
Doğa dostu tasarımcıların 'Buluşma'sı

Doğa dostu tasarımcıların 'Buluşma'sı

Röportaj: Gülçin İşler Fırat
Fotoğraf: Canan Yetişti Satkın
Doğaya, tarihi ve kültürümüzün zenginliklerine aşık beş tasarımcı, her yıl bir araya gelerek yılbaşı öncesinde 'Buluşma' adı altında toplanıyorlar. Bu yıl buluşmanın altıncısı gerçekleşecek. Her yıl bu etkinliği iple çeken dostları, müşterileri var. Nişantaşı'nda Dilek Aksu'nun ev tekstili atölyesi Bobbin Showroom'da gerçekleşen etkinlik üç gün sürüyor. Konuklar mis gibi tarçın kokusunun sardığı mekanda sıcak şaraplarını yudumlayarak, lezzetli ikramlıklar eşliğinde hem sohbet ediyor hem de farklı tasarımları inceleme, alışveriş yapma keyfini yaşıyorlar. 'Buluşma'da Dilek Aksu'nun ev tekstil ürünleri, Leyla Taranto'nun mücevher, takı ve objeleri, Mara Gülerşen'in seramikten eserleri, Örge Tulga'nın zamansız takıları ve Özlem Tuna'nın mücevher ve ev aksesuarları yer alacak. Bu seferki buluşmada bir ilki gerçekleştirecek tasarımcılar. Alışverişten elde edilen gelirin bir kısmı Buğday Derneği'ne aktarılacak. Tasarımcılarla, Aksu'nun Nişantaşı'ndaki Bobbin Showroom'unda buluştuk ve hikayelerini dinledik.
Doğa dostu tasarımcıların 'Buluşma'sı

DİLEK AKSU
"BİRLİKTEN GÜÇ DOĞAR"
Buluşma hikayesi nasıl başladı, sizden dinleyelim...
Dilek Aksu: Bu yıl altıncısı yapılacak 'Buluşma' etkinliğimiz çok küçük başladı. Ben bir arkadaşımla beraber kıyafet tasarımı yapıyordum. Sonra mücevher tasarımcısı olan arkadaşımıza "Hadi sen de katıl bize" dedik. Böylece üç kişi olarak başladık. Ardından seramik ve başka bir takı tasarımcısı arkadaşımız da katıldı, beş kişi olduk. Değişik branşlarda tasarım yapanların bir araya gelmesi çok güzel oluyor. Birlikte yapılan işlere çok önem veriyorum, kalabalık olunca etrafa verdiğimiz enerji çok daha iyi oluyor. Herkes kendi arkadaşlarını, müşterilerini çağırıyor. Kaynaşıyoruz. Birlikten güç doğar.
Nasıl bir etkinlik olacak bu sene?
Aksu: Yılbaşı öncesinde kendi arkadaşlarımızı, müşterilerimizi burada alışveriş çatısı altında ağırlıyoruz, sohbet ediyoruz. Sıcak şarap ve lezzetli ikramlarımız eşliğinde katılanlar hem eğlenceli bir gün geçiriyor hem de alışveriş yapıyor.
Ne tarz ürünler olacak ve fiyat aralıkları nedir?
Aksu: Ev tekstili ürünleri, seramikten hediyelikler, takı ve mücevher tasarımları ve değişik objeler yer alacak. Bizim ürünlerimiz dışında sürpriz ürünler de olacak.
Buluşma etkinliklerinizin sosyal yardım ayağı var mı?
Aksu: Bu sene ilk defa olacak. Sosyal yardım ayağına özellikle çok önem veriyoruz. Beş tasarımcı olarak hepimiz doğa kökenli işler yapıyoruz. Herkesin konusunda doğa var. Biz de Buğday Derneği'ni çok uygun bulduk kendimize. Buradaki gelirimizin bir kısmını Buğday Derneği'ne aktaracağız. Biz de hem maddi destek olmak hem de derneğin bilinirliğini desteklemek istiyoruz.
Bobbin Tasarım'ı kurmaya nasıl karar verdiniz?
Aksu: Mimar Sinan Üniversitesi Sahne Dekor ve Kostüm Bölümü'nden mezun oldum. Uzun yıllar ev tekstilinde çalıştım. Çalışırken hep keten, ipek gibi doğal kumaşlarla iş yapmak istedim. Kendim bunu nasıl yapabilirim diye araştırırken Birgi diye bir kasaba buldum. 16 senedir Birgi'deki küçük el tezgahlarında kumaş üretiyorum. Bunların hepsini ev tekstilinde kullanıyorum. Ev tekstilinde olabilecek her şeyi üretmeye çalışıyorum.
Doğa dostu tasarımcıların 'Buluşma'sı

