RÖPORTAJ İREM ORHAN FOTOĞRAF LARA SAYILGAN VİDEO BERAT SONER ÇAPİN STYLING ECE ŞİŞİK SAÇ AKIN ÜNAL MAKYAJ GAMZE TEKİN STYLING ASISTANLARI ZOZAR ÇİRİK SİNEM ASLIKARA
Oyuncu çift Cansel Elçin ve Zeynep Tuğçe Bayat, hayata karşı öğrenme hevesi ve merakı hiç bitmeyenlerden. Öyle ki, her yeni gün ikisi için de yeni keşif ve heyecanlarla dolu. Kariyer hayatlarında ayrı ayrı başarılı projelerin içinde bulunmuş ve hayatın verdiği her karakterin elbisesini üzerine özenle giymiş bu çifte yeni yılda yeni heyecanlarını sorduk. Gelecek planlarından en yeni projelerine ve özel hayatlarının en bilinmeyenlerine kadar keyifli bir sohbeti paylaştık. Bu keyifli sohbeti, Lara Sayılgan'ın objektif başında olduğu özel bir fotoğraf çekimi ile de taçlandırdık.
Yeni bir yıl yeni başlangıçlar... Nasıl değerlendiriyorsunuz geride bıraktığımız yılı? Yeni yıldan beklentileriniz neler? CANSEL ELÇİN: Pandemiden sonra toparlanmaya çalıştığımız bir yıl oldu. Yeni senede verimini almak üzere çok güzel tohumlar ektik. Çok seyahat ettik, hem iş için hem de tatil için. Aktörlüğü meslek olarak seçtiğin zaman sürekli kendini geliştirmek, kendine yatırım yapmak zorundasın. Bu sene bu hissi doya doya yaşadık. Ama en önemlisi sağlığımızın, bedensel ve ruh halimizin yerinde olması. ZEYNEP TUĞÇE BAYAT: Çok hızlı, çok verimli geçen bir sene oldu benim için. Hem televizyonda, hem dijital mecrada, hem yurt dışında, hem de festivallerde görülecek işlerde yer aldım. Bu işler için çok seyahat ettim. Çok öğrendiğim, çok verimli geçen işler oldu hepsi. Cansel'in dediği gibi, yaptıklarımızın hepsi birer tohum aslında şu anda. Yeni senede hepsini izleme şansımız olacak. Heyecanlıyım.
Oyunculuk, yani mesleğiniz ortak tutkunuz öyle değil mi? Kariyerinize yönelik neler var şu ara gündeminizde? C.E. Son dönemlerde yer aldığım festival filmlerinden biri olan Ragıp Ergun'un 'Kara' filmi, 2023'de çıkıyor. Çok güzel bir film oldu, heyecanla bekliyorum. Senaryolar, hikayeler, gelen dizi projelerini değerlendirmeye çalışıyoruz. Ancak çok yönlü olduğumuz ve farklı diller bildiğimiz için biraz da yurtdışı projelerine bakıyoruz şu sıralar. Bu yüzden çok sık yurt dışına gidip geliyorum. Henüz paylaşamadığım ama beni çok heyecanlandıran iki ayrı proje var. Yakın zamanda paylaşabilmeyi umuyorum. Z.T.B. Mesleğimiz bizi bir araya getiren ortak bir tutku, doğru. Bu yüzden bireysel projelerimizin yanı sıra birlikte ürettiğimiz bazı projeler de var. Yeni senede bunlardan da bahsedebilmeyi heyecanla bekliyoruz. Şu anda fırında pişiyorlar. Onun dışında dijital bir platform için çektiğimiz 'Hür' dizisi, yeni senede seyircisiyle buluşacak. Hemen arkasından Hatice Aşkın'ın 'Adresi Olmayan Ev' adlı filminde oynamıştım. Güzel bir festival yolculuğumuzun olacağını umduğum özel bir iş oldu. Ayrıca oynadığım İspanyol yapımı 'La Pasion Turca' adlı dizi, yeni senede İspanyol kanalı Antena 3'te yayınlanacak. Bunun için de ayrıca çok heyecanlıyım.
İşinizi sizin için bu denli özel kılan hususlar neler? C.E. Biz tiyatro, dizi, sinema oyuncusuyuz. Bizim için herhangi bir ayırım yok. Z.T.B. Oyuncuyuz, bu işin insanıyız. Bu işe bir bütün olarak bakıyoruz. Cansel de ben de işin her kısmında daha önce bulunduk, bulunmaya da devam edeceğiz. Bu yüzden heyecanımız hiç bitmiyor işimize karşı.
Oyunculuk kariyerinizin size kazandırdıkları neler? Burada tam tersi olarak şunu da soralım; kariyeriniz için kendinizden ödün verdiğiniz oldu mu? C.E. Bu meslek seni hayal edemeyeceğin yerlere götürüp, birlikte olmayı hayal edemeyeceğin insanlarla buluşturuyor, deneyimlemesi güç deneyimler sunuyor sana. Madrid'de Zidane ile reklam filminde oynadım. Van ilinde dağın tepesinde karın içerisinde düşmanla savaştım. Ata binmeyi öğrendim. Silah atmayı öğrendim. Suyun dibine daldım, birilerini kurtardım. Normal hayatımda yapamayacağım şeyleri oyunculukla deneyimledim. Bir sonraki işimde acaba neler yapacağım diye çok merak ediyorum. Bu da benim mesleğimin güzelliği. Z.T.B. Benim öğrenme hevesim, merakım hiç bitmiyor. Bu anlamda hiç büyümeyen bir çocuk ruhu taşıyorum. Mesleğimin de ruhunun aslında bir çocuk ruhu olduğunu düşünüyorum. Oyun bitmezse çocuk büyümez. Umarım ben de hiç büyümem.
Kariyerinizle ilgili şimdiye kadar kurduğunuz en büyük hayal nedir? Ve o hayale yaklaştınız mı ya da onu yaşadınız mı? C.E. Hayallerimi çok şükür gerçekleştirdim ve gerçekleştirmeye de devam ediyorum. Oyunculuğun güzel yanı sonsuza kadar bu mesleği yapabilmek. Eminim daha çok roller ve deneyimler olacaktır hayatımda. Yabancı dilde bir projede oynamak benim de hayalim diyebilirim. Z.T.B. Attığım her adımda, her yeni senede hayallerime daha çok yaklaşıyorum. Bunu hep hissediyordum ama önümüzdeki bir iki sene için çok özel hislerim var. Tabii hayaller de yerinde durmuyor, sürekli daha yükseklere konmak istiyor.
Bir B planınız var mı kariyeriniz için mesela? Asıl işiniz olarak oyunculuk yapmıyor olsanız muhtemelen ne yapıyor olursunuz? C.E. Oyunculuk mesleği benim tutkum. Ben oyunculukla 30 sene önce tanıştım. Aşık oldum. Halen de bu aşkım, tutkum ilelebet devam edecek. Z.T.B. Oyunculuk yapmasaydım yapabileceğim bir sürü iş vardı. Hala var. Ama benim gözüm ondan başkasını görmüyor. Sanatın her alanını çok seviyorum ve hayatım boyunca sanat ile iç içe olmak istiyorum.
Konsept mağazalarda satışa sunulan bir de takı markanız var. O nasıl ortaya çıktı, o tarafta nasıl gidiyor işler? Z.T.B. Kız kardeşim Tutku Bayat ile birlikte kurduğumuz bir marka More Design Obejcts. Onun tasarım yeteneğine hayranım. Ayrıca birlikte çalışmak çok güzel. Yeni sene için çok güzel planlarımız var. Markamızın şimdiden müdavimleri olsa da yeni senede daha çok insanın bizi tanıyacağını düşünüyorum.
Sıradan bir günde genelde üzerine en kafa yorduğunuz düşünce ne oluyor? C.E. Negatif düşüncelerden kurtulmayı, her zaman kendimi yüksek tutmayı bunun içinde beslenme, spor, meditasyon ve telefondan uzak durmayı tercih ediyorum. Z.T.B. Öncelikle yıllar içinde deneye deneye bulduğum beslenme sistemimi bozmamaya çalışıyorum. İyi beslenme, iyi uyku, düzenli spor ve bunların yanında bol bol yazmak... Bunlar beni dünyanın kötü tarafından hemen uzaklaştırıyor.
Sizi hiç tanımayan birine kendinizi anlatmak isteseniz ilk cümleniz ne olur? C.E. Siz bakmayın benim mesafeli durduğuma ben aslında empatiyle insanlara yaklaşabilen, sıcak ve samimiyimdir. Z.T.B. Keşke hiç kimseye kendimizi anlatmak zorunda kalmasak... Kimse kimseyi hemen tanıyamaz. Önyargıları sevmiyorum. Herkes olduğu gibi güzel ve özel...
Yaklaşık üç yıl önce mutlu bir evliliğe adım attınız. Nasıl geçti birlikte üç yıl? İki oyuncunun evliliği sürdürmesinin avantaj ya da dez avantajlarını gördünüz mü? C.E. Biz evlendiğimizde avantaj ve dezavantajlarını düşünmeden evlendik. Duygularımızla hareket ediyoruz, her şeyi akışına bırakıyoruz, birbirimizi tamamlıyoruz. Üç yıl içinde etkilendiğimiz negatif olaylarda birbirimize destek oluyoruz. Birimiz biraz düşse, diğerimiz hemen ona destek veriyor. Biz evliliğimizde her şeyi akışa bırakıyoruz. Z.T.B. Bir işe girerken işin avantajlarını ya da dezavantajlarını düşünebiliriz ama evlenirken bunu düşünmek? Duygularımla hareket etmem gereken bir alanda yapılabilecek en kötü şey olur bence. Şu anda mutlu olduğum yerde, mutlu olduğum insanlayım. Başka bir şey düşünmeme gerek yok.
Peki, nasıl bir yol arkadaşısınız evlilikte? C.E. Çocukluğumdan itibaren çok gezdim, çok gördüm. Bu hayat deneyimimden dolayı iniş çıkışları iyi dengelemeye çalışıyorum. Çünkü hayattaki iniş çıkışlar evliliğe ya da birlikteliğe de yansıyor. Ama bu demek değil ki Tuğçe tecrübesiz. O da yeri geliyor benim eksiklerimi tamamlıyor. Güvenli bir yol arkadaşı olmaya özen gösteriyorum. Z.T.B. Enerjim yüksek, bu içimdeki çocuk tarafım. Cansel bu enerjimin ona iyi geldiğini, ikimizi de yükselttiğini söyler hep. Kimi zaman düşerim ama hep daha güçlü kalkarım. Çünkü hem kendi tecrübelerimden hem de Cansel'in tecrübelerinden bir sürü şey öğrenmişimdir. Aslında o da beni yükseltiyor yani. Bir de sevgi ve aşk ile en iyi halimizi bulacağımıza inanıyorum. Her geçen gün daha iyi insanlar olduğumuzu düşünüyorum.
Birbirinizi tamamlayan özellikleriniz neler dersiniz? Farklılıklardan beslenen bir ilişkiniz mi var yoksa eşinizle benzer özelliklere mi sahipsiniz? C.E. Çok benzer özelliklerimiz var. Günlük hayatta aynı şeyleri yapmaktan hoşlanıyoruz. İkimiz de geç saatte dışarı çıkmayı tercih etmiyoruz. Sigara kullanmıyoruz. Spor, düzgün beslenme, yabancı dil öğrenme, dünyayı gezme gibi ortak çok zevkimiz bulunuyor. Z.T.B. Cansel'in söyledikleri çok doğru. Bu yüzden 7/24 birlikte olsak da sıkılmıyoruz. Farklılıklarımız da var tabii. Bazı konularda tamamen farklı düşünürüz. Bu da bizi besler.
Yakın zamanda sizden çocuk haberi alır mıyız, bu konuya bakışınız nasıl? C.E. Bence biz iyi birer anne baba oluruz. Doğru zaman geldiğinde neden olmasın... Z.T.B. Tabii, neden olmasın... Sevmeyi bilen insanlarız. Duygularımızla hareket ediyoruz. Zamanı geldiğinde o bizi bulur.
Peki, şimdi hızlı bir soru; şu an olduğunuz kişiden, içinde bulunduğunuz şartlardan ve sahip olduklarınızdan mutlu musunuz eksikler var mı? C.E. Çok mutluyuz. Sağlığımız yerinde. Yapmak istediğimiz birçok proje var. Eksiklikler her zaman olur ama bunları düşünerek hayat geçmez. Z.T.B. Zorluklar hep var. Hatta mesleğinizde ilerledikçe zorluklar da artıyor sanki. Ben tüm bunlara rağmen çok mutlu olduğum bir dönem geçiriyorum. Güzel bir ailem var ve sağlığım yerinde. Bunun önemini daha iyi anladığım bir dönemdeyim.
Kusursuz güzellik anlayışı yerini doğal güzelliğe bıraktı son yıllarda. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? C.E. Dünya artık sosyal medya üzerinden dönüyor. Kalıplaşmış bir güzellik anlayışı oluşuyor. Ben buna inanmıyorum. Kusurlar insanların güzelliğini de yansıtır. Saklayacağımıza onlarla yaşamayı öğrenmeliyiz ve kendimizi böyle sevmekte asıl bizi güzel yapar. Z.T.B. Başkasının kusur olarak gördüğü bazı şeyler kendimde en sevdiğim şey olabiliyor. Başkasının düşünceleriyle başkasının hayatını yaşamak çok zor. Kendimi olduğum gibi kabul ediyorum ve seviyorum. Bunu yapabilen insanlarla bir arada olduğumu fark ediyorum son zamanlarda...
Estetiğe bakışınız nasıl? Küçük dokunuşlar var mı sizde de? C.E. Ben yaş almayı seviyorum. Bizi aslında biz yapan küçük kusurlarımız olabilir. Yukarıda da dediğim gibi biz bunlarla yaşamayı sevmeliyiz diye düşünüyorum. Ama günün sonunda insanlar özgürce kendilerini nasıl rahat hissediyorlarsa onu yapsınlar. Bir taraftan kısıtlayıcı olmamak lazım. Z.T.B. Herkes mutlu olduğu gibi olsun. Sadece emin olsunlar derim, estetiği kendileri mi istiyor yoksa sosyal medya ya da toplum baskısı mı onları buna yöneltiyor...
