Röportaj: Gülçin İşler Fırat
Fotoğraflar: Şeref Yılmaz
İngiltere'de yaşayan Dr. Natasha Campbell-McBride; nöroloji ve beslenme alanında uzmanlaşmış bir tıp doktoru ve GAPS Tedavi Protokolü'nün yaratıcısı. Bundan 20 küsur yıl önce oğluna otizm tanısı konunca yeni bir arayışa girerek beslenme üzerine eğitimler almaya başlıyor ve 'tüm hastalıklar bağırsakta başlar' sözünden yola çıkarak yeni bir sistem geliştiriyor. McBride yaptığı çalışmalardan otizmin yanı sıra birçok hastalığın sebebinin bağırsak florasındaki dengesizlik olduğunu ortaya koyuyor. Dr. McBride ile Sağlık Bakanlığı'nın davetlisi olarak ülkemize geldiği 'Uluslararası Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Kongresi'nde bir araya gelerek sisteme dair merak ettiklerimizi konuştuk.
Öncelikle hikayenizi ve bu yola nasıl çıktığınızı öğrenmek istiyorum.
Nöroloji uzmanı olarak, nörolojik hastalarımın bazı sindirim sorunları yaşadığını fark ettim. Doktorlar hastalarında bir bölge ile ilgili sorunların cevabını vücudun başka bölgelerinde aramazlar. Mesela nöroloji uzmanı, hastanın sindirim sistemini incelemez ya da gastrolog beyinde ne olup bittiği ile ilgilenmez. İlk çocuğum doğduğunda ciddi sindirim sorunları vardı ve sonra otizm teşhisi kondu. Ben de büyük bir araştırmaya girdim ve gördüm ki sahip olduğum mesleki bilgiler çocuğuma faydalı olabilmek için yeterli değil. Bunun üzerine beslenme eğitimi aldım ve farklı bir şey denemeye karar verdiğimde GAPS Beslenme Protokolü'nü geliştirdim. Bu protokol sayesinde oğlumu tamamen iyileştirdim ve oğlum şu an gayet sağlıklı bir hayat sürüyor.
Böylece kendi hayat hikayenizden yola çıkarak zamanla dünyanın her yerine yayılan bir beslenme protokolü hazırladınız, öyle mi?
Evet, yardıma ihtiyacı olan başka ailelere de destek vermeye başladım ve gruplarla çalışırken de kliniğimi kurdum. Şimdi ise dünyanın her yerinde milyonlarca insan GAPS (Bağırsak ve Psikoloji Sendromu için Doğal Tedavi Yöntemi) Beslenme Protokolü'nü takip ediyor. Fakat yalnız otizme çare olmak için değil, diğer pek çok hastalığı da tedavi etmek için kullanılıyor. Bana zamanla otizmli çocuklar haricinde hiperaktivite, dikkat eksikliği, disleksi, epilepsi, dispraksi, şizofreni gibi ve bunlara benzer daha birçok hastalığa sahip çocuklar geldi. Ve sonunda tüm bu hastalıkların kaynağının bağırsaklar yani sindirim sistemi olduğunu anladım. Sadece çocuklar değil, ailelerinin de fiziksel ya da psikolojik sorunlarının tek bir kaynağı vardı, o da sindirim sisteminden kaynaklanıyordu, kısacası hepsi GAPS hastasıydı.
GAPS nedir?
GAPS, kişinin anormal bağırsak florasına sahip olması demektir. Kişinin bağırsak sisteminde patojenik bakterilerin bağırsaklara yerleşmesi ile bu flora bozulur ve kişi artık besinleri kendine özgü başka yollarla sindirmeye başlar. Bu sindirim sonrasında yiyecekler kişide binlerce farklı kimyasala dönüşür, bağırsak toksisistenin kaynağı haline gelir ve bu kimyasallar bağırsak astarına zarar verir. Daha sonra bu kimyasallar kan yoluyla vücuda yayılarak nereye giderse gitsinler; gittiği dokularda, beyne, eklemlere, akciğere, kalbe, mutlaka bir hastalığa sebep olur. GAPS'in yol açtığı hastalıklar aslında giderek uzayan bir liste ancak ben tüm bu hastalıkların hepsinin üzerinde çalışmadım sadece bazılarının takibini yaptım.
Peki, özellikle hangi hastalıkların altında GAPS sorununu aramalıyız?
