Yaklaşık altı asırdır gözlerden uzak kalan tersane bölgesi, İstanbul’un en güzel konumlarından birinde zengin geçmişine sadık kalarak örnek bir koruma yaklaşımıyla yeniden şehir yaşamının canlı bir parçası oldu.
Yazı: Gülçin İşler Fırat
Bu tarihi alan, Tersane İstanbul kimliğiyle yeniden doğdu ve özenle planlanmış çağdaş bir entegre kentsel gelişim projesi olarak şehrin efsanevi geçmişini onurlandırdı.
Avrupa ile Asya arasındaki benzersiz konumu, sakinlerinin keyif odaklı yaşam tarzı ve tüm dünyadan yatırımcılar için cazip fırsatlar sunan dinamizmiyle İstanbul, yüzlerce yıldır gerçek anlamda dünyanın kalbinin attığı yer oldu.
Yıllarca gözlerden uzak kaldıktan sonra şimdi yeniden dünyaya açılan Tersane İstanbul’da, bu şehri bu kadar özel kılan değerler ve yepyeni bir “siz” ile tanışmaya hazır mısınız?
18. ve 19. Yüzyıllarda Tersane-i Amire, Akdeniz’in en büyük tersanelerinden biri haline gelmişti ve günümüzde ünlü Venedik Bienali’ne ev sahipliği yapan Arsenale di Venezia ile sıklıkla karşılaştırılıyordu.
Bizans döneminden beri bolluk ve bereketin simgesi olan Haliç, aynı zamanda İstanbul’u Orta Çağ’da Akdeniz’in ve Yakın Doğu’nun en önemli ticaret merkezi haline getiren mükemmel bir doğal liman işlevi görüyordu.
Tersane İstanbul’da kültür ve sanat, yaşamın tam merkezinde: Asırlık bir Osmanlı hasbahçesi, dünya çapında dört çağdaş müzeye ev sahipliği yapan bir Müze Meydanı, en iyi müzik ve sanat performansları, şovlar ve festivaller ile şehrin kültür takvimine damgasını vuracak bir Event Hall Haliç kıyısında sizi bekliyor!