Geçtiğimiz yıl düzenlediği ve cemiyet hayatından birçok ünlü ismin katılımıyla gerçekleşen tiyatro oyunundan sonra ÇABA (Çağdaş ve Bağımsız Yardımlaşma Derneği), bu sene de Florya'daki Çocuk ve Gençlik Merkez Binası'nı yenilemek için kolları sıvadı. Dernek, düzenledikleri kermesin ardından şimdi de modacı Sıla Öztürk'ün ilk defilesine ev sahipliği yapacak. Defilenin sürprizi ise, ünlü baba-kızlar! 10 Mayıs'ta Şişli Radisson Blu Hotel'de gerçekleşecek defilenin ayrıntılarını, Sıla Özdemir ile konuştuk.
Röportaj: Öykü YAZICIOĞLU
Fotoğraflar: Serkan ŞENTÜRK
ÇABA Derneği'nin bu sefer yaptığı projesinin gizli kahraman siz gibi görünüyorsunuz; çünkü yapacağınız defile sayesinde büyük bir gelir elde edilmesi bekleniyor. Üstelik bu ilk defileniz. İlk defile için neden bu kadar beklediniz?
Aslında ben ve bir grup arkadaşım derneği birlikte kurduk ve sonradan kardeşim Özlem Cankurtaran başkan oldu. Aramızda pek bir hiyerarşi de yoktur. Hepimiz çok iyi anlaşırız. Ben hayatımda hiç defile yapmadım; çünkü reklam politikamı, 'iyi iş yapayım, bilen gelsin, diktiğim sayesinde duyulayım' diye kurdum.
Günümüzde bu düşünce doğru mu sizce?
Başından beri yanlış evet, ama o zamanlar bana doğrusu o gibi geldi. Başkalarını asla eleştirmiyorum ama benim karakterim ona müsait değildi ve öyle başladım. Bir de sansasyonel bir kişilik de değilim ki ben! İnsanların dikkatini çekecek laf söyleyemem, magazinsel bir yanım yok. Kıyafetlerim bile çok sıradandır. Jean'imi giyer, bir ruj sürer, sokağa çıkarım. Pek efor sarf etmem yani...
Evet, üstelik bir de hukuk bölümü mezunusunuz...
Evet, çok sevdiğim için insanların keyiflerini de paylaşmayı çok seviyorum, ama avukatlık yapsaydım eğer onların dertlerini paylaşacaktım. Babam avukattı ve ben de hukuk okumak istedim. Ancak staj bile yapmadım. 19 yaşımdan beri iş sahibiyim ve çok keyif aldığım bir şeyi yapıyorum.
Peki, şimdi ilk defileniz ile karşımıza çıkacaksınız, üstelik çok anlamlı bir proje için. Biraz anlatır mısınız bize?
Evet, ilk defilemi yapacağım. Bugüne kadar defile yapmadım, çünkü kendi reklamım için bir dernek ile çalışmak bana ayıp geldi. Derneği istismar etmek gibi geldi. Ancak 10 senedir bu dernek ile birlikteyim. Mensure Özbek, benim yönetim kuruludan çok yakın bir arkadaşım, bir gün bizim evde oturuken "Sen niye bize defile yapmıyorsun" dedi. Ben de "Yapamam, zaten öyle düz bir defile yapmak da istemem" dedim. O da, "Hayır, bir proje için" dedi ve o anda aklına babalar ile kızlarını podyuma çıkartmak geldi. Çünkü bu sene derneğin hedefi, Florya'da bulunan Çocuk ve Gençlik Merkez Binası'nı yapmak. Florya'da devlete ait böyle bir yer var ve orada, okumak isteyen ama okuyamayan, sokakta mücadele vermiş, zarara uğramış çocuklar hayata tutunmaya çalışıyor. Fakat devletin her şeye parası yetmediği için, nerdeyse o çocuklar barakalarda kalıyor. Biz orayı sıfırdan, dört binalı bir kampüs olarak yeniden yapıyoruz. Geçen sene düzenlediğimiz tiyatro ile Ayvansaray'daki binayı yapmıştık, bu sene onun dört katı büyüklüğünde bir projeye giriştik. İşte böyle bir proje de olunca, bu defileyi yapmak benim için zevk oldu. Çünkü gerçekten de çok heyecanlı bir iş. Düşünsenize anneli babalı evlatlar, anne ve babaları olmayan çocukların yüreklerine dokunacaklar. Para toplayıp da, verebilirdik. Ama sosyal sorumluluk projelerinde böyle ünlü kişilerin, "Bakın, ben emek harcayarak, elimi taşın altına koyarak burdayım" demesi, önemli bir mesaj oluyor.
Sadece bir defileyle sınırlı mı olacak, yani oradan gelecek gelir binayı tamamlamaya yetecek mi?
Bir kermes düzenledik zaten, şimdi sırada defilemiz var. Podyuma 30 ünlü baba ve kızın çıkacağı defile sonrasında da bir Sezen Aksu konserimiz olacak. Üstelik haziran ayındaki o konseri Sezen Aksu, 'Üç Adam' ile birlikte gerçekleştirecek. Sezen, o gece "Ben eğleneceğim" dedi ve o nedenle muhteşem bir gece olacağını düşünüyoruz.
Bu proje için baba ve kızlarını ikna etmek kolay oldu mu?
Herkes o kadar destek verdi ki, hiç zorlanmadık.
Kıyfetleri taşrlarken giyecek olan kişilerin isteklerini mi göz önünde bulundurdunuz, yoksa sizin defileniz ve tamamen sizin kıyafetleriniz mi?