Çocuklarda mental problemler başta olmak üzere pek çok hastalık ile ilgilendim fakat tip 1 diyabet, romatoid artrit, multipl skleroz ve tüm otoimmun hastalıklar hep bağırsaktan kaynaklanan sorunlar, bundan hiç şüphem yok. Alerjiler, diğer bağışıklık sistemi sorunları, fibromiyalji, kronik yorgunluk sendromu gibi çeşitli hastalıkların ayrıca çocuklardaki pek çok mental hastalıkların ve öğrenme güçlüklerinin GAPS yüzünden meydana geldiğine eminim. Binlerce hasta ile yaptığım çalışmalar sonrası geliştirdiğim bu protokol ile kişinin bağırsak florasını normale döndürüp, patojenik mikroplardan kurtulmasını hedefledim. Bağırsak florasının normale dönmesi ile beraber bağırsak astarı iyileşir, geçirgenliği normale döner ve bağırsak duvarında var olan delikler kapanır. Vücudumuzdaki her organın kendi kendini temizleme gibi bir özelliği vardır.
Bağırsak için 2. beyin diyorlar ve özellikle son yıllarda bu konu çok gündeme geldi. Siz de bunu söylüyorsunuz. Sindirim sorunları insanın yaşamını nasıl etkiliyor?
Bağırsakta zengin bir sinir sistemi mevcuttur ve bu sistem beyinle bağlantılıdır. En önemli bağlantıları ise özel bazı kimyasallardan olan nörotransmiterlerdir. Bunlar seratonin, dopamin, adrenalin, epinefrin gibi 200 kadar salgıdan oluşan kimyasallardır. Bu salgılar incelendiğinde gerçekten de sindirim sisteminde salgılanıyor oldukları ve kullanılmak üzere beyne gittikleri görülmüştür. Fakat kişinin bağırsak florası zaten kötüyse bağırsak düzgün çalışmıyor demektir ve bu durumda yeterince seratonin, dopamin üretilemez. Bunun sonucunda beyinde bu salgılar eksik kalır, yetersizlik ortaya çıkar ve bu yetersizlik aynı zamanda bir dengesizliğe de sebep olur. Bunları yaşayan kişi başta depresyon, psikoz, obsesyon, manik davranışlar gibi pek çok psikolojik problem yaşar.
Bağırsak florasını eski sağlığına kavuşturmak için neler yapmalıyız?
Sindirim sistemi uzun bir tüp gibidir aslında, o tüpe doldurduklarımız beslenme şeklinizin nasıl olduğunun göstergesidir. Tek ilacımız yiyeceklerdir. Ben de bu GAPS diyetini tam da bu sebepten bağırsak florasını düzenlemek, bağırsak astarını onarmak ve bu insanlara yeni ve sağlıklı bir flora kazandırmak için geliştirdim.
GAPS diyetine göre mutfağa neler girmeli neler çıkmalı?
GAPS diyeti kolaylıkla uygulanabilir bir diyet özellikle bundan 50-60 yıl önce ananelerinizin yaptığı gibi, Türk mutfağı çok uygun. GAPS diyetinde bağırsağın sindiremediği, bağırsağa zarar veren tüm yiyecekleri tamamen diyetten çıkarırız. Yulaf, nişasta ürünleri gibi. İşlenmiş, içinde koruyucu madde olan ve rafine olan hiçbir yiyeceği tüketmemelisiniz. Şeker zehirdir. Et, balık, yumurta yiyerek vücudunuzdaki eklemleri, kasları, kıkırdakları koruyabilirsiniz. Çünkü bu tür yiyecekler vücudu besleyen protein ve kolajen gibi maddeler içerir ve bu maddeler sayesinde organlarınız kendini yenileyebilir. Kesilen hayvanların her yeri yenilebilir; beyni, akciğeri, dili, karaciğeri de dahil olmak üzere. Mesela işkembe çorbası, et suyu, turşu harikadır; sütten daha besleyicidir. Beyin bir hayvanda yenilebilecek en besleyici bölümdür. Kokoreç çok faydalıdır. Yeni kitabımda detaylı olarak vejeteryanlığa değindim ama kısaca buradan da paylaşayım; yeşillikler insanlar tarafından zor sindirilir. Doğa bitkileri, hayvanlar yesin diye yarattı, çünkü onların kocaman mideleriyle özel bir sindirim sistemi var. Mideleri bir sürü bakteri, virüs, solucan, mantar ile dolu ve bu mikroorganizmalar sayesinde bitkileri sindirebilirler. İnsanların midesi ufak ve tüm yeşillikleri sindiremeyiz. Tabii ki yeşillik tüketeceğiz, onlara ihtiyacımız var ama onları sıvı hale getirerek, fermente olarak tüketmemiz daha sağlıklı ve sindirim açısından rahat oluyor. Süt yerine de badem sütü ya da Hindistan cevizi sütü önerebilirim.
