"Babamızın kafasından geçenleri hayata geçirdik"

"Babamızın kafasından geçenleri hayata geçirdik"

Röportaj:Bade ÇAKAR

Fotoğraflar:Haydar ERÇİN

Köşebaşı restoranlarının sahibi ve kebap sektörünün ünlü isimlerinden Ali Akkaş'ın oğulları Okan ve Volkan Akkaş da babalarıyla aynı yoldan yürümeyi tercih etmiş. Babalarının ismini verdikleri yeni restoranları 'Ali Ocakbaşı' markası, kısa sürede adını duyurarak başarısını kanıtladı. Geliştirdikleri 'modern ocakbaşı' konseptiyle butik bir hizmet sunan Ali Ocakbaşı'nın kurucularından Okan Akkaş ile başarılarının sırrını konuştuk.

Yeme-içme sektörünün içinde büyüdünüz... Restoran açmak sizin için kaçınılmaz mıydı?

Okan Akkaş: Evet, biz aileden restorancıyız. Babamız Ali Akkaş'ın tanınmış bir markası var. Biz de ağabeyim Volkan'la, çocukluğumuzdan beri o restoranların içinde büyüdük. Yani aklımızın bir köşesinde hep restoran fikri bulunuyordu. Başta iş hayatına restoranla girmedik, kurumsal yemek işi ile başladık ama hep biliyorduk bir gün restoran işine gireceğiz... Buna da, 2.5 sene önce Karaköy'de ilk restoranımızı açarak başlamış olduk.

"Babamızın kafasından geçenleri hayata geçirdik"

Kurumsal yemek işinizden biraz bahsedebilir misiniz? Kurumsal yemek işi, restoran açmak için bir başlangıç olmuş diyebilir miyiz?

Akkaş: 'Akko' markasıyla, yemekle ilgili her şeyi yapıyoruz aslında. Yemeklerini verdiğimiz fabrikaların, okulların, plazaların içinde kafelerimiz de var. Yemek verdiğimiz projeler de aslında birer restoran gibi işlediği için, bu işe çok da uzak değildik.

Babanız bu sektörün en başarılı isimlerinden biri. Onunla birlikte çalışmak yerine, neden ayrı bir yer açmak isteniz? Riskli bir tercih değil miydi?

Akkaş: Biz çalışma hayatımıza ilk onun yanında başladık. Onun yanında komilik ve vestiyerlik yaptık, dışarıda yaptığı organizasyonlarda bulaşık yıkadık. Bu zaten yürüyen bir düzendi, biz kendimiz ne yapabiliriz diye düşündük. Yine içinde bulunduğumuz iş, yemek olduğu için çok da uzağa gidemedik. Catering işine girdik, iyi gitti işlerimiz ve 2007'den 2013 yılına kadar sadece o işte devam ettik. Türkiye'nin sayılı toplu yemek firmalarından biriyiz; şu an yaklaşık 60 bine yakın kişiye yemek hizmetimiz var. Türkiye'nin bilindik birçok markasının kurumsal yemek servisini biz yapıyoruz. O yüzden böyle bir işte olduktan sonra restoran açmanın riskli olacağını düşünmedik, bizim için denenebilir bir şeydi. Biraz da bunu yapmamızdaki sebeplerden biri, yıllardır babamızı izlememiz oldu. Onların yapısı daha karışık. Çok ortaklı bir kurumlar; restoranları artık belli bir standarda geldi ve çok şeyi değiştiremiyorlar. Babamın kafasında hep daha butik bir şeyler vardı. Aslında biz onun kafasından geçenleri hayata geçirmek istedik.

Markanızın adını 'Ali' koyma fikri de buradan mı geliyor?

Akkaş: Kesinlikle, tamamen babamınız adını koymak istedik.

Modern ocakbaşı konsepti nedir?

