Çok düşük kalorili diyetler zayıflamada çözüm değil

Kalori kısıtlamalarında vücut yeni enerji girişine adapte olurken zorlanır. Kalorisi iyice azaltılmış diyetler belki ilk başladığınızda hızlı kilo kaybı sağlar ama sonrasında yan etkilere neden olabilir.

Çok düşük kalorili diyetler zayıflamada çözüm değil

Vücudun kalori girişindeki azalmayı kıtlık olarak algılaması, metabolizma hızınızın azalmasına vücudun kendini korumaya almasına neden olur. Kalori açığı oluşturmak için tek yol az yemek değildir, fiziksel aktivitenizi de arttırmalısınız. Vücudun diyete cevap verebilmesi, yağ kaybetmesi için metabolik adaptasyon gerekir. Diyete başladığınız ilk günlerde performansınızda hafif bir düşme olabilir, bu süreçte bazı günler karbonhidrat alımının artırılması adaptasyon sürecine katkı sağlar. Aslında, kilo verdiğinizden çok, bunu ne kadar süreyle koruyabildiğiniz önemlidir. Hatalı olarak sürdüremeyeceğiniz diyetlerle aşırı kalori kısıtlaması yapılırsa, vücut yağ yerine kas dokusu kaybeder, eski beslenmeye döndüğünüzde kaybettiğiniz kilolarınızı geri alırsınız. Yağ yakmak istiyorsanız insülin salgılanmasını kontrol etmeniz gerekir. Karbonhidratları sınırlamak bunu yapmanın anahtarıdır. Proteinler, yağ yakmayı kolaylaştıran insülinin zıttı olarak tanımlanan glukagon hormonunun düzeyini arttırır. Şimdi çözümü bulduk diyebilirsiniz; size, karbonhidratları beslenmemizde iyice kısıtlar ve protein ve yağları arttırırsak bu işi çözeriz gibi gelebilir. Şimdi madalyonun diğer yüzüne bakalım. Düşük karbonhidratlı yüksek proteinli diyetleri sürdürebilmek hem zor hem sağlıksızdır. Beslenmenizde hayvansal protein ve yağlara ağırlık verdiğinizde uzun vadede kalp damar hastalığı, vücutta inflamasyonlu hastalıklar ve kanser riski artabilir. Meyve, sebze, baklagil ve tahıllardan aldığımız karbonhidratlar ayrıca antioksidan, fitokimyasallar, mineral, vitamin ve lif kaynağıdır.

BAŞARILI OLMAK İÇİN

Diyet yaparken yorgun, enerjisiz, isteksiz hissediyorsanız diyetinizi sürdürmeniz imkansızdır.

Posalı gıdalar ve proteinler daha uzun süre sizi tok tutar. Diyette başarının sırrı daha uzun süre insanın kendini tok hissetmesidir. Tokluk hissiyse sadece yenilen yemeğin miktarına bağlı değildir, yiyeceğin türü ile de ilişkilidir.

Toklukta payı olan diğer bir kavram ise hazırlanan yemeklerin lezzet ve çeşitlilik içermesidir. Listeniz çeşitlilik içermiyor ve yemek istediğiniz besinlerden kendinize yasaklıyorsanız, kısıtlandığınız duygusu ile bir süre sonra kendinizi mutsuz ve isteksiz hissedersiniz.

İhtiyacınız olan kadar proteini mutlaka tüketin. Enerjik bir vücuda sahip olabilmenin birinci kuralı kaliteli proteinli yiyecekleri yemek olacaktır. Özellikle öğle yemeğinde protein içeren gıdaları almak enerjinizi arttıracaktır. Her öğüne protein ilave etmelisiniz. Proteinler karbonhidratların kana karışma süresini geciktirerek kanda insulin seviyelerinin bir anda yükselmesini önler. Kanda insülin hormonu yüksekliği vücutta yağ depolama eğilimini artırır.

Sağlıklı yağları yiyerek daha fazla yağ yakabilirsiniz. Omega 3 yağlar, avokado ve kuruyemişlerin çekirdeklerindeki yağlar, metabolizmanızı hızlandırır depolanmış yağ hücrelerinizdeki yağların yakılmasını sağlar.

Su içmek önemlidir, yağların metabolize olması, toksinlerden kurtulmak ve kendinizi enerjik hissetmeniz için önemlidir. Su içmek tokluk hissi sağlar, daha fazla kalori almanızı önler, sindirim ve boşaltım sisteminiz daha iyi çalışır, vücudun su tutması ile başa çıkabilirsiniz.

Destek, başarılı bir kilo kaybı programının önemli bir parçasıdır. Aile bireylerinizi, dostlarınızı bu işin içine katabilirsiniz.

Banu KAZANÇ

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.