Röportaj: Bade ÇAKAR
Fotoğraflar: Betül YAZICIOĞLU
İki yakın arkadaş olan Ayşegül Afacan Köksal ve Yasemin Öğün, ilk olarak 2009 yılında 'Moda Tutkusu' adlı blog'larıyla hayatımıza girdi. Farklı, iddialı ama modern ve sofistike stil önerileriyle bir anda sosyal medyada dikkat çeken bu ikili, zevkli moda anlayışlarını daha ileriye taşıyarak 2011 yılında 'MyBestfriends' markasını yarattı. Bir anda her yerde onları ve onların tasarımlarını görmeye başladık. Instagram'da yabancı moda öneri sayfaları, hem stillerinden dolayı hem de dikkat çeken tasarımlarını paylaşmaya başladı, hala da paylaşmaya devam ediyor. Bloglarının 11. yılını, markalarının ise 7. yılını kutlayan Köksal ve Öğün için sadece tasarımcı demek yeterli değil, onlar modanın olduğu her konu ve alandalar... Moda insanı olarak tanımlayabileceğimiz bu iki yetenekli isimle, hem yeni koleksiyonlarını hem de yeni projelerini konuştuk.
2011'de kurduğunuz 'MyBestfriends' markası 7. yılını kutluyor. Her yıl başarınızı ve popülerliğinizi artırarak devam ettiniz. 7 yıl sizin için nasıl bir süreç oldu?
Ayşegül Afacan Köksal: Aslında gerçekten bizim için 7 yıl gibi değil, çünkü biz çalışırken 7/24 çalışıyoruz, biliyorsunuz Moda Tutkusu da var işin içinde. O yüzden pek gecesi gündüzü olmayan bir iş potansiyeline sahibiz. Moda Tutkusu ve MyBestfriends, bizim aslında şirketler grubumuzun iki parçası ama iki farklı şekilde yönetiliyor, iki farklı ekibi var. Moda Tutkusu daha önce kuruldu, 2009'da. Bu iki marka arasında gerçekten çok zor günlerimiz de oldu, çok keyifli günlerimiz de... Ama kadınları giydirmek ve kadınları olduklarından daha iyi hissettiriyor olmak bütün o yorgunluğu unutturuyor.
Moda Tutkusu ilk projeniz, ondan sonra MyBestfriends geldi. Şu an ikisi de çok yoğun işleyen farklı markalar. Nasıl yetişebiliyorsunuz bu kadar tempoya?
A. A. Köksal: Moda Tutkusu'nda farklı markalarla işbirliği yaptığımız için o tamamen artık ikimizin çerçevesinde gerçekleşiyor. MyBestfriends daha farklı, orada daha oturmuş bir sistemimiz var. Koleksiyon hazırlıkları dışında ekibimiz sayesinde bize çok ihtiyaç olmuyor. MyBestfriends kendi kendini götüren ve yöneten bir marka aslında. Moda Tutkusu'nda da çok iyi bir ekibimiz var. Orada bütün anlaşmalarımızı yapıp, takip ediliyor, bizler artık yönetici pozisyonundayız. Bu da bizi biraz daha farklı projeler yapabilir hale getiriyor. Ekipleri sağlamlaştırdıkça, biz de daha farklı noktalara gidiyoruz. Şimdi Moda Tutkusu'nun shop'unu açacağız, onunla uğraşıyoruz bir taraftan. Bakalım yeni yeni projeler geliyor.
Aslında çok başarılı iş birlikleri de yaptınız hem yerli hem yabancı. Peki, bu işbirliklerini yaparken veya kabul ederken nelere dikkat ediyorsunuz?
