Şerif ERCAN
Hollanda'nın başkenti Amsterdam; 12. yüzyılda küçük bir balıkçı köyü olarak kurulmuş. İsmini, üzerinde kurulduğu Amstel nehrinden alıyor. Kuzey'in Venedik'i olarak da adlandırılan Amsterdam bir kanallar şehri. Şehirdeki yüzlerce irili ufaklı kanal, tıpkı Venedik'te olduğu gibi köprülerle birbirine bağlanıyor. Şehrin bir özelliği de, farklı stillerde ve renklerde olan tarihi binalar... Şehrin simgelerinin başında yel değirmenleri ve laleler geliyor. Amsterdam'da da birçok yel değirmeni var. Laleler ise Osmanlı döneminde Türkiye'den ülkeye getirilmiş. Rengarenk laleler, ülkeye gelen turistlerin büyük ilgisini çekiyor. Amsterdam'ı yürüyerek bir uçtan diğer uca gezmek mümkün. Kentin en ünlü meydanlarından biri olan Dam Meydanı'nı merkez alırsanız, kaybolmanız mümkün değil. Amsterdam'da, şehrin küçük bir maketi olan Lego City, Skinny Köprüsü, Albert Cuyp Market, yel değirmeni köyü olarak bilinen Zaanse Schans, Volendam ve Marken balıkçı köyleri ve geleneksel peynir çiftliğini ziyaret etmeden dönmeyin. Amsterdam aynı zamanda bir müze cenneti. Van Gogh Müzesi, şehirdeki çok sayıda müzeden biri. Madame Tussaud Müzesi de görülmesi gereken yerlerden. Bu müzede ünlü tarihi kişiliklerin mumya modelleri sergileniyor. Erotizm Müzesi'nde ise farklı dönemler ve kültürlere ait sanatçıların erotik yapıtları sergileniyor. Dünyaca ünlü Hollandalı ressamların yapıtlarının sergilendiği Rijs Müzesi, Ünlü ressam Rembrandt Evi ile açık havada birçok eserin sergilendiği Maduradam Müzesi, Amsterdam Tarih Müzesi de şehrin önemli müzelerinden. Amsterdam, gece hayatıyla da çok ünlü. Şehirde sabahlara kadar eğlenebileceğiniz sayısız bar, gece kulübü ve canlı müzik mekanı var. Alışverişe meraklıysanız, şehirde kurulan pazarlarda, birbirinden ilginç ve güzel hediyelik eşyalar satın alabilirsiniz. Özellikle Waterloo Meydanı'nda kurulan bitpazarında pek çok antika eşyayı da bulmanız mümkün. Dünyaca ünlü Hollanda peynirlerinden ve birbirinden güzel tahta ayakkabılardan almayı da unutmayın.
