RÖPORTAJ: BADE ÇAKAR bade.cakar@sabah.com.tr
FOTOĞRAFLAR: KORAY IŞIK
Moda tasarımı okurken, tasarımı, tutkusu ile birleştirerek Charms Company markasını yaratan Begüm Yalçın, "Başarılı olabilmek için sevdiğim işi yapmalıydım" inancıyla hareket etmiş ve çok da doğru yapmış... Charms Company, klasik zarafetin modern çizgilerle bir araya geldiği tasarımlarıyla ön plana çıkıyor. Her kadını etkisi altına alan bu tasarımların en büyük özelliği de; sade ve modern oldukları kadar çarpıcı duruşları... Her dönemin ve her tarzın mücevherleri adeta... Begüm Yalçın'ın 6 yıl önce kurduğu ve bu sürede oldukça hızlı başarı kazanan Charms Company, başarılarına bir yenisini ekleyerek, dünyaca ünlü alışveriş platformu olan Net-a-Porter'da da yer almaya başladı. Birçok dünya markasının arasında tasarımlarıyla yerini alan Begüm Yalçın ile bir araya gelerek, tasarım yolculuğunu, yeni koleksiyonunu ve heyecanlarını konuştuk.
Milano'da NABA'da moda tasarımı eğitimi aldınız. Daha sonra tasarım için mücevheri nasıl seçtiniz?
Aslında okula başladıktan bir sene sonra moda tasarımı yapmak istemediğime karar vermiştim ama ne yapmak istediğimi anlamam yaklaşık 1-2 sene sürdü. İş hayatında başarılı olabilmek için gerçekten sevdiğim şeyi yapmam gerektiğini biliyordum. Kariyerimle ilgili arayışın içindeyken takılara olan sevgimi fark ettim. Altın parçaların nesillerden nesillere geçebilmesi, değerini her zaman koruyor olması ve özel olması bana mücevher tasarlamayı tercih ettiren sebepler oldu.
Tasarımlarınızda ilk bakışta bu Charms Company tasarımıdır dedirten detaylar nedir?
Sanırım birçok insan için inci... Benim için incinin yanı sıra Charms Company tasarımlarını tanınabilir kılan en büyük özellik; zarif ama cool olmaları. Genelde cool parçalar daha büyük ve kalın tasarımlar oluyor. Ben bu cool duruşu zarafet ve modernliğe taşımış olduğumu düşünüyorum. Markamın en büyük özelliklerinden biri de hem gündüz hem gece uyum içinde kullanılabilir olmaları.
Markanızı kurduğunuz ilk güne döndüğünüzde, bu noktaya geleceğinize inanıyor muydunuz?
İlk günden beri, marka isminden çizgisine kadar hep Türkiye'den ziyade yurtdışını düşündüm. Sanırım o dönemlerde İtalya'da yaşıyor olmanın bir getirisi bu. İlk yıllarda Türkiye'de kendimi var etmek için çalıştım; bu süreçte hem çok güzel dostluklar hem de sadık bir müşteri kitlesi edindim. Bu işe başlarken global bir platformda, hem de onların iletişime geçmesi ile yer alabileceğimi hayal edemezdim ama inancım hep markamın bir gün hak ettikleri yere geleceğiydi.
Bu da oldu... Uluslararası online alışveriş platformu Net-a-Porter'da yer alıyorsunuz..
Benim için çok büyük bir sürpriz oldu. Onlar markayı seven ve kullanan yabancı arkadaşlarım vasıtası ile markayı keşfettiler. Toplantıla çağırdılar, 3 aylık bir süreçten sonra Net-a-Porter'da yerimizi aldık.
Bu platformda büyük markalarla bir arada bulunmak nasıl hissettiriyor?
Garip (gülüyor). Ben Charms Company adını sitede görene kadar inanamadım. Orada yer almak benim için çok fazla şey ifade ediyor. Marka sahibi olmak çocuk sahibi olmak gibi; gün be gün şekillendirip, büyütüyorsunuz, çok fazla fedakarlık ve çalışma gerektiriyor. Ben hem 6 yıl boyunca verdiğim tüm emeklerin karşılığını almanın mutluluğunu hem de Türkiye'den bir markanın daha uluslararası arenada olmasının gururunu yaşıyorum. Fakat böyle platformlarda yer almak kadar markanın oradaki kalıcılığını korumak önemli, bu da son derece stresli ve zor. Her zamankinden daha çok çalışmam gerektiğini düşünüyorum.