Tamamen benim kıyafetlerim. 30 parçalık bir koleksiyon. Astarından tutun, içindeki malzemeye kadar her şey ya kristal, ya dantel, ya ipek. Sanki özel bir müşteriye haute couture kıyafet yapılmışçasına, her şeyin el işi yapıldığı tasarımlar bunlar. Kızların çoğunu tanıyor olmam avantajım oldu, çünkü onları hayal ederek ve hissederek yaptım. O nedenle onlar da giydikleri zaman heyecan duydular.
Kızlar defile sonrasında o kıyafetleri satın mı alacaklar?
Evet, isterlerse satın alacaklar çünkü ben bütün elbiseleri de derneğe bağışladım. Aldıkları zaman o para da derneğe gidecek. Hem bilet satışından hem de kıyafetlerden katkım olmuş olacak.
Öyleyse başta söylediğim gibi gerçekten de gizli kahramansınız...
Çok teşekkür ederim, ama inanın o kadar çok gizli kahraman var ki! Mesela defile koreografisi için Uğurkan Erez'e gittim ve inanılmaz heyecanlandı ve para almayacak. Yine müzikler için Doğus Çabakor aynı şekilde. Defne Samyeli de ÇABA gönüllülerimizden; onun ve Murat Güloğlu'nun başka bir sürprizi olacak. Yine kendi ekibim canla başla çalıştı.
Ne kadar zamandır çalışıyorsunuz bu defile için?
Yaklaşık dört aydır çalışıyoruz ve gerçekten çok heyecanlı bir süreçti. Bütün işlemeler elde özel olarak işlendi. Kıyafetler sadece podyumda görülecek diye yapılmadığı ve daha sonra giyilecekler diye düşünüldüğü için, çok ciddi bir şekilde çalıştık.
Provalara anneler de geliyor mu?
Bazen geliyorlar, fakat kimseye göstermiyoruz kıyafetleri. Sürpriz olsun istiyoruz. Şu an biz bir hayal satıyoruz ve o hayal gerçeğe dönüşecek.
Şimdi ilk kez defilenin tadını alacaksınız, acaba sonrasında bunun devamı gelir mi?
Bilmiyorum ki? Evet, insan tadını alıyor ama şu an için bir şey söyleyemem. İstedğin elbiseyi tasarlayıp, onu sahici insanlara giydirmek bambaşka bir duygu. Tabii ki profesyonel mankenler ayrı, ama bu projede gerçek insanları kullanmak ve hele ki babalarıyla kullanmak, çok özel ve güzel bir hatıra.
İDİL FIRAT
"BABAMI İKNA ETMEK HİÇ KOLAY OLMADI"
ÇABA Derneği'nin bu projesi size nasıl geldi?
Özlem ve Sıla abladan gelen hiçbir şeyi bu güne kadar geri çeviremediğim için, bu teklifi bana sunduklarında da memnuniyetle kabul ettim.
Sizi ikna etmek kolay olmuş, ancak babanız Önder Bey ilk başta nasıl baktı bu işe?
Onu ikna etmek benden çok daha zor oldu. Yaklaşık iki aydır bunun için uğraştık diyebilirim, ama sonunda kandırabildik kendisini.
Hanginiz daha heyecanlısınız peki?
Ben artık kadrolu oldum diyebilirim. Çünkü bu benim üçüncü kez podyuma çıkışım. Babamın ise ilk çıkışı. Sanırım o benden daha heyecanlı.
Üçüncü podyum defileniz olduğuna göre bundan sonra modellik yapmayı düşünür müsünüz?
Yok hayır, ne haddime? Sadece böyle sosyal sorumluluk projelerinde yer almaktan zevk duydum, ama başka türlüsünü asla düşünmem.
SİMAY KAMER
"İLK KEZ BÖYLE BİR PROJEDE YER ALIYORUM"
Size ÇABA Derneği'nden bu teklif nasıl geldi?
Ailem aracılığıyla geldi, zaten Sıla Abla ile ailem çok yakın arkadaş ve görüşüyorlar. Ben de bu teklifi duyunca büyük bir keyifle kabul ettim.
İlk defa mı böyle bir projede yer alıyorsunuz?
Evet, ilk kez yer alıyorum ve son derece heyecanlıyım. Babamla birlikte podyumda olacağım için bu heyecan da artıyor tabii. Ama babam sanırım benden daha heyecanlı.
BURCU KARABACAK
"ELBİSEYİ PODYUMDA KEYİFLE TAŞIYACAĞIM"
Siz zaten ÇABA ailesinin içindesiniz ve projelerde genelde yer alıyorsunuz. Ancak bu proje çok daha farklı. Ne hissediyorsunuz?
Çok heyecanlıyım, çünkü Anneler Günü'nden bir gün önce babamız ile sahneye çıkıp, bu güzel günü annemize hediye edeceğiz. Bunun yanı sıra kimsesiz çocukları düşündüğümüzün de mesajını vereceğiz. Çok güzel ve gurur verici bir olay.
İçinizde en heyecanlı olan kim? Anenniz mi, babanız mı, siz mi?
Sanırım en heyecanlı benim.
Sıla Hanım'ın tasarladığı kıyafet için ne söyleyeceksiniz? Sizin katkınız oldu mu, yoksa tamamen kendinizi ona mı teslim ettiniz?
Kendimi tamamen Sıla'ya teslim ettim ve gerçekten de çok beğendim kıyafeti. Podyumda da gurur ve keyifle taşıyacağım elbiseyi.