Bianca Somer Türkmen: “Tasarımlarım Burcu ile hayat buldu”

‘Dahlia Bianca’ markası ile 2015 yılından beri birbirinden eşsiz tasarımlara imza atan Bianca Somer Türkmen, ilk kış koleksiyonunu hazırladı. Bu özel koleksiyonunun tanıtımını, yakın dostu Burcu Esmersoy’a emanet eden Türkmen ile keyifli bir söyleşi gerçe

Bianca Somer Türkmen: “Tasarımlarım Burcu ile hayat buldu”

RÖPORTAJ: BADE ÇAKAR bade.cakar@sabah.com.tr
SAÇ: NURİ ŞEKERCİ
MAKYAJ: ALİ RIZA ÖZDEMİR

2015 yılında kendisi için hazırladığı ilk beachwear koleksiyonunun ardından 'Dahlia Bianca' markası ile hayatımıza giren Bianca Somer Türkmen, kadınlara yaz döneminde rahat olurken, şık da olabilecekleri birbirinden elegan tasarımlar sundu. 4 yıl içerisinde her zaman daha da yukarı çıkan Dahlia Bianca markasının ilk kış koleksiyonu da bu yıl sunuldu. Bianca Somer Türkmen'in "Daha kadınsı, daha ilgi çekici, daha ben buradayım diyen" şeklinde anlattığı kış koleksiyonu anında beklenilen etkiyi de gösterdi. Birbirinden şık parçalar kadınların şimdiden istek listesinin en başına yazıldı. Hamilelik ve ilk annelik deneyiminin ardından ilk kış koleksiyonunu da sunan Bianca Somer Türkmen, bu büyük heyecanını yakın dostu Burcu Esmersoy ile paylaştığı gibi ilk tanıtımını da ona emanet etti. Dahlia Bianca'nın ile kış koleksiyonu için objektif karşısına geçen Burcu Esmersoy'un güzelliği, Bianca Somer Türkmen'in de yeteneğine hayran kaldık. Bianca Somer Türkmen ile bir araya gelerek yeni koleksiyonunu, annelik heyecanını ve Burcu Esmersoy ile dostluğunu konuştuk.

Dahlia Bianca, uzun süredir hayatımızda olan bir marka aslında... Ama son zamanlarda sanki bir ivme kazandı... Kurulum hikayesinden başlayalım ilk olarak... Ne zaman, nasıl doğdu Dahlia Bianca?
Dahlia Bianca markasını 2015 yılında kurdum. Aslında ilk hazırlamış olduğum koleksiyonun şansıyla markam hayat buldu diyebilirim. İlk koleksiyonum tamamen hobi olarak, kendim için hazırladığım parçalardan oluşuyordu; arayıp da bulamadığım, plajda giymek istediğim modellerden oluşan bir beachwear koleksiyonuydu... Açıkçası koleksiyon olarak o kadar beğendim ki; tarafsız görüşüne çok güvendiğim arkadaşım Marina Elhadef 'in fikrini almak istedim. Kendisi bana göre Türkiye'de en zevkli mare koleksiyonunu Vakko Mare'de müşterilerine sunuyor. Onun yorumu açıkçası benim için çok önemliydi.çünkü hem bu konuya çok hakim hem de çok dürüsttür. "Bianca bunu hobi olarak yap" dese, bu macera belki de başlamadan bitecekti. Ama Marina bana "Bianca kaç günde üretirsin bunları?" dedi. Ve ben ilk koleksiyonumla Vakko Mare'de görücüye çıktım.

Çok da güzel bir geri dönüş aldınız...
Mütevazı olmamam gerekiyor sanırım artık, çünkü 2015 yazından beri Vakko Mare'nin en çok satan markalarından birisiyim. Rüştümü fazlasıyla ispatladım (gülüyor). Dahlia Bianca ilk başta beachwear markası olarak yola çıkmıştı, sonrasında resortwear modelleri de yavaş yavaş ekledim ve her yaz satış adetlerim artarak devam etti. Şimdi de ilk defa kış koleksiyonumla karşınızdayım!

