'Anlamlı bir neden için çalışmak çok güzel'
'Anlamlı bir neden için çalışmak çok güzel'
Röportaj Bade ÇAKAR
Fotoğraflar: Haydar ERÇİN
40 yıldır Türkiye'de kalp ve damar hastalıkları için halkı bilinçlendirmek amacıyla çalışmalar sürdüren Türk Kalp Vakfı, projelerine yenilerini eklemeye devam ediyor. Son olarak beslenme bölümünü tekrardan kuran ve kalp-damar hastalıklarında beslenmenin önemine vurgu yapan Türk Kalp Vakfı'nın Yönetim Kurulu Başkanı Semiramis Sekban ve Diyetisyen Merve Saatçi ile bir araya gelerek yeni projelerini konuştuk.
Bu yıl Türk Kalp Vakfı olarak 40. yılınızı kutluyorsunuz. Nasıl bir his?
Semiramis Sekban: 1975 yılında kurulmuş olan Türk Kalp Vakfı, 40 yıllık bir vakıf. Vakfın amacı kalp ve damar hastalıklarına karşı farkındalık yaratmak. Hastalanmadan insanları bilgilendirmek ve bu konuda eğitimler vermek. Ayrıca ayakta tedavi yöntemleri de geliştiriyoruz. Burada 15 kişilik bir yönetim kurulumumuz var, 15 kişiye aşkın icra kurulumuz var, bunların hepsi gönüllü çalışırlar. Buradan hiçbirinin maddi menfaati yoktur, elimizden ne geliyorsa severek yapıyoruz. Burada güzel bir beyin, manevi güç ve de dostlarımızın katkılarıyla maddi güç var. Kalp ve damar hastalıkları konusunda halkımızı bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Diğer misyonumuz da 'İyi Kalpli Olunuz' algısını empoze edebilmek.
40 yıldır Türk Kalp Vakfı'nın Türkiye'ye kattıkları neler?
Sekban: Türk Kalp Vakfı, 1995 yılından beri 26 ülkeden 33 üyesi bulunan Avrupa Kalp Birliği, 2001 yılından beri de 100'ü aşkın ülkeden 200 üyesi bulunan Dünya Kalp Federasyonun resmi üyesi. Daha önceki yönetimler ve başkanlarımız çok özverilerle çalışmış ve Vakfı bugünkü haline getirmişler. Başarılı işler yapılmış ki Türk Kalp Vakfı 40 yıldır var. Kurum kimliğimiz nereye gidersek karşımıza güzel bir şekilde çıkıyor.
Vakıf olarak hastalara sunduğunuz hizmetler nelerdir?
Sekban: Hasta konusunda kemikleşmiş bir kısım var, bize güvenir ve bizi tercih ederler. Bizim burada bir de polikliniğimiz var. Hastalar burada check-up yaptırabilir ve doktorlara danışabilirler ama yatılı bölümümüz yok. Kar veya ticari amacı güden bir şirket olmadığımız için hastalarımız bize güvenirler. Ayrıca başka hastanelerin önerdiği anjiyo veya ameliyat gibi önemli durumların
kontrolü için sağlık servisimize müracaat eden birçok hasta, doktorlarımıza danışarak teyit istiyor. Daha önceki senelerde taramalar yapıyorduk; belediyelerle ve okullarda anlaşıyorduk. Ancak o taramalar bir dönem kaldırıldı. En son Edirne'de bir sağlık taraması yaptık. Şimdi ise GAP Daire Başkanlığı'ndan gelen teklifle Güneydoğu'daki bütün illerde çocuk kalp taraması yapacağız. Hasan Kalyoncu Üniversitesi bize kapılarını açtı. Phillips ana sponsorumuz oldu. GAP, Türk Kalp Vakfı ve Güneydoğu valilikleri olarak güzel bir çalışmaya başladık. Bu 4 yıllık süreç olacak. Şu an bununla ilgileniyoruz.
