RÖPORTAJ İREM ORHAN
NetWork yeni mevsimi, tüm dünyanın içinden geçtiği radikal değişim sürecinden esinlenen bir koleksiyonla karşılıyor. 'NetWork Rüzgarı' adı verilen koleksiyon ve detaylarını konuşmak üzere bir araya geldiğimiz NetWork Kadın Koleksiyon Baş Tasarımcısı Elif Cığızoğlu'ndan, dünyadaki değişim rüzgarlarına gönderme yapan tasarımların yaratım ve üretim süreçlerini dinledik.
Uzun süredir NetWork Kadın Koleksiyonu Baş Tasarımcısı olarak görev yapıyorsunuz. Markayla yollarınız nasıl kesişti, biraz bahseder misiniz?
Bundan sekiz yıl önce NetWork ekibine katıldım. 2013 yılından beri, moda trendlerini ve güncel kumaş teknolojilerini NetWork kadınının modern, rafine ve cesur stil kodlarına en uygun şekilde birlikte yorumluyoruz. Yeniliklere duyduğumuz heyecan ve kendimizi sürekli daha da ileriye taşıma arzusu, uzun soluklu ve sağlam temelli iş birliğimizin altında yatan en önemli motivasyonlarımızdan biri.
'NetWork Rüzgarı' adını verdiğiniz koleksiyonunun ortaya çıkış hikayesi nedir?
Sonbahar/kış 2021-22 koleksiyonumuz, ilhamını tüm dünyanın içinden geçtiği radikal değişim sürecinden alıyor. 'NetWork Rüzgarı' adını verdiğimiz sezon hikayemizle sonbahar ve kış ayları boyunca sokaklarda hakimiyet kuracak değişime gönderme yapmayı amaçladık. Özetle NetWork kadınına, rüzgarı sadece havada değil, stilinde de hissedeceği bir sezon vadetme fikrine yoğunlaştık. Her okazyona uygun şık parçalar ve onları tamamlayan zamansız NetWork Shoes & Bags tasarımlarıyla tam da hayalimizdeki gibi bir koleksiyona imza attık.
Koleksiyonda öne çıkan renk paleti, materyaller ve ana temalar neler?
Bej, ekru, camel, siyah, bordo gibi zamansız renklerin yanı sıra mint, lila, gri, pembe ve sarının farklı tonlarına yer verdiğimiz geniş koleksiyonda; rafine silüetler, kaliteli kumaşlar, lüks detaylar ve özgün dokunuşlar başrol oynuyor. Ekose ve balıksırtı gibi zamansız desenleri modern şehir yaşamına uyarlayan paltolar, işçiliği ile öne çıkan deri trençkotlar ve tüvit ceketler, çarpıcı yaka ve cep detaylarına sahip hayvan desenli modeller ve çok yönlü kullanım özellikleri bulunan deri ve puffer montlar, dış giyim tasarımlarının en dikkat çekenleri arasında. Çiçek motifleriyle bütünleşmiş bluz ve etekler ile şifon gömleklerin yarattığı romantik etki, koleksiyonun birçok parçasında kendini gösteriyor. Volüm ve pili detayları, yaşanan değişim rüzgarını temsil ediyor. Yüzde 100 kaşmir ve yün dokular, sıcaklık ve konfor hissini maksimum seviyeye taşıyor. Yenilikçi bir tavır sergileyen triko parçalar, yalın ve şık görünümleriyle gündüzden geceye geçişi kolaylaştırıyor. Su tüketimini azaltan sürdürülebilir yıkama tekniği ile üretilmiş denim, geri dönüştürülmüş organik koton kumaşlar, koleksiyonumuzun sürdürülebilir parçalarını oluşturuyor. Oversize scuba sweatshirt'ler, kazaklar, jogger pantolonlar ve parlak dokulu puffer mont ile yelekler, hafta sonu kaçamakları ve doğa gezilerine eşlik ediyor. Hem ev hem de şehir hayatına uyumlu Leisure seçkisinde ise modern, yalın ve konforlu eşofman ve triko takımlar ile tişört, elbise ve tulumlar yer alıyor. NetWork Shoes & Bags koleksiyonunda da nude tonlarda deri ve süet çizme ile botlar ve bağcıklı bootie'ler, yalın formlarıyla öne çıkan deri el ve omuz çantalarını tamamlıyor.
"Yeniliklere duyduğumuz heyecan ve kendimizi sürekli daha da ileriye taşıma arzusu, uzun soluklu iş birliğimizin altında yatan en önemli sebeplerden."
Peki, hazırladığınız koleksiyonlarla sizi diğer yerel markalar arasında farklılaştıran çizginiz hususunda neler söylersiniz?
Uluslararası deneyime sahip tasarım ekibimiz; üstün kaliteli kumaş ve dikim teknikleri, yüksek teknoloji materyaller ve vücudu iyi gösteren kalıplardan faydalanarak, dünya moda trendlerini NetWork kadınına uygun yorumluyor ve her koşulda yaratıcı alternatifler sunan zamansız koleksiyonlar hazırlıyor. Hafta içi ve hafta sonu, gündüz ve gece, tüm özel günlerde, hayatın her anında ideal çözüm önerilerimizle müşterilerimizin kendilerini şık, ayrıcalıklı ve rahat hissetmesini sağlıyoruz. Bu da Network'ü farklı ve tercih edilir kılıyor.
Sizce tasarımda farklılık ve özgünlük mü daha önemli yoksa kullanılabilirlik mi? Siz genelde tercihinizi hangisinden yana kullanıyorsunuz?
Ben her zaman kullanılabilirlikten yanayım. Çünkü ne kadar özgün ve farklı olursa olsun, bir tasarım rahatlık ve fonksiyonellik barındırmadığı sürece en fazla bir kere giyilip, senelerce gardıropta öylece durmaya mahkumdur. Bu da uzun vadede hem kişinin ekonomisini hem de sürdürülebilirliğin temel ilkesinin sarsan bir durumdur. O nedenle bir kıyafet veya aksesuarın kullanışlılığı benim için diğer tüm kriterlerden önce gelir.
Peki, sizin dünyada işlerini en çok beğendiğiniz tasarımcılar kimler? En son beğeniyle takip ettiğiniz iş birliği?
Jil Sander, dünya genelinde işlerini en çok beğendiğim tasarımcılar arasında.