Markayı kurarken hayalleriniz neydi, o hayallerin ne kadarını gerçekleşti?
Söylemeden geçemeyeceğim, tekstil kökenli bir ailem var, o yüzden aslında bu alanda bir girişimim olması kaçınılmazdı. Markamı kurarken; ticari bir kaygı duymaksızın tamamen hobi olarak başlamıştım aslında ama koleksiyonlarımın gördüğü talep, açıkçası beni bu işi daha profesyonel bir şekilde yapmaya yönlendirdi... Ayakları yere basan hayaller kuruyorum, kısa vadeli hedefler koymuyorum kendime; önümüzdeki senelerde markamı çok daha geniş kitlelere ulaştıracağımı biliyorum. Emin adımlarla, hep yükselen bir çizgide ilerliyorum. Amatör ruhunuzu ve o ilk heyecanınızı yitirmemeyi başarabiliyorsanız; bir de yaptığınız ise aşkla, tutkuyla bağlıysanız başarılı olmak kaçınılmaz oluyor. Markayı kurduğum ilk günden beri hayalim; kaliteyi, uygun fiyatlarla müşterilerimle buluşturmaktı. FMarkayı kurduğum ilk günden beri hayalim, kaliteyi uygun fiyatlarla müşterimle buluşturmaktı. O yüzden kaliteli kumaşlarla, fazlasıyla titiz bir işçilikle ulaşılabilir bir lüks markası yaratmak istedim. Bunu da başardığıma inanıyorum.

Dahlia Bianca'nın tasarım çizgisi nedir? Kadınlara nasıl bir hava sunuyor?
Dahlia Bianca, dediğim gibi 'ben ne giymek istiyorum'dan yola çıkarak hayat bulmuş bir marka... Yaz koleksiyonlarına baktığımız zaman bohem-şık bir kadın profili çiziyoruz. Modayı takip eden ama moda olanı giymek için kendini zorlamayan bir kadın tipi... Gündüzü geceye bağlayabileceğiniz keten takımlarınızı, mini ipek elbiselerinizi, uçuşan kokteyl kıyafetlerinizi rahatlıkla bulabileceğiniz ve dolabınızda olmasından 5 sene sonra da zevk alacağınız parçalardan oluşuyor koleksiyonlarım...

Nasıl oldu ilk kış koleksiyonunuz peki?
Açıkçası çok heyecanlıyım çünkü markam adına yepyeni bir macera bu. Dahlia Bianca kış koleksiyonum; 'Couture' ve 'Street Fashion' adlı iki konseptten oluşuyor. Couture başlığı altında payet, kadife, ziberlin elbiseler bulunuyor. Street Fashion başlığı altında vegan deri pantolonlar, elbiseler ve tulumlar bulunuyor. Couture elbiselerimiz bu hafta itibariyle Vakko Couture mağazalarında satışa açılıyor ve şimdiden yoğun talep görmeye başladık bile. Dahlia Bianca kadını, kış koleksiyonumda bana göre daha kadınsı, daha ilgi çekici, daha ben buradayım diyen bir kadın tipi mesela... Anneliğin etkisi heralde! Bu koleksiyonu hazırlarken ruh halim biraz daha böyleymiş diyelim... Doğumdan sonra ben sadece anne değilim, aynı zamanda da kadınım demek istemişim, o yüzden biraz daha vamp bir çizgisi var. Yani en azından benim gözümde öyle (gülüyor). Hepimiz içimizde farklı kadınlar yaşatıyoruz ya, koleksiyonlarında kendi içlerinde ayrıştığına inanıyorum. Tabii ki her telden çalan koleksiyonlardan bahsetmiyorum; farklı hikayeleri bir bütün olarak sergileyebilmekten bahsediyorum.

Tasarımlarınızı yaratırken nelerden ilham alıyorsunuz?
Benim kafamda ideal bir kadın tipim var aslında: Avrupai, seksi görünme derdinde olmayan ama çabalamadan feminen ve elegan görünebilen bir kadın... Bu kadın nerelere gider? Nasıl giyinir? Ne tarz takılar takar? Bunları önce kafamda kurguluyorum ve koleksiyonlarım da böylelikle şekilleniyor. Açıkçası ben de kendi hayatımda böyle bir kadın olmaya çalışıyorum dolayısıyla tasarımlarımda rahat, kullanışlı ve zamansız parçalara yer vermeye çalışıyorum. Desenlerin, renklerin, modellerin birbiriyle doğru bir şekilde harmanlanması tamamen seyahatlerimin, ruh halimin, farkında bile olmadan etkilendiğim trendlerin birbiriyle bütünleşmesiyle ortaya çıkıyor.

Yeni koleksiyon çekiminizi Burcu Esmersoy ile gerçekleştirdiniz. Kendisi sizin çok yakın arkadaşınız da... İlk olarak nasıl tanıştınız, onu öğrenelim mi?
Bu soruyu ilk çekimleri yaparken sormuşlardı. İlk başta inanın hatırlayamadım. Ortak arkadaşımız çok fazla, onlardan biri tanıştırmıştır dedim ama Burcu doğrusunu anlattı hemen... Burcu'yla kendi markası Biondina'nın çekimlerinde tanışmışız. Biondina için 365ist'in stüdyosunda Burcu'nun fotoğrafları çekilirken oraya gitmiştim şansa ve o şekilde tanıştık. İlk duyunca daha önce tanışmışızdır nasıl çekimde tanışıp, bu kadar samimi olalım dedim ama sağ olsun üzerimdeki kıyafetten saçımın modeline kadar söyledi (gülüyor).