Aynı zamanda Altınbaş ile de bir işbirliğiniz var...
Altınbaş da hayatımdaki bir diğer güzel sürpriz. Büyük ve kurumsal bir firma ile çalışmak her zaman hayalimdi. Markamdan bağımsız olarak; tasarım işbirliğimiz var. İlk koleksiyon Marin teması ile temmuz ayında çıktı ve çok beğenildi. Yeni koleksiyon şu anda tasarım sürecinde, harika ve enerjik bir ekiple dilediğimce tasarım yapabilmek beni çok mutlu ediyor. Hayatımdaki her yeni oluşum benim için bir nevi kendime meydan okumak oluyor ve güzel sonuçlar almak hep daha iyisini yapmak için beni motive ediyor.
Yeni koleksiyonunuzdan bahsedelim biraz...
Yeni koleksiyonumda markamın imzası haline gelen inciyi, geometrik formlarla birleştirmek istedim. Beyaz ve kahverengi pırlantayı hem inciyle hem de karartılmış cila detayları olan altın parçalarla kullandım. Modern ama geçmişten ilham alan; gündüzden geceye taşıyabileceğiniz; zamansız bir koleksiyon oldu. Yazın daha feminen ve hareketli olan tarzım, kış aylarında kendini biraz daha düz ve klasik parçalara bırakıyor.
Yaratıcılığınızı nasıl besliyorsunuz?
Bana en çok zamansızlık kavramı ilham veriyor. Moda, sanat, mimari her ne olursa... Tasarımlarımın zamansız olması, ikonikleşmesi, bugün severek taktığımı 10 yıl sonrada severek takabilmek benim için önemli. İlk tasarımım olan tüy kolyemi 6 sene sonra hala aynı beğeni ile kullanabiliyorum. Geçmişten günümüze kadar gelen ikonik parçalar bana ilham veriyor. İşim gereği trendlerden tabii ki her zaman haberdarım ama tasarımlarımda trendleri takip etmeyi sevmiyorum. Bir anda herkesin giymeye takmaya başladığı şey bana çoğu zaman çekici gelmiyor. Yaratıcılığımı en çok seyahat ederek, farklı insanlar ile tanışarak besliyorum. Bana bir şeyler katabilen ve ilham veren insanlar ile vakit geçirmeyi çok seviyorum.
Bir hayali, gerçeğe çevirmek ve tasarım olarak başkalarında görmek nasıl bir duygu?
İnanılmaz güzel bir duygu. Muhteşem işçilik çıkaran bir atölyem var ve bugüne kadar hayalini kurduğum tüm ürünlerin gerçeği hep hayalimden de güzel olarak geldi önüme. Benim için bir çizimin gerçeğe dönme süreci tam anlamı ile heyecandan zıp zıp olduğum bir süreç. Çok mükemmeliyetçi ve detaycı olduğum için bazen yorucu olabiliyor; ürünlerin her şeyiyle içime sinmesi gerekiyor. Emek verip yarattığım bir şeyin beğenilmesi, beni her seferinde onore ediyor. Çoğu zaman müşterilerim siparişi teslim aldıklarında bana fotoğraf gönderirler; mutluluk ve beğenilerini benimle paylaşırlar. Bunun beni ne kadar mutlu ettiğini size anlatamam.
Bundan sonraki hedefleriniz neler?
Net-a-Porter'ın nice güzel başarıların daha başlangıcı olması en büyük arzum. Şu anda Charms Company uluslararası platformda henüz yeni doğmuş bir bebek. Onu büyütmek, marka bilinirliliğini en yüksek seviyeye çıkarmak ve daha birçok platformda yer almasını sağlamak başlıca hedefim.
MEKAN İÇİN THE RITZ-CARLTON, ISTANBUL'A TEŞEKKÜR EDERİZ.