Röportaj: Bade Çakar, Fotoğraflar: Koray Işık
Genç ve başarılı tasarımcı Dilan Sayraç Can, 5 yıl önce hobi olarak başladığı saç aksesuarı markası Gaios ile Türkiye'de yoktan bir alan var etti. Ünlü yıldızlar başta olmak üzere her kadının hayalini kurduğu tasarımlar yaratan Dilan Sayraç Can'ın başarısının arkasındaki sırrı ise sadece kendisiyle olan yarışı... Bu işe başlarken kendisine verdiği "Her zaman en iyisi olacağım" sözünü hala yerine getiriyor.
Gaios'u kuralı 5 yıl olacak. Bugünkü başarınız hakkında nasıl hissediyorsunuz?
Ben ilk bu markayı kurduğumda zaman kombinime uygun, saçıma da bir şey takayım dediğimde istediğim gibi aksesuarı bulabileceğim bir yer yoktu. Daha bu alana direkt olarak odaklanılmamıştı. O yüzden Gaios ilk oldu Türkiye'de... Bu ilgiyi hiç beklemiyordum. Ben tamamen hobi olarak, gerçekten ben seviyorum ve arayıp bulamıyorum diye yapmaya başladım. Ondan sonra çok hızlı bir şekilde gerçekten talep gördü meğer benim gibi kişiler çevremde fazlaymış.
Peki, iş boyutuna geçince hobi olarak başladığınız rahatlık kalmamıştır eminim. Zorluklar yaşadığınız dönemler oldu mu?
Markalaşma sürecinde sıkıntılı dönemler oluyor. Zorluklar, ikilemler bitmiyor aslında. Mesela bu aralar düşündüğüm şubeleşme... Şu an Arnavutköy showroom'umuz var. Burada böyle kalalım, müşterilerimizle zaman geçirelim diyoruz, bir yandan da ikinci şube olsa mı diye düşünüyoruz. Yurtdışına açılmak da böyle. Şubat ayında Amerika'da gerçekleşen Coterie fuarına katılıp, yurtdışına açılmayı düşünüyorum. Bunlar kafamda hep gel git şeklinde... Online alışveriş artık o kadar yaygın ki, bize ulaşmak isteyenler Gaios'un kendi sitesinden bütün ürünlere ulaşabiliyor. O yüzden şubeleşmek artık yavaş yavaş bitiyor. Ama yurtdışı gerekli. Bütün ürünlerle değil ama belli bir kapsül koleksiyonla yurtdışına gitme fikri var aklımda.
Genç bir tasarımcı olarak Türkiye'de olmayan bir alanda başarı kazandınız. Şu an yaygın bir sektör ama hala akla gelen ilk marka sizinki...
Ben en başta kendime hedef koydum ve dedim ki; bu işin en iyisini ben yapacağım! Benim başladığım dönemde piyasa çok boştu, fiyatları ben belirledim. Zamanla genişledi tabii... Markama başlarken danışmanlık aldığım kişiler, rağbet gören bir alanın genişleyeceğini ve taklitlerin de olacağını söylemişlerdi. Taklitlerin olması önemli değil, saç aksesuarı denince akla ilk Gaios'un gelmesi ve her zaman en çok çeşidin Gaios'ta olması yeterli. Benim yarışım kendimle... Mesela diğer markalar ne yapmış, benim hangi modelimi almış bakmıyorum çok fazla. Ne olursa olsun her zaman kendimle bir yarışta olacağım, en iyi malzeme bende olacak, en iyisi bende olacak ve herkesin talebine Gaios'un zevkiyle yanıt verebileceğim.
Hazır koleksiyonlarının yanı sıra özel tasarımlar da yapıyorsunuz. Müşterilerinizle ortak noktayı nasıl buluyorsunuz?
Tutku ve hedef bir işi başarıya taşıyan unsurlar ama müşteri ilişkisi de kesinlikle önemli. En güzel reklam kulaktan kulağa yayılan... Aslında buraya gelen herkesi mutlu etmek istiyoruz ama tabii ki bir çizgimiz var. Bazen bir aksesuar fotoğrafı ile gelip, aynısını istediğini dile getiren müşterilerimiz oluyor. Biz bu noktada onları kırmadan kendi yorumumuzla benzer bir tasarım yapabileceğimizi dile getiriyoruz. Zaten bizim çizgimizi bizim tarzımıza beğenip, güveniyorsa kendini teslim ediyor.
Sanat hayatından birçok isim tasarımlarınızı tercih ediyor. Tasarımınızı ilk kez bir ünlüde gördüğünüzde neler hissettiniz?
İlk Buse Terim ile başladı. Bizim telli bandanalarımızı taktı ve acayip bir patlama yaşandı. Daha Gaios kurulalı 2 ay olmuştu. O dönem çok heyecanlandım. Hala ünlü bir ismin ürünümü takması aynı heyecanı uyandırıyor. Mesela Bengü düğünü için geldiğinde o kadar sevindim ki. Beğendiğim, merak ettiğim insanlarda tasarımlarımı görmek çok güzel.
Tasarımlarınızı takmasını çok istediğiniz ünlü bir isim var mı?
Çok var... Ama özellikle Türkiye'de Nil Karaibrahimgil'i çok beğeniyorum. Özgün stilini, içindeki o enerjiyi yansıtmak çok isterim. Yurtdışında ise Lady Gaga'ya tasarlamak isterim. Beyonce'nin Coldplay'le yaptığı düetin klibinde taktığı parça çok güzeldi. Şov parçaları da hazırlamak isterim yurtdışına. İlhamınızı nereden alıyorsunuz? En çok seyahatten alıyorum. Seyahat etmezsem tıkanıyorum çünkü zaten İstanbul'da olduğum süreç boyunca her gün atölyeye geliyorum. O boş vaktimde de ayda bir veya iki defa kesinlikle bir yurtdışı seyahatim oluyor. Yurtdışı dediğimde koştur koştur 4 günlük bir Avrupa seyahati değil. Biraz daha sakin, uzun ve rahat seyahatler... Polonya'da bir festivale gittim mesela geçen ağustosta, o bana inanılmaz bir ilham kaynağı oldu.
Biraz da yeni koleksiyonunuzdan bahsedelim...
Yeni koleksiyonum gezegenlerle ilgili, gökyüzünden alınan bir ilhamla yaratıldı. Bende sanırım doğa en büyük ilham kaynağı... Yazın daha çok çiçekler, deniz ve denizaltı... Kışın da gökyüzü ilgimi çekti. Koleksiyonda taçlar var. Benim taktığım Cosmo modeli... Aynı zamanda Loretha taçlar da çok dikkat çekti. Detaylar dikkat çekiyor. Taçların kullanımı da çok rahat. Normalde saç aksesuarlarını kullanırken kuaförün veya bizlerin yardımı gerekebiliyor ama taçlarda böyle değil. Saç kötüyken de saç aksesuarı bir kurtarıcı olmalı... Acelen varsa ve saçın yeterince iyi değilse, bu taçlar kurtarıcı olacaktır. Hem de eforsuz bir şıklık oluyor.