Röportaj İrem Orhan
Fotoğraf Serkan Eldeleklioğlu
Video Evren Suda
AYŞEGÜL AFACAN KÖKSAL İLE SEZONUN TRENDLERİ VİDEOSUNU İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ...
"Bizler moda tasarımcısı olsak bile aslında bir hikayeden yola çıkan, kelimeleri kıyafetlerle birleştiren hikaye anlatıcılarıyız" diyen Mybestfriends markasının kurucusu Ayşegül Afacan Köksal, hazırladıkları koleksiyonlar ile asıl hedeflediklerinin dünyada yaşanan olaylara karşı hep birlikte mücadele edebileceğimiz bilincini yaratmak olduğunu söylüyor. Yeni tasarımlarının ardındaki üretim felsefesini, markasıyla ilgili gelecek planlarını ve sezon trendleri arasındaki favorilerini konuşmak üzere Nişantaşı'ndaki atölyesinde bir araya geldiğimiz Köksal ile keyifli bir sohbetin kapılarını araladık.
Öncelikle Mybestfriends nasıl gidiyor, markanız ve sizin için yaz nasıl geçti, biraz anlatır mısınız?
Açıkçası Mybestfriends'te bu yaz gerçekten çok başarılı geçti. Marka olarak hedeflerimizi her sezon katlayarak ilerliyoruz. Bu da tabii ekip olarak bizi çok heyecanlandırıyor. Ayrıca koleksiyonumuz çok beğenildi, çıtayı çok yükselttik galiba.
Sonbahar/kış koleksiyonunuz hikayesiyle de hayli dikkat çekici. Nasıl ortaya çıktı, bir oluşum hikayesi var mı?
2021 kış koleksiyonu gecen kış tasarlandı, tam her şeyin normalmiş gibi yaşandığı bir yazın ardından yeniden karantinaya girmek ruh halimizde ciddi gel gitlere sebep oldu. Aslında en iyi koleksiyonlarım hep dengemi yeniden bulmaya çalışırken ortaya çıkıyor. Her şeyi daha detaylı inceliyorum, ilham alıyorum. Başka bir boyuttan odaklanmak tasarım gücümüzü en iyi şekilde koleksiyona aktarmamıza sebep oldu.
Ekibimde çok başarılı sanatçılar var, moda tasarımcısı olsak bile bizler aslında bir hikayeden yola çıkan, kelimeleri kıyafetlerle birleştiren hikaye anlatıcılarıyız.
Bu koleksiyonda Dada Hareketi'nden ilham aldığınızı vurguluyorsunuz, özel bir sebebi var mı?
Evet, elbette var. Amacım bir kimlik altında tasarımlarımı ifade etmek ve bir birlik oluşturmaktı. Yaşanan olaylara karşı beraber mücadele edebileceğimizi hissetmek ve hissettirmekti. Dadacılara kendimi çok yakın hissettim, onlar da dünya savaşı döneminde yaşanan vahşete karşı oluşan bir birlikler özlerinde. Bu koleksiyonda, modern kapitalist toplumun mantığını, aklını ve estetiğini reddeden ve tüm biçimlere, dillere ve şiddete karşı hoşnutsuzluğunu ifade eden sanatçılardan oluşan Dada hareketinden ilham aldım. Kurallara aykırı, trend ve modadan uzak, sadece tasarıma odaklanan, bireyselliğe ve sisteme karşı duran bir koleksiyon hedefledik. Dada sanatçılarının tüm sanat akımlarını sorguladığı gibi, biz de tüm formları, kabul edilen estetik ve mükemmellik anlayışını sorguladık ve desenlerde yeni formlar ve düzensizlikler ortaya çıkardık. Kumaşların tersini kullandık, kıyafetlerin içinin de ne kadar emek sarf edilerek yapıldığını ortaya koymak için tersten diktik, trendlere ve moda olana direndik. Şiddet ve şiddetin her türlüsüne karşı güçlü duruşumuzu vurgulamak için kumaşlarımıza monogram logomuzu bastık. Bu sayede bize dayatılana ve şiddete direnen insanlar olarak MBF kimliği altında birleştik.
Koleksiyonda öne çıkan renk paleti, materyaller ve ana temalar neler?
Koleksiyonumuzun en belirgin ve baskın rengi bordo ve onunla dans eden saman sarısı. Ceket ve pantolonların yanında elbiselerde de takımlık yün kumaşlar kullandık. Feminen kesimleri maskulen kumaşlarla ters köşede buluşturduk. Pantolon kesimlerimiz bu sezon oldukça dikkat çekici, bir şekilde kadınları bu sezon seksi ama maskulen görmek istedim, düşük bel kullanarak bel çukurunu karın kaslarını görmek istedim. Crop'lar ile giydirdiğim yüksek bel kesimlerde göğüs altında pencereler görmeyi hayal ettim. Güçlü ve maskulen dış giyimlerimiz, özellikle deri trençkotlarımız bu sezonun en hit parçaları. Aralık ayında çıkacak olan yün trikolarımızda koleksiyona özel hazırladığımız desenleri de görebileceksiniz. Tasarımcı olarak bir yerlerde kesikler, pencereler görmeyi çok seviyorum. Bunu nefes almak gibi tanımlıyorum.
Peki, hazırladığınız koleksiyonlarla sizi diğer yerel markalar arasında farklılaştıran çizginiz hususunda neler söylersiniz?