Yasemin Öğün: Biz başarı odaklı iki ortağız. Dolayısıyla hem kendi adımıza başarılı olabileceğimiz hem de markalara fayda sağlayabileceğimiz noktalarda işbirliklerine tamam diyoruz. Yaptığımız çalışmaları ince eleyip sık dokuyarak hareket ettiğimiz için karşılıklı fayda edindiğimiz noktalarda iş birliklerini kabul ediyoruz. Bir de tabii ki zamanla yarıştığımız için yetişebildiğimiz işleri alıyoruz. Ve en mükemmel şekilde nasıl yapabiliriz diye düşünüp, planlayıp, bütün ekip çalışıyoruz.
Aynı zamanda Instagram'da fenomensiniz. İnsanlar sizi takip ediyor, beğeniyor ve gerçekten orada sunduğunuz, gösterdiğiniz her şey onlar için çok önemli. Bu kadar büyük ilgiyi ve sevgiyi bekliyor muydunuz? Nasıl hissettiriyor?
A. A. Köksal: Yani biz aslında Moda Tutkusu'nda günlük hayatımıza yer veriyoruz. İnsanlara kombin önerileri sunduğumuz için kişi olarak bize bir hayranlıkları olduğunu düşünmüyoruz ama yaptığımız işe çok saygı duyuyor kadınlar. İzleyicilerimizin zaten yüzde 90'ı kadın. Ayşegül veya Yasemin'den öte ne giymiş diye merak ediyorlar.
Y. Öğün: Bunu hedefliyoruz aslında. Çok mesaj geliyor bize "Sabah kalkıyorum ve sizin ne giydiğinize bakıp ona göre ben hazırlanıyorum" diyorlar. İnsanlara ilham vermek gerçekten çok keyifli. Bizim de hedefimiz, Moda Tutkusu'nu bir dergiye çevirmek. Yavaş yavaş büyük değişimler de olacak aslında Moda Tutkusu'nda. Farklı kimlikler gelecek, farklı insanlara yer vereceğiz. Yani aslında minik bir günlük dergi olacak.
A. A. Köksal: Instagram'ın, Facebook'un kendi yöneticileri bize geldi. Biz de onlara, "Eskiden çok hızlı artıyorduk, şimdi yavaşladık neden?" diye sorduk. "Birincisi siz tamamen organik bir hesap olduğunuz için, ikincisi de gerçekten şu an Türkiye için konuşursak zaten ilgi alanı moda olan kadınların yüzde 100'ü sizi izliyor" dediler. Bunu duymak çok güzeldi. Biz yavaşladık diye düşünürken, moda denince akla gelen kadınların yüzde 100'ünün zaten bizi izlediğini öğrendik.
Biraz da MyBestfriends'in yeni koleksiyonundan bahsedelim. Nasıl bir koleksiyon hazırladınız? Neler dikkat çekiyor?
Y. Öğün: Stili gündüzden geceye taşımayı biz çok seviyoruz. Tasarımlarımız, gündüz çok rahat terlikle de giyinilebiliyor, akşam da topuklularla, şık bir çantayla günü tamamlayabiliyor. Kumaşlarımız uçuş uçuş, ipeklere yer verdik. Çok fazla desene yer verdik, 4-5 desenimiz var bu sezon. Ama zamansız desenler yapmaya özen gösteriyoruz.
A. A. Köksal: MyBestfriends giyen kadın, girdiği ortamda sade şıklığıyla göze çarpan bir kadına dönüşüyor. Koleksiyonumuzda gündüz parçalara çok yer verdik. Çünkü gündüz parçalarımız çok talep gördü. Kokteyl elbiselerimiz, gece kıyafetlerimiz zaten kadınların olmazsa olmazı. Birden fazla lokasyonda giyilebilecek parçalar olduğu için de aslında bizi çok fazla tercih ediyorlar. Zamansız parçalar tasarlıyoruz ama bunların içerisinde MyBestfriends kadınının ruhunun büyüsünü kattığımızı düşünüyoruz. Özellikle gündüz giyilen ve Yasemin'in de dediği gibi parçaları şıklaştırabilecekleri ayakkabıyla da geceye devam edebilecekleri şekilde hazırladık. Desenleri kendimiz hazırlıyoruz. Kumaşları kendimiz hazırlatıyoruz ve zaten çoğunlukla doğal elyaf kullandığımız için de kadınları her ortamda hem rahat hem huzurlu hem de çok güzel hissettiriyoruz.
