NAZAN ORTAÇ nazan.ortac@sabah.com.tr
Volkan İncüvez'in ilk solo albümü 'Kün', Lin Records etiketiyle raflarda. Müzik tarihinin ilk çok sesli konsept ney albümü olan 'Kün', tasavvuf felsefesi ile bilimi ortak bir dilde buluşturuyor. Bu sıra dışı yapımı konuşmak için İncüvez'le buluştuk.
İlk solo albümünüzü çıkarttınız; hayırlı olsun... Nasıl bir albüm oldu?
'Kün' albümünün fikri aslında kendiliğinden gelişti diyebilirim. Yoğun olarak ney üflediğim zamanlardan birinde, bedenimin neyin içinde yolculuk yaptığını hissettim, muazzam bir genişlik ve boşluk vardı, gittikçe daha çok içine çekiyordu beni. Sadece "huu" diyordum ve bir şeyler oluyordu. Bir yer var bedenen gitmediğin ama varlığına emin olduğun yer gibi. Adeta uzaydasın ve zaman yolculuğu yapıyorsun. Verdiğim ilk nefes ve onun sese dönmesi bir çarpışma, patlama idi. Uzayda ve zamanda olduğumuza göre bu olayı 'Big Bang' (büyük patlama) ile denkleştirdim. Dünyaya ve günümüze kadar uzanan bu yolculuk boyunca, uzayda gerçekleşen olayların, fiziksel oluşumlarının bazı müzikal karşılıklarını aradım. Çıkardığım sesler, gama ışınlarını ya da meteorları, bazen de kullandığım motiflerin kendi içinde dönen motifler olmasının karadeliklere benzetilmesi gibi. Genelde şarkıların fikirlerini keşfettiğim zaman kayda girip bitirene kadar vazgeçmedim.
Tasavvufla astrofizik hangi noktada buluşuyor?
Varoluşun hikayesini hem tasavvuf felsefesi, hem de bilimsel ifadeler ile buluşturmayı istedim. Albümünün yapım sürecinde astrofizik ve matematikle ilgilendim. Bazı besteleri de bu minvalde bir denkleme çevirip kaydettim. Matematik bir felsefe ve evrenin simülasyonudur. Aslında matematik diye bir şey yok, lakin her şeyin içinde matematik vardır. Yani, matematik bir anlamda mananın alfabesi. Tasavvuf da manayı vurgulayan bir yol. İnsanın da hikâyesi bu manaları çözme gayretiyle başlıyor ve zenginleşiyor. İnsan yaşadıkça, keşfettikçe kendine ruh dolduruyor. Yaşadığı ömür perde, doldurduğu ruh makamı oluyor. "Huu" diyerek aslında "ol" diyordum ve ortaya çıkan ses, fiziksel olarak kendi ezgisini ve armonisini de doğuruyordu ve bir müzik eseri olarak mânâ buluyordu. Bu ortak paydaları en iyi ifade eden kelime olarak ta "ol!" anlamına gelen 'Kün' kelimesini seçtim.
Yeni eserlerinizle konserler verecek misiniz? Programınız belli mi?
'Kün' albüm konseri şimdilik iki tane görünüyor ama çoğalacak tabii. Sanatatak'in organize ettiği, 24 Mayıs'taki albüm lansman konseri, Beyoğlu'nda Kırım Kilisesi'nde olacak. 4 Temmuz'da İstanbul Caz Festivali kapsamında 'Gece Gezmesi' etkinliğinde All Saints Moda Kilisesi'ndeyiz.
Birçok müzik projesinde yer aldınız. Yeni işbirlikleri gündemde mi?
Evet, epey bir grup ve projede bulundum. Güncel olarak devam ettiklerim; Kün, 'Hepyek' solo performans, Vİ Quartet, Ebren Trio, Debdebe, Kırkbinsinek, Gözyaşı Çetesi ve Dik4Gen. Elektro-eklektik tarzdaki Debdebe grubumuzun 6 şarkılık ilk albümü 24 Mayıs'ta Venüs Müzik etiketiyle dijital platformlarda olacak. Ebren Trio'nun 9 şarkılık ilk albümü ile Kırkbinsinek'in ikinci albümü sonbaharda yayınlanacak.
AJANDA
22 MAYIS ÇARŞAMBA
BAŞYAPITLAR KOLEKSİYONU
BALİ ART GALLERY
Bali Art Gallery, Osmanlı eserleri, klasik, çağdaş ve modern sanat eserleriyle harmanlanmış toplam 71 eserin yer aldığı 'Başyapıtlar koleksiyonu' sergisini sanatseverlerle buluşturdu. Halil Paşa'dan Hoca Ali Rıza'ya, Fausto Zonaro'dan Otto Pilny'ye, Burhan Doğançay'dan Ömer Uluç'a çok sayıda ünlü sanatçının başyapıtlarının yer aldığı sergi, geçtiğimiz hafta bir davetle kapılarını açtı. Bali Müzayede Salonu'ndaki nadide eserlerden oluşan sergi, 20 Haziran'a kadar açık.
25 MAYIS CUMARTESI
ÇOK SATANLAR
SİNEMA FERİYE
Kendini baştan sona yenileyen Feriye; Kültür-Sanat etkinliklerine ev sahipliği yapmaya tüm hızıyla devam ediyor. 25 Mayıs Cumartesi akşamı saat 21.00'de sinema Feriye'de 'Çok Satanlar' oyunu tiyatroseverlerle buluşacak. Laura Eason'un yazdığı oyunu Volkan Yosunlu yönetiyor. İki kişilik oyunda Oya Unustası ve Tansu Taşanlar birlikte rol alıyor. Oyun, iki yazarın birbirlerinin hayatında açtığı kapılar ve yarattıkları yıkımı anlatan tek perdelik bir komedi.