Geçenlerde bir öğrencim çok değerli bir YouTube shorts gönderdi. Kıvanç Tatlıtuğ, evlilik hakkında “Neden aşkın ömrünü evliliğe bağlıyorlar anlamıyorum. Sorunu evlilikte aramayın. Aşkı, evlilik bitirmez. Biteceği varsa biter” gibi bir şeyler söylüyordu. Aşkın bitmesine herkesin bir bahanesi vardır. En büyük suçlu da evliliktir. Yıllarca sadakate ve evliliğe dair çok hikâye dinledim. Seans verdiğim dönemlerde fark ettim ki, kadınlar da erkekler kadar eşlerini aldatıyor mesela. Bizim ülkemizde bu tabudur. Erkekler kabullenmek istemez, kadınlar da başka kadınları suçlar ve rahat ederler. Oysa bambaşka bir dünya var.
Peki insanlar neden aldatır?
Biz Anadolu coğrafyası olarak, çok savaş görmüş bir toplumuz. Her savaş, çoğunlukla erkeklerin sayısını azaltır. Bir anne, hayatında en çok emek verdiği kişiyi savaşa gönderiyor. Elinden gelse, kalbini açıp içine saklayacağı küçük insanını bilmediği bir yere, büyük olasılıkla dönmeyeceğini bilerek gönderiyor. Bu aslında, dünya genelinde de böyledir. İnsanlık, savaşsız çok az yıl geçirdi. Tarihin kaydından beri sadece 12 yıl. Düşünün. Binlerce yıldır hep savaş var.
İNSANIN GERÇEKLEŞTİRMESİ GEREKEN ÜÇ DOĞUM VAR
İşte bu nedenle; bir insanın gerçekleştirmesi gereken 3 doğum; maalesef özellikle bizim gibi bol savaşlı topraklarda gecikiyor veya hiç gerçekleşemeden ömürler bitiyor. 1. doğum, anne karnındandır. 2. doğum benliğin doğumudur. 3. doğum ise ruhun doğumudur. Kadınlar da erkekler de anne karnından doğmayı başarıyor. Fakat benlik doğumunda çoğu kişi genelde çuvallıyor. Kadın, ağır şiddetle dolu bir çocukluk ve gençlik geçirmediyse, travmalara maruz kalmadıysa veya bunları yaşadığı halde, kendine dürüst olabiliyorsa veya profesyonel tedavi oluyorsa işi kolaylaşıyor. Çünkü tüm kadim bilgilerde kadın, can verme özelliğine sahip olduğu için bir miktar inisiyedir zaten. Buna rağmen, yine bizim toplumumuz ve benzerlerinde, kadın tek başına bir birey olmayı aslında bilmediğinden; hiçbir şeye ihtiyacı olmasa bile, bir erkeğe mutlaka bağlı olma ihtiyacı hisseder. Evliyse ve eşinden ilgi alamıyorsa, bunu dışarıdan almaya meyillenebilir. Zira benlik doğumu gerçekleşmemiştir.
Erkeklerde ise, farklı kadınlarla duygusal boşlukların kapatılması söz konusudur. Seanslarda sıkça duyduğum bir sözdü: “İris Hanım, ben tabii ki karımı seviyorum. Fakat o artık çocuklarımın annesi. Ve evde bir anne gibi davranıyor. Heyecan hissetmiyorum ama seviyorum.” Kadın için hayat, benlik doğumuyla kolaylaşmaya başlasa da, astrolojik olarak 26-29 yaş arasına kadar zorlayıcıdır. Genç Kız arketipini oturtmadan bir sonrakine hızla geçerse, evlilikte çok bocalayacaktır.
Erkek için hayat, benlik doğumu gerçekleşse bile zor olmaya devam eder. Çünkü duygusu ve motivasyonu yayılma üzerinedir. Bir başka çok duyduğum söz erkek danışanlarımdan “İris Hanım, erkekler tek kadına odaklanamaz. Bizim doğamızda bu yok.” Evet, kadının da erkeğin de doğasında yok. 33 yaşına kadar.
33 yaşında Güneş - Güneş kavuşumu gerçekleşir. Kadınların travmaları yoksa ya da yüzleşip hikayeyi tamamladılarsa, burada benlik doğumu gerçekleşir. Artık ne istediğini ve ne istemediğini bilen, sınırlarını koruyan kişilere dönüşürler. Erkekler ise 42 yaşı civarındaki Satürn döngüsü ile benlik doğumu gerçekleştirir genelde. Ruhlarını inşa ederken, farklı kaynaklardan beslenmeleri gerekmediğini fark etmeye başlarlar. Bu döngüleri tamamlamayan bireyler; sınırlarını koruyamayan, ne istediğini bilmeyen, her şeyi isteyen, sürekli kendinden bahseden kişilere dönüşürler. Astrolojik döngüleri kaçıranlar, bir sonraki döngüye kadar akışa kapılır giderler. Bugün çoğu evliliğin içinde eşlerin farklı bir hayat yaşaması ve bir arada durmak için dünyevî sebeplerinin olmasının sebebi döngüleri kaçırmaktır.
Döngüleri zamanında tamamlayanlar mı? İşte onlar, hani o hep özendiğimiz ilişkileri yaşayanlardır. Yani 3 doğumunu da gerçekleştirenler. Bilim de bugün defalarca araştırmalarla kanıtladı ki; insanlar tek eşli olduklarında, beden ve zihin sağlıkları belirgin ölçüde iyi kalıyor. Eşi öldükten sonra dünyadan ayrılan o tatlı çiftlerin hikâyelerinde genelde bu vardır.