'Anlamlı bir neden için çalışmak çok güzel'
Kalp haftaları da düzenliyorsunuz. Bu haftalar tam olarak nasıl geçiyor?
Sekban: Her sene düzenlediğimiz Kalp Haftaları'nın 27.'sini bu sene nisan ayında düzenledik. Yurtdışından çok değerli kardiyologlar getiriyoruz. Kardiyolojiyi, dahiliyeden ana bilim dalı olarak ayrılmasını sağlayan kişi olan Prof. Dr. Necati Sırmacı, bu haftaları yönetir. Kalp haftaları bir hafta 10 gün sürer ve birçok etkinlik yapılır. Her yaştan insanın katılabileceği sportif, sanatsal, kültürel etkinlikler ve bilimsel konferanslar yapılır. Bu haftayı düzenleyen komitenin başkanı, vakfımızın da başkan yardımcısı Hayriye Midillioğlu'dur. Yıllardır Prof. Dr Necati Sırmacı ile birlikte yönetirler. Bu haftalarda halkımızı hastalıklara karşı bilinçlendiririz.
Kalp ve damar hastalıklarına karşı duyarlılık ne durumda sizce?
Sekban: Dünyada ve Türkiye'de hastalık açısından rekor seviyede karşılaşılan hastalıklar hep damar ve kalp ile alakalı... Dolayısıyla böyle önemli ve anlamlı bir neden için çalışmak çok güzel. Biz, Türk Kalp Vakfı olarak ölümlerin asgariye indirilmesi yolunda insanlarımızı motive etme, bilinçlendirme ve uyarma görevini başarıyla yerine getirmeye çalışıyoruz. Bu bağlamda, son yıllarda halkımızın da hastalığa karşı duyarlılığının giderek daha da yoğunlaştığını görüyoruz.
Diyetisyen Merve Saatçi ile açılacak olan diyet biriminizden bahsedebilir misiniz?
Sekban: Geçmiş yıllarda diyet birimimiz vardı, fakat bir dönem ara verdik. Baktık ki soran hastalar ve ihtiyacı olan hastalar var, yeniden açmaya karar verdik. Kendi içimizden çok yetenekli olan diyetisyen dostumuz Merve Saatçi, birimimizin başına geçti. Sağlıklı beslenme, her hastalıkta olduğu gibi kalp hastalıklarında da çok önemli. Gelen tepkilerden çok memnunuz.
'Anlamlı bir neden için çalışmak çok güzel'
Doğru beslenmenin kalp ve damar hastalıkları açısında öneminden bahsedebilir misiniz?
Merve Saatçi: Kronik hastalıkların temeline bakıldığında karşınıza ilk başta obezite çıkıyor. Bu yüzden kalp damar hastalıklarında beslenme büyük bir önem taşıyor. Burada biz, gelen hastalarımızın kan değerlerine bakıldıktan sonra doktorlarla işbirliği içerisinde çalışarak, kişilerin kilo-boy-kas ölçüsünü yapıyoruz ve tamamen kişiye özel, onların beslenme alışkanlarına göre bir program hazırlanıyor. Beslenme temel ihtiyaçlarımızdan biri olduğu için ondan kaçmak mümkün değil. Hayatımızın her alanında var. Kronik hastalıklarla araştırmalara bakıldığında da bu hastalıkların çocukluk döneminde gelişmeye başlandığı görünüyor. Bu yüzden en önemlisi çocukluk döneminde bireylerin düzgün beslenme alışkanlığı edinebilmeleri. Bu konuda da anne ve babalara büyük bir görev düşüyor.
Beslenme konusunda yapılan hatalar neler peki?
Saatçi: Mesela kolesterol dendiğinde akla katı yağlardan, kırmızı et ve tereyağdan uzak durmaları gerektiklerini düşünüyorlar. Tamamen bırakmak doğru değil. Ben gelen hastalarıma vücudumuzun her şeye ihtiyacı olduğunu söylüyorum. Önemli olan onları doğru şekilde, doğru miktarlarda tüketmeyi bilmek.