Akkaş: Biz diğer kebap restoranlarından farklıyız. Tüm seçtiğimiz yerler maksimum 70 kişiliktir. Özellikle böyle yerler istiyoruz, çünkü belli bir sayının üzerine çıktığınız zaman hizmette butikliği kaybediyorsunuz. Biz de hiçbir ürün önceden hazırlanmaz. Masaya oturup sipariş verdiğiniz her şey, o anda hazırlanır. 200 kişilik bir yer yaparsanız, kimsenin siparişinin üzerine bir şey hazırlayamazsınız. Bu işe girerken amacımız buydu buna yönelik de devam ediyoruz. Karaköy'deki yerimiz, Pera'da açılan yeni restoranımız, Amsterdam'daki restoranımız, hepsi 70 kişilik ve daha büyük bir yer de istemiyoruz.

"Babamızın kafasından geçenleri hayata geçirdik"

Mönünüzden bahsedelim; farklı seçenekler de bulunuyor... Mönüyü yaratırken nelere dikkat ettiniz?

Akkaş: Ocakbaşı kültüründe zaten belli başlı standart ürünler var. Biz butik bir ocakbaşı yapalım dediğimiz için, bunları daha taze insanlara nasıl sunabiliriz üzerine düşündük. Ayrıca kebaplarda genel bir rahatsızlık olan kuzu etinde birtakım farklılıklar yaptık. Turistler ve bazı kadın müşterilerimize kuzu eti ağır gelebiliyor. Bu şikayetleri dikkate alarak kebabımızın şeklini değiştirdik. Dana ile kuzuyu karıştırdık. Kuzudan rahatsız olanların hissetmeyecekleri bir ürün geliştirdik ve şu an en çok tutulan ürünlerimizden de biri bunlar. Ocakbaşı kültürünün aksine bizim müşterilerimizin yüzde 70'i kadın. Bunu başka yerlerde çok sık göremezsiniz.

Ali Ocakbaşı kısa süre başarılı bir büyüme gösterdi ve birçok şubesi açıldı. Şube açarken bulunacağı yeri nasıl tercih ediyorsunuz?

Akkaş: İstanbul'da merkez sayılabilecek; gezmeye gelen turistlerinde bize ulaşabileceği yerleri seçiyoruz, özellikle de tarihi olan yerleri tercih ediyoruz.

Amsterdam'da bir şubeniz var. İlk açıldığında tepkiler nasıl oldu?

Akkaş: Biz Amsterdam'a giderken kendimizden emindik, hedefimize ulaşmak için önümüze belli bir süre koymuştuk. Ama hiç o süreyi de beklememize gerek kalmadı. Açtıktan iki gün sonra hemen hemen her gün restoranımız dolmaya başladı. Amsterdam'da Türk restoranı ile ilgili şöyle bir eksik var. Birçok Türk var ve birçoğu Türk restoranları açmış ama konseptler genelde dönerci. Biz daha insanları oturup misafirlerini ağırlayabileceği bir yer açmak istedik. Sadece canım kebap istedi diye gelecekleri bir yer değil de, Hollandalı birinin de özel günleri için tercih edeceği ve akşam yemeklerini yiyebilecekleri bir yer açtık.

"Babamızın kafasından geçenleri hayata geçirdik"

Gelecek planlarınız neler?

Akkaş: Biz aslında İstanbul ve Türkiye'de yayılmaktan çok, Avrupa ve Amerika'da gelişmek istiyoruz. İlk hedefimiz Londra. Londra'da birkaç yer ile görüşüyoruz, netleşmek üzereler. Bu senenin sonuna kadar bir yer açmış olacağız diye düşünüyorum. New York'ta stratejik bir ortaklık yaparak büyümeyi planlıyoruz, onunla da ilgili gelişmeler oluyor. Çok uzun sürmez bir-iki seneye daha da hızlı bir şekilde büyüyeceğiz.

"Babamızın kafasından geçenleri hayata geçirdik"

"Babamızın kafasından geçenleri hayata geçirdik"

"Babamızın kafasından geçenleri hayata geçirdik"

"Babamızın kafasından geçenleri hayata geçirdik"