LEYLA TARANTO
"BULUŞMA İÇİN SÜRPRİZ BİR OBJE TASARLADIM"
Leyla Hanım mücevher ve takılarınız özelliği nedir?
Leyla Taranto: Genellikle geometrik, çağdaş sanatın izlerini taşıyan formları kullanıyorum. Tasarımlarımın mümkün olduğu kadar öz, yalın ve sade olmasına dikkat ediyorum. İlham kaynağım çok çeşitli şeyler olabiliyor. Malzeme olarak genelde gümüş kullanıyorum. Değerli taşlardan ziyade, elyaj, sünger kullanabiliyorum malzeme olarak. Geçen sene 'Silüetler: Gölgelerin Yüzü' diye bir sergim oldu, oradaki tasarımları kauçukla çalıştım. Farklı olan materyalden tasarım yapmak çok hoşuma gidiyor.
Bir de mermerden mumluk da hazırlıyorsunuz. Nasıl çıktı bu fikir?
Taranto: Bu fikir endüstriyel tasarımcı arkadaşım Koray Özgen'den çıktı, beraber yapıyoruz. O da Paris'te yaşayan bir Türk tasarımcı arkadaşımız. Ben sosyoloji mezunuyum. Bilgi Üniversitesi'nde tasarım üzerine sertifika programına katılmıştım; Koray orada benim hocamdı. Okul bittikten sonra, "Seninle bir şeyler yapalım, sen bakırla çalışıyorsun ve yaptıkların çok hoşuma gidiyor. Gel mermeri de katalım bu işe" deyince bir anda mermerden mumluk yapmaya başladık. Mermer ve bakır Türkiye'ye ait malzemelerden ürün hazırlıyoruz. Mumluklarımızın adı da 'Kubbe'. Yine ülkemizin bir simgesi.
Buluşmada hangi ürünleriniz yer alacak?
Taranto: Herkesin beğenerek taktığı, klasikleşmiş ürünlerim yine olacak. Yüzük, kolye gibi, mumluklarımız da olacak. Bir de bu buluşma için sürpriz bir obje hazırladım.
Doğa dostu tasarımcıların 'Buluşma'sı

MARA GÜLERŞEN
"ÇAMUR DÖNÜŞTÜRÜCÜ BİR GÜÇ"
Mara Hanım, seramik sanatçısı olmaya nasıl karar verdiniz?
Mara Gülerşen: Çocukluğumdan beri çamurla iç içeydim. Çok severim çamuru. 20 yaşımdan sonra büyük sanatçıların atölyelerinde çalışmaya başladım. Atölyelerde çeşitli sanatçılardan farklı teknikler öğrenerek yoluma devam ettim. Öğretmenlik yapıyorum, çocuklara ders veriyorum. Son 2-3 senedir hastaneler, oteller, fabrikalar gibi büyük projelerde yer alıyorum. Büyük duvar panolarını giydirmek beni çok cezbediyor. Liv Hospital Ankara'nın 20 duvarını Medicalpark Hastaneleri'nin bir kısmını tasarladım.
Seramik sanatçısı olmak sizin için ne ifade ediyor?
Gülerşen: Sanat benim için aşk. Kendini ifade etme biçimi... Seramik süreci insana çok şey öğretir. Bağımlı olmamayı, an'da kalmayı öğretir. Sokaktaki insan seramiğin sürecini bilmiyor. Çok ciddi bir özen ve uzun bir süreç vardır. Meşakkatli bir yolculuk... Çamur çok dönüştürücü bir güç. Kendisi de dönüşebilen bir şey olduğu için kişinin içindeki fırtınaları da dönüştürebiliyor. 'Sır' çok önemlidir. Sır seramikteki boyanın adı. Adı üstünde bir sır, bir karışım. Seramik ile uğraşmak beni 'an'da tutuyor ve ben 'an'daki şifaya çok inanıyorum.
Doğa dostu tasarımcıların 'Buluşma'sı

ÖZLEM TUNA
"ESİN KAYNAĞIM TARİHİ YARIMADA"
Özlem Hanım siz neler yapıyorsunuz?
Özlem Tuna: Mücevher ve tabak, kase, kahve fincanları, mumluk gibi masaüstü ev aksesuarları, firmalara kurumsal hediyelikler yapıyorum.
Sizin tasarımcılık hikayeniz nasıl başladı?
Tuna: Marmara Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Seramik Bölümü mezunuyum. Bir şekilde yolum mücevher dünyasıyla keşişti ve ilk olarak Urart'ta başladım. Ardından Kapalıçarşı ve çevresindeki kuyumcularla çalıştım. 2003'de de kendi firmamı kurdum. Esin kaynağım ise, tarihi yarımada ve Kapalıçarşı...
Sizin hangi ürünleriniz yer alacak?
Tuna: Etkinlikte en son yaptığım ev aksesuarları, kahve fincanları, kaseler, çikolatalık ve mumluklar yer alacak.