RÖPORTAJ: BADE ÇAKAR bade.cakar@sabah.com.tr
FOTOĞRAFLAR: Betül Yazıcıoğlu
FOTOĞRAFLAR ASİSTANI: CEYDA KARABABA
Kadınların hem romantik hem de iddialı tarafına dokunan Özge Yenihayat ve Ece Önay, 'Viola&Vesper' markaları ile her kadının kendini iddialı hissedeceği tasarımlara imza atıyor. Işıltı, tasarımlarının olmazsa olmazı... Kadınların iddialı taraflarını fark ettikleri 1920'li yıllara hayranlıklarını bir nevi bu ışıltı ile yansıtıyorlar tasarımlarına... Kısa sürede tasarımlarıyla dikkatleri üzerlerine çekmeyi başaran Özge Yenihayat ve Ece Önay ile bir araya gelerek, keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Viola&Vesper'ın hikayesi 2017'de başlıyor. Peki, nasıl başlıyor?
Özge Yenihayat: Endüstri mühendisiyim ama mezun olduktan sonra hep moda sektöründe çalıştım. Bir dönem moda dergisindeydim daha sonra Prada'da staj yaptım, Vakko'da ve Demsa'da satın almacı olarak çalıştım. Böyle bir marka kurma isteğim vardı. Gece elbisesi üzerine... Belli fiyat aralığında, bizim gibi bir markanın eksik olduğunu gördüm çalıştığım süreçte. Bunun üzerine Ece ile bir araya geldik.
Ece Önay: Parsons Paris ve New York'ta değişmeli olarak moda tasarımı okudum. Büyük markalarının yanında staj yaptım, hep bu sektörün içerisindeydim. Özge ile konuşmaya başladığımızda işimden ayrılmak istiyordum aslında. Özge ile birlikte bir cesaret beraber markamızı kurmaya karar verdik. İkimiz için de doğru zamandı.
Odak noktası olarak gece kıyafeti seçmek biraz iddialı.
Günlük giyim kadar tanıtımı rahat bir alan değil...
Özge Y: Biraz klişe olacak ama bizim gibi markanın olmadığını düşünüyorduk. Çok yüksek fiyatlara vardı tabii ama daha designer ve ulaşılabilir fiyat aralığında bir marka yoktu. Tabii ki reklam amaçlı şeyler yapıyoruz ama asıl istediğimiz tasarım odaklı ilerlemek.
Ece Ö: Bir de biz kendi giyinmek istediğimiz şeyleri yarattık biraz da... İddialı, eğlenceli, kendini gösteren, dikkat çeken tasarımlar yapmak istedik. Gece konsepti de buradan çıktı aslında.
İlham 1920'lerin elegan duruşundan geliyor. Mottonuz "20'lerin ışıltısını günümüzün modernliğine taşımak". O dönemlerin sizi bu kadar etkilemesinin nedenleri neler?
Ece Ö: 1920'lerde kadınların özgürleşip, asi taraflarını çıkarttıkları bir dönem. Aynı zamanda da gizli partilerin olduğu ışıltılı bir dünya var. Asıl 'party girl'ler o zaman ortaya çıkıyor. Silüetleri o zamandan alıyoruz ama daha çok hissiyat olarak o dönemin ışıltılı asi kadınları bize ilham veriyor.
Bir marka iki kurucu... Aranızda bir iş bölümü var mı? Yoksa her süreçte beraber mi hareket ediyorsunuz?
Ece Ö: Birbirimizi tamamlıyoruz aslında. Ben olayların daha teknik kısmına hakim olduğum için daha çok atölyedeyim. Ama koleksiyonlar oluştururken beraber ilerliyoruz. Tasarımlar yaratılırken ikimiz beraberiz. Teknik çizim, kalıplar bende, Özge'de de business tarafı var. Ayrıca bu işte çalıştığı için Özge ne satar iyi biliyor. Tasarımlarımızda bu konuda beni çok iyi yönlendiriyor.
Tasarımlarınızın olmaz olmaz dediğiniz bir detayı var mı?
Özge Y: Hep kullandığımız belli siluet ve belli kumaşlar var. Ama olmazsa olmaz; ışıltı... Payetlerle de, satenlerde de, ipek kadifelerde de hep bir ışıltı var. İddiayı seviyoruz.
Viola&Vesper ismi nereden geliyor?
Özge Y: Viola, sakin, naif, doğal ve kendi halinde bir kadın. Vesper ise daha asi, seksi, maskülen ama çarpıcı bir kadın. Biz her kadının içerisinde bu iki kadının olduğuna inanıyoruz. Onların birleşim hikayesinden yola çıktık. Viola bir Sheakespeare karakteri, Vesper da zaten Bond kızı... Elbiselerimizde de bu farkları görebilirsiniz. Koleksiyon hikayesinde bu iki kadın hep var.
Yeni sezondan bahsedelim. Nasıl bir koleksiyon hazırladınız?
Ece Ö: Kış koleksiyonumuzda Viola ve Vesper'ın buluşmasını anlatan bir hikaye yarattık. Viola, daha pudra, pastel tonlarıyla özdeşiyor. Kristaller kullanıldı. Vesper daha altınlar, siyahlar, çarpıcı tonlar aynen bir tanrıça gibi... Viola ve Vesper'ı bu koleksiyonda, renkli bir dünyada bir partide buluşturduk. Bir yandan kristallerden ilham aldık bir yandan da mitolojik motiflerden... Kumaş olarak özellikle ipek kadife kullanmayı seviyoruz. İlk günden beri kullandığımız ipek satenler, tüller var.
Tasarımlarınızda, kendi stilinizden hangi detayları görebiliriz?
Özge Y: Çok şey görebilirsiniz çünkü biz çok sevdiğimiz şeyleri yapıyoruz. Kendi istediğimiz, keşke giysek dediğimiz tasarımlar yaratıyoruz. Stil olarak Ece'ye göre ben daha kadınsıyım diyebilirim. Topuklu ayakkabılar giyinen taraf benim... Tarzımız farklı ama ana fikrimiz aynı aslında. Çünkü aynı elbiseyi giyeriz, o elbiseyi ben topuklularla tamamlarken, Ece botlarla kombinler. Ama zevk olarak aynıyız.
Gelecek için markanızı konumu bakımından ne tür planlar yapıyorsunuz?
Özge Y: 2019-20 kış koleksiyonumuzu geçen sene Paris'te 'Who's Next?' fuarında sunmuştuk. Oradan çok güzel geri dönüşler oldu. Ortadoğu odaklı ama uzun vadede Avrupa ve Amerika'da da yer almak çok istiyoruz. Gerçekten uluslararası alışveriş sitelerinde satılan, dünyaca ünlü isimlerin giydiği parti ve gece elbiseleri yapmak istiyoruz. Türkiye'de belli bir müşteri kitlemiz şu an oldu diyemesek de 10 yıl içerisinde kesin olacak ama asıl hedef daha yüksek... Yakın zamanda yurtdışındaki showroom'ları gezerek hangisinde yer alacağımıza karar vereceğiz.