Altın Kafes başrol oyuncularıyla yılbaşı çekimi

Atv’nin yeni dizisi ‘Altın Kafes’in başrollerindeki oyuncular Aytaç Şaşmaz ve Şifanur Gül ile buluştuk, yılbaşı öncesi yeni yılın ruhuna uygun neşesi bol bir çekim ve özel bir röportaj gerçekleştirdik

Altın Kafes başrol oyuncularıyla yılbaşı çekimi

Röportaj: İrem Orhan

Fotoğraflar: Ali Kalyoncu

Styling: Eylem Yıldız

Makyaj: Melis İlkkılıç

Saç: Rojin Botan


atv’de yayın hayatına başlayan ‘Altın Kafes’ isimli dizinin baş kahramanları Aytaç Şaşmaz ve Şifanur Gül. İkisi de işinde son derece disiplinli, yaptıkları işe karşı heyecanları yüksek iki genç yetenek. Hal böyle olunca bu ekrandaki enerjilerine de yansıyor, onları bir arada izlemenin keyfine doyulmuyor. Yoğun çekim programları arasında verdikleri ilk molada bir araya geldiğimiz ikili ile yeni yıl öncesi özel anlarla dolu bir çekim ve keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.


Atv’nin yeni dizisi ‘Altın Kafes’ dizisiyle her hafta izleyiciyle buluşