Her daim üretmeyi seven, sürekli yeni keşifler peşinde koşan, yaptığı işte hep en iyisini hedefleyen bir isim Aslıhan Koruyan Sabancı. Tabii hal böyle olunca sahip olduğu bu özellikler onu başarıdan başarıya taşıyor. Sağlıklı yaşam konuları üzerine odaklı ve bu konuda yazdığı kitaplarla dikkatleri üzerine topluyor, önemli ödüllerin sahibi oluyor. Öyle ki, yakın zamanda dünyada gastronomi alanında en prestijli ödül olan ‘Gourmand World Cookbook Awards’ta ‘Glütensiz Şekersiz Gurme Lezzetler Tatlılar ve Tuzlular’ kitabı, ‘Best Diet’ kategorisinde dünya birincisi olurken, ‘Doğanın Terapötik Reçeteleri’ kitabı da ‘Best of the Best’ kategorisinde dünya ikincisi seçildi. Diğer yandan Aslıhan Hanım kariyerindeki bu titizliğini ve başarılarını hayatın diğer alanlarında da sürdürüyor; müthiş bir eş ve ilgili bir anne kendisi. Aslıhan Koruyan Sabancı ile güncel başarıları, özel yaşamının son gelişmeleri ve hayatının bilinmeyenlerine dair keyifli bir sohbeti paylaştık.
Önce 1991 yılından başlayalım; o yıl Miss Turkey seçildiniz, devamında da Miss World’de Dünya 6.’lığı ve Miss World European Queen of Beauty ünvanları geldi. Güzellik yarışmasına katılmaktaki motivasyonunuz neydi, hiç pişman oldunuz mu?
Miss Turkey Güzellik Yarışması’na girdiğimde 18 yaşındaydım, Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü öğrencisiydim. Miss Turkey yarışmasına katılmamdaki motivasyonum tamamiyle ülkemizi temsil amaçlıydı. Miss Turkey, benim için Türk kadınını eğitimiyle, çalışkanlığı ile güzel huy ve davranışları ile temsil eden kişidir. 12 yaşındayken TRT’nin akşam haberlerinde Dünya Güzeli anons ediliyordu, rahmetli anneanneme dönüp “Anneanneciğim, niye Türkiye birinci olmadı?” diye sorduğumu hatırlıyorum. O da bana “Bizim kızlarımız hepsinden güzel, ama maalesef gidenler lisan bilmiyorlar kendilerini gösteremiyorlar bir de üniversite öğrencisi ya da mezunu olmak, genel kültür çok önemli” demişti. Ben de 6 yıl sonra Boğaziçi Üniversitesini kazanınca ülkemizi temsilde başarılı olabilir miyim diyerek yarışmaya katıldım.
Bu ünvanlar size ne kazandırdı, hayatınıza nasıl bir yön verdi? Bu ünvanlar olmasa nasıl bir hayatınız olurdu acaba?
Miss World’de aldığım Dünya 6’ncılığı ve Miss World European Queen of Beauty unvanları benim yurt dışında, uluslararası bir platformda eğitim almayı istememe neden oldu. Miss World’e gittiğim ilk günün sabah kahvaltısında 90 ülkeden gelen pek çok yarışmacı arkadaşım ile yaptığım kültür, sanat ve edebiyat dolu sohbetler beni bu tür uluslararası ortamlarda daha çok bulunarak, hatta eğitimimi böyle ortamlarda devam ettirme isteğimi ortaya çıkarttı. Böylelikle üniversite eğitimimi Amerika Birleşik Devletleri’nde, yüksek lisans eğitimimi İtalya ve Amerika Birleşik Devletleri’nde tamamladım. İş hayatına New York’ta başladım. Kendime hep ailemi rol modeli olarak aldım. Çocukluğumdan beri hayallerim hep eğitim, kariyer ve topluma faydalı olabilmek üzerine idi.
O yıllarda Türkiye Güzeli seçilenler, manken, sunucu vb. meslekleri seçerlerdi ama siz öyle yapmanız?
Gençlik ve güzellik geçicidir, yıllar içerisin de biz istesek de istemesek de yaş alır, deneyim ve farkındalıklarımızla değerleniriz. Kariyer, kişisel gelişim, deneyim, yıllar geçtikçe değerlenen kazanımlardır. Ben her zaman üretmeyi ve çalışmayı sevdim, aileden gelen yetişme ortamım bu şekildeydi. Ailem benim tercihlerime hep saygı gösterdi, destekledi ve cesaretlendirdi. Herkesin içinde bir var oluş ışığının olduğuna inanıyorum. Umut, hayal gücü, cesaret, ideallerimiz var oldukça hayallerimizi gerçekleştirebiliriz.
