RÖPORTAJ: GÜLÇİN İŞLER FIRAT gulcin.firat@sabah.com.tr
"Evde kaldiğımız bu süre boyunca rutimi devam ettirmeye ve ofis hayatını evden sürdürmeye gayret ediyorum"
Arzu Hanım karantina günleri nasıl geçiyor? Bu olay sizin hangi sürecinize denk geldi ve nasıl bir yol izlediniz?
Yeni bir sezonun başında tüm üretim süreçlerinin devam ettiği bir döneme denk geldi, bu bireysel karantina dönemi. Evde kaldığımız bu süre boyunca, mümkün olduğunca rutinimi devam ettirmeye ve ofis hayatını evden sürdürmeye gayret ediyorum. Yaratmaktan ise asla vazgeçmiyorum. En güzel kısmı ise çocuklarımla daha fazla zaman geçirebiliyorum.
Bu zor süreç sizin üretim, tasarım dünyanıza nasıl yansıdı?
Bugünden sonra tüm moda dünyasının değişeceğine inanıyorum. 'Moda' fikrinin tamamen değişeceği bir döneme giriş yaptığımızı düşünüyorum. Moda ve tasarım bambaşka parametrelerde tasarlanacak. Dünyaya saygı çerçevesinde yepyeni satın alma önceliklerimiz olacak ve muhakkak ki daha az satın alacağız.
Şu an neler yapıyorsunuz, tasarım anlamında, üretim anlamında bizimle genel olarak ne üzerinde çalıstıgınızı paylasır mısınız?
Modanın bugünümüze yardım etmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu sebeple, bu alanda koruyucu kıyafetler üzerine özel çalısmalar başlattım. Dünyanın içinde bulunduğu koşullarda tüm canlılara saygı duyan, birlikte yaşadığımızın, biz olduğumuz bilinciyle yapılan ve ülkemizde doğal kaynakları bulunan, minimum karbon izi bırakan tasarımlara yoğunlaşıyorum. Tasarım, yasamı tasarlamak bir noktada. Daha fonksiyonel, daha konforlu, mutlaka malzeme olarak doğaya ve yaşama saygılı, bizim için hep olan ama moda endüstrisi için yeni kavramlar yaşama daha yoğun girmek zorunda kalacak.
Nasıl bir ruh hali içindesiniz; karamsar, umut dolu? Ve bu ruh halinizi tasarımlarınıza yansıyor mu; yoksa bambaska bir içerik mi olusturuyorsunuz?
Tasarım elbette tasarlayanın içsel yolculuğundan çok etkileniyor. Ben evde kaldığımız bugünlerin bizde büyük değişimler yaratacağını düşünüyorum. Dünyanın bize sadece birlikte var olabileceğimizi yeniden hatırlattığına inanıyorum. Ve tüm bu sürecin bana verdiği ilhamı tasarımlarıma yansıtıyorum.
Şu dönem ilham kaynaklarınızı neler oluşturuyor?
Her zaman olduğu gibi yaşamın kendisi en büyük ilham kaynağı. Her nefesin bize verilen armağan olduğu, her sabah aslında cennette bir güne daha başladığımız, yaşamı güzelleştirmek için bir gün daha şansımız olduğuna inandığım bir süreçten geçiyorum.
Her şey bittikten ve dünya eski düzenine döndükten sonra modaya bakış sizce nasıl bir hal alacak?
Evde kaldıgımız bu günlerin bize birçok şey öğrettiğine ve bu öğretilerin hayatımızda önemli izler bırakacağına inanıyorum. Bugünden sonra ipliğin, kumaşın, dikimin kim tarafından, nerede, ne koşullarda ve ne zaman hatta ne kadara yapıldığını bilmek isteyeceğiz, fair-trade bir zorunluluk olacak.
Evde geçirilen bu günler için sizin moda tutkunlarına tavsiyeleriniz neler?
Yaşam büyük bir armağan, bugünler de geçecek. Var olma amacımız yaşamı doyasıya yaşamak. Bugünler evde geçecekse "evde en iyi ne yapabiliriz?"i düşünmek, her neyi yaşıyorsak onu en iyi şekilde yaşamak ve yaşatmak lazım. Ve tüm bu süreçte kendimize özen göstermeye devam etmek.