Röportaj: Bade ÇAKAR
Fotoğraflar: Kutup DALGAKIRAN
Müzik dünyasına farklı bir boyut getiren ünlü DJ Doğuş Çabakçor, aile hayatıyla da dikkat çekiyor. Sosyal medyada sadece müzikleriyle değil, aynı zamanda da aile yaşantısıyla da beğenilen Doğuş Çabakçor ve eşi Begüm Çabakçor, yoğun tempolu hayatlarına rağmen aralarında dengeyi başarıyla kurabilen bir çift. İlk tanıştıkları günden itibaren sadece iki sevgili değil, aynı zamanda çok iyi de arkadaş olmuşlar... Birbirlerine olan saygıları ise hayatlarındaki yoğun temponun kendilerini ve ailelerini etkilemesini engelliyor. Bodrum'da Mandarin Oriental'daki evlerinde bir araya geldiğimiz Çabakçor çifti ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Çiftin sevimli oğulları Aslan ve Kaplan da anne ve babalarına eşlik ederek, çekimimize renk kattılar.
Öncelikle ilk nasıl tanıştınız onu merak ediyorum... İlk görüşte aşk mıydı?
Doğuş Çabakçor: Ortak bir arkadaşımızın partisindeydik, ilk kez orada gördüm Begüm'ü, en azından o böyle biliyor (gülüyor). Tanıştıktan sonra partilerime gelmeye başladı, bayağı eğleniyorduk beraber. İlk görüşte tanışmak istediğime göre ilk görüşte aşık olmuşum demektir.
Begüm Çabakçor: Bize en çok sorulan sorulardan bir tanesi nasıl tanıştığımız... Doğuş'un çaldığı bir partide tanışmadık, hani "DJ çalıyor, kız da şarkı istemeye gitti ve tanıştılar" gibi bir hikaye yok (gülüyor). Ortak bir arkadaşın doğum günü partisiydi, bütün gece sohbet ettik sanki uzun yıllardan beri tanışıyor gibi hatta sohbet sonra mesajlaşma şeklinde tüm gece sürdü. Bana ilk sorduğu soru "seni daha önce bir yerde görmüş olabilir miyim?" oldu, sonraları ısrarlı bir şekilde beni o parti öncesinde gördüğünü iddia etti. Hatta ilk başlarda aramızda küçük bir oyuna bile dönmüştü ama halen söylemedi nerede nasıl gördüğünü. Hala büyük bir sır, belki burada söylemek ister tabi eğer o zaman benimle konuşmak için bahanesi değilse (gülüyor)...
Sanırım sır olarak kalmaya devam edecek. Peki, evlilik teklifi nasıl geldi?
Doğuş Ç.: Enteresan bir yerdeydik, kendi aramızda konuşurken o sırada birdenbire evlilik konusu açıldı ve konuşurken Begüm 'hadi bana teklif et' dedi.
Begüm Ç.: Biz evlilik teklifi hikayesinde pek anlaşamıyoruz. O konuşmada aslında ben şaka yapıyordum (gülüyor). Doğuş'un romantik bir anında, kendisi o zamanlar çok romantikti (gülüyor), "Ne oldu bana evlenme mi teklif edeceksin?" diye dalgaya vurdum ama o ciddileşti ve "evet" dedi, sonra da teklif etti. Ben de yine inanmayarak "evet" dedim ama her şeyi şaka zannediyordum çünkü ilişkimiz çok yeniydi ama Doğuş ısrarla benim ona evlenme teklif ettiğimi söylüyor ve herkese öyle anlatıyor ama inanmayın çünkü gayet kendisi etti.
Doğuş Ç.: Ben zaten teklif edecektim ama birdenbire Begüm ortayı yapınca bana da golü atmak kaldı. Teklif ettim, kabul etti (gülüyor).
Begüm Ç.: İşini kolaylaştırmış olabilirim.
Birbirinizin en çok hangi özelliğinden etkilendiniz?
Doğuş Ç.: Enteresan gelecek ama beni en çok kedileri çok sevmesi etkilemişti. Sınırlamak yanlış olur, hayvanlar diyelim. Belki düz mantık diyeceksiniz ancak hayvanları çok sevdiği ve bu kadar ilgili olduğu için çok iyi bir anne olabileceğine emindim. Ve yanılmadığımı da şu an görüyorum. Ayrıca tanıştığımız zamanda DJ'lik kariyerimin en kritik anlarını yaşıyordum ve o süreçte bana verdiği fikirlerle çok büyük destek oldu.
