eski Yugoslavya'dan gelen turistler arasında oldukça popüler. Belgrad'da gece hayatı sadece bu kentte yaşayanlar için değil, komşu ülkelerdeki eğlence tutkunları için de bir fenomen haline geldi. Sadece hafta sonu için; Bosna-Hersek, Slovenya ve Hırvatistan basta olmak üzere birçok yakın ülkeden ziyaretçinin akın ettiği Belgrad'da, uzun gecelerin ünü dünyaya yayılmış durumda. Belgrad'daki gece kulübü, bar ve diskotekler; hafta içi de dahil olmak üzere geç saatlere kadar açık. Belgrad gecelerinin karakteristiği haline gelen splavoviler; nehir üzerinde restoran ve gece kulübü hizmeti veren 'barç'lar ya da dubaların Belgrad'daki ismi. Novi Beograd'da, Sava ve Tuna nehirlerinin birleştiği bölgede sıra sıra görülebilen bu barçlar, akşam restoran ve bar olarak hizmet veriyor, gecenin ilerleyen saatlerinde ise birer gece kulübüne dönüşüyor. Belgrad geceleri denince akla gelen bir diğer önemli yer ise Kalamegdan Kalesi. Genellikle kale içerisindeki pasajlarda bulunan gece kulüplerinde eğlence, sabaha kadar sürüyor.