Yurt dışı eğitiminin size kazandırdığı en iyi şey de sanırım eşiniz Demir Sabancı idi. Tanışmanız, aşık olmanız ve evlenmeniz nasıl oldu, biraz anlatır mısınız?
Demir ile Cornell Üniversitesi’nde MBA yaparken tanıştık, ama onunla flört etmemiz, mezun olduktan beş yıl sonra başladı. Ben okuldayken kariyer odaklı olduğum için flört etmenin beni hedeflerimden alıkoyacağına inanıyordum. Cornell Üniversitesinde’yken MBA programına devam ederken mezuniyetimden bir ay önce pek çok firmadan iş teklifleri gelmeye başladı. Gelen teklifler arasında yaptığım değerlendirme sonucunda kariyerime Amerika Birleşik Devletleri’nde Johnson & Johnson Family of Companies, Medical Devices and Diagnostics bölümünde başladım ve Johnson & Johnson Ethicon, Inc. ve Ethicon Endo-Surgery Inc. şirketlerinde New York, New Jersey, Cinncinnati ve daha sonra İstanbul’da çeşitli yönetim pozisyonlarında görev yaptım. ABD’den İstanbul’a döndüğüm sırada okul arkadaşım olan Demir ile beş yıl sonra ilk kez Yunanistan’a iş nedeniyle uçarken karşılaştım. Benden telefonumu istedi ve ne yaptığımı sordu. Kendisine sadece çok çalıştığımı söyledim. “Hiç dışarı çıkmıyor musun” diye sorduğunda “Hayır iş dışında sadece spor yapıyorum” dedim. “Hangi GYM’e gidiyorsun” diye sorduğunda da “GYM’e gitmiyorum, her sabah 5’te kalkıp Belgrad Ormanı’nda koşup oradan işe gidiyorum” dedim. Sonra Demir de ne tesadüf ise sabahları 6’da Belgrad Ormanı’na koşmaya geldi ve orada karşılaştık. Bir sene boyunca “Modayı ve trendleri takip ederim, ama sadece kendime yakışanı giyerim. Tarzım olmayan bir ürünü sırf moda diye kullanmam.” sadece koşuda karşılaştık. Ben de kendisinin benim hakkımda ciddi düşünüyor olabileceğine inandığım için, bir yıl beraber koştuktan sonra yaptığı çıkma teklifini kabul ettim. Ondan sonra da bir sene flört ettik ve evlendik.
Şimdi asıl konumuza gelelim; yazdığınız sağlıklı beslenme kitapları Dünya çapında başarı kazandı. Biraz bu yarışmayı ve ödüllerinizi konuşalım mı?
2023 Wolrd Gourmand Cookbook Awards’a iki yeni kitabım ile birden katıldım. İki dilde birden iki kitap yazmak, aslında dört kitap yazmak gibi bir çalışma gerektirdi. World Gourmand Awards yemek kitapları açısından konusundaki en prestijli yarışmadır. Benim 2010, 2015 ve 2017 yıllarında da World Gourmand Cookbook Awards tarafından almış olduğum ödüllerim bulunuyor. 2023 yılında da Glütensiz Şekersiz Gurme Lezzetler Tatlılar ve Tuzlular ‘Best Diet Cookbook in the World’ kategorisinde birincilik, ‘Doğanın Terapötik Reçeteleri’ kitabım ‘Best Book in the World’ kategorisinde ikincilik ödülü kazandı.
İsviçre’deki törenle ödülünüzü aldınız. Biraz o törenden bahseder misiniz?
Umea’da 24 Mayıs-29 Mayıs arası süren çok güzel bir sempozyum ve aynı anda da World Gourmand Cookbook Awards vardı. Umea Universitesi’nin dahil olduğu Arctic Ülkelerdeki iklim değişikliğinin besin zincirine ve tabiata etkileri ve Avrupa Birliği’nin bu konudaki projeleri konuşuldu. Bu sempozyumda ben de gastronominin ve coğrafi işaretlerin sürdürülebilirlikteki yeri ve önemi ile ilgili bir sunun ve konuşma yaptım. Katılımcılar arasında yemek yazarları, tasarımcılar, stilistler, akademisyenler, doktorlar, UNESCO’dan önemli isimler bulunuyordu.
