RÖPORTAJ: GÜLÇİN İŞLER FIRAT gulcin.firat@sabah.com.tr
''İçinde bulunduğumuz durum nedeniyle tüm insanlığın güzel, tatlı ve neşe veren renklere ihtiyacı olduğunu düşünüyorum''
Ece Hanım karantina günlerini nasıl geçiriyorsunuz?
Evde, ilkbahar-yaz 2021 koleksiyonunu tasarlayarak geçiriyorum.
Bu olay sizin hangi sürecinize denk geldi ve nasıl bir yol izlediniz?
Bu süreç başladığında Paris'te bulunuyordum. Yine Fransa'da, Atlantik kıyısında, dinlenmek üzere planladığımız bir tatile gitmek üzereydik. Ancak durum böyle olunca tatili iptal edip, Türkiye'ye dönmek zorunda kaldık. Haliyle ilkbahar-yaz 2021 koleksiyonunun tasarımlarına başladık.
Bu zor süreç sizin üretim, tasarım dünyanıza nasıl yansıdı?
Bu olay doğal olarak bizim de üretim sistemimizi negatif olarak etkiledi. Tasarım ve üretimimizde kullandığımız kumaşlarımızın yüzde 90'ı İtalya'dan, kalan kısım ise Fransa'dan geliyor. Dolayısıyla bu ülkelere de getirilen kısıtlamalar yüzünden materyalleri getirtmekte ve üretime başlamakta çok büyük sıkıntılar yaşıyoruz.
Bu günlerde yaptığınız tasarımlarda neler öne çıktı?
Güneşin rengi, yazın güzel ve sıcak renkleri öne çıktı. Ben daha çok tasarımlarımda, yaz koleksiyonlarında bile, siyah, beyaz ve lacivert renkleri tercih ediyorum. Ancak şu an içinde bulunduğumuz durum nedeniyle tüm insanlığın; güneşin renkleri adını vereceğim; güzel, tatlı ve neşe veren renklere ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Hepimizin soğuk bir yaz değil de sıcak ve renkli bir yazı hayal ettiğini düşünüyorum. Dolayısıyla bu renklere yöneldik.
Nasıl bir ruh hali içindesiniz, karamsar mı, umutlu mu? Bu ruh halinizi tasarımlarınıza yansıyor mu; yoksa bambaşka bir içerik mi oluşturuyorsunuz?
İkisi de... Şu anda çok karamsarım çünkü önümüzde bir belirsizlik mevcut. Geri dönüşün ne zaman olacağını bilmiyoruz. Ancak umutluyum çünkü bundan sonraki dönem dünyayı bir değişim bekliyor. Çok daha pozitif ve yüksek bir döneme gireceğiz.
Hepimiz gördük ki dünya düzeni değişti, değişiyor. Bu salgın ile ilgili çok şey de değişti hayatımızda. Bu değişimi siz tasarımlarınıza nasıl yansıtmayı düşünüyorsunuz?
Moda dünyasının bir süredir daha ciddiye aldığı sürdürülebilir moda kavramı hayatımızda daha büyük yer kaplayacak. Biz de tasarımlarımızda sürdürülebilir materyaller kullanıyoruz, bundan sonrasında buna daha da önem vereceğiz. Daha az, öz ve zamansız bir üretime geçeceğiz. Ne kadar az üretirsek dünyayı o kadar az kirletiriz. Bunun farkında olarak dünya da daha zamansız ve az üretime geçecek.
Her şey bittikten sonra moda dünyası sizce nasıl bir konumda olacak?
Dünya kirliliğine sebep olan en büyük ikinci sektör olan modayı da büyük değişimler bekliyor. Büyük markalar ara koleksiyonlarını atlayarak yeniden iki sezon sunumuna geri dönecek. Dolayısıyla hem insan hem de teknolojik olarak daha az enerji harcamamız dünyanın kirlenmesini de en azaltacak.
Evde geçirilen bu günler için moda tutkunlarına tavsiyeleriniz neler?
Gardırop detoksu (gülüyor).. İş hayatında vakit bulamadığımız, her zaman ertelenen gardırop düzenlemesi bu dönem yapılabilir. Elenecek kıyafetler, düzenlenecek ayakkabılar, tadilat gereken elbiseler… Bu süreçte hazır zamanımız varken bu düzenlemeleri yapıp, pırıl pırıl bir dolap ortaya çıkarabiliriz.