Demek ki o anda aranızda güzel bir uyum olmuş, enerjiniz tutmuş.
Doğru, tanışmamızı hatırlamıyorum ama ben de Burcu'nun ne kadar güzel bir kalbi olduğunu anladığım anı hatırlıyorum. Ve bu hikayeyi Burcu bile bilmiyor. Bir gün bindiğim aracın şoförü benim Burcu'nun arkadaşım olduğumu bilmeden bana "Burcu Esmersoy bana öl dese ölürüm, onu öyle çok seviyorum" dedi. Nedenini sorduğumda da çok güzel bir hikaye anlattı; Burcu bir gün taksi şoförünün aracına binmiş ve eşinin kendisini çok sevdiğini öğrenince "Facetime yapalım" demiş. Beyefendi eşini aradığında da eşi, o günün evlilik yıldönümleri olduğunu söylemiş Burcu'ya. Bunun üzerine Burcu çiçek yollayıp, yollamadığını sormuş ve bugüne kadar taksi şoförünün hiç eşine çiçek almadığını öğrenmiş. Bunun üzerine telefonu kapattıktan sonra ilk önce bir güzel şoförü azarlamış (gülüyor), daha sonra da ev adresini istemiş. O gün taksi şoförünün eşine onun adına kocaman bir çiçek yollamış. Bunu taksi şoförü o kadar mutlu bir şekilde anlattı ki, çok etkilenmiş. Öyle güzel bir kalbi var, o kadar özel bir kadın ki... Gurur duydum Burcu'nun arkadaşı olmaktan...

Yakın arkadaşınızla çalışmak nasıldı, size göre Burcu Esmersoy, Dahlia Bianca markasıyla nasıl özdeşleşiyor?
Dediğim gibi ben her koleksiyon için gözümün önüne bir Dahlia Bianca kadını getiririm. Kaç yaşında, nerelerde yemek yer, nerelere tatile gider, ne tarz takılar takar, saçı ne renktir, ne tarz makyaj yapar gibi... Çekim yapacağım modelimi bile buna göre seçerim. Kendi zevkimi ve tarzımı koleksiyonlara yansıttığım için bugüne kadar markamın yüzü her zaman ben oldum aslında. İlk defa benim dışımda biriyle koleksiyonumu tanıtıyorum, bu da benim açımdan radikal bir değişiklik! Kıyafeti iyi taşıyabilmek için sadece güzel olmanız, iyi bir vücudunuzun olması yetmez; ben o kişinin markanın ruhunu yansıtması gerektiğine inanıyorum. Giydiği kıyafetle özdeşleşmeli... Bana göre bu noktada markanın yüzü olan kişinin kendi cazibesi, çekiciliği devreye giriyor... Doğrusunu söylemek gerekirse bu kriterlere uygun, kendi markamı özdeşleştirmek isteyeceğim çok az sayıda isim var...

Bu az sayıdaki isimlerden biri de Burcu Esmersoy...
Evde koleksiyon toplantısı yaptığımız bir gün eve çat kapı Burcu geldi; içeri girdiğinde bütün kış koleksiyonum salonun ortasında duruyordu. Burcu pembe tek omuzlu olan elbiseyi aldı ve giyinip geldi... İlk gördüğümde cidden ağzım açık kaldı, gerçekten hayalimdeki kadın hayat bulmuş gibi hissettim. Yürüyüşü, gülüşü her şeyiyle 'o'ydu! Teker teker her şeyi denemeye başladı biz de fitting'ini yapmış olduk bütün modellerin... Hatta kendisine "fitting'i Burcu Esmersoy ile yaparsak koleksiyon çekimini kiminle yapacağız, çıtayı çok yükselttin" dedim. "Onu da benimle yaparsınız" deyiverdi. Doğru zaman, doğru mekan ve doğru insan... Bu da kış koleksiyonumun şansıydı heralde...

Bu aralar hayatınızda yepyeni bir heyecan daha var; annelik... İş ve özel hayat derken hepsini bir arada nasıl tutuyorsunuz?
Anne olduktan sonra işimi evime taşıdım diyebilirim. Kızımın uyuma saatlerine göre evde iş arkadaşlarımla buluşup çalışabiliyorum... Hatta modeller bile fitting için eve geliyor. Herkes bu konuda fazlasıyla anlayışlı ve uyumlu diyebilirim.

