RÖPORTAJ İREM ORHAN
FOTOĞRAF ERMAN İŞTAHLI
MODA EDITÖRÜ ECE ŞIŞIK MAKYAJ ALİ RIZA ÖZDEMIR
SAÇ MUSTAFA AKGÜL / ÖNDER TIRYAKI
STUD'O MODA EDITÖRÜ ASISTANI ECE AYSOY
MEKAN IÇIN ÇIRAĞAN PALACE KEMPINSKI İSTANBUL'A TEŞEKKÜR EDERIZ
Orijinal insanlarla karşılaşmanın o kadar da kolay olmadığı şu günlerde hali, tavrı ve davranışlarıyla ilaç gibi geliyor dokunduğu herkese Ece Sükan. Çekim günü boyunca yansıttığı kendisiyle barışık, mutlu ve keyifli genç kadın imajını röportajımız boyunca anlattıklarıyla da destekleyince kafamızdaki her şey yerli yerine oturuyor onunla ilgili. Ve o anlattıkça anlıyoruz ki, dışarıdan ne kadar cool ya da ne kadar ince göründüğü değil mevzubahis olan; karakteri ve davranışlarının bu denli uyuşması onun alametifarikası. Sükan ile hafif esintili bir sonbahar akşamında Çırağan Palace'ın büyülü atmosferinde buluştuk, ışık oyunları içinde geceye bir yıldız gibi parladığı anlarda keyifli bir sohbeti paylaştık.
ECE SÜKAN İLE GERÇEKLEŞTİRDİĞİMİZ KEYİFLİ RÖPORTAJIN PERDE ARKASINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ
Şimdilerde hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz? Nasıl gidiyor her şey?
Kendimi yeniden keşfetme, bugüne kadar edindiğim vizyon, tecrübe, bilgi ve dünya görüşünü bütünleme döneminde gibi hissediyorum. Kariyer yolculuğum boyunca birbirine paralel kulvarlarda çok çeşitli işler yaptım, çok çalıştım, uluslararası bir kariyer yaptım. Tüm bu deneyimlerim birbirini besledi, geliştirdi ve benim esas zenginliğim oldular. Hayatımın bu döneminde de sevdiğim, ilham alacağım ve birilerine ilham olacağım projeler yaratmayı arzuluyorum. Televizyonculuk, oyunculuk, kreatif direktörlük platformlarında projeler üretmeye devam ediyorum.
Paris'te çok ünlü bir tasarım okuluyla yaptığınız Ece Sükan Burs projesi çok konuşuldu, proje şu an hangi aşamada?
Evet, bu ara oldukça gurur duyduğum bir projenin finalini yaptığım ve pırıl pırıl gençlerin hayallerine kavuşmasına vesile olabildiğim için çok mutluyum. Dünyanın en prestijli 10 tasarım okulundan biri olan Istituto Marangoni Paris okuluna Türkiye'den iki kişiye benim adıma burs sağladık. Ben projeyi duyurduktan sonra yoğun ve heyecanlı bir başvuru süreci geçirdik. Sonrasında da okulun akademisyenleri ve benim olduğum bir jüri ile burs hakkını kazanan iki kişiyi belirledik. "Ece Sükan Scholarship" çatısı altında lisansüstü derecesinde burs hakkı sağladığımız öğrencilerimiz Paris'e vardılar ve yeni okullarındaki öğrenimlerine başladılar bile.
Hayatta yaşadıklarımızın bütünü bizi biz yapan şeyler oluyor. İçinden geçtiğimiz bu pandemi süreci sizde, hayata bakışınızda değişiklikler yarattı mı?
Yapı olarak her zaman kendini ve hayatı sorgulayan, içe dönmekten, yüzleşmekten kaçmayan biriyim. Elbette bu pandemi süreci kolektif olarak daha önce hiç yaşamadığımız çok ilginç bir dönem oldu. Tarihe de baktığımızda bu tarz dönemlerden sonra hep yeni bir dönem başlamış... Ve 'yeni bir dünya' ihtimalini ben de herkes gibi büyük bir merakla bekliyorum. Ezberlenmiş, yozlaşmış sistemlerin neye evrileceği ile ilgili çok düşünüyorum.
Sakin ve huzur veren bir enerjiniz var. Hep mi böyleydiniz, yaş aldıkça gelişen bir şey mi bu?
Her ruhun sahip olduğu gibi benim de içimde kontrastlar var tabii. Gölgelerimi de yaşamaktan pek çekinmeyen biriyim. O yüzden kimi zaman da tam tersine çok kaotik, huzursuz ve endişeli olabiliyorum. Ama merkezimde kalabildiğim zamanlarda yüksek enerjili, heyecanlı, üretken, neşeli ve komik biriyimdir.
