Bedenimiz de, ruhumuz da zaman zaman yenilenme ihtiyacı duyar, özellikle mevsim geçişlerinde, değişen hava sıcaklıkları ile birlikte, cildimiz de bu yeniliklerden payına düşeni alır. İşte tam da böyle dönemlerde "Cilt için altın kural; nemlendirme" diyen Avrasya Hastanesi Cildiye Uzmanı Dr. Hatice Deniz Yardımcı konuyla ilgili şu detayları verdi: "Kuru ve çatlak cildi canlandırmak için doğru nem oranını sağlamak gerekir. Bu noktada cilt tipinizi iyi tanımak ve uygun bir nemlendirici seçmek önemli bir konu haline gelir. Güneşi daha fazla fark etmemizle birlikte güneş losyonlarını da hayatımıza sokmanın vaktidir. Bu sayede güneş ışınlarının yaratmış olduğu kurulukları minimuma indirebilirsiniz.
GÜNEŞ KREMİ HİÇBİR MEVSİMDE İHMAL EDİLMEMELİ
Güneş ışınları her mevsim cildimiz üzerinde etkisini göstermeye devam eder. Sıcak havalarda ise etkisini daha da fazla artırmaya başlar. Bahar aylarında güneşin yüzünü daha fazla ortaya çıkarması ile birlikte güneş lekeleri de kendisini göstermeye başlar. Güneş lekelerinin burun, yanaklar, kulaklar, boyun, sırt ve omuzlar gibi yerler başta olmak üzere vücudun birçok bölgesinde oluşma riski vardır. Bu lekelerin oluşumundan korunabilmek için özellikle bahar aylarında cildin yapısı ve rengi ile uyumlu bir güneş koruyucu krem alınmalı ve düzenli olarak kullanılmalıdır. Aksi durumda ciltte yaşlanma, çizgilerde artış ve lekelenme gibi sorunlar ortaya çıkabilir."
KOLAJEN EN YAKIN DOSTUMUZ
Her ne kadar bu sene kış bizi çok zorlamamış olsa da, şimdi sıra cildimizi bahara hazırlayıp ışıl ışıl bir yaz geçirmekte" diyen Maya Estetik'ten Doktor Nihat Dik de şu bilgileri paylaştı: "En büyük yanılgılardan biri, cildimizin yazın güneş ve sıcak nedeniyle kuruduğu, bu nedenle de neme en çok ihtiyaç duyduğu dönemin yaz mevsimi olduğudur. Oysa ki, kış aylarında su tüketimimiz azalır, günün daha uzun saatlerini uyuyarak geçiririz, sauna/hamam gibi aktiviteler daha çok su kaybetmemize neden olur, kapalı giysiler altında vücudumuzu nemlendirmeye özen göstermeyiz, soğuk havalarda cilt kurur ve yıpranır. Kış aylarından itibaren düzenli olarak kullanmaya başlayacağınız toz kolajen, sizi yeni mevsime hazırlamaktaki bir numaralı bileşendir. Düzenli kolajen kullanımı ile vücudumuzu içten beslemeye başlamalıyız. Tabii son dönemlerde karşımıza çıkan sahte kolajen haberlerini de es geçmememiz gerekir. Bu nedenle satın alacağınız ürünün içeriğinde 10 bin miligram balık/sığır kolajeni, antioksidanlar, hyaluronik asit, B3-5-6 vitaminleri, C vitamini, çinko ve bakır gibi değerli minerallerin olmasına özen gösterin.
KİŞİYE ÖZEL MEZOTERAPİ
Hem sağlıksız cildi canlandırıp kalitesini artırmak, hem de var olan sağlıklı cildi koruyabilmek adına uygulanan en iyi yöntem mezoterapidir. Ancak bu noktada yapılan en büyük yanlış, hazır kokteyllerin uygulanmasıdır. Oysa her cilt birbirinden farklı ihtiyaçlar barındırır. 20'li yaşlarda bir kişinin ihtiyacı sadece biraz nem ve canlılık iken, 30'larda cilt tonu eşitsizliği, daha ileriki dönemde anti aging ve türevleri olabilir. Ayrıca tüm bunlara ek olarak 16-20 yaşlarındaki danışanlar için akne mezoterapisi uygulamak da gerekebilir. Ya da kişinin ihtiyacı tüm bunların bütünü de olabilir. Bundandır, uzmanlar bu ihtiyaçları olabildiğince iyi analiz edip hareket etmeliler.
MUCİZEVİ KÖK HÜCRE TEDAVİSİ
Cildimizi yeni mevsime hazırlarken, önümüzde vakit de varsa yapılacak en akıllı uygulamalardan biri de kök hücre tedavisidir. Kişinin kulak arkasında bulunan fibroblastik aktivitesi yüksek yağlardan elde edilen kök hücrelerin ayrıştırılması ile elde edilen serumun yine kişinin kendi cildine enjekte edilerek cilt kalitesinin artırılıp gençleşmesi tıbbın yeni mucizelerinden. Ancak sabırlı olmak gerekiyor çünkü bu tedavinin etkisi altı ay gibi bir sürede ortaya çıkıyor."