Bundan önce yaptığımız röportajda, "Sade ve minimal çizgiler tercih ediyoruz ve o şekilde ilerlemeyi düşünüyoruz" demiştiniz ve gerçekten öyle devam ettiniz. Ama kişiye özel dikimler de yapıyorsunuz. Bir talep geldiğinde orta yolu mu buluyorsunuz yoksa markanızın çizgisine göre mi hareket ediyorsunuz?
A. A. Köksal: Kesinlikle markamızın çizgisine göre hareket ediyoruz, çünkü en nihayetinde bizi temsil eden kadınlar oluyor her biri. Zaten elimizden bir şey gelmiyor. Bazen kadınlar çok daha şatafatlı, çok daha gösterişli kıyafetler istiyorlar ama bir bakıyoruz, bir şeylerle başlıyoruz sonra bunu da çıkaralım, bu da olmaz ve sonuç sade bir tasarım oluyor. Kimliğimiz artık oturdu ve bizi tercih edenler de bu tarzı tercih eden kadınlar; cool bir kimliği olan ve kendiyle barışık... Ne olursa olsun, kaç beden olursa olsun ve girdiği ortamda kendini ön planda hissetmek isteyen kadınlar, kıyafetiyle değil.
Sizin stilinizin vazgeçilmez parçaları veya dolabınızın asla olmazsa olmazı dediğiniz parçalar neler?
A. A. Köksal: Biz deri ceket çok seviyoruz. İkimiz adına konuşuyorum çünkü zaten her anımız birlikte geçtiği için ben bir şey söylüyorum, Yasemin bir şey söylüyor, kavga ediyoruz ve sonunda orta noktayı bulup, hareket ediyoruz. İkimiz de ikna olduğumuzda yapıyoruz, yoksa birimizin dediği asla olmuyor bizim. Deri ceket çok seviyoruz, gerçekten iyi kalıbı olan jeanler dolabımızın olmazsa olmazı, çünkü gece de giyebiliyorsunuz, bir seyahatte de... Her zaman iyi bir blazer olması lazım. Kokteyl elbiselerini seviyoruz ama kendimizi iyi hissettiren, yine MyBestfriends. Onun dışında iyi tişörtlerimiz var her zaman dolabımızda olan. Çok sevdiğimiz tasarımcıların parçalarını almayı da çok seviyoruz.
Y. Öğün: Ayakkabı tutkunuyuz ikimiz de. Çılgınlar gibi ayakkabı alışverişi yapıyoruz, bu konuda mütevazı olamıyoruz. Onun dışında çanta çok seviyoruz ama aldığımız, kullandığımız çantalar, ayakkabılara göre daha zamansız ve her sezon kullanabileceğimiz. Önerdiğimiz parçaları da Moda Tutkusu'ndan görüp anlar da zaten, bizim bu zamansız parça tercihimize güveniyorlar.
Blogger dışında kendi markası olan tasarımcılarsınız ama diğer markalara olan desteğiniz de takdire şayan...
A. A. Köksal: Biz sevdiğimiz, beğendiğimiz bir şeyi rahatça paylaşıyoruz. Çünkü herkesin bir emeği var. Gerçekten beğenirsek, paylaşıyoruz. Anlaşma yaptığımız firmalarla da o şekilde zaten. Herkes için en iyisini seçmeye çalıştığımız için aslında biraz onunla alakalı.
Cemiyet hayatının vazgeçilmez markalarından bir tanesisiniz. Hem sanat hem cemiyet camiası tarafından tercih edilmek nasıl bir şey? Bunu bekliyor muydunuz?