Size ilişki döngülerinden bahsedeceğim. Lütfen kendinize dürüst olmaya çalışın. Zira dışarıdan her şeyi mükemmel görünebilir. Size bile…
BAŞLANGIÇ
Hormonlar bile gökyüzünün hesabına dâhildir. İlişkinizin gücüne göre tutulmaya yakın bir zamanda bir araya gelmiş olabilirsiniz. Tutulma zamanlarında, çok güçlü birliktelikler kurulur. Evlilikten bahsetmiyorum, ilk tanışma zamanınız. Bu sırada olan gökyüzü, sizin için ilişkiniz boyunca adeta çocuğunuzun haritası gibidir. Beraber gidilecek yolları gösterir. Neyi inşa edebileceğinize bakarsınız. Bilin ki, buradaki zor açılar, ilerleyen dönemlerde karşınıza gelerek sizi sınava sokmaya başlayacaktır. Yoksa zaten ilişkinin bir anlamı olmazdı. Bu süreçte hissettiklerimiz, bazı uyarıcı maddelerin beyinde yarattığı etki ile aynıdır. Bunu ben söylemiyorum, bilimsel yüzlerce makale belirtiyor. Demek ki bu an, göksel olarak yoğun mutluluk garantisi veriyor. Bunu asla unutmayın.
İLK YILDÖNÜMÜ
Güneş ile Güneş kavuştuğunda, 1 yıl boyunca neler yaşadığınızı birkaç adım uzaklaşarak görebilirsiniz. Burada çok tekniğe giremiyorum. Ancak şunu bilmekte fayda var: Yıl boyunca yaşadıklarınız, aynı sekansla tekrarlar. Tuhaf değil mi?
İLK SATÜRN DÖNGÜSÜ
Bu noktada astroloji bilgisi şart. Öğrencilerimden fark ediyorum. Maalesef daha önce bazı eğitimler almış olsalar da, Satürn döngüsünü tam işaret edemeyebiliyorlar. Bu yaklaşık 6-8 yıl arasında bir yerdedir. Ve size ilişkinin neden geldiğini, neden bu insanı seçtiğinizi gösterir. Genelde bu yıl, sadakat açısından tehlikeli bir yıldır. Çünkü uzun emek verilmiştir ve bağlar artmıştır. Diğer yandan, kişiler “tam doğmadıysa” maalesef burada kendi sorunlarını karşı tarafa yansıtmaya başlarlar. Doğumlarını tamamlayamayanlar, tamamlamamış olanlarla bir araya gelir genelde. Yani tekamül için birbirimize tutunuruz. Sorun şu ki, ilişki yaşadığımız insana tutunmak, ikimizi de batağa saplamaya başlar. Bir şeylerin ters gideceğini hissediyorsanız, mutlaka bu göksel olarak bu noktaya gelmeden önce ilişkinize müdahale edin.
DALDAKİ KUŞ ELDEKİ KUŞ DÖNEMLERİ
Özellikle kadınlar, dişil arketiplerinizi temsil eden gezegen ve asteroidlerin haritanızda nereye düştüğünü lütfen iyi öğrenmeye çalışın. Transit yani bulunduğunuz şehire göre mevcut göksel konumlar, bazen onları güçlendirir bazen zayıflatır. Zayıfladıklarında, kadının gücü azalır ve kendini sevmemeye eğilimli olur. Kendini sevmeyeni, kimse sevmeyeceği için ilişkide de çatı çökmeye başlar. Daldaki kuş dönemi, güçlü göksel destek dönemiyken; eldeki kuş dönemi, sizin kendinizi sevmediğiniz zamanlardır.
HORMONLARIN ÖNEMİ
Bazı göksel dönemlerde hormonlarımız zayıflamaya veya güçlenmeye başlar. Bunları da haritanızdan takip ederek, zayıf olduğunda takviyeler kullanabilirsiniz. Vücudunuzda olan bitenler haritanızda görünür görünmesine fakat sadece haritaya göre size takviye önerenlerden tabii ki uzak durun. Göksel bazı açılar, duygudurumunuzu etkiler. Bunun dünya diline dönebilmesi için vücudunuzda somut bir karşılık gerekir. Aslında her şey bundan ibarettir. İyi duygudurumu, zor açıların yönetimi ile gerçekleşir. İyi duygudurumu, iyi ilişkiler ve sağlıklı iletişim getirir.
ASLINDA HER ŞEY ÇOK BASİT
Ve size bir sır daha vermek istiyorum. Bildiğimiz tarihin belki de hiçbir döneminde kadınlar bu kadar bedensel ve ruhsal farkındalık içinde değildi. Bugün çok fazla kadın bakımlı, ekonomik güce sahip, kendini entelektüel olarak geliştiriyor, ruhuna yatırım yapıyor ve 2. 3. doğumların izini sürüyor.
Bireyselliğin yoğunlaşacağı hava çağında, evliliklerin değerinin daha çok artacağına inancım tam. Gökyüzü hepimizi ailemize döndürüyor. Sebebi belki acı, dışarıya güvenemeyeceğiz. Ve sonucu güzel, ailemizin değerini öğreneceğiz. Ve belki benliğin ve ruhun doğumları, ailemizde gerçekleşecek. Yani başlığın tam aksine, evliliklerin süresinin uzayacağına inanıyorum.
