HAZIRLAYAN NAZAN ORTAÇ nazan.ortac@sabah.com.tr
Güzel sanatçı Bengü, eşi Selim Selimoğlu ve 9 aylık kızı Zeynep ile ev karantinasında günlerini, her anne gibi kah endişelenerek kah büyük bir keyifle geçiriyor. İlk Anneler Günü için de oldukça heyecanlı…
Nasıl geçiyor bebekle ev karantinanız?
Aslında öyle bir dönem atlattım ki ben, o yüzden pek zorlanmıyorum. Çünkü bebeğim doğdu, sonra kış geldi zaten. Kışın çok korunaklı yaşadık. Daha korona mevzusu çıkmadan önce. Ufacık bir bebeğiniz olduğunda tabii ki çok fazla sokaklarda gezmiyorsunuz, eve mikrop taşımamak için. Çocuğu da çok fazla çıkarmıyorsunuz. Zaten biraz pimpirikli bir insansan, lohusalık döneminde daha fazla endişeleniyorsun. Sonra da korona dönemi olunca açıkçası çok kaygılandık ilk başta. Çünkü bilinmeyen bir virüs. Ama anneler her zaman çok güçlü oluyor, Allah o gücü veriyor. Her zaman iyi durmaya çalıştım, bebeğimin psikoloji etkilenmesin diye kendi psikolojimi de iyi tutmaya çalıştım. Hep iyi düşünmeye çalıştım. Bütün anneler gibi ben de önlemler aldım, kurallar koydum ve onları uygulamaya da devam ediyoruz. Tabii ki hiçbir şekilde sokağa çıkmadık, 2 ayı geçiyor şu anda. Dışarıdan alışveriş yapıldığında onlar dezenfekte ediliyor. Zaten karantinadan önce de çok fazla ziyaretçi kabul etmiyorduk. Ufak bir bebeğiniz olduğu için çok dikkat ediyorsunuz, çok hassas oluyor anneler. Bütün bunların hepsini ben de yaşadım, şu an işler biraz daha yolunda gittiği için, havalar biraz daha ısındığı için, biraz daha güneş gördüğümüz için içimiz umutla doluyor.
Günlük rutininiz bu süreçte nasıl değişti?
Ben Zeynep'in 40'ından itibaren çalışmaya başlamıştım. Yine sahneme çıkıyordum. Dolayısıyla eskiye göre kıyaslandığında bir yandan da bu kötü dönemi avantaja çevirdik. Kızım bana daha çok doyuyor. Sabah 06.30'da uyandıktan sonra akşam o yatana kadar hep yan yanayız. Normalde ben ne yapıyordum; sabah kahvaltısını yaptırıp, sonrasında ofisime gidiyordum. Ya da uykusunun arasında gidip gelip, işlerimi hallediyordum. Şimdi hep yan yanayız. Sabah çok erken kalkıyoruz, sonrasında onun yemeğini kendim hazırlıyorum, yediriyorum. Ufak aralıklı uykuları var. Aslına bakarsanız tamamen ona adanmış bir hayatım var bu süreçte. Bebek olunca disiplin ve rutin daha farklı oluyor. Onların kendi saati var çünkü. Dolayısıyla zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum akşama kadar!
Nasıl bir bebek Zeynep?
Çok şükür bizi baştan beri hiç üzmedi, maşallah, Allah nazardan saklasın! Ama bence biraz genetik yapıyla, evdeki sesle, huzurlu alakalı diye düşünüyorum. Zeynep, huzurlu bir çocuk. Evimiz telaşı olan bir ev değil, daha sakin, huzurlu bir ev. O da, öyle bir ortamda kendi düzenini oluşturan bir bebek oldu. Sabahlara kadar uyumayan, kolik bir bebek olmadı. Ama öyle bir bebek olsaydı bile, bunu birlikte atlatırdık. Şu anda da ben onun ritmine ayak uydurdum, o daha uysal ve olgun bir tipi var. Sakin bir ritmimiz var çok şükür, annesi, babasını hiç üzmüyor.
Evde size yardımcı olan birileri var mı bu süreçte?
Biz çok şanslıydık; Zeynep'in doğumundan beri bir yardımcımız var, çok sevdiğimiz. Bir ablamız var… Ama şöyle; ben Zeynep'e bakıyorum, ablamız bana yardım ediyor bu süreçte. Çünkü insanın içinden geliyor. "Ben bir saat ortalıktan kaybolayım" diyemiyorum açıkçası. Birlikte birbirimize yardımcı oluyoruz, sağ olsun…
Eşiniz size yardımcı olabiliyor mu bebekle ilgili? Nasıl bir iş bölümü var aranızda?