Her ünlü ismin olduğu gibi sizin de hakkınızda doğru ya da yanlış pek çok haber yapılıyor. Siz olumsuz haberlerden ne kadar etkileniyorsunuz?
Bu konu tecrübeyle ve yaşanmışlıklarla çok değişiyor tabii. İlk zamanlarda hakkımda herhangi bir yanlış haber duyduğumda veya bana göre haksız bir eleştiri ile karşılaştığımda dünya başıma yıkılırdı. Ancak zamanla kendinizi daha iyi tanıyıp, kabul edip, sevmeye başlayıp, güveniniz yerine gelince ve de en önemlisi kendinizi sadece yaptığınız iş ile özdeşleştirmeyince bu tip durumlar önemsizleşiyor.
Yıllardır birçok işi bir arada yürütüyorsunuz. Bu her şeyi aynı anda yapabilme kabiliyetinizin temelinde neler var?
Temelinde karakter özelliği ve her ana ruhunu katarak yaşamak olduğunu düşünüyorum. Dediğim gibi küçüklükten beri aktif, yaptığı her şeyde başarılı olmayı arzulayan, elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan biriydim. Ankara Devlet Opera Balesi'nde bale yapar, tiyatroda oynar, TRT'de seslendirme yapar, piyano çalar; her şeye yetişirdim. Tüm bu ilgilendiğim alanlar da zaten hep birbirini besler, yeni yollar doğururdu. Şimdi de öyle.
Şimdilerde çok fazla genç oyuncu, tasarımcı ortaya çıkıyor, herkes bir anda bu unvanları kendine hak görüyor ama pek çoğu aynı hızla da silinip gidiyor. Hal böyle olunca sizin kariyerinizle ilgili endişe duyduğunuz dönemler oluyor mu?
Belki biraz Ankaralı olmaktan, yetiştiriliş tarzımdan, ailemden ve belki de karakter özelliğim dolayısıyla benim hiçbir zaman kısa yoldan bir şeyleri kazanmak gibi bir formasyonum olmadı. Kariyer yolculuğumda zaman zaman bunu da epey sorguladım aslında. Fakat hep kendimi geliştirmeye yatırım yaparak, temellerimi sağlam tutarak ve çizgimde ilerleyerek uzun soluklu bir yolculuğa çıkmış oldum. Bir de kendimi yenilemekten, yeniden keşfetmekten, tekrar başlamaktan, yön değiştirmekten, risk almaktan çok çekinmediğim için kendime hep yeni alanlar yaratabiliyorum. Bu da beni hep güncel tutuyor.
Kariyer yolculuğunuzda şu anda yolun neresinde görüyorsunuz kendinizi?
Varılacak son bir durak yok ve bence bu sadece benim için değil, herkes için böyle... Hayat bir yolculuk, kariyer de bunun sadece bir kulvarı. Evrenin işleyişi bu zaten... Sürekli gelişmek, değişmek ve ilerlemek zorundasınız. Bu sürekli kendini yeniden yaratmayı gerektiriyor. Kendi açımdan düşününce olgunluk dönemindeyim.
Stil sahibi olmanın en önemli kuralı nedir size göre? Ve sizin giymekten en fazla keyif aldığınız parça?
Stil sahibi olmak kendi iç sesinle bağlantıda olabilmek, bu sayede özgün kalabilmek, bir bütünlüğe ve tutarlılığa sahip olmak demek. Yani giyiminizden, evinize, dinlediğiniz müzikten, hayattaki duruşunuza kadar her şey stilinizi yansıtır. Bütünlük, kendin olma hali ve özgünlük stili yaratır. Emprovize ve özgür bir stilim olduğu için dönem dönem farklı parçalar üzerinde takılabiliyorum. Çok organik gelişiyor bu durum. Ama vintage parçalar tabii en çok keyif aldıklarım oluyor.
Röportajımızın sonuna doğru yaklaşırken evlilik kelimesi ile yakınlığınız nedir?
Gayet yakınım aslında; evlenip boşandığım için. Öyle negatif veya pozitif kesin yargılarım yok evlilikle ilgili... Yine olabilir, olmayabilir de. Her ilişkinin dinamiği farklı oluyor, bütünlük, uyum ve birlik sağlandığı zaman neden olmasın? Her ruhun yolculuğu kendine özgü ve farklı oluyor hayatta.
Şu an düşündüğünüzde gelecekle ilgili kalbinizi çarptıran planlar var mı?
Evet, geçen sene oyunculuğa geri dönüş yaptım. Şimdi de güzel bir film veya dizi projesi olursa içinde bulunmayı çok istiyorum. Televizyon için de aklımda birkaç program fikri var. Ama bakalım akış bize neler getirecek...