Nazlı Keçili artkolik.net
Bu hafta sizlere Sakıp Sabancı Müzesi'nde sanatseverlerle buluşan ve yılın en iddialı sergilerinden biri olmaya aday 'David Hockney: Baharın Gelişi: Normandiya 2020' sergisinden bahsedeceğim. 20. yüzyılın en etkili sanatçılarından biri olan David Hockney'nin, 60 yıla yayılan sanat hayatında bu kez iPad üzerinden yolculuğa çıkıyoruz. 1937 doğumlu Hockney, ressamlığının yanı sıra sahne tasarımları ve fotoğrafçılığı ile de tanınıyor. David Hockney, özellikle 1960'ların Pop Art hareketine sunduğu katkılarıyla 20. yüzyılın en etkili İngiliz sanatçılarından biri olarak kabul ediliyor. Pandemiyle beraber, iPad üzerinde tasarladığı yakın dönem işlerinden oluşan ve Londra'daki Royal Academy'ye ve Brüksel'deki Bozar'a konuk olduktan sonra 11 Mayıs'tan itibaren Sakıp Sabancı Müze'sinde izleme şansı bulduğumuz 'Baharın Gelişi: Normandiya, 2020' isimli sergisiyle Hockney, bizi bir kez daha değişen dünyanın ve sanatın şekillerini keşfe çağırıyor.
Akbank'ın desteğiyle düzenlenen sergi Covid-19 salgınının ilk döneminde Normandiya'daki evinde iPad ile yaptığı ve sanatçının baharın gelişini müjdeleyen 116 resminden oluşuyor. Hockney'nin meyve ağaçları, çalılar, çiçek bahçeleri, gölet ve nehirler, tarlalar ve uzak tepelere uzanan bir manzarada çalıştığını, baharın her yıl tekrarlanan yolculuğunu her gün gözleyerek, çıplak ağaçlardan tomurcuk ve çiçeklere, yeşil yapraklara kavuşana kadar yakaladığını gösteriyor. Sergi baharın adeta bir kutlaması niteliğinde ve doğal dünyanın mucizelerini, sürekli yenilenişini, yaşam döngüsünü hatırlatıyor.
David Hockney, eleştirmenler ve tarihçiler tarafından 20. ve 21. yüzyılların çok önemli bir sanatçısı olarak görülüyor. Sergiyi gezerken, "Bu resimler gerçekten tabletle yapılabilir mi" diye soru sorarken buluyorsunuz kendinizi. Usta fırça darbelerini iPad üzerinden bile hissedebiliyorsunuz. Hockney'nin büyüklüğü de buradan geliyor sanırım. Sergide benim en sevdiğim kısım; Hockney'nin resimlerini nasıl oluşturduğu ekran videosu. Bu videoda fırça darbelerini, çizgileri ve renklendirmeyi aşama aşama izleyebiliyorsunuz.
Müze salonuna girer girmez bir ormana girmiş hissi kat boyunca sizlere eşlik ediyor. Hockney'nin röportajlarından oluşan videolarla sanatını ve kendisini dinleme şansı buluyorsunuz. Dünyaca zor zamanlar geçirdiğimiz, evlere kapandığımız dönemi Hockney'nin bu şekilde yansıtması, zor günlerin geçeceği ve baharın her koşulda geleceği mesajını veriyor.