RÖPORTAJ İREM ORHAN
FOTOĞRAF ŞEREF YILMAZ
VİDEO KORAY IŞIK
Markası Rhodochrosite Studio ile moda sahnesinde kendine özgü tarzını kitleler ile buluşturan Cemre İnan, konu stil seçimleri olunca denemekten korkmayan ve yeniliklere açık bir yapıya sahip. Gündelik hayatında yalın ve zarif tasarımları sıklıkla tercih eden İnan, seçimlerine nasıl karar verdiği konusundaki sorumuza, "Tamamen moduma göre giyiniyorum" diyor. Cemre İnan'ın kendine has stilini mercek altına alıyoruz.
Nasılsınız, nasıl başladı yeni sezon sizin için?
Öncelikle çok teşekkür ederim. Her şey güzel gidiyor. Umarım sizler de iyisinizdir. Uzun bir yaz sezonundan sonra şehir hayatı yoğunluğuna ve ani hava değişikliklerine alışmaya çalışıyoruz.
Moda ve trendler ile her daim iç içesiniz, kedinize özgü bir çizginiz de var; siz kendi stilinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
Denemekten korkmayan ve yeniliklere açık bir yapıya sahibim. Ama bunların yanında da yalın ve zarif tasarımları gündelik hayatımda tercih ediyorum. Dolabımda koyu renklerin hakimiyetini çoğunlukla görebilirsiniz. Tamamen gününe ve ruh halime göre giyinmeyi tercih ediyorum.
Stilinizle ilgili de sıkça iltifat alıyorsunuzdur; şimdiye kadar duyduğunuz en güzel şey neydi?
Güzel görüşleriniz için çok teşekkür ederim. Tasarladığım ürünleri kendi üzerimde taşıdığım zamanlarda yakın arkadaşlarımın ve çevremin güzel yorumlarını ve beğenilerini duymak beni çok heyecanlandırıyor.
Kıyafet seçimleri ve kişinin seçimleriyle kendini yüksek hissetmesi durumu arasında sizce nasıl bir bağ var?
Ben cesur, güçlü ve yeniliklerden keyif alan kadınlardan çok ilham alıyorum. Özgüveni yüksek ve dikkat çekmekten korkmayan kadınların da kıyafet seçimlerinin, günlük stilleriyle ve hayat tarzlarıyla tamamen bağdaştığını ve aralarında güçlü bir bağ yarattığını düşünüyorum. Ben de bu anlamda tamamen bu iki kavramın birbiri ile bağdaştığına çok inanıyorum.
Bazen kıyafet seçimlerinizle eleştiri aldığınız da oluyor mu? Daha doğrusu bu konuda eleştiri kabul etmeyenlerden mi yoksa her eleştiriyi değerlendirenlerden misiniz?
Doğruyu söylemek gerekirse bugüne kadar yakın çevremden hiçbir eleştiri almadım. Ama eğer almış olsaydım, seve seve önerilere açık bir şekilde karşı tarafı dinlerdim tabii ki.
Eşiniz Selçuk İnan da her daim şık stil seçimleriyle görmeye alışkın olduğumuz biri. Onun gardırobu da size mi emanet?
Çok teşekkür ederiz güzel sözleriniz için. Selçuk'u tanıdığım günden itibaren, kendi çizgisi ve stil anlayışı hep aynı doğrultuda ilerledi. Ama bana danıştığı zamanalar da oluyor tabii.
Sizce bir tasarımda farklılık ve özgünlük mü daha önemli yoksa kullanılabilirlik mi? Ne dersiniz, siz genelde tercihinizi hangisinden yana kullanıyorsunuz?
Aslında bu kavramların birbiriyle çok yakın bir şekilde bağdaştığını düşünmekteyim. Özgünlük benim için çok önemli bir noktada yer alıyor. Günümüzde sosyal medyanın gücü ve etkisiyle herkesin ve her şeyin birbirine benzemeye başladığını görüyoruz. Bu durum tasarım ve üretim sürecinde bizim kendi özümüzü ve çizgimizi tam anlamıyla bulamamamıza neden oluyor. Doğru bir tasarımın bu faktörler göz önünde bulundurularak, aslında özgün ve farklı olduğunda kullanılabilir olduğuna inanmaktayım.