Y. Öğün: Aslında beklemiyorduk. Biz günlük hayatımızda giymeye başladık ve paylaşmaya başladık, MyBestfriends'i de bu yolda kurduk. Bir gün Gül Gölge'den mesaj geldi "Ben bunu giymek istiyorum" diye. O kadar çok şaşırdık ki! Hiç aklımıza gelmezdi. O zamanlar bir dizi vardı, 'Küçük Sırlar'... Oradan istemişlerdi ve uzun bir sahnede yer almıştı.
A. A. Köksal: Bu arada biz başka bir hocamızın kıyafetlerini götürmüştük onu giydirmeye çalışıyorduk. Ama o sıra Yasemin'in elinde eteğimiz vardı. "Bu da güzelmiş" diyerek bütün sahne bizim kıyafetle çıkınca patladı. Yoksa biz hala birine "Bunu giyer misin?" diyemiyoruz. Kendileri isterlerse giyiyorlar ve giyen herkes de memnun.
Modayı yakından takip ediyorsunuz, çok güzel uyarlıyorsunuz ama aynı zamanda da zamansız parçaları seviyorsunuz. Moda sektörü her dönem sürekli değişime uğrayan, bazen çok iddialı trendlerin olduğu dönemler yaşayan bir sektör. Sizin tasarımlarınızda asla bunu yapamayız dediğiniz bir şey var mı?
Y. Öğün: Bir tek şalvar. Giymeyiz dediğimiz için aslında yansıtamadık. Yoksa abartı trendler de oluyor, minik minik MyBestfriends'e dahil ediyoruz. Etkileniyoruz sonuçta, etkilenmemek imkansız. Prada gidiyor Dior'dan etkileniyor.
A. A. Köksal: Aynı zamanda gerçekten gurur verici bir şey ama tabii bunu fark edip, yazılıyor olmasını çok isterdik. Trendlere de ön ayak olduğumuz çok oldu. Yapmış olduğumuz tasarımları büyük markalarda da gördük. Hatta bir sezon çalıştığımız desenimiz, bir sezon sonra Burberry'nin ana desenlerinden biri oldu, biz şoka girdik mesela.
Y. Öğün: Hatta çok geç kalınmış bir desendi, bizim için. Düşünülenden 3-4 yıl sonra yapıldı. Yapıldıktan sonra da her yere yayıldı. Biz dünya çapında da projeler yaptığımız için ve yabancı yayınlarda da yer aldığımız için tüm markalar bizi takip ediyor artık. Burberry'le de çalışıyoruz, Michael Kors'la da çalışıyoruz. Bu tip şeyler çok başımıza geldi. Kıyafet koleksiyonlarımızı çok erken hazırlıyoruz, fuarlara götürüyoruz ama koleksiyona sunmuyoruz. Biz daha önce tasarlamamıza rağmen, daha sonra sunduğumuz için iki fotoğrafı yan yana koyup bu kıyafetten esinlenilmiş gibi yayınlar çok oldu. Ama aslında onlar bizden esinlenmişlerdi. Türk basın sisteminde böyle bir şey var, Türkler bir şeyleri sanki başaramazmış, tasarlayamazmış ve hep bir şeylerden esinleniyormuş hissi veriyorlar ama değil.
Aslında dünya çapındaki markalar, yerel markalardan daha çok esinleniyor.
A. A. Köksal: Artık sokaktan ilham alıyor herkes. Trend raporlarına baktığımız zaman bile sokaktaki insanların görselleriyle trendler oluşturuluyor, sezonun trendleri belirleniyor ve o sokaktaki trendlerden biri de biziz.
Gelecek için daha farklı projeleriniz var mı?
Y. Öğün: MyBestfriends'i mağazalaştırmak istiyoruz aslında ve yurtdışında da mağazalarımızın olmasını da hedefliyoruz. İlk başta da Amerika...