Begüm Ç.: Ben en çok ilgisinden etkilenmiştim. Taktik yapmadan, ben aramayayım, o arasın veya cool davranayım peşime düşsün gibi... Tanıştığımız ilk andan bana onun için ne kadar değerli olduğumu hissettirdi. Bir erkeğin hislerini açık bir şekilde göstermesinden daha etkileyici ne olabilir ki. Kedileri seviyor oluşu da benim için ekstra puandı.
Geçtiğimiz günlerde 6. yılınızı kutladınız. İlişkinizin ilk gününe baktığınızda nasıl evrildi ilişkiniz? İlk günkü heyecan var mı?
Begüm Ç.: İlk günkü heyecan yok, zaten olması mümkün de değil. Biz çok iyi arkadaş olduk, birbirimizin hayatlarına saygı duymayı ve birbirimize alan tanımayı başardık. Evliliklerde en önemli şeylerden birisidir bence alan tanımak. Her zaman her şey mükemmel olmuyor, bazı dönemler zor geçebiliyor ama saygıyı kaybetmediğiniz sürece her şey halloluyor. Mesela Doğuş Playstation oynamayı çok sever ve sanırım çoğu ilişkide bu büyük sıkıntı oluyormuş. Ama bizde neredeyse hiç olmadı, bazen gece 12'de dahi "Playstation oynamaya gidiyorum" dediği oldu. Hatta Doğuş'a ne zaman ulaşamazsam bilirim ki Playstation oynuyor (gülüyor). Sadece sabahları "ee kim kazandı?" derim o kadar. Nasıl insanlar eşlerine gidemez yapamaz der onu hiç anlamam çünkü eşlerimizin hayatlarına sahip değiliz ve gidemezsin gibi bir söz hakkına sahip olduğumuzu düşünmüyorum.
Ama bunu başarabilen çok çift yok bence...
Doğuş Ç.: Evlilik başlangıcı ve devamıyla sürekli değişen bir süreç bence. En basit örnekle; ilk senemizde sevimli kedimiz 'Disco' hayatımıza girmişti. Benim işlerimin yanında Begüm'ün yazdığı bir blog ve her hafta yayınladığı bir köşesi vardı gazetede. Daha sonrasında Aslan'ın hayatımıza girişiyle önceliklerimiz, gittiğimiz şehirler, hatta restoranlar bile değişti. Aslan'dan iki sene sonra Kaplan geldiğinde, artık tecrübeliydik ve hayatımızın belirli rutinlerini çoktan oturtmuştuk. 4 kişi, 2 kişiden büyüktür ve biz hep beraber aile olmanın keyfini çıkarıyoruz. Begüm Ç.: Bir de sanırım hiçbir zaman 'mıc mıc' bir ilişkimiz olmadı, öyle devamlı birbirimize "aşkım, canım" diye hitap edenlerden değiliz. Kavga ederiz iki gün sonra hiçbir şey olmamış gibi devam ederiz çünkü hem ben unutuyorum hem de sıkılıyorum küs olmaktan. Ona anlatmam gereken konular birikiyor ve dayanamıyorum "neyse oğlum bak sana ne anlatacağım" diye konuya giriyorum (gülüyor).
Begüm Hanım, eğlence sektöründe yer alan birisiyle evli olmak zor olmadı mı?
Begüm Ç.: Benim için hiçbir zaman sorun yaratmadı çünkü tanıştığımda da Doğuş eğlence sektörünün içindeydi ve ilk günden bu güne kadar hep destekledim. Pek kıskanç biri değilim, bir şey olacaksa zaten olur, öncesinde dert edinmeye gerek yok diye düşünüyorum.
Eminim size en çok bu soru soruluyordur, kıskanmıyor musunuz diye?
