Cote d’Azur’un en özel adresleri

En görkemli davetlere imza atan 7 Catering’in kurucusu Ebru Erberdi, 20’li yaşlarından beri tatillerini geçirdiği, bir süredir de evinin bulunduğu Cote d’Azur’u yazdı ve otel, restoran, plaj, kulüp ve hatta pazar önerilerinde bulundu.

Cote d’Azur’un en özel adresleri

YAZI EBRU ERBERDİ

Cote d'Azur, İtalya'ya 1 saat, İspanya'ya 3 saat mesafede olan Avrupa'da çok merkezi bir yer. Güney Fransa sahillerini ifade eden Cote d'Azur, dünya jet-set'inin buluşma yerlerinden biri. Benim hikayem ise; 20'li yaşlarda, yaz tatillerinde, arkadaşlarımla araba kiralayıp zaman zaman St. Tropez'de zaman zaman Cannnes'da zaman zaman da Monako'da kalıp hepsine gitmemle başladı. Zira oğlumun ilkokula burada başlamasından sonra yerleşik olarak ben de bölgeye çok daha hakim oldum. Fransa'da gastronomi malum; Menton'da, Cannes'da, St. Tropez'de, Antibes'de, 1, 2 ve 3 Michelin yıldızlı restoranlar var ve rezervasyon sırası bekliyorsunuz.

En son 'World 50 Best'de 2 defa birinci olarak artık onur listesinde olan 3 Michelin yıldızlı Mirazur, bir ay öncesi rezervasyonla öğle yemeği için gittiğimde bile doluydu. Cote d'Azur, her bölgesi ile 12 ay yazlık yerlerini bile ayakta tutacak harika organizasyonlar yapıyor. Kış boyunca Cannes'da sayısız konferans ve fuar oluyor. Cannes benim en favori yerim olduğu için yaz kış keyif alarak gittiğim bir şehir. Cannes'da yazın sayısız plajlar var. Şezlong ücretleri otelde kalsanız bile 40 Euro'dan başlıyor 65 Euro'ya kadar çıkıyor. Halk plajları da mevcut, havlunuzu serip denizin ve güneşin tadını çıkarabiliyorsunuz. Türkiye'deki işletmelere kızmayın, 500 Euro otel ödüyorsunuz ve her gün için de karı-koca 110 Euro sadece şezlong parası veriyorsunuz.

Cannes sahilindeki plajlar haricinde farklı bir deneyim yaşamak istiyorsanız Ile Sainte Marguerite adasındaki La Guarite çok keyifli... Yazın orayı hiç es geçmem. Sakın özel tekne ile gitmeyin, restoranı arıyorsunuz ve kişi başı gidiş dönüş 20 Euro shuttle servisi alıyorsunuz. Dünyada 3 yerde olan La Guarite'nin diğer şubesi de D Maris'te... Cannes'ın en sevdiğim tarafı, Nice gibi uzun sahili olması ve yürüyüş için de çok ideal. Cannes'ın 1950'lerden beri açık restoranları var. Başında da özellikle kabuklu deniz mahsulleri sevenler için Astoux Brun geliyor. En taze istiridyeleri numaralarıyla yiyebileceğiniz salaş ama çok keyifli bir restoran. Kabuklu sevmeyenler için dil balığını çok tavsiye ederim.

Cannes kış ve yaz akşamlarının favorisi La Momme... Sokak arasında harika bir fine dining tecrübesi yaşayabilirsiniz. Özellikle zeytinyağı ve kekik sunumları büyüleyici. Bu arada Cannes'ın en meşhur restorankulübü tartışmasız Baoli... Ama son senelerde çok değiştiğini söylemeden geçemeyeceğim. Cannes'da Martinez Otel'deki La Palme d'Or, 2 Michelin yıldızıyla ve deniz manzarasıyla keyifli bir restoran. Ama trendy değil... Cannes'a gelmişken cumartesi kurulan sebze meyve pazarını ve özellikle pazar günü kurulan antika pazarını sakın es geçmeyin...

St.Tropez de çok keyifli bir yer... St. Tropez plajlarıyla meşhur. Başlıca plajlar, Le Club 55 (en sevdiğim), Lou Lou, Bagatelle ve Le Reserve... Le Club 55 daha çok aile yeri diyebilirim. Lou Lou tam eğlence isteyenlerin yeri ama hepsinin ortak özelliği yemekleri müthiş. Lou Lou'da en son mönüde, ünlü bir markanın double şampanyasının 55.000 Euro olduğunu görünce, rağbet var ki koyuyorlar dedim içimden.

St. Tropez pazarını da sakın kaçırmayın. Salı ve cumartesi günleri kuruluyor ve çok trend ürünler bulunuyor. Mağazalardan daha keyifli bir alışveriş yapabilirsiniz. Buralara gelip St. Paul de Vence'e uğramadan sakın geri dönmeyin. Gerçekten büyüleyici bir sanat köyü. Vitrinler, eserler sizi gerçekten çok etkiliyor. Köye girmeden tüm manzaraya hakim 1 Michelin yıldızlı Alain Llorca, köyün en keyifli restoranlarında biri. La Colombe d'Or da köyün en iyilerinden ama ikisine de gitmiş biri olarak Alain Llorca'yı öne alın derim. Monako'da bu sene radikal değişikler oldu... Senelerin Cafe de Paris'i, restoran kısmını Hotel de Paris'in sol tarafına aldı. Eski yerinin arkası komple tadilatta. Ön tarafı da sadece kafe oldu. Monako'da Peru restoranı Coya da son yıllarda çok popüler. Fairmont Otel'in içindeki Nobu her zaman çok keyifli. Kışın bile gittiğimde çok keyif aldığım bir restoran.

Juan Les Pins, özellikle kadınların, sadece butikleri gezmek için gitmeleri gereken harika bir kasaba. Hotel du Cap Eden Roc, bölgenin ikonik otellerinden biri. Otelin, dekorasyonunu, havuzunu ve manzarasını görmenizi tavsiye ederim. Juan Les Pins'e çok yakın Antibes de Michelin yıldızlı restoran Les Pecheurs ve La Passagere'yi deneyin derim.

Oğlumun okulu için gittiğim Valbonne, beni eski İtalyan Başbakanı Berlosconi ile komşu yaptı. Valbonne, cuma günü kurulan pazarı ile ve ayda bir pazar günleri kurulan antika pazarı ile çok meşhur. Çarşısı, Alaçatı köy içini andırıyor. Tüm Cote d'Azur akın ediyor.

Ve güneyin incisi Fransa'nın en büyük şehirlerinden Nice... Pazartesi sabahları kurulan antika pazarında ne isterseniz bulmanız mümkün. Çevresi restoran ve kafelerle dolu. Pazarın sokak girişinde de efsane restoran Le Petit Maison var. Sahibesi hala elleriyle servis veriyor. Keyifli bir yaz dilerim...

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.