Contemporary İstanbul'da Yeni Mekan Yeni Heyecan
Contemporary İstanbul'da Yeni Mekan Yeni Heyecan
5-10 Ekim tarihleri arasında 16. edisyonunu gerçekleştirecek Contemporary İstanbul, yerli ve yabancı çağdaş sanat galerini, değişen mekanı ile ilk kez Tersane İstanbul'da izleyiciyle bir araya getiriyor. Fuar öncesi, her biri farklı disiplinlerden altı sanatçı ile bir araya geldik ve yeni heyecanlarını paylaştık.
RÖPORTAJ İREM ORHAN
FOTOĞRAF ŞEREF YILMAZ
Türkiye'nin en önemli sanat etkinliklerinden Contemporary İstanbul, 16. edisyonunu 5-10 Ekim tarihleri arasında yeni adresi Tersane İstanbul'da gerçekleştiriyor. Fuar, tarihi Haliç Tersanesi ve Haliç semtine yeni bir soluk getirecek büyük bir yenileme projesinin ardından çağdaş sanatı İstanbul'un en önemli tarihi alanlarından birine taşıyor. Akbank ana sponsorluğunda gerçekleşen ve son yıllarda İstanbul'dan yükselen dinamik çağdaş sanat ortamını öne çıkarmak için dünyanın dört bir yanından galerileri bir araya getiren fuar, şehirde sanat sezonunu başlatıyor. Sanat tutkunlarının büyük bir heyecanla beklediği fuar öncesi, fuara yıllardır aralıksız katılan altı sanatçı ile bir araya geldik; sergileyecekleri işler, değişen mekan hakkında fikirleri ve en yeni heyecanlarına dair keyifli bir sohbeti paylaştık.
Contemporary İstanbul'da Yeni Mekan Yeni Heyecan
AHMET GÜNEŞTEKİN "Tersane İstanbul canlı bir hafıza mekanı"
Contemporary İstanbul'un 15 yıllık geçmişi var ve geçen her yılda eserlerim farklı galeri ve kurumların temsiliyle sergilendi. Gelecek 16. edisyonunda da işlerim Art Refinery temsiliyle sergilenecek. Benim için önceki yıllardan farklı çünkü Contemporary İstanbul bu yıl Tersane İstanbul'da gerçekleşiyor. Tersane, bir su şehri olan İstanbul'un kentsel kimliğini oluşturan tarihsel, endüstriyel imgelerin mekanı aynı zamanda. Yüzyıllar boyunca Osmanlı donanmasının inşasından araba ve yolcu vapurlarının inşasına, insanla, gündelik hayatla dolaylı bir ilişki kuran, canlı bir hafıza mekanı. Böylesine bir yerde hem üreten sanatçıların hem de ziyaretçilerin mekanla bir etkileşim içerisine girmemeleri tabii ki olanaksız. Ölümsüzlük Odası'nı 2018 yılında buradaki büyük atölyelerden birinde çalışmaya başlamıştım, kısa bir süre sınırlı da olsa atölyede izlenmişti, aynı yıl da Contemporary İstanbul'da ilk kez sergilenmişti. İki yıla yakın bir süre Bakü'de sergileniyordu ama şimdi tersaneye geri döndü ve Ölümsüzlük Odası izleyicisiyle yeniden buluşacak. Tersanede Ölümsüzlük Odası'yla birlikte Kostantiniyye serisinden işler, bronz heykeller, seramikler ve yakın dönemde çalıştığım tuval işler desergilenecek. Ayrıca son dönemde çalışmaya başladığım Gelene-ek adını verdiğim heykel ve seramik işlerim izleyiciyle buluşacak.