Begüm Ç.: Sosyal medyada bu yönde çok soru alıyorum. Doğuş'u kızlardan nasıl kıskanmıyorsun diye soruyorlar. Doğuş'un çoğu insandan daha düzgün bir hayat tarzı var. Çalmayı bitirir bitirmez eve gelir. Şehir dışındaysa gece kaçta bitirirse bitirsin sabah ilk uçakla eve döner, hatta bazen ben ona yorgunsun kal diyorum, ama eve yanınıza geleyim diyor. O çalıyorken arayayım, bir kez bile cevap vermemezlik yapmaz hep açar ve her çaldığı yere davet eder, durum böyle olunca zorluk diye bir şey kalmıyor veya kıskanmama meyil vermiyor. Bu konuda çok şanslıyım sanırım.
Aslan ve Kaplan, nasıl bir renk kattı ilişkinize?
Doğuş Ç.: Derler ya erkekler ilk anda hiçbir şey anlamaz diye, bana da aynısı oldu. Aslan doğduğu zaman henüz olayın farkında değildim. Elbette duygulandım, gözlerimden yaş geldi falan ama demek istediğim tam olarak bu değil. İnsanın çocuğunun olmasının ne anlama geldiğini anlamam bir seneyi buldu diyebilirim. Bir sene sonrası kurulan duygusal bağ ile kendi ruh iklimimin tamamen değiştiğini söyleyebilirim. Önceliklerim, arzularım ve korkularım farklılaştı. En korktuğum, yapamayacağımı düşündüğüm anlarda onları düşünüyorum ve bu beni çok güçlü yapıyor.
Begüm Ç.: İlişkimizi daha eğlenceli bir hale getirdiler. Bizim öyle çok klasik aile yapımız yok. Dadımızla birlikte aynı evin içerisinde yaşayan ev arkadaşları gibiyiz. Doğuş her zaman çok ilgili bir baba oldu, hani iki sevip kenara koyanlardan değil, mama hazırlamasından tuvalete götürmesine kadar her konuda yardımcı olur.
Aslan ve Kaplan hanginize daha çok benziyor karakter olarak?
Doğuş Ç.: Büyümeleri sürdükçe kendinden ve eşinden bir şeyler görmeye başlıyorsun onlarda, bu çok tuhaf bir duygu mesela. Yani örnek vermem gerekirse, Aslan'ın inatçılığı ve hırsı bence tamamen bana çekmiş. Yenilgiyi asla kabul etmiyor (gülüyor). Kaplan henüz çok ufak ancak Aslan'a göre biraz daha kendini salmış bir ruhu var, daha rahat takılıyor.
Begüm Ç.: Aslan'ı büyüdükçe babasına daha çok benzetmeye başladım. Doğuş çok temkinli ve her şeyi kontrol etmek ister. Aslan da bu konuda aynı babası gibi çok garantici ve herkesi kontrol etmeye çalışıyor. İkisi de soru sorar ama cevabı beğenmezlerse kabul etmezler. Kaplan daha çok bebek ama kafasının rahat oluşunu biraz kendimi benzetebilirim.
Ailece yapmayı sevdiğiniz ritüelleriniz var mı?
Doğuş Ç.: Kaplan'ın minikliğinden dolayı ritüellerimiz şu an yemek yemek, havuza ve denize girmekle kısıtlı maalesef (gülüyor). Aslan'la sık sık dışarıya yemek yemeye gideriz mesela, ayrıca futbol oynamayı çok seviyor ve çoğu zaman hep beraber oynuyoruz.
Doğuş Bey işinden dolayı çok sık seyahat ediyor. Sizin seyahatle aranız nasıl? Siz kendisine ne kadar eşlik edebiliyorsunuz?
Begüm Ç.: Çocuklardan önce her yere beraber gidiyorduk, hatta efsane 19 saatlik uçuş hikayemiz bile var. Doğuş'un işi için Singapur'a gitmiştik, oradan dünyanın en uzun uçuşunu gerçekleştirip, New York'a geçtik. Çocuklar olduktan sonra çok katılamıyorum, çünkü çok yoğun programı oluyor. Tüm yaz Bodrum-Çeşme-Marmaris, arada Antalya ve İstanbul hattı üzerinde gitti. Benim yetişmem pek mümkün değil maalesef...
Siz bu yoğunlukta iş hayatınızla özel hayatınızı dengelemek konusunda neler yapıyorsunuz?
