Kuzey Afrika'da bulunan ve Sicilya Boğazı ile Avrupa kıtasından ayrılan Tunus, Avrupa'ya sadece 140 km uzaklıkta. Topraklarının tamamı Sahra Çölü'nde bulunan ülkede kışın ılıman bir iklim yaşanıyor. Milattan önce 2. yüzyılda Berberiler tarafından kurulan Tunus'ta Fenike, Roma, Bizans, Arap, Osmanlı ve Fransızlar hüküm sürdü.
75 yıl Fransa'nın kolonisi olarak varlığını sürdüren ülke 1963'te bağımsız bir devlet haline geldi. Ülkede hüküm sürmüş medeniyetlerin izlerini taşıyan Tunus, 1298 kilometrelik Akdeniz sahili, masmavi deniz ve muhteşem plajlarıyla dikkat çekiyor. Başkent Tunus, dar sokakların, camilerin, türbelerin, sarayların ve telkari altından ucuz hediyelik eşyalara kadar her şeyin satıldığı pazarların bir birleşimi. Şehirdeki 'Eski Tunus' olarak bilinen Medina, Fransızların 1881'de ülkeye gelişine kadar şehrin tarihsel ve kültürel anlamda en önemli noktası sayılıyordu. Burada Bardo Müzesi'ni, Chemtou Müzesi'ni ve yaklaşık 5 bin kilometrelik bir alanı kaplayan büyük bir tuz gölünü görmeden dönmeyin. Zamanında Fenikelilerin en zengin kolonilerinden biri haline gelen Kartaca şehri, UNESCO tarafından korunmaya alınmış yıkıntılarıyla ünlü. İspanya'dan göç eden Yahudiler tarafından kurulan ve Bodrum'u andıran mavi pencereli, küçük beyaz evleriyle dikkat çeken Sidi Bou Said ise, çok güzel bir turistik şehir. Yıldız Savaşları filminin birçok sahnesinin çekildiği Matmata da, bu sebeple turist akınına uğruyor. Tepelerin altına yerleşmiş mağara evler görülmeye değer. Berberilerin sıcaktan korunmak amacıyla yeraltına yerleşmesi sonucu şehir tam bir yeraltı şehri görüntüsü veriyor. Tunus'ta görülmesi gereken yerlerden bir diğeri de, El-Cem şehrinin antik tiyatrosu. Ülkenin en ünlü şehirden biri ise Hammamet. Şehir, deniz-kum-güneş üçlemesi, kafe ve restoranları ve gece eğlencesiyle Tunus'un St-Tropez'si diye biliniyor. Burada 1500 yılından kalma duvarlarla kaplı Medina'da dolaşabilir veya yerel çömlekçilerin satıldığı pazarları gezebilirsiniz. Şehrin bir diğer özelliği de, çok güzel golf sahalarının olması...