Bahar Şamhili Tanju "İlikli kemik suyu sağlık iksiridir"
'Gurvita' markasıyla GAPS tedavisinin yapıtaşlarından ilikli kemik suyunu tüketicilerle buluşturan Bahar Şamhili Tanju'ya merak ettiklerimizi sorduk
Tanınmış girişimci Bahar Şamhili Tanju, uzun yıllardır medya sektöründe yöneticilik yaptıktan sonra kendi sağlık sorunundan yola çıkarak kurduğu Gurvita markasıyla GAPS Tedavisi'nde kullanılan ilikli kemik suyu ve sakatat çorbalarını tüketicilerle buluşturuyor. Dr. Natasha Campbell-McBride'ın, Uluslararası 2. GETAT Kongresi'ne, Sağlık Bakanlığı'nın davetlisi olarak katıldığı bu özel toplantıda Bahar Hanım ile de bir araya gelerek Türk mutfağının özel ve faydalı lezzetiyle ilgili merak ettiklerimizi konuştuk.
Bahar Hanım, Gurvita'yı nasıl hayata geçirdiniz?
Medyada uzun yıllar üst düzey yönetici olarak çalıştıktan sonra profesyonel hayattan ayrıldım. Bundan 3-4 yıl önce kemik erimesi teşhisi kondu ve bana uyguladıkları ilaç tedavisinin yanında ilikli kemik suyu ve paça çorbalarını doğal kolajen takviyesi olarak tavsiye ettiler. Ben de evde ilikli kemik suyunu kendim için yapmaya başladım. Bunu yaparken de en faydalı olacak pişirme tekniklerini araştırdım ve özellikle son yıllarda kemik suyunun tedavi edici besinler arasında ilk sırada yer aldığını öğrendim. Bu noktada araştırmalarımı derinleştirdim, hakkıyla yapıldığında çok önemli besin değerleri içeren bu zahmetli ancak çok kıymetli gıdayı herkesin kullanımına, faydasına sunmak için iş fikrine dönüştürdüm. Dokuz ay süren Ar-Ge çalışmaları sonunda, kendi butik tesisimizi kurarak, sağlıklı ve sürdürülebilir (antibiyotik, hormon, GDO içermeyen) hayvan kaynağı kullanarak, 2018 Temmuz ayı itibarı ile Gurvita markasını kurdum. Markamız bünyesinde ilikli kemik suyu ve sakatat çorbalarımız Migros ve Macro Center'larda satışa çıktı.
Ürünleri hazırlama yönteminizden bahseder misiniz?
Günlük kesilmiş hayvanların malzemelerini alıyor ve aynı gün işliyoruz. Yine taze sebze ve zengin baharatlar kullanarak yaklaşık 36 saatlik bir süreçte özel tekniğimizle pişirerek, hiçbir katkı maddesi ve koruyucu kullanmadan ve ısıl işlem yapmadan kavanozlara yerleştiriyoruz. Böylece kemiğin içerisinde barındırdığı tüm değerli aminoasitler, kolajen açığa çıkıyor. +4 derecede buzdolabında jöle kıvamını alıyor. Raf ömrümüz çok kısa ve buzdolabında muhafaza edilmesi gerekiyor. İlikli kemik suyumuzun yanında yine protein ve kolajen değeri çok yüksek olan kelle paça, paça, işkembe gibi sakatat çorbalarımız da geleneksel yöntemlerle, en sade haliyle pişiriyoruz.
Tüketim önerileriniz nasıl?
İlikli kemik suyumuz, yağı alınmış olduğu için son derece yumuşak içimlidir. Doğrudan ısıtarak çay gibi içilebileceği gibi meyve, sebze sularıyla da karıştırılarak tüketilebilir niteliktedir. Her gün bir bardak tüketilmesi öneriliyor. Ve tabii ki yemek pişirirken su yerine istediğiniz miktarda kullanarak mutfağınızda sağlıklı lezzet yaratabilirsiniz.
GAPS Protokolü'yle nasıl bir bağlantınız var?
Gurvita kemik suları ve sakatat çorbaları, pişirilme tekniği ve uygun içeriğiyle GAPS Protokolü uygulayan doktorlar tarafından danışanlarına öneriliyor. Uzunca bir süredir ürünlerimiz, GAPS Türkiye'nin web sitesinde de satılmaktadır. Biz Türkiye'de inovatif olarak taze üretim yapan ve soğuk zincirde ulusal markette satılan tek markayız.