Doğuş Ç.: Dönem dönem yoğunluğum çok fazla olabiliyor, o zamanlarda iş sonrası uyku saatlerimi azaltarak özel hayatımı dengelemeye çalışıyorum. Onun harici rutin zamanlarımda çok fazla sorun olmuyor. Pazar günleri kesinlikle aile günümüz zaten, en sevdiğimiz aktiviteleri o günde yapıyoruz.
Türkiye'nin en başarılı DJ'lerinin başında geliyorsunuz. Hatta genç jenerasyon için farklı bir boyut kattınız diyebiliriz. Müzik hayatınıza nasıl girdi?
Doğuş Ç.: Öncelikle teşekkür ederim. DJ'lik yapmadan önce iyi bir müzik dinleyicisiydim. Lise dönemimde içimdeki tüm hisleri müzikle dışa vuruyordum ve sonrasında DJ'lik hayatıma girdi. Başlarda hobiydi, daha sonra profesyonel oldum. DJ'liğin tüm dünyada popülerleştiği döneme denk gelmem biraz şansımdı diyebilirim, böylece genç jenerasyonla iyi bir bağ kurdum ve dilerim bu hiç bozulmaz.
Begüm Hanım sizin müzikle aranız nasıl? Ne tür müzikten hoşlanıyorsunuz?
Begüm Ç.: Bizim evin olmazsa olmazıdır müzik. Halen kendimi Doğuş'a müzik konusunda ispatlama çabasındayım, onun bilmediği ama sevebileceği şarkılar bulmaya çalışıyorum ama halen "Vay çok iyiymiş" dediği olmadı (gülüyor). Her seferinde "bu da mı gol değil" diyorum. İnşallah bir gün tamam oldun der. Müzik zevkinde tek ayrıştığımız nokta, ben daha çok hip hop seviyorum ve dinliyorum ama Doğuş o kadar çok sevmiyor.
DJ olarak sizinle ilk tanıştığımızda, diğer isimlerin arasından sıyrıldınız ve farklı projelerinizle ses getirdiniz. Bu başarınızı neye bağlıyorsunuz?
Doğuş Ç.: Yaptığım işe hep farklı açılardan bakmaya çalıştım, çaldığım müzikle dinleyicilerimle aramda bir bağ kurmak önceliğimdi ve bunu sağlayabildiğimi düşünüyorum. Gece gündüz işimi düşünüyorum, farklı projeler, iş birlikleri yapmayı hayal ediyorum ve bu beni hep dinç tutuyor. Arkasında duramayacağım hiçbir işi yapmak istemiyorum. 'Neden' diye sorulduğu zaman mutlaka söyleyecek bir şeylerim olmalı, hikayesi olmalı.
Ailece Instagram'da yüksek bir takipçi sayısına sahipsiniz. Ancak Begüm Hanım'ın da takipçisi oldukça fazla... Beğenilmek nasıl hissettiriyor?
Doğuş Ç.: Açıkçası kendi hayran kitlesini oluşturması çok hoşuma gidiyor, giydiği kıyafetler, gittiği şehirler ve özellikle anneliği çok dikkat çekiyor.
Begüm Ç.: Tabii ki çok güzel bir his. Beni daha çok anne grubu takip ediyor sanırım, özelden atılan sorulara, özellikle çocuklarla ilgili olanlara cevap vermeye çalışıyorum. Uyku eğitimi veya çocuklarla yaptığımız eğitsel çalışmalar gibi çok soru geliyor, yardımcı olabiliyorsam ne mutlu bana. Onun dışında seyahat ettiğim yerleri paylaşmayı seviyorum, beğendiğim müzikleri paylaşıyorum, normal herkes gibi bir kullanıcıyım.
Doğuş Bey gelecek projeleriniz var mı ileriki tarihlerde? Siz Begüm Hanım, moda veya başka alanlarda bir projeye imza atmayı düşünür müsünüz?
Doğuş Ç.: Elbette var, sürekli yeninin peşindeyim ve durmadan çalışıyorum. Bu kışa doğru önemli bir isimle beklenmedik bir projemiz olacak, heyecanla onu bekliyorum.
Begüm Ç.: Benim şu an henüz aklımda bir şey yok, ama çocuklar büyüdüğü için artık yavaş yavaş bir şeyler düşünebilirim.