Mybestfriends bir tasarım markası. 10 yıldır özgünlüğü ve tasarımdaki güçlü tavrı ile Türkiye ve dünyada pek çok markaya ilham olmaya devam eden bir marka. Ayrıca mükemmel bir okul olduğumuzu söylemeliyim. Bugün Mybestfriends hikayesindeki başarı sebebiyle onu örnek almış, onun yolunda ilerleyen yeni markaları gördükçe ekibimiz ile gurur duyuyorum. Bünyemizden pek çok marka çıktı, kendi ayakları üzerinde harikalar yaratıyorlar. Mybestfriends giyen bir kadın bulunduğu ortamdaki en yalın ama aynı zamanda en şık kadın olur, bu daima böyledir. Gardırobunda asla yüzü eskimeyen, defalarca, yıllarca her ortamda giyilebilen, en yakın arkadaşıdır kadının Mybestfriends tasarımları.
Sizce bir tasarımda farklılık ve özgünlük mü daha önemli yoksa kullanılabilirlik mi? Ne dersiniz, siz genelde tercihinizi hangisinden yana kullanıyorsunuz?
Bu bir tercih meselesi aslında, tasarımda fonksiyonelliği ön plana çıkarırsanız, zaten olan bir nesneyi daha kullanılabilir ve konforlu hale getirmiş olursunuz. Ama hem özgün hem de fonksiyonel tasarımlar ortaya koyarsanız fark yaratırsınız. Ben daima farklı, özgün ama fonksiyonel olandan yanayım. Modada sürdürülebilirlik üzerine son yıllarda çok fazla görüş ortaya atılıyor.
Röportajımızı sonlandırmadan önce; sizin marka olarak sürdürülebilirlikle ilgili özel çalışmalarınız var mı?
Biliyorsunuz sürdürülebilir modanın ana hedefi, gelişmiş ekosistemler ve topluluklar yaratmak. Buna ulaşmak için de yerel üretimi ve ürünlerin değerini artırmak. Bu noktada Her koleksiyonum bir öncekini tamamlayacak şekilde tasarlanıyor, böylece gerektiği ve yettiği kadar üretim ve tüketimi teşvik ediyorum, fazlasını değil. Aynı zamanda ürün kalitesini yüksek tutup zamansız ürünler tasarlıyoruz. Böylece ürettiğimiz ürünlerin yaşam döngülerini uzatmış oluyoruz. Ayrıca GL gurubumuzda üretim ve tüketimin çevrede oluşturduğu tahribatı en aza indirecek şekilde üretilmiş kumaşlar kullanıyoruz. Kendi üretimimiz olan örme kumaşlarımıza ait tesisler, çevre dostu ve sürdürülebilir politika benimseyen işletmeler...
Sizin dünyada işlerini en çok beğendiğiniz tasarımcılar kimler ve beğeniyle takip ettiğiniz iş birliği hangisi?
Bence tasarımcılar gerçekten sanatçı ruhlu insanlar, her sezon bir öncekinden daha iyi bir şey yapmaya çalışmak yerine olanı tamamlamak, kendini ifade etmek ve özgün işler ortaya koymak hepsinin en büyük arzusu ama tüketim toplumu her sezon farklı ve yeni bir ürün ya da çok iyi pazarlanan bir trend görmek istiyor. Bu noktada inanın favorilerim o kadar sık değişiyor ki... "İyi iş çıktı" dediğim zaman tüm koleksiyona aşık oluyorum, belli ki kendini bulmuş tasarımcı o sezon. Şu an heyecanla Phoebe Philo'yu bekliyorum. Bence Coco Chanel'den sonra moda dünyasında devrim yaratan bir kadın. Kendi markası ile yeniden çıkış yapacak merak ediyorum, üzerinde baskı var mı, yoksa hiçbir şey gerçekten umurunda değil mi? İşte hep ruh hali, hikaye benim derdim. Ortaya çıkanın ardındaki dünya.
Sezon trendleri arasında favorileriniz hangi parçalardan yana acaba?
Bu sezon trendler arasında en çok markaların kişiselleştirilmiş ürünlerini seviyorum. Oradaki kimlik olgusunu bir dokuyla belirtmeleri çok hoşuma gidiyor. Bir de sezonda yüksek bel pantolonların üzerine giyilen crop top'lar ve maskulen gömleklerle yapılan bütün look'ları çok seviyorum.
'Asla giymem' dediğiniz bir parça var mı?
Giymem diyebileceğim bir şey sanırım yok. Çünkü ben her zaman trendleri zamansız parçalarla birleştirmeyi seven biriyim. Bence bunda tasarımcı olmamın da büyük etkisi var. Hem trendleri biz belirliyoruz hem de aynı zamanda bir stil oluştururken de trendlere ciddi anlamda ihtiyacımız var. En son mesela "Asla şalvar giymem" demiştim ama bir sezon sonra tüm pantolonlarım şalvar oldu. O yüzden asla 'asla' demiyoruz.
Peki, şimdilerde kullanmayı en sevdiğiniz renkler hangileri?
Bu sezon giymeyi ve koleksiyonumda kullanmayı en sevdiğim renk siyah. Bir taraftan çok enteresan bir şey bu benim için çünkü siyah normalde çok kullandığım bir renk değildir. Ama şu an belki de yazdan yeni yeni çıktığımız için her şeyi siyah yapmak istiyorum ve kendi günlük stil seçimlerimde de siyah look'lar oluşturuyorum. İkinci bir renk söyleyecek olursam; bejin en tatlı sarıya yakın tonunu çok seviyorum.
Kendiniz için yaptığınız son alışveriş?
En son Celine'den alışveriş yaptım. Bu markayla birkaç sezondur aramız pek iyi değildi ama bu sezon çok güzel loafer'ları ve spor ayakkabıları vardı, çok güzel parçalar aldım, keyifle kullanacağım.