"ÖLÜMSÜZLÜK ODASI'NIN EN DİKKAT ÇEKECEK İŞ OLDUĞUNA İNANIYORUM"
Ölümsüzlük Odası'nın daha önce olduğu gibi en çok dikkat çekecek iş olacağını düşünüyorum. Ölümsüzlük Odası, Göbeklitepe'deki kazılarda ortaya çıkan buluntuların morfolojik ve anlamsal yönlerini araştırdığım, çocukluğumun masal ve seslerini sanatsal anlatım diliyle nasıl bütünleştirdiğimi gösteren işlerimden biri. Eser adını 4000 yıllık bir Babil şiirinden alıyor, bizim bildiğimiz adıyla Gılgamış Destanı. İlk okuduğumda bu ölümsüzlük arayışı hikayesinden kelimenin tam anlamıyla büyülenmiştim. Hiçbir antik yakın doğu anlatısının onun kadar güçlü ve derin bir etkisi olmamış insan üzerinde. Çünkü modern insana insanlık durumu hakkında bir şeyler anlatıyor. Bugünden bakıldığında Gılgamış, yeniden ele alındığında, olabildiğince modern bir malzeme aslında. Şunu söylüyor, evet, bireyler bazen büyük arayışlara çıkıyorlar, bazen istediklerini alabiliyorlar, ama çoğunlukla da alamıyorlar, ama hepsinin vardığı nokta aynı; ölümün kaçınılmazlığı. Enstalasyon bu insanlık durumunu benim yorumlama biçimim.
"BU YIL EN ÇOK GENÇ SANATÇILAR VE İŞLERİNİ MERAK EDİYORUM"
Bir bütün olarak çağdaş sanatın tersanenin dönüşen mekanında nasıl bir deneyim sunacağını görmek istiyorum. Bugüne kadar çok sayıda uluslararası projemi sunmuş ve gelecek ay da Diyarbakır'da Keçi Burcu'nda gerçekleşecek Hafıza Odası sergimi düzenleyecek Pilevneli Gallery'nin bu yıl listesine aldığı genç sanatçıları ve işlerini merak ediyorum. Moskova ve Tahran'dan gelecek galerilerin sergileyeceği işleri de izlemek istiyorum. Ayrıca İlhan Koman sergisi de merakla beklediklerim arasında.
Contemporary İstanbul'da Yeni Mekan Yeni Heyecan
SEÇKİN PİRİM "Kariyerimde ilk kez mermerden ürettiğim bir heykel fuarda olacak"
Contemporary İstanbul'a gerçekleştirildiği ilk günden beri katılım gösteriyorum. Bu sene fuarın 16. edisyonu gerçekleştiriliyor. İlk kez katıldığımda 27-28 yaşlarındaydım. O günden beri düzenli olarak her sene katılım gösterdim. Contemporary İstanbul ile büyümüşüm demek yerinde olur herhalde. Bu sene fuarda yapıtlarımı Dirimart temsil edecek. Fuara bu sene bir heykel ve bir kağıt işle katılacağım. Bu sene, kariyerimde ilk kez mermerden ürettiğim bir heykeli fuarda göstereceğim. İlk kez bu malzemeyi heykelde kullanmam benim için de oldukça önemli bir konu. Kağıt işim ise son serilerimden olan 'İsyan' adlı seriden bir yapıt. Genelde fuarlara hep yeni ürettiğim yapıtlarla dahil oldum. O anda güncel olarak neyin üstünde çalışıyorsam onunla fuara katılmayı tercih ettim. Aynı şekilde bu sene de yeni ürettiğim yapıtlarımla Contemporary İstanbul'da yer alacağım. Aynı zamanda fuarda birkaç projem daha yer alıyor; bir tanesi bir içki markasıyla yaptığımız bir işbirliği. Orada da genç sanatçı Yağmur Çalış'la birlikte bir proje sunuyoruz. 'Ustalaşmak döngüsü' adı altında bir sergi yapıyoruz kendisiyle. Yağmur, işlerini çok sevdiğim ve desteklediğim genç bir sanatçı.
