Röportaj: BADE ÇAKAR bade.cakar@sabah.com.tr / Fotoğraflar: KORAY IŞIK
Mekan için Renaissance İstanbul Polat Bosphorus Hotel'a teşekkür ederiz.
Çocukların hayal güçlerinden yola çıkarak, sadece çocuk ve gençler için tasarımlar yaratan Ayşe ve Sinem Sancaktar'ın başlıca hedefleri, çocukları mutlu etmek. Klişeleşmiş çocuk giyimin artık geride kaldığını ve her çocuğun kendine özel moda anlayışı olduğunu dile getiren Ayşe ve Sinem Sancaktar ile bir araya gelerek, Newgen by Selena Sancaktar markası hakkında konuştuk.
İlk olarak sizi tanıyabilir miyiz? Newgen by Selena Sancaktar markasını kurma süreci nasıl gelişti?
Ayşe Sancaktar: 30 senelik iş hayatımın 10 yılını farklı sektörlerde bulunarak, çeşitli tecrübe ve deneyim kazandım. Kendi aile şirketime dönüp, bu deneyimlerimi en iyi şekilde kendi firmamız için kullanmayı amaçladım. 1983 yılında kurulan Portre Tekstil, bayan hazır giyim konusunda uzmanlaşmış bir marka. Kendi tasarımlarını yaratarak, dünya markalarına pazarlıyor. Newgen by Selena Sancaktar'ı da tekstilde 35 yıllık tecrübeye sahip Portre ekibimizle yola çıkarak kurmaya karar verdik ve bünyemizde çocuk ve genç modası üzerine ayrı bir departman oluşturduk.
Sinem Sancaktar: Benim Newgen hikayem Ayşe Hanım'dan biraz farklı başladı. Öncelikle ben Sancaktar Ailesi'ne gelin olarak katıldım. Newgen hikayesine başlamamın en büyük etkenleri iki kızımın oluşu diyebilirim çünkü onları büyütürken kıyafet sorununu fazlasıyla yaşadım. Benimle birlikte birçok annenin aslında aynı problemle karşılaştığını fark ettim. Bütün anneler kendi kızının giydiği kıyafetin özel ve tek olmasını ister çünkü tüm kızlar annelerinin prensesidir. Kızlarım büyüdükten sonra tamamen kendimi bu projeye odakladım, düşündüm, araştırdım, fikir aldım ve Newgen projesi hayata geçmiş oldu. Newgen By Selena Sancaktar olarak çok iyi işler yapıp tüm kız çocukları ve genç kızları mutlu etmek istiyoruz çünkü mutlu ederek, mutlu olmayı çok seviyoruz.
Markanın adının Newgen by Selena Sancaktar olmasının nedeni nedir?
Sinem S: Kızlarımın büyüme sürecinde doğum günleri, yılbaşı, okul partileri ve mezuniyet gibi bir çok organizasyona katılırken kıyafet bulmakta zorlanıyordum. Kızlarıma kıyafet tasarlamaya başladım. Markamızın çıkış noktasında bizi bu işe yönlendiren kızım Selena Sancaktar oldu. Selena'nın moda tasarıma olan ilgisi ve bu dal üzerine eğitim yapması Newgen by Selena Sancaktar kuruluşundaki en önemli etken. Üniversite sonrası dönüş yaptığında kendi markasını devralacak.
Kurulum aşamasında kendinize koyduğunuz ilkeler neydi?
Ayşe S: Çocukların renkli hayal güçlerinden yola çıkarak hareket ediyoruz. Çocukların tasarımlarımızla duygusal bağ kurmaları bizi yönlendiriyor. Açıkçası ilkemiz hayal gücü. Çocuklar ve gençler hayallerini anlatsınlar biz tasarlayalım.
Aranızda iş bölümü var mı?
Sinem S: Ayşe Sancaktar ve Dalila Mamas yıllardır bu sektörün içinde oldukları için modellerimizin tasarım, kumaş, Ar-Ge ve imalat tarafıyla ilgileniyor. Ben de pazarlama, müşteri ilişkileri ve sosyal medya ayağıyla ilgilenmekteyim. Çıkan her model üçümüzün ve ekibimizin ortak kararı ile hayata geçirilir. Ekibimizin fikirleri bizim için çok önemlidir. Onlardan da yola çıkarak tasarımlarımızı ele alıyoruz.
Koleksiyonlarınızı yaratırken nelerden ilham alıyorsunuz?
Ayşe S: Çocuklarımızın da en az bizler kadar modaya düşkün olduğu bir dönemdeyiz. Kızlar için pembe, erkekler için mavi klişesi geçerliliğini yitirdi. Şimdiki çocuklar başlı başına bir tasarımcı. Onları gözlemlediğimde çok renkli ve karma bir stilleri var. Çocuklar şunu dile getiriyorlar; moda sadece yetişkinler için değil biz de artık varız... Çocukların dünyasındaki zıt renklerin, cesur kontrastların ve renk geçişlerinden yola çıkarak tasarımlarımızı yaratıyoruz.
Markanızı diğer markalardan ayıran özellikler nelerdir?
Ayşe S: Daha önceden de dediğim gibi çocukların renkli hayal güçlerinden yola çıkmamız ve çocukların tasarımlarımızla duygusal bağ kurmaları diğer markalardan ayıran en önemli özellik. Çocuklara kullandığımız ürünlerde vücutlarına temas eden kumaşlar doğal içeriklidir. Çünkü önceliğimiz onların konforunu sağlayabileceğimiz tasarımlar yapmak.
Aynı şekilde anne oluşunuz markanıza avantaj sağlıyor mu?
Sinem S: Eskiden çocuk giyimi, çocuk modası diye bir kavram yoktu. Bizim dönemimizde annelerimizin zevklerine göre giyinirdik. Çocuklar kendilerini ifade etmeye başladığından beri giyim tarzlarını yansıtmaya başladılar. Ben de kendi kızlarımda bu aşamalardan geçtim. İkisi de tarz olarak birbirinden çok farklı. Kendilerine özgü bir giyim tarzları var. Buradan yola çıkarak çocuklar artık başlı başına birer tasarımcı. Onlardan edindiğim tecrübe, her çocuk kendine özgü giyim tarzının olduğudur.
Size göre çocuk giyiminde nelere önem verilmeli?
Ayşe S: Öncelikle dikilen ürünün çocukların hareket kabiliyetlerini kısıtlamamasına özen gösterilmeli. Ürünün çocuğu sıkmaması, rahatsız etmemesi ve aynı zamanda şık olması en önemli detaylar... Çocukların hassas teni için iç astarlarının doğal kumaştan olması gerekiyor aynı zamanda. Giyilebilirlik ön planda tutulmalı.
Gelecek için planlarınız nelerdir?
Sinem S: Şu etapta kendi bünyemizin içinde showroom'umuz bulunuyor. Önümüzdeki süreçte mağazalaşmak ve Newgen adı altında ihracat kapasitesini yükseltmeyi hedefliyoruz.