Annelik hayatınızda neleri değiştirdi?
Öncelikle "anne olunca anlarsın" ne demekmiş anladım diyebilirim (gülüyor). Annelik çok garip bir duygu, hiçbir şeye benzemiyor. Hayatımda yaşadığım en büyük aşkı yaşıyorum Mia doğduğundan beri, gerçekten böyle bir sevginin olabileceğini tahmin bile edemezdim. Uyutana kadar canımız çıkıyor, uyuduğunda da özlüyorum, bir an önce uyansın istiyorum (gülüyor). Mia dogmadan önce, eşim Önder için; bir kadın bir erkeği maksimum bu kadar sevebilir herhalde diye düşünürdüm, biz birbirimize yeteriz fazlasıyla derdim. Kızımız doğduğundan beri eşime daha da aşık oldum, meğer hayatımız ne kadar eksikmiş kızımızdan önce. Her şeyi beraber yapmak, her anı beraber geçirmek istiyorum. Benim açımdan çok köklü bir değişim bu...

BURCU ESMERSOY: ''ÜRETKEN KADIN BENİM KIYMETLİM''

Türkiye'nin en güzel kadınlarından Burcu Esmersoy, yakın dostu Bianca Somer Türkmen'in ilk kış koleksiyonunun tanıtım yüzü oldu. Birbirinden şık parçaları, kendisine özgü güçlü ve çekici havasıyla bir araya getiren Esmersoy ile koleksiyon hakkında konuştuk.

Burcu Hanım, Dahlia Bianca'nın yeni sezon çekiminde markanın yüzü siz oldunuz. Marka ile ilk tanışmanız nasıl olmuştu?
Bianca benim çok yakın arkadaşım. Hem kendisini hem yaptığı her şeyi çok beğeniyorum. Çalışan, üreten kadın benim kıymetlimdir. İşine ve Kendisine olan sevgi ve saygımla bu teklifini kabul ettim.

Eminiz yakın dostlarınızla bir arada olmak, onlarla çalışmak ayrı bir keyiftir... Nasıl bir çekimdi, Dahlia Bianca için objektif karşısına geçmek nasıl bir deneyim oldu?
Çok yakın arkadaşımız Yasemin Öğün de Bianca'nın markasına destek veriyor. Kendisi de üretim ve çekim sırasında yanındaydı markanın, o yüzden özellikle çekim çok keyifli geçti.

Dahlia Bianca'nın sizi en çok etkileyen çizgisi ve kendinizle en çok özdeşleştirdiğiniz detayları neler?
Kalıplar! Inanılmaz güzel! Kadın vücudunu çok iyi tanıyan ve bilen kadınlar tarafından çizilip, yapılıyorlar o yüzden hem kumaş kullanımları hem de ustalıkla birleşince çok güzel kıyafetler ortaya çıkmış.

Yeni koleksiyonda favori ürünleriniz var mı?
Bu koleksiyonda en favori parçalarım kesinlikle büstiyerler, tulumlar ve ceket elbise.

Aslında model değilsiniz ama birçok marka sizinle bir arada olmayı seviyor ve kesinlikle sonuçlar da mükemmel oluyor. Siz kendinizi objektif karşısında nasıl hissediyorsunuz?
Ben kamera karşısında çok rahatım, sanırım etkisi o yüzden bu kadar güzel oluyor. Bir de üzerimdeki kıyafetin önüne geçmeden, ürünü öne çıkarmaya çalışan bir tarzım olduğu için sanırım... Çok mutluyum ki işler de güzel oluyor.

Türkiye'nin en beğenilen isimlerinden birisisiniz... Özellikle moda anlayışınız birçok isme ilham oluyor. Sürekli yakın markajdasınız. Bu kadar beğenilmek ve belkı de sürekli şık görünmenizin beklenilmesi, sizde hiç baskı yaratıyor mu? Evden çıkarken hazırlığınız ne kadar sürüyor?
Böyle bir endişem ya da sıkıntım yok açıkçası. Yerine göre giyinmeyi iyi biliyorum ve bir davet varsa hazırlığım maksimum 25 dakika sürüyor ama hayatımın genelinde zaten tayt, spor ayakkabı ile geziyorum.

Yıllardır her zaman moda dünyasını da etkileyen isimlerdendiniz. Sizin moda serüveniniz yıllar içinde nasıl değişiklikler yaşadı. Stiliniz değişti mi?
Değişti tabii... Eskiden daha gösterişli giyim tarzım varken şimdi daha düz ve temiz çizgilerde giyiniyorum.

Alışveriş yaparken ve giyeceğiniz parçada en önem verdiğiniz özellikler nelerdir?
Bana göre evladiyelik diyebileceğim, devamlılığı olan zamansız parça olması...

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.