Haber: Gülçin İşler Fırat
Suudi Arabistan’da doğanın ve modern mimarinin karışımı olan Al Ula bölgesinde eşi Kaan Demirağ ile tatil yapan Aslışah Alkoçlar Demirağ Şamdan Plus okurları için bu özel seyahatini kaleme aldı. Dubai’de iki çocuğuyla yaşayan Demirağ, buradan direk uçuşla 3 saatte Al Ula’ya vardıklarını ve burada da Habitas Al Ula Hotel’inde kaldıklarını söyleyerek otel seçimleri hakkında şu bilgileri verdi “ Otelde bungalow tarzı odalarda kalıyoruz ve otel içinde ulaşım bisikletlerle yapılıyor. Yemekler müthiş… Çok fazla aktivite var, sabah 7’de yogayla başlayıp akşam 20.30’da meditasyon ile sonlandırıyoruz. Ayrıca muhteşem bir havuz, trambolin ve salıncak var.”
Yemekler muhteşem!
Al Ula Bölgesi’nde yapılacak çok fazla aktivite olduğuna değinen Aslışah Alkoçlar kendilerinin Helikopter Turu, vintage Land Rover ile tarihi Hegra Bölgesi gezisi, Zipline, Hiking, Old Town Turu ve Elephant Rock gezilerini yaptıklarını söylüyor. “Yemekler muhteşem!, şehirde çok güzel restoranlar var, alkol yok ama alkolsüz kokteyller var. Mekan olarak favorim SomeWhere ve Maraya ve en etkileyici yer Maraya ve içinde sergi de var. Burada sanat çok ön planda, otelin içinde de çok fazla sanat var.” diyor ve ekliyor “Çok temiz bir şehir, herkes ingilizce konuşuyor, her konuda çok yardımcı oluyorlar, turizm ve hizmet konusunda kendilerini geliştirmeye devam ediyorlar. Kıyafet sınırlaması yok, turistler istediklerini giyinebiliyor.”
Bu şehrin kendine has bir dokusu var
Buradaki doğadan çok etkilendiğini söyleyen Demirağ seyahat ile ilgili hislerini ise şu sözlerle ifade ediyor “Kumun rengi, kanyonlar, doğa çok etkileyici. Beni bilen benim ne kadar doğa aşığı olduğumu da bilir; İstanbul’daki evim de ormanın içinde. Bu şehrin bir sesi, bir kokusu, kendine has bir dokusu ve bunu anlatmam çok zor… Yaşarak anlaşılabilir, sizi dünyadan uzaklaştırıyor ve o ‘an’da kalıyorsunuz, sanki zaman duruyor. Çöl olduğu için 17.30 gibi güneş batıyor ve hava bir anda ayaz oluyor.”
Aslışah Alkoçlar & Kaan Demirağ
Şehrin birçok noktasında sanat eserleri olduğunu söyleyen Demirağ, buradaki kilimlerden, dokularından ve renklerinden de çok etkilenmiş. Kıyafet konusunda hiçbir kısıtlama olmadığını ama kendisinin Old Town Bölgesi’ne gittiğinde kültürlerine olan saygıdan dolayı pantolon giyindiğini ama otelin havuz başında herkesin kendi istediği gibi bikini ya da geleneksel kıyafetler giyinebileceğini söylüyor.