Ayrıca mesela ayakkabı, çanta ya da bir küçük elbise fark etmez, size göre bir tasarımı arzu nesnesi yapan şey nedir?
Benim için özgün, farklı ve herkes tarafından tercih edilmesi güç olan tasarımlar gerçek arzu nesneleridir.
Aksesuar ve kıyafet arasındaki ilişki hakkında ne düşünüyorsunuz?
Aksesuarlar bir kıyafeti kombinlemek ve farklı kılmak adına çok önemli tamamlayıcılardır. Bir kadının gününü ve ruh halini keyiflendiren, aynı zamanda iyi hissettiren parçalardır.
Okuyucularımıza tamamen kendilerine ait bir stil yaratmak ve onu geliştirmek konusunda verebileceğiniz tüyolar olur mu?
Modayı ve trendleri takip eden kişilere söyleyebileceğim en doğru şey, öncelikle kendi vücutlarını tanıyıp, formları ve renkleri baz alarak seçmeleri gerektiği. Bunu oluşturduktan sonra insanın kendi çizgisi ve stili zamanla oturuyor. Tasarımları popüler olduğu için kombinlemek yerine, öncelikle kişiye yakışan parçaların giyilmesi taraftarıyım.
Dünyada işlerini en çok beğendiğiniz tasarımcılar kimler? En son beğeniyle takip ettiğiniz iş birliği hangisi?
Magda Butrym, Rick Owens ve Khaite Ny su aralar çok beğendiğim tasarımcılar arasında yer alıyor. Nike ve Jacquemus markalarının iş birliği ise beni en son çok heyecanlandıranlar arasında.
Sezon trendleri arasında favorileriniz neler?
Her markanın kendine özgü yaratmış olduğu loafer ayakkabıları çok seviyorum ve çoğunlukla kullanıyorum. Bu aralar markalar kendi logolarına koleksiyonlarında çok yer veriyorlar. Neredeyse tüm parçalarda özelleştirilmiş olan kendi logolarını yoğunlukla görüyoruz. Eskiden logolu ürünlerden çok hoşlanmasam da artık gözüm alışmaya başladı ve daha çok kullanmaya başladım.
Bu sezon gardırobunuzun demirbaşı nedir?
Bu sezon kullanmaktan çok keyif aldığım ürünlerin başında kargo pantolonlar yer alıyor. Bu tarz parçalara kendi markamda da yer vermeye özen gösteriyorum.
Sezon trendleri arasında 'Asla giymem' dediğiniz bir parça var mı?
Son zamanlarda görmeye çok alıştığımız oversize sneakers modelleri diyebilirim.
Peki, sezonda kullanmayı en sevdiğiniz renkler hangileri?
Genellikle her sezon dolabımda koyu tonların hakimiyetini görebilirsiniz. Ama vazgeçemediğim renkler ise siyah ve taba oluyor genelde.
Kendiniz için yaptığınız son alışveriş nedir?
En son aldığım parça Celine'den gold aksesuarlı bir loafer oldu.
Modada sürdürülebilirlik üzerine son yıllarda çok fazla görüş ortaya atılıyor. Röportajımızı sonlandırmadan önce; sizin sürdürülebilir modaya katkı için yaptığınız bir şeyler var mı?
Yaşadığımız çevreye verdiğimiz zararın önüne geçebilmek için neler yapabileceğimizi gözden geçirmemiz gereken bir dönemdeyiz. Ben özelikle bu sezon kendi markam olan Rhodochrosite Studio için sürdürülebilir bir denim koleksiyonu tasarladım. Su kirliliğini ve enerji tüketimini düşünerek, çevreye en az şekilde zarar verecek olan, dönüştürülmüş kumaşları kullanmayı tercih ettim.
Uzak ya da yakın vadeli gelecek planlarınızla ilgili neler söylemek istersiniz?
Kurucusu olduğum Rhodochrosite Studio adlı markamın farklı kültür ve vizyonlardaki pazarlarda daha fazla marka bilinirliği sağlamasını istiyorum. Yaratmış olduğum marka kimliğini daha çok ülkede tanıtmak ve insanların beğenisine sunmayı hedefliyorum.