Selim, biz ilk tanıştığımız zamandan beri baba olmak için çok hevesli. Baba olmayı çok istiyordu. Baba olunca da bunu bana fazlasıyla hissettirdi. Hatta ona kalsa, 2-3 çocuk daha yapalım, öyle bir dileği var. Ama şu an için Zeynep önceliğimiz. Çok yardımcı bana. Gece üstü açıldığında kalkıp örtüyor, altını değiştirmede, uyutmada, her şeyde bana çok yardımcı. Şükürler olsun ki, çok şanslıyım.
Salgının bitişiyle ilgili bir öngörümüz yok tabii ama nelerin özlemini çekiyorsunuz, salgın geçtiğinde Zeynep ile ilk olarak ne yapmak istersiniz?
Biraz evvel de söylediğim gibi, baştan beri hep evdeydik, mevsim itibariyle de. Şimdi de normalleşme sürecimiz biraz zaman alacak ama en azından şehirlerarası yollar açıldığında hemen onu kapıp İzmir'deki yazlığımıza gitmek istiyoruz. Temiz havaya, denize, güneşe… İlk hedefimiz bu, inşallah olur.
Anneler Günü yaklaşıyor. Bu sizin ilk Anneler Günü'nüz… Neler hissediyorsunuz? Nasıl bir kutlama yapmayı planlıyorsunuz?
Evet, ilk Anneler Günü'm, geçen sene karnımdaydı. O zaman da anne gibi hissediyordum ama insan kucağına alınca, asıl o zaman hissediliyormuş. Ben hep duayla, şükrederek geçiriyorum özel günleri. Kendi doğum günümde, tüm özel günlerde tüm sevdiklerimin sağlığı için dua ediyorum, bunun için şükrediyorum. Kızımla ilgili de her geçen saniye ona neler katabilirim diye düşünüyorum. Umarım dünyanın tüm güzelliklerini ona yaşatan bir anne olurum. Hep güzellikler veren bir anne olmaya çalışacağım, sevgimi ona çoğalta çoğalta vermeye çalışacağım. Zeynep'i, Zeynep olduğu için seveceğim. Umarım bunu başarabilirim. İlk Anneler Günü'nde, babası, biz, üçümüz güzel bir gün geçiririz evde diye düşünüyorum.
Yeni doğum yapmış annelere, bu süreçte moral olsun diye neler söylemek istersiniz?
Yeni doğum yapmış anneler hassas bir dönem geçiriyorlar. Onları çok iyi anlıyorum. Böyle dönemlerde şunu akıldan çıkarmamak lazım bence, hepsini biz de yaşadık. Benim de 9 aylık bir bebeğim var, ben de aynı kaygıları yaşıyorum. Onların bütün kaygılarını paylaşıyorum. Sadece onların başına geliyormuş gibi düşünmesinler bunu. Bütün dünyadaki birçok anne aynı şeyi yaşıyor. Ben her zaman morali, psikolojiyi yüksek tutunca iyi şeyleri, güzellikleri çekebileceğimizi düşünüyorum açıkçası. Ne kadar negatif düşünürseniz, işler o kadar negatif, sarpa sararak ilerliyor. O yüzden ruhlarını, bedenlerini iyi tutmaya çalışsınlar. Tabii şu an aşıları var bebeklerin, hastaneye gidemiyorlar, birçok kaygı üst üste ama bunların hepsi zamanla geçecek. Eğer varsa imkanları anne sütü vermeye gayret etsinler, eğer yoksa bebekler mamalarla da çok güzel besleniyor. Kendilerini, morallerini iyi tutsunlar. Hepsini biz de yaşadık, geçiyor gidiyor bugünler. İnşallah sağlıkla atlatacağız.
Müzik ve eğlence sektörünün geleceği çok belirsiz. Siz gelecek için plan yaptınız mı, yoksa akışına mı bıraktınız her şeyi şu an?
Turizm ve Kültür Bakanlığı'nın, Sağlık Bakanlığı'nın, bilim adamlarının açıklamalarını yakından takip ediyoruz. Şu an için bilim adamları ne derse öyle hareket etmek durumundayız. Eminim her sektörde olduğu gibi, eğlence ve müzik sektöründe de bir takım önlemler alarak yavaş yavaş hareketlenmeler başlayacaktır. Tabii ki en başta sağlığı düşünüyoruz; inşallah grafik düşüşe geçtiğinde, belki de sıfırlandığında, aşı bulunana kadar en azından önlemlerle bizler de müziğimizi yapmaya başlayacağız diye düşünüyorum.