Bülent Cankurt yazısında yayınladığı haberde şu ifadelere yer verdi:
Kimse bilmez ama müzisyen, seyahat programı yapımcısı ve gurme Sicimoğlu, İstanbul sosyetesinin ağır toplarından Akar Ailesi'nin damadı. 40 yıl önce Yılmaz-Raika Akar çiftinin kızları Zeynep Akar ile evlenmiş. 1999'da Sicimoğlu'nun ticari sorunları nedeniyle kağıt üzerinde boşanırlar. Resmi olmasa da evlilikleri devam eder, hatta Akar Ailesi'ne ait yalıda yaşarlar, ailenin Bodrum'daki yazlığında tatillerini yaparlar, ailenin Paris'teki evlerinde keyif sürerler. Evlilikleri mutlu mesut devam ederken dört yıl önce Akar'ın beyninde tümöre rastlanıyor. Amerika'da başarılı bir ameliyat geçiriyor ama tam iyileşmesi için evde düzenli olarak vücudunu hareket ettirmesi ve konuşma terapisi görmesi gerekiyor. Bu aşamada en büyük görev eşi Sicimoğlu'na düşüyor. Gelin görün ki, Ayhan Bey bu göreve ancak iki yıl dayanabiliyor! "Yeter, iki yıldır ben bakıyorum, bundan sonra ailen baksın" deyip 40 yıllık eşini terk ediyor.
Zeynep Akar yıkılıyor, hareket etmeyi, konuşmayı bırakıyor, hayata küsüyor. 85 yaşındaki annesi Raika Hanım ile birlikte kalan Zeynep Hanım, daha da kötüleşiyor. Bu nasıl bir vefasızlık, nasıl bir insafsızlık!