Evliliğiniz nasıl gidiyor, evliliğin zaman içinde evrildiği söylenir, öyle mi oldu? Mutlu evliliğin formülü yoktur belki ama sizin mutluluğunuzun formülü nedir?
Zaman içerisinde gelişim, farkındalık, deneyim ve yaşanmışlıklar arttıkça her şey değişir, evrim gösterir. Bu evrimleşme olumlu yönde ise birliktelikler daha çok anlam kazanır. Biz de seneler içerisinde üç çocuğumuzla beraber güzel 21 yıl geçirdik. Mutluluk kişinin içerisinden gelir. İyi huylu, güzel ruhlu insanlar hep mutludur, yaptıkları işlerde, içinde bulundukları ortamlarda hep pozitifi görür, iyiliğe odaklanırlar. Benim için de mutluluğun formülü pozitifi görebilmek, enerjiyi eskiye geçmişe negatife odaklanarak harcamamak, sevgi de, iyilikte kalmaktır. Çünkü mutluluk sadece ve sadece bize bağlıdır.
Sabancı soyadı, birçok avantajla birlikte büyük bir sorumluluk da yüklüyordur herhalde. Siz avantajlarını yaşadınız mı?
Ülkemize finans, sanayi, eğitim, enerji ve sanat gibi alanlarda büyük katkıları bulunmuş bir ailenin üyesi olmak gurur verici. Ben her zaman kendi kariyerim, yaptığım çalışmalarım, ödüllerim ve başarılarım ile anılmayı tercih ettim. Geçmişteki büyüklerimizin yaptıkları güzel işlerin üzerine ben de yaptığım çalışmalar ile ilerleyebiliyorsam ne mutlu bana.
Eğitimlerden sonra bir süre çalıştınız sanırım, nerede, hangi işle başladınız, sonra neden devam etmediniz?
Eğitim hayatıma Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümünde başladım, daha sonra Amerika Birleşik Devletleri Texas A&M Üniversitesi Ekonomi Bölümününden mezun oldum. İtalya SDA Bocconi Üniversitesi’nden ve New York Cornell Üniversitesi “Johnson Business School of Management”dan İşletme Master’ı (MBA) dereceleri aldım. Kariyerime 1998 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde Johnson & Johnson Family of Companies, Medical Devices and Diagnostics bölümünde başladım. Johnson & Johnson Ethicon, Inc. ve Ethicon Endo-Surgery Inc. şirketlerinde New York, New Jersey, Cinncinnati ve İstanbul’da çeşitli yönetim pozisyonlarında görev yaptım. 2003 yılından beri aile şirketimiz olan Sedes Holding’de Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini yürütüyorum, kısacası iş hayatına hep devam ettim.
Bu arada üç çocuk annesisiniz, annelik size ne kattı, üç çocuk büyütmek zorladı mı, çocuklarınızla ilişkiniz nasıl?
Çok sevgi dolu bir ailede büyüdüm. Anneannemden annemden aileyi ve çocukları herseyin önünde tutmayı, fedakarlığı, çalışkanlığı gördüm. Bu nedenle aile olmak, anne olmak çok kutsal benim için. Üç çocuk annesi olarak her çocuğumun ihtiyacı, kişiliği kendine özgü farklılıklarına uygun olarak ben de kendimi geliştirdim, bilmediğim hatta hiç İlgim olmayan konularda araştırma yapmak durumunda kaldım, onları yetiştirirken çok şey öğrendim. Ailemden gördüklerimi, bilgilerimi, geleneklerimizi, koşulsuz sevgiyi aktarabildiğim, topluma faydalı bireyler yetiştirmeyi arzuladım. Eğer başarabildiysem dünyanın en mutlu insanı olurum.
Çocuklarınız için nasıl bir gelecek hayal ediyorsunuz, onlara en önemli öğüdünüz ne olur?
Çocuklarıma en büyük öğüdüm eğitimlerine yatırım yapmaları, hiçbir işte kolaya kaçmamaları, çok araştırıp çok okuyup çok çalışmaları. Zorluklarla karşılaşsalar dahi hedeflerinden vaz geçmemeleri. Global düşünmeleri ve uluslararası ideallere ve hedeflere sahip olmaları... Onlara hep şunu söylerim: “Yaşam boyu kendinizi geliştirin, çağa ayak uyduracak bilgide ve donanımda olun. Bir işe başlarken sadece kendinize, kendi bilginize ve yeteneklerinize güvenin, çünkü başladığınız işle, yola çıktığınız kişilerle, güvendiğiniz iş arkadaşlarınızla yollarınızı ayırabilirsiniz, elinizde olmayan nedenlerle her şeyinizi kaybedip sıfırdan başlamak durumunda kalabilirsiniz. İşte o anda sizi tekrar ayağa kaldıracak tek şey kendi içsel donanımınız, bilginiz, kabiliyetleriniz, azminiz, cesaretiniz, inancınız ve umudunuz olacaktı.
Bu arada güzelliğinizle dünya çapında derece almak ile yazdığınız bir kitapla dünya derecesi yapmak arasında ne gibi duygu farklılıkları oldu?
Ailemin bana katkıları ve yetiştiğim çevre, ülkem, coğrafyamız, geleneklerimiz, tarihimiz, kültürümüz beni ben yapan temel değerlerdir. O nedenle uluslararası platformlarda kendimden önce hep ülkemi düşünürüm. İster Miss Wolrd olsun, İster World Gourmand Awards olsun benim için uluslararası tüm platformlarda bayrağımızın dalgalanması ve diğer ülkeler arasında gurur duyduğum güzel ülkemin adının okunması ön plandadır.
Kitap yazmaya başlamanız ve devamında gelen kitaplar konusunda eşinizin desteği, yönlendirmesi veya katkısı oldu mu, o yazar Aslıhan Hanım’ı nasıl karşıladı?
Bir eser ortaya koyarken baştan sona tüm aşamalarını planlamayı ve projeme hakim olmayı severim. Bir konuda yardıma ihtiyacım olduğunda o konuyu araştırırım ve akredite akademik kurumlardan, üniversitelerden gerekli eğitimlerini alırım ve konu üzerinde hedeflediğim sonuca ulaşıncaya kadar çok araştırır ve çalışırım. Kitaplarımı önce İngilizce ve Türkçe olarak iki dilde yazdım, sonra edit kısmı başladı ve iki dilde kitaplarımın editörlüğünü yaptım. Bir yandan Dijital Fotoğrafçılık eğitimi aldım. Tariflerimin hepsini kendi mutfağımda hazırladım, stilize ettim ve fotoğraflarını çektim. Basıma hazırladım ve eser sahibi olarak ISBN numarasını ve bandrollerini aldım. Kitaplarımın satışı için kendi şirketimi kurdum, web sitemi tasarladım, domain isimlerimi alıp web sitemi ha yata geçirdim. Kısacası A dan Z’ye tamamiyle tek başıma çalıştım.
Evde hep sağlıklı mı beslenirsiniz? Eşiniz ve çocuklar buna alıştı mı?
Sağlıklı beslenmek benim için bir yaşam tarzı, çocuklarım da bu bilinçte yetiştiler, hatta benden de titizler. Katkı maddeleri içeren, trans ve hidrojenize yağ kullanarak yapılmış, işlenmiş gıdalardan uzak dururum. Mutfağımda sebze yemekleri, baklagiller, kuruyemişler, meyveler, yoğurt süt, et, balık, tavuk ile hem Türk mutfağımızdan hem de Dünya mutfaklarından çeşitli ana yemekler ve sağlıklı atıştırmalıklar yaparım. Baharatlar vaz geçilmezimdir. Kekik, biberiye, sumak, zahter, zerdeçal, fesleğen, dereotu ve naneyi bolca tüketirim. Keten tohumu ve chia tohumunu da pek çok reçetemde sıkça kullanırım.
Evde yemekleri siz mi yaparsınız, yardımcınız mı?
Tabii ki ben yaparım.. Yemek kültürünü, mutfak sanatlarını, uluslararası mutfakları ve yemeklerin tarihçelerini incelemeyi ve farklı lezzetleri uygulamayı çocukluğum dan beri çok severim. O nedenle yemek yapmak ve ailemle soframızda sohbet etmek benim için büyük keyiftir.
Mutfak dışında evde nasıl zaman geçirirsiniz, rutin bir gününüz nasıl geçer?
Erken kalkarım, günüme yoga ile başlarım, sonra hafif bir kahvaltı yaparım. İşe gider, gün içerinde toplantılarımı, yazılarımı ve çalışmalarımı tamamlarım. Bu arada ailemin sevdiği menülerden akşam yemeğini hazırlarım ve okuldan gelen çocuklarım ile ilgilenirim. Akşamları kitap okurum ve yazılarımı yazarım, akşam yemeğinden sonra yarım saat spor yaparken filim ya da sevdiğim dizileri izlerim. Yatmadan önce tekrar yoga yaparım.