Nazlı Keçili artkolik.net
Omicron varyantı sebebiyle bir süredir kapalı olan Hong Kong müzeleri geçen ay ziyarete açılmaya başladı. Sanat kurumları tekrar açıldı ama pandemi öncesi müzelerde olan bazı ikonik eserlerin artık sergilenmediğine dair haberler de sanat çevrelerinde hızla yayıldı.
Hong Kong'un yeni ve önemli bir sanat kurumu olan M+'da sergilenirken bir anda ortadan kaybolan eserlerden biri Çinli sanatçı Wang Xingwei'nin 'New Beijing' adlı çalışması. Bir bisiklet arabasında kanlar içinde yatan imparator penguenlerin tasvir edildiği bu eser, 1989'da Tiananmen Meydanı'nda çoğu öğrenci olan demokrasi yanlısı protestocuların katledilmesine çok ince bir gönderme yapıyor. Protestolar sırasında Hong Konglu bir fotoğrafçının çektiği çok sarsıcı bir fotoğrafa atıfta bulunuyor Xingwei'nin eseri. Fotoğrafta bisiklette yatan yaralı insanların yerini, Xingwei'nin eserinde imparator penguenler almış. M+ açıldıktan sonra bu eserin yerinde başka bir tablonun asıldığı fark edilmiş ve bu eserin artık müzenin dijital arşivinde sergileneceği duyurulmuş. Ayrıca ressam Wang Guangyi'nin eski Çin lideri Mao Zedong'u kırmızı çizgilerle kaplı tasviri de dahil olmak üzere sekiz diğer sanat eserin de artık sergilenmediği ortaya çıktı.
Müzeden yapılan açıklamada bu eserlerin kaldırılmasının sıradan bir seçki tazelemesi olduğu söylense de çok açık bir şekilde bunun siyasi bir yönü olduğu da konuşuluyor. Kaldırılan eserler, İsviçreli iş adamı ve koleksiyoner Uli Sigg tarafından M+'a bağışlanmıştı. Sigg'in bağışladığı seçkinin teması da Çin'in 1970 – 2000 aralığında geçirdiği politik ve toplumsal değişimleri yansıtıyor. Gösterimden kaldırılan eserlerin sanatçıları arasında tüm dünyanın çok iyi tanıdığı Çin'in asi dahisi olarak tanımlanan Ai Weiwei'ın da önemli bir eseri var. İstanbul'da da çok konuşulan bir sergiye imza atmış olan Ai Weiwei, tutkulu bir muhalif. 1995 ve 2017 arasında dünyanın dört bir yanından simge yapılara ve anıtlara orta parmağını gösterdiği 'Study of Perspective' isimli fotoğraf serisinden bir parça M+'ın açılış programına alınmıştı. Ai Weiwei insanların hükümetlere ve kurumlara karşı bağımlılıklarının sorgulamaları amacıyla ürettiği seride konuşma özgürlüğü ve demokratik değerlere vurgu yapmayı amaçlıyor. M+ koleksiyonuna alınan ve parmağını Tiananmen Meydanı'na gösterdiği fotoğraf da aynı sansürden nasibini almış.
Özgürlükleri ve barışı eleştiri yoluyla savunmanın en güzel ifadesi olan sanatın, bu tarz politik kararlara kurban edilmesi hem çok üzücü hem de endişe verici bir durum. Bir zamanlar Çin topraklarında yaşanan trajik olayların özgürce anılabildiği yer olan Hong Kong'ta ilk önce Hong Kong Üniversitesi kampüsündeki 'Utanç Sütunu' öğrencilerin kış tatilinde olduğu bir gece gizlice kaldırıldı. Ardından 1989'da Tiananmen Meydanı'ında öğrenciler tarafından yerleştirilen 'Demokrasi Tanrıçası' heykelinin replikaları da kampüslerden kaldırıldı. 2022'de ise müze koleksiyonunu tazelemek bahanesiyle muhalif eserler çok yüksek profilli bir sanat kurumundan kaldırıldı. Sanatsal özgürlüklerin bu denli erozyona uğraması ne yazık ki çok sık karşımıza çıkmaya başladı. Ne olursa olsun izleri silinmeyecek olayları sanatı sansürleyerek görünmez kılmaya çalışmak 21. yüzyılda nafile birer çaba olarak kalmaya mahkum hamleler. Dünyada hala bu eserleri sergilemeye can atacak onlarca özgür sanat kurumu var ve şimdiden harekete geçmeye başlamışlar bile.
Hong Kong'taki M+, Wang Xingwei'nin 'New Beijing' ve Ai Weiwei'nin 'Study of Perspective' adlı dünyaca tanınan eserlerini sergiden kaldırdı. Müzenin bu sansürü sanat çevrelerinde büyük yankı uyandırdı.