"ÜZERİNDE ÇALIŞTIĞIM HER İŞTEN AYRI HEYECAN DUYUYORUM"
İlk defa mermerden bir heykel üretiyor olmak benim için heyecan verici. O yüzden onun ayrı bir yeri var. Yapıt, fuar başlamadan kısa bir süre önce tamamlanmış olacağı için sonuçlarını da hep birlikte göreceğiz. 'İsyan' serisinden kağıt işim ise bu yeni serimden dördüncü yapıt. Bu seriden kendimce çok olgunlaştırdığım ve sonucundan da çok memnun kaldığım bir iş. İkisi de benim için anlamlı ve değerli. Klişe bir cümle kurmak istemem, dediğim gibi devamlı atölyede üretmeye çalışan ve kafasını buna yoran bir sanatçı olarak her daim yeni yaptığım işten heyecan duyuyorum. Bu yüzden tüm işlerin bütün süreçleri benim için heyecan verici. Aslında Contemporary İstanbul öncesinde çok sayıda yurtdışı fuarları, sergiler ve projelerde yer aldım. Fuara hazırladığım işlerin üretimini bunlarla paralel olarak yürüttüm. O yüzden hazırlık sürecimin ne kadar sürdüğü konusunda net bir zaman söylemem çok doğru olmaz. Pandemi sürecine bakarsanız ilk zamanlar herkesinki gibi zor geçti ama şunu söylemek lazım; benim hayatımda 'kapanma' çok da yeni bir kavram değil. Çünkü ben zaten haftanın yedi gününü atölyede geçiren ve kendini atölyeye kapatan biri olarak normal hayatta da bir çeşit 'lock-down'dayım. O yüzden çok büyük sıkıntı çekmedim, atölyede ürettim. Genellikle hayatımla doğru orantılı olarak ilerliyor yapıtlarım. Hayatımda bir değişiklik olduğunda işler de yavaş yavaş değişmeye başlıyor. Ürettikten sonra geri dönüp baktığım zaman işlerin değiştiğini ve o süreçte ne yaşadığımı okuyabiliyorum. Bu süreçte ürettiğim işlere baktığım zaman çok dışa dönük, dışarı doğru çıkan işler yaparken, pandemi sürecinde ürettiğim işlerin çok içine kapanık, kendi dünyasına, kendi içine çekilen formlar olduğunu fark ettim. Daha karadelik hissi veren formlar olduğunu gördüm. O yüzden geriye dönüp baktığım zaman 'Bu işi pandemide yapmıştım ve bendeki etkisi buymuş, heykellere de yansımış' diyebilirim.
"FUARI SANATÇI GİBİ DEĞİL DAVETLİ BİR İZLEYİCİ GİBİ TAKİP EDECEĞİM"
Fuara katılan birçok sanatçı ve galerici tanıdığımız ve bildiğimiz ortak arkadaşlarımız, dostlarımız. Tabii ki çok sık görüşemesek de birbirimizden haberdarız ama herkes çok yoğun çalıştığından çok fazla atölye ziyareti gerçekleştiremedik. O yüzden belirli bir isim vermek yanlış olur ama gerçekten bir sürü sanatçının neler yaptığını gerçekten merak ediyorum. Diyalogda olduklarımızla bile neler yaptığımızı detaylı konuşacak bir zaman yaratamadığımız için her yıl olduğu gibi merak ve heyecan duyuyorum. Her yıl güzel işlerle karşılaşıyorum. Bu yıl da yüksek ihtimalle fuarı bol bol gezip detayları inceleyeceğim. Yeni ve iyi işler olduğuna ve dostlarımın çok çok iyi işler çıkaracağına eminim, bunun heyecanını taşıyorum. Kendi yaptığım işler dışında diğer yapıtları izlemek için de heyecan duyuyorum. Ama belirli bir isim vermek çok doğru olmaz. Dediğim gibi, ben de heyecanla bekliyorum. Her zaman yeni şeyler görmek bana büyük keyif veriyor. O yüzden de bu anlamda bir sanatçı yerine bir izleyici gibi davranarak heyecanla izleyeceğim bir etkinlik olacak.
Contemporary İstanbul'da Yeni Mekan Yeni Heyecan
SEDA GAZİOĞLU "Fuara katılacağım eserler pandemi sürecinden izler taşıyor"
Contemporary İstanbul'a ilk defa 2014 yılında katılmıştım ve o, kariyerimdeki ilk sergim olma özelliğini de taşıyor, benim için çok önemli. O tarihten bu yana 2016 ve 2017 yılları hariç her sene bu güzel etkinlikte olma şansı yakaladım. Bu sene de bünyesinde yer aldığım PG Art Galeri ile birlikte katılıyorum. Bu yılki fuarda iki eserimle olacağım. İşlerimden bir tanesi pandemi döneminin henüz başında iken ürettiğim nispeten daha karanlık hislere sahip bir kurukafa heykeli. Diğeri ise bu dönemi geride bırakmak için kendine bir yol arayan insanlığın, meselelerini çözebilmek için bir araya gelmekten ve güçlerini birleştirmekten başka bir çare olmadığını derinden hissedişinin bir betimlemesi olan iki kuşun havada buluştuğu anı resmeden bir metal heykel.
"YEN TEKNIKLER DENEDIĞIM SON İŞİMİN BENDEKİ YERİ AYRI"
Kuş heykelim benim için yepyeni teknikler ve ifadeler barındırdığı için bu sergideki favori işim. Yaklaşık iki yıldır bu heykel üzerinde çalışıyorum. Pandemi sürecinin yaratım sürecime olan en belirgin etkisi ise yazmak oldu diyebilirim. Yıllardır pek de vakit ayırmadığım defterlerim tekrar gün yüzüne çıktı ve düzenli yazmak, notlar almak, planladığım işlerin hikayelerini çıkarmak bana çok iyi geldi. Melis Buyruk'un porselen işlerinin hayranıyım diyebilirim. Son dönem ürettiği seriyi ise fuarda canlı görmek konusunda heyecanlıyım. Fuarda görmeyi çok istediğim bir diğer isim ise Server Demirtaş. Onun da yaptığı her iş beni çok etkiliyor.
Contemporary İstanbul'da Yeni Mekan Yeni Heyecan
HANDE ŞEKERCİLER "Fuarın yeni mekanında kavuşacağı kimliğini merak ediyorum"
Hatırlıyorum, fuara ilk katılımım 2009 yılında olmuştu. Temsiliyetimi yürüten JD Malat Gallery ile yaklaşık üç yıldır beraberiz bu fuarda. Fakat bu yıl asıl yaptıklarımız dışında, JD Malat Project adı altında Arda Yalkın ile beraber yürüttüğümüz sanatçı ikilimiz ha:ar ve ben solo olarak da Ankara, Venedik ve son olarak da Milano'da gerçekleştirdiğimiz serginin bir kısmını İstanbullu izleyicilerle paylaşacağız. JD Malat Gallery booth'unda iki yeni bronz heykelimi, JD Malat Project booth'un da ise Electrik Mannerism sergimizden dört büyük ha:ar resmiyle beraber, üç tane de bronz heykelimi sergileyeceğiz.
"YENİ HEYKELLERİM YENİ DÖKÜMHANEMDEN ÇIKAN İLK ÜRÜNLER"
JD Malat Gallery booth'unda sergileyeceğimiz iki heykel benim için çok özel. Çünkü ikisi de yeni kurduğum dökümhaneden çıkan ilk heykeller. Daha önce döküm işleri kendi tölyemin dışında yapılan tek işti. Dünyada kullanılan son teknolojiyi ve yöntemleri kullandığımız son derece yüksek donanımlı bir döküm atölyesi kurduk ve artık bu iş de benim elimden çıkıyor. Bu yüzden farklı bir gönül bağım oldu bu iki heykelle. Yaklaşık üç dört aydır bu heykellerin üretimi sürüyor. Açıkçası pandemi olmasa da atölye ve ev arasında bir hayatım olduğu için benim açımdan çok şey değişmedi. Aksine karantina günlerinde hayat durduğu için çok daha yoğun çalışabildim. Dökümhaneyi de kendi atölyeme dahil edince dışarıyla olan tüm ilişkim nerdeyse kesilmiş oldu.
"FUARIN YENI MEKANINDAKİ YENİ KİMLİĞİ KONUSUNDA HEYECANLIYIM"
Açıkçası spesifik bir kişi ya da galeriden ziyade ci'nin yeni mekanında kavuşacağı, İstanbulla daha iç içe olacağını düşündüğüm kimliğini merak ediyorum. Uzun süren karantinalar ve bu tip toplu etkinliklerden uzak kalışımız sonrasında sanatseverlerin ilgisinin de yoğun olacağını ve oldukça hareketli bir fuar geçireceğimizi düşünüyorum.
Contemporary İstanbul'da Yeni Mekan Yeni Heyecan
ALİ BİLGE AKKAYA "Bu sene gerçekleşecek fuarın bendeki yeri çok ayrı"
Her sene olduğu gibi ben de Contemporary İstanbul'da fuar süresince orada olacağım. Bu sene ile birlikte altıncı katılışım olacak. Sanatçı bünyesinde bulunduğum X-ist galeri ile bir seçki hazırladık ve fuarda bu eserlerimi sergileyeceğim. Bu sene diğer senelerden farklı olarak dördüncü kişisel sergim olan '4 veya Kaotik Kentlerin Çözülmüş Sessizliği' ile bu fuar aynı tarihlere denk geldi. Serginin devamı niteliğinde 'Karanlıkta Adımlar, Rotterdam' ve 'Otoportre 1, Antalya Konyaaltı Belediyesi'nin Önü' adlı fotoğraf çalışmalarımla yer alacağım. Bunlar, mimari ögeleri ve kent yaşantısını kişisel imgelere dönüştürdüğüm, görme biçimim üzerinden izleyiciye bir hikaye sunduğum eserler.