Moda ve trendlerle yakınlığınız ne durumda? Dünya markalarını takip eder misiniz? Ne sıklıkla alışveriş yaparsınız? C.E. Nasıl rahat ediyorsam öyle giyiniyorum. Günlük hayatımda sporla çok iç içe olduğum için spor kıyafetleri tercih ettiğim gibi... Özel davetlerde sevdiğim markaları ya da tasarımları giymek hoşuma gidiyor. İnsanın dolabında erkek de olsanız, klasik ve hiç modası geçmeyen birkaç markalı parça olması gerektiğine de inanıyorum. Z.T.B. Moda çok sevdiğim bir sanat. Sürekli değişiyor olması bunu değiştirmiyor. Bir şey sadece moda diye onu alıp kullanmam ama modayı da takip ederim. İşimin bir parçası ve nasıl giyindiğim de kendimi bir ifade biçimim. Hem dünya markalarını hem de yerli tasarımcıları takip ediyorum.
Tanınmış simalar market, pazar gibi yerlerden alışveriş yapmak konusunda genelde çekimser davranabiliyor. Siz de durum nasıl? Ev, mutfak alışverişlerinizi kendiniz mi yaparsınız? C.E. Tabii ki. Mahalle kasabı, pet shoplardan, manavdan almak gibi alışkanlıklarımız var bizim. Hem daha taze doğal hem küçük esnafı mutlu etmek hem de bireyselleşen bu yaşam şeklinden uzaklaşıp biraz daha o mahalle kültüründe yaşamak bizim hoşumuza gidiyor. Z.T.B. Canımız mahallemiz. Selamlaşmaktan her yere geç kalsam da bu sıcaklığı çok seviyorum.
Sona doğru yaklaşırken, mutfak ile aranız nasıl? Evde yemekleri kim yapar? C.E. Övünmek gibi olmasın ama güzel yemek yaparım. Hatta size de birgün ekip olarak yemek yapayım siz karar verin. Kısaca evde ben mutfakta olan kişiyim. Tuğçe de afiyetle yemeyi tercih ediyor. Z.T.B. Cansel benim hakkımı hemen böyle yiyemezsin. Güzel yemek yaptığı doğru ama kesinlikle bu konuda ben de iddialıyım. Annem müthiş yemekler yapar. Hatta yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Ondan çok şey öğrendim ve bunları uyguluyorum.
Spor ve sağlıklı yaşam konularına merakınız ne durumda? C.E. Tenis oynuyorum. Hatta yıl içinde yurtiçi, yurtdışı müsabakalara gidiyorum. Tenis benim olmazsa olmazım. Onun haricinde yoga yapmayı tercih ediyorum. Hem bedensel hem ruhen temizlik yapmak adına, spor vazgeçilmezim. Z.T.B. Cansel bana tenisi aşıladı. Çok seviyorum ben de. Ben de onu yoga ile tanıştırmıştım. Ne kadar güzel birbirimize bir şeyler katmışız. Ayrıca ikimiz de özel eğitmenler ile çalışıyoruz. Spora da bütüncül bakıyoruz.
Yeni yıl dilekleriniz neler? C.E. Sağlık, mutluluk, huzur. Bunların yanında insanların birbirine daha hoşgörülü olması. Bu yeni dünya düzeninde savaşların artık bir son bulması. Tüylü dostlarımıza kimsenin artık zarar vermemesi. Z.T.B. İnsanlığın doğaya hükmedemeyeceğini, onun sahibi olmadığını anlamasını diliyorum. Bir de sevgi ve hoşgörü...
Son olarak, yakın gelecekte gerçekleştirmek istediğiniz planlarınız var mı? C.E. 2023'te ne olursa olsun Tuğçe'yle bol bol gezmek istiyorum. Fransa ve İspanya turu önceliklerimiz. Güney Afrika, Kenya ve Tanzanya'ya gitmek istiyoruz. Bunlar isteklerimiz ama önce sağlıklı ve projelerimizin gerçekleştiği bir yıl olsun istiyoruz. Z.T.B. Yeni yılda bir sürü proje gündemde. Güzel şeyler olacağına inanıyorum. O yüzden ben de Cansel gibi iş dışında bizi mutlu eden şeyler için planlar yapmaya başladım. Cansel ile seyahat etmeye bayılıyorum. Onun listesine bir de Latin Amerika'yı eklemek istiyorum. Umarım sağlıkla, huzurla hepsini gerçekleştirebiliriz.