Banu Kazanç
Dondurulmuş ürünlere talep artıyor... Büyük şehirlerde yaşayanlar, evleri ve iş yerleri arasına sıkıştırdıkları zamanı çok iyi değerlendirmek, birçok şeyi çok kısa zaman dilimi içinde yapmak istiyor. Bunların başında da hazır yemekler ve kolay yapılan alışverişler geliyor. Son yıllarda market raflarında daha fazla görmeye başladığımız dondurulmuş ürünlere talep, zamandan tasarruf edilmesi ve kullanım pratikliği ile her geçen gün artıyor. Çalışan anneler de rahat ve zahmetsiz olması nedeniyle kolay hazırlanan yiyecekleri tercih ediyorlar. Günümüzün yoğun yaşayan insanı alışveriş yaparken sorun yaşıyor, genellikle düzenli alışveriş yapamıyor ya da ne kadar malzemeye ihtiyaçları olduğunu kestiremediklerinden, çoğunlukla buzdolaplarında aldıkları şeyler çöpe atılıyor. Dondurulmuş gıdaların daha hijyenik ve standart lezzetle üretilmesi bu açıdan avantaj sağlıyor. Dondurma işlemi ile birlikte gıdaların kalitelerinde, tatlarında, kokularında ve besin değerlerinde hiçbir değişme olmuyor. Ürün hazırlanırken içine katılan malzemelerin standart ve kalitesi değişmediği için yemeklerin lezzeti aynı kalıyor.
Katkı maddesiz olması tercih sebebi
Günümüzde gıdalarda kullanıldığı bilinen katkı maddelerinden dolayı tüketiciler daha çok organik ürünlere yönelmekte, sağlıklı koşullarda, uygun stratejilerde üretilen ürünleri tüketmek istemektedirler. Dondurulma işlemi sırasında, gıdanın besin değerini kaybetmemesi, katkı maddesi içermemesi tercih için önemli neden oluyor. Tüketiciler, dondurulmuş gıdaları taze ve doğal bulduklarını dile getiriyorlar. Tüketiciler, besinlerin üretim aşamasında güvenilir kriterlere uyulmasına ciddi oranda önem veriyorlar ve aldıkları kalori, yağ ve sodyum oranına dikkat ediyorlar. Uygun ambalaj ve ambalaj üzerinde tüketiciye ürün bilgileri ve içeriklerinin anlaşılır şekilde sunulmasını istiyorlar, üretim ve son kullanma tarihlerini belirten etiketler, satın alırken ilk baktıkları şey oluyor. Fiyat ve üretimi gerçekleştiren firmaların güvenilir ve bilinen olması, bu firmaların ürün yelpazelerinin geniş olması da seçimlerini etkiliyor.
Soğuk zincirin önemi çok büyük
Dondurulmuş gıdaların soğuk zincir kırılmadan, derin donduruculara ulaşması ve kullanım süreci başlayana dek -18 C'de muhafaza edilmesi gerekir. Soğuk ortamda muhafazası gereken gıda maddelerinin, üretim aşamasından başlayarak sevkiyat, depolama ve sergileme gibi tüketime kadarki her aşamada gıda güvenliği kriterlerine uygunluğunu ve özelliklerini koruyabilmesi için koşulları 'soğuk zincir' olarak tanımlıyoruz. Marketten alınan dondurulmuş gıda ürünlerinin çözülüp tekrar donması durumunda, ürünlerin üzerinde bakteri oluşuyor. Dikkat edilmesi gereken bir başka unsur; ürünün çözüldükten sonra yeniden dondurulmamasıdır. İkinci kez çözüldüğünde bakteriler çok hızla çoğaldığı için zehirlenme riski artıyor. Bu durumdan korunmak için soğuk zincir kırılmamalıdır.
Bunlara mutlaka dikkat edin
Market alışverişi esnasında alışveriş arabasında uzun süre bekletilmede oluşabilecek çözülmeleri engellemek için alışverişte uygun düzenlemenin yapılması (en son dondurulmuş besinleri raftan almak gibi) önemli. Dondurulmuş besin alınırken çok karlı ve buzlu olmamasına da özen gösterin. Satın alınan bir dondurulmuş besinin kısa sürede çözülmeden dondurucuya aktarılması, çözülen besinin tekrar dondurulmamasına da dikkat edilmesi gerekir. Tabii marketten evdeki depolama alanına kadar getiriliş süreci de bir o kadar önemlidir. Burada önerim, satın aldıktan sonra aynı özeni göstermek için bu amaçla üretilen gıda torbalarını kullanmanızdır. Böylelikle dondurulmuş ürünleri güvenle 1.5-2.5 saat süreyle tıpkı bir termos gibi koruyarak taşıyabilirsiniz. Dondurulmuş ürünleri pişirmeye hazırlarken de bakteriler genel olarak sıcakta ürediği için, gıdayı yavaş yavaş çözdürmek doğru olur. Dondurulmuş ürünlerin buzdolabında 4 derece sıcaklıktaki bölümde de çözülmesi daha güvenlidir. Raf ömürleri ve son kullanma tarihlerine dikkat edilmelidir.