"KENDİME YENİ DENEYİM ALANLARI SUNDUĞUM BİR ESERİM DE İZLEYİCİ İLE BULUŞACAK"
Şu ana kadar pek çok sevdiğim işi fuarda sergileme fırsatı buldum. İçlerinden bir favori belirlemem gerekirse 'Bir gölge ışık alanı olarak Ümraniye' adlı çalışmamı seçerdim. Fotoğraf çalışmalarımın çerçevesine ilk kez müdahalede bulunduğum ve bir çerçeveden çok bir heykele dönüştürerek, fotoğraf ve çerçeve ilişkisi üzerine kendime ve izleyiciye yeni bir deneyim alanı sunabildiğim ilk eserim.
"BU YILKI FUAR MEKANI BENİ MERAKLANDIRIYOR"
Zamansız kareler yakalamaya çalışan bir fotoğraf sanatçısı olarak, pandemi süreci tüm çalışma alanlarımı kısıtlamış bulunmakta. Yine de bunu bir fırsat olarak görmeye çalışıyorum. Bu seneki sergime bir heykel çalışması ekleme fırsatım oldu. Çalışma alanlarımı genişleterek, dışarıya bağlı kalmadan farklı üretim teknikleri üzerinde denemeler yapıyorum. Bu sene, özellikle bir galeri veya sanatçıdan çok Contemporary Istanbul'un yeni mekanı olan Haliç Tersanesi beni meraklandırıyor. Tüm katılan sanatçılar ve izleyiciler için yeni deneyim olacak.
Contemporary İstanbul'da Yeni Mekan Yeni Heyecan
EKİN SU KOÇ "Katıldığım yedinci yılda işlerimle fuarda olmaktan mutluluk duyuyorum"
Bu yıl fuarda yedinci yılım olacak. Uzun zamandır Anna Laudel Galeri ile çalışıyoruz İstanbul'da ve başka projeler beni bölmezse, fuar için çalışmalarımı galeri ile paylaşmaktan heyecan duyuyorum. Bu yıl da onlara Berlin Summer serisinden bahsettim ve çalışmaları fuarda sergilemeye karar verdik. Yedek işlerle birlikte 11 kolaj hazırladım bu yıl fuar için, aslında yeni bir seri başladı fuarla diyebilirim. 'Berlin Yazı' bu son iki yıldır süren pandemi döneminde yaz'ın hayalini kurmak ve yaz'ın getirdiği özgürlük duygusu üzerine ortaya çıkan çalışmalardan oluşuyor. Berlin özellikle yazları başka bir şehir
oluyor, oradaki rengi neşeyi çeşitliliği buraya taşımak istedim diyebilirim. Tabii ki yaz burada Ege ve Akdeniz kıyılarında doğa anlamında çok daha zengin. Kolajlarda bu iki ruh birleşti birbirine geçti. Çalışmalarımın neredeyse hepsinde bir kolaj mantığı, var.
"FUARLAR BİZLER İÇİN ÇOK KEYİFLİ BİR BULUŞMA NOKTASI"
Fuarlar çok keyifli bir buluşma da oluyor bizler için ve kesinlikle görmeyi beklediğim isimler var; özellikle galeride beraber çalıştığımız Tuğçe Diri, Ramazan Can, Hakan Karakaya, Ardan Özmenoğlu, Anke Eilergerhard ve Onur Hastürk'ün fuar için hazırladığı çalışmalarını merak ediyorum. Diğer isimlerden Nilbar Güreş'in çalışmaları da beni hep heyecanlandırıyor. Azade Köker ve Burçak Bingöl ve Yaşam Şaşmazer'in çalışmalarını da muhakkak arar bulurum. Michael Jennsen Galeri katılıyor Berlin'den bu yıl, orayı Berlin'de de takip ediyordum fuarda da ziyaret ederim. Bu isimler dışında da şu an aklıma gelmeyen başka isimler var kesinlikle ve fuar sürprizli bir yer, aklımızdakiler dışında yeni keşifler de muhakkak olacaktır.