Röportaj: Bade Çakar
Fotoğraflar: Şeref Yılmaz
Mekan için Kaşıbeyaz Watergarden'a teşekkür ederiz
Mühendis bir baba ve öğretmen bir annenin çocukları olarak dünyaya gelen Uzm. Dr. Özgür Aydın, Doç. Dr. Zeynep Aydın Özemir, Op. Dr. Bilgehan Aydın, insanlara yardım edebilmek için tıp alanını tercih etmişler. Hepsinin uzmanlık alanları farklı olsa da işlerine olan özverileri ve saygıları aynı... Yoğun iş tempolarına rağmen özellikle ailelerine zaman ayırmaya önem veren ve hayatın tadını çıkartmayı da unutmayan bu alanın başarılı üç doktoru ile bir araya geldik. Hem kariyerlerini hem de özel hayatlarını konuştuk.
Tüm kardeşler tıp okumuşsunuz. Bu kararda ailenizin size veya birbirinize etkiniz oldu mu?
Özgür Aydın: Ailemizde benden önce tıp alanında eğitim alan biri yoktu. O dönemde mühendislik daha ön planda idi. Ama ben her zaman insanlarla direkt temas edecek bir alanda çalışmak istiyordum. Ailemin de yönlendirmesi ile tıp eğitimi almaya karar verdim. Kız kardeşim Zeynep'le aramda zaten bir yaş olduğu için birlikte karar aldık. Ancak Bilgehan'ın seçiminde her ikimizin de etkisi vardır eminim.
Zeynep Aydın Özemir: Kendimi bildim bileli doktor olmak istemişimdir, çocukken insanlara yardımcı olmanın mutluluğunu ve bilime katkıda bulunacağım günleri hayal ederdim. Ailemin tıp fakültesi kararımda etkisi direkt olarak olmadı ancak kendi alanlarında başarılı ebevenylerimin olması ve çalışkanlığa özendirmeleri cesaret verici oldu. Ayrıca matematik öğretmeni olan annemin tüm derslerime yardımcı olarak başarılı olmama büyük katkısı olmuştur. Abim Özgür daima çok çalışkan ve azimli birisi olmuştur, onun da başarıları daima benim için özendirici ve teşvik edici oldu.
Bilgehan Aydın: Benim için ise abi ve abla doktor olunca başka bir meslek seçme şansınız olmuyor. Babam bizi daha çok bu yönde yönlendirdi. Rol modeller insanların hayatlarında çok önemlidir. Abim ve ablam gibi alanlarında çok iyi doktor rol modellerle büyümek benim için onur ve gurur verici bir sonuç.
Farklı uzmanlık alanlarınız var. Uzmanlık alanlarınızı tercih etme sebepleriniz neler oldu?
Zeynep A. Ö: Tıp fakültesinin son yıllarında her bir branşın kliniğinde staj yapılır, bu sırada ilerde tercih edeceğiniz alanı seçmek üzere karar vermeye çalışılır. Staj sırasında benim karakter yapıma hitap eden branşın nöroloji olduğuna emin oldum ve nörolog olabilmek için çok heveslendim. Beyin hala bilinmeyen bir muamma ve haliyle hastalıkları da, tedavileri de halen tam olarak çözümlenmiş değil. Keşfetme, bilinmeyeni çözme arzum nedeniyle ve insanlara daha fazla yardımcı olabileceğime inandığım bu branşı seçtim.
Özgür A: Tıp eğitimim sırasında pediatri stajındaki hocalarıma olan hayranlığım ve çocuk doktorlarının hastaların sadece doktoru değil, ailelerinin bir üyesi olduklarını görmem en önemli iki etken oldu.
Bilgehan A: İnsanlara faydalı olmak adına plastik ve rekonstrüktif cerrahisini seçtim çünkü biz plastik cerrahlar sadece insanların kusurlarını düzeltmek ya da güzelleştirmek adına hizmet vermeyiz. Onarım ve el cerrahisi, travma ve yara tedavilerini yapabiliriz. Örnek; 2018 yılında Çorlu'daki tren kazasında insanlara yardım edebilmek adına doktor olarak gittim. Görevimi severek yerine getirdim.
