2009 yılında nişanlanıp aynı yıl nikah masasına oturmuştu İrem Güreli ile Kaya Demirer... Ancak daha sonra herkesi şaşırtarak yollarını ayıran ikili, iki yıl süren bir ayrılıktan sonra, 20 Aralık 2013 tarihinde sürpriz bir şekilde yeniden nikah masasına oturdu. Kaya-İrem Demirer çiftine, geçen bu süre içerisinde nelerin değiştiğini, ayrı oldukları dönem neler yaşadıklarını ve şimdiki evliliklerini sorduk.
Biraz eskiye dönelim; 2009 yılında nikah masasına oturup, iki yıl sonra yollarınızı ayırdınız. Ne oldu da yürümedi o dönemde evlilik? Neyi yanlış yaptınız sizce?
KAYA DEMİRER: En büyük yanlışımız aslında ayrılmak oldu, zira biraz hırs, biraz da ilişkinin önüne geçen hayatın akışındaki diğer önemli konular ve işim ile ilgili ciddi kararlar yıprattı ilişkiyi. Ama yeteri kadar ilişkinin kurtarılması için mücadele vermediğimizi sonradan anladık ikimizde.
İREM DEMİRER: Aslında bence de en büyük hatamız, yeterince mücadele etmemekti o dönem. Belki olgunlukla, belki zamanlamayla alakalı ama bizim gibi bu kadar birbirine düşkün ve anlaşarak evlenen bir çiftken hakkını veremeyip, çabuk pes ettiğimizi düşünüyorum. Kaya'nın dediği gibi, belki işle ilgili stresler de etkili oldu ama benim açımdan en büyük yanlışım, daha sağlıklı ve açık iletişim kuramamaktı son zamanlarda. İş, çevre, hayat şartları gibi evliliği zorlaştıran birçok sebep olabilir, ama önemli olan birbirinizi seçmenize neden olan o esas ve derinden hissettiğiniz sebeplerden uzaklaşmamak. İkinizin her zaman aynı taraf olduğunu, birbirinize hep en büyük destek olduğunuzu hissetmek sanırım.
Şimdi geriye dönüp baktığınızda "İyi ki bunlar yaşanmış da ders çıkarttık" mı diyorsunuz, yoksa "Hata yaptık, boşanmamalıydık" mı diyorsunuz?
K.D: Her ikisi de, keşke boşanmadan halletseydik ama o zaman da bugüne geldiğimizde yaşadığımız ikinci bölüm, bu olgunluk seviyesinde olmayabilirdi.
İ.D: Kaya'nın dediğine tabii ki katılıyorum. Aslında her ikisi de, ama kendi açımdan ben eskiye dönüp tühler veya pişmanlıklarla kendimizi yıpratma taraftarı değilim. Yaşadığımız her tecrübenin bir şekilde daha olgunlaşmamıza ve karakterimizi geliştirmemize faydası olduğunu düşünüyorum. Tabii ki keşke hiç ayrılmasaydık, hiç o üzüntüleri, kararsızlıkları yaşamasaydık ama bir yandan da o yaşananlar sayesinde ayrı kaldığımız dönem ilişkimiz ile ilgili çok daha sağlıklı, çok daha emin ve birbirimizi tamamlayan bir noktaya geldik. Kendi adıma konuşmam gerekirse benim bakış açım hem Kaya'ya hem de evliliğimize karşı oldukça değişti, artık çok daha sakin, samimi ve sahipleniciyim.
İki yıl evli kalıp boşandıktan sonra yanılmıyorsam arkadaş olarak görüşmeye devam ettiniz. Zor bir dönem miydi, birbirinizi kıskandınız mı?