Tüm kardeşlerin doktor olduğu bir ailede yer almak nasıl bir durum? Birbirinize danıştığınız konular oluyor mu?
Zeynep A. Ö: Yoğun çalışma temposu nedeniyle sık görüşememek gibi zor yanlarının olması yanı sıra çok güzel ve gurur verici bir durum. Öncelikle tıp fakültesi sürecinde Özgür'ün bir üst sınıfta olması evde daima bilgisinden yararlanabileceğim bir kişinin olmasıydı, ders notları ve kitaplarım zaten hazır olarak her bir eğitim dönemine başlıyordum. Ayrıca sohbetlerimiz sırasında işimiz hakkında konuşurken aramızda sıkılan veya konuştuğumuz dili anlamayan olmaması da bu işin diğer bir güzel yanı oldu. En önemlisi gereğinde hastalarımız ile ilgili fikir alışverişinde bulunabileceğimiz güvenilir bir meslektaşımızın çok yakınımızda olması büyük avantaj.
Zeynep Aydın Özemir
Doktorluk oldukça zor bir meslek. Size göre bir doktorun edinmesi gereken en önemli prensipler neler olmalı?
Zeynep A. Ö: Yoğun bir meslek ancak planlı bir şekilde yaşarsanız her şeye vakit ayırabilirsiniz. Bir doktor ömür boyu eğitime açık olmalı, teknoloji geliştikçe tıp alanında da önemli gelişmeler kaydediliyor. Fakülte veya uzmanlık eğitimi sırasında öğrenilmiş bilgilerin daima güncel kalması gerekiyor, aksi takdirde teşhis ve tedavi olarak geride kalınır. Ben güncel kalmak adına her ay nöroloji alanında çıkan bilimsel dergilere mutlaka göz atarım ve yeni, ilgi çekici olan makaleleri mutlaka okumaya özen gösteririm, ayrıca bilimsel toplantı ve kurslara da katılmayı da ihmal etmem. Ayrıca bir doktorun hekimlik dışında kalan zamanlarında kendisine, ailesine vakit ayırması, sağlıklı beslenerek, spor yaparak ve davranışları, her şeyi ile çevresine örnek olması gerektiğini düşünüyorum.
Bilgehan A: Hayatta en çok benimsediğim prensibim söz vermeden önce düşünmek, verdiğim sözlerinde yerine getirmek. İnsanların umutlarını, hayallerini yıkacak yalanlar söylememek. İşimle ilgili bir örnek vermem gerekirse, "Bu burnu istiyorum" diyen hastaya "O burun sana olmaz, olursa bak sonucu bu olur yapmayalım" demek. Ve empati yapabilmek, hastamın ve çalışanımın yerine kendimi koyup düşünüp konuşabilmek.
Tıp okumak isteyen gençlere ne öğüt verirsiniz?
Zeynep A. Ö: Tıp okumak isteyen bir kişinin mutlaka isteyerek bu mesleği seçmesi lazım. Çünkü siz bu seçimi yaparken iş değil, bir hayat biçimi seçiyorsunuz. Doktorluğun sabit bir mesai saati, yeri, zamanı olmaz, işi işte bırakmak gibi bir durum da söz konusu olamaz. Bir hekimin insanları sevmesi, dışa dönük karakterde, empati kurabilen, şefkatli, vicdanlı, iyi iletişim kurabilen ve fedakar bir karakterde olması gerekiyor.
Özgür Aydın
Yoğun tempoda çalışan biri olarak boş zamanlarınızı en çok nasıl değerlendiriyorsunuz?
Zeynep A. Ö: Boş zaman yerine zamanımı nasıl değerlendirdiğim daha doğru bir yaklaşım benim açımdan. Öyle ki hasta muayene etmediğim zamanlarda nöroloji kitapları, makaleleri okumayı ya da bir bilimsel makale hazırlamayı da hobi olarak görüyorum. Bunların yanı sıra kayak yapmayı, tenis oynamayı, yeni yerler keşfetmeyi, fotoğraf çekmeyi, kitap okumayı, dans etmeyi, arkadaşlarla keyifli sohbetleri, ailemle gezilere çıkmayı çok seviyorum.
Bilgehan A: Çok yoğun bir ameliyat programım olduğu için boş zamanım yok denecek kadar az... Güne sabah saat 6'da başlayıp, akşam saç ekimindeki hastalarımın operasyonları bitmeden evine giden bir doktor değilim. Hastalarımla tek tek ilgilenirim, personelim de bu yönümü bilir ve onlar da bu özveri ile çalışırlar. Tek müsait olduğum gün pazar günüdür. 6 yaşında bir kızım var. Vera Duru Aydın... Onunla birlikte zaman geçirmek benim için paha biçilemez. Dünya duruyor. Vera'nın atı var, onunla ata biniyorum. Bazı zamanlarda sohbet edip, yürüyüş yapıyoruz. Ve eski dönemlerde sokakta çocukken oynadığımız oyunları ona öğretmeye ve oynatmaya çalışıyorum.
Özgür A: Her gün her şart altında en az 2 saat ilgi alanlarımla ilgili kitap okurum. Her fırsatta Göcek'e giderek, teknemde deniz tutkumu gideririm.
Zeynep Hanım uluslararası yayınlanmış çok sayıda bilimsel bildiriler ve ödülleriniz var. Çalışmalarınızın sonucunda ödüllendirilmek nasıl bir his?
Zeynep A. Ö: Tüm bu çalışmaları ödül için yapmadım, bilim üretmek benim için tatmin edici bir duygu. Bilimsel bir dergide makalemin kabul edildiğini öğrendiğim an ayaklarım yerden kesilip, uçacakmış kadar mutlu hissediyorum. Ayrıca çalışmalarımın birçok meslektaşıma ulaştığı ve bilimsel literatüre katkıda bulunduğum, kalıcı bir eser ile hastalara faydalı olabileceğim hissi paha biçilmez. Tüm bu başarılara değerli hocam rol modelim, Prof. Dr. Betül Baykan'ın çok büyük desteği ve katkısı oldu.
Bilgehan aydın
Hem iş hem de özel hayatınızı dengelemek için neler yapıyorsunuz?
Zeynep A. Ö: Hayata dair tüm görevlerimi düzgün yapabilmek için çok çabalıyorum, başarabiliyor muyum bilemem ama en azından elimden geleni yapıyorum. Mesleğim açısından bahsettiğim gibi daima güncel kalmaya ve hastalarıma yararlı olmaya çalışıyorum. İyi bir anne olabilmek için çocuklarıma vakit ayırmaya, onları anlamaya, koşulsuz sevgimi hissetmelerine ve elimden geldiğince bildiklerimi, tecrübelerimi aktarmaya çalışıyorum, iyi bir eş miyim onu eşime sormak lazım (gülüyor). Ama destekleyici, fedakar, huzur veren, hayatı keyifli kılmaya çalışan bir eş olmaya çabalıyorum. Evlat ve kardeş olarak da daima her ihtiyaçları olduğunda yanlarında olacağımı, sevgimi, desteğimi hissetmelerine uğraşıyorum.
Gelecekte gerçekleştirmek istediğiniz planlar veya hayaller neler?
Bilgehan A: 'Be Aestetic' markasını zincir haline getirmek... Yurtdışında Arnavutluk ve İsrail'deki kliniklerimizin dışında, daha birçok şehirde ve ülkede klinik açmak. Doğru, prensipli ve kurallara uygun bir şekilde bu işin yapılabildiğini kanıtlamak... Kendi adıma hayallerim ise uçak kullanmak ve piyano çalmak, yurtdışında ve yurtiçinde gezmek, tatmadığım lezzeti tatları tatmak. Farklı medeniyetten ve kültürden insanları tanımak keşfetmek. Kısacası dünyayı keşfe çıkmak.