İ.D: Tabii biz sürekli görüştük hem birçok ortak arkadaşımız sebebi ile hem de biliyorsunuz benim o dönem satış müdürü olduğum Sofa Hotel'de Kaya'nın restoranının olmasından dolayı. Zaman zaman Kaya lobide toplantı yaparken anlamsızca bir ileri, bir geri etraflarında dolandığım oluyordu tabii. Veya otele gelen misafirlerim olduğunda her fırsatta onlara Frankie'de bir kahve ısmarlama fırsatını kaçırmıyordum. "Neden" diye sormayın bilmiyorum, kadınım sonuçta, normaldir. Ama her zaman Kaya'yı her gördüğümde çok mutlu oldum, ona olan yakınlık hissimi hiç kaybetmedim. Kıskançlık kısmına gelince o ayrı mesele. Ben kıskanç biriyim. Ayrı kaldığımız bazı dönemler ve bazı karşılaşmalar oldu ki gerçekten hiç hoşlanmadım! Ama Kaya bana hep en tatlı, en derin, en özel baktı. Bir gün gelip o bakışı onda görmesem veya hissetmesem o zaman gerçekten çok korkardım diye düşünüyorum.
K.D: Tabii ki kıskandım. Seven her insan mutlaka kıskançlık duygusunu taşır, tutku varsa özellikle. Çok ortak arkadaşımız olduğu için pek uzak kalamadık ama yüz yüze gelmek, bir arada olmak için de özel çaba harcamadık aslında.
Ayrılığınıza birçok insan çok şaşırdı çünkü çok yakışmanın yanı sıra uyumlu görünüyordunuz. Aileleriniz ya da arkadaşlarınız devreye girmeye çalıştı mı?
K.D: Buna İrem cevap versin.
İ.D: Doğru, insanlar gerçekten çok şaşırdı ve üzüldü, haklılar tabii. Baktığınızda biz çok anlaşan ve keyifli bir çifttik çünkü. Arkadaşlarımız biz ayrıldıktan sonra bile hep kızdılar bize neden ayrıldık diye. Onlara da uzun bir zaman hesap vermek durumunda kaldık. Ailelere gelince, onlar tabii ki herkesten daha çok üzüldü ama onların işi daha zordu. Bir yandan üzüntü var ama bir yandan da bizi çok etkilemek, müdahale etmemek adına çok da etkili olamadılar. Sadece annem Kaya'yla ikimizi oturtup bize yol göstermeye çalıştı, "Acele etmeyin 2-3 ay kafanızı dinleyin öyle karar verin" dedi ama akıllara ayrılık girince, durumu oradan toparlamak zor oluyor. Neyse artık üzülmesinler, telafi ettik hatayı!
Yeniden flört için ilk adımı kim attı ikinci kez?
K.D: İkinci kez ilk adımı ben attım, hem de bir-iki sefer, ama çok da nazlı bir dönem olmadı diyebilirim. İkimiz de karşılaştığımız zamanlar içimizdeki hislerin karşılıklı olarak devam ettiğini bal gibi biliyorduk.
İ.D: Aslında Kaya o adımları daha atmadan çok önce ben üstü kapalı ona "seni özledim" diye geldim. O pek almadı o dönem mesajı, belki gerçekten anlamadı, belki işine geldi öylesi bilemiyorum ama sonra uzun bir zaman geçirdik. Sonra herhalde kendi içindeki hesaplaşmaları, soru-cevapları bitirmiş olacak ki adım atmaya başladı. Benim de ona ne kadar değer verdiğimi her zaman hissetti. Ben de ne istediğime emin olduktan sonra daha sağlam bir ilişki oturtacağımıza da inanarak tekrar birlikte olmaya başladık.
Ayrı kaldığınız dönemde "Ya o başkasına aşık olursa" diyerek bir korku sardı mı içinizi? Öyle olsaydı ne yapardınız?
K.D: Bunu da İrem cevaplamalı diye düşünüyorum.
İ.D: Niye ben cevaplıyorum sadece anlamadım. "Evet korktum" de dürüstçe. Ben söyleyebilirim, "Evet korktum". O geçen iki sene boyunca bir elim çaktırmadan hep üstündeydi. Nerede olduğunu, ne yaptığını hep biliyordum. Küçük küçük bilgiler topladım hep etrafımdan. Demin de söylediğim gibi Kaya bana hep çok derin baktı, bana sarıldığında ikimiz de arada hala büyük ve bitmemiş bir sevgi olduğunu hissettik. Eğer başkasına aşık olsaydı ne hissederdim diye çok düşündüm. Herhalde bayağı yalnız hissederdim. Çünkü Kaya ile ayrı olup, yüzünü bile görmediğim aylar geçse de, hep doldurulamaz bir yeri kaldı bende.
Tekrar beraber olduğunuzda neleri değiştirdiniz hayatınızda?
K.D: Eskiden yaptığımız ve yapmadığımız bir sürü günlük ya da uzun vadeli değişikliklerimiz aynı anda oldu. İkimiz de iletişim kurmada sorunlu olmayan insanlar olarak birbirimizin beğenmediğimiz huylarını ortak müşterekte buluşturduk.
İ.D: Zaten böyle bir tecrübe yaşayınca ve bir de araya ayrı olarak geçen bu kadar uzun bir süre girince, insan eksiklerini ve hatalarını çok iyi ve sağlıklı şekilde değerlendirebiliyor. Bizim şansımız ve aradaki bağın gücü sayesinde ayrı geçirdiğimiz süre bizi uzaklaştırmaya değil de, daha sağlam ve net bir şekilde ne istediğimi bilerek yakınlaştırmaya yaradı. Barışma sürecinde çok konuştuk, zamanında içimize atıp konuşmadıklarımızı, neleri eksik veya yanlış yaptığımızı, neler beklediğimizi paylaştık. Bence en önemlisi karşındaki insanın değerini bilmek, biz birbirimizi bir kere kaybettik, o yüzden bence onun da nasıl bir şey olduğunu bilerek daha özenli ve daha da açığız.
Evliliğinizi şu an nasıl tarif edersiniz?
K.D: Aynı dozda ama daha olgun ve tutkulu. Yaşların ilerlemesinin de faydası olmuştur tabii. Eskisi gibi oldukça eğlenceli ve neşeliyiz. Birbirimizi çok güldüren komik tipleriz. Ben mesela kendimi en çok İrem'in yanında komik buluyor, en kaliteli esprilerimi onun olduğu ortamda patlattığımı düşünüyorum. Bazen zaten bir tek o anlıyor ortam içinde.
İ.D: Bence çok daha ayakları yere basan, çok daha gerçek bir evlilik şimdiki. Gereksiz süslemeler, gereksiz yüklemeler yok. Bizim geçtiğimiz yollar sayesinde artık birbirimizi çok iyi tanıyoruz. Kaya benim sevgilim, kocam ama aynı zamanda çok klişe olacak ama dostum da . Öyle de olmalı zaten, bu sayede birlikte yeri geldiğinde gülüp eğleniyor, yeri geldiğinde de en sıkıntılı olaylarımızı paylaşıyoruz. Kaya'nın da dediği gibi yaşın da büyük etkisi var. Tanıştığımızın üzerinden altı sene geçti. Her geçen sene bizi biraz daha olgunlaştırdı. Temelimiz ve sevgimiz sağlam olduğu için ufak çabalarla ve detaylarla birbirimizi daha da nasıl mutlu edebileceğimizi anladık.
Birbirinizden neden vazgeçemiyorsunuz sizce? En etkilendiğiniz yönleriniz neler?
K.D: Eğlenceli, matrak ve çok enerjik bir karakter İrem. En etkilendiğim tarafı bu, kendimi yanında çok dinamik ve genç hissediyorum. Neşe doluyor içim, onun yanında. Bunun dışında çok fazla geniş bir kalbi var (hatta biraz fazla), herkesin en yakını olacak kadar, herkese yetişebilen Güzin Abla misali, müthiş bir sabır ve ilgisi var. Hayat enerjisi de birleşince ben aradığım herşeyi onda buluyorum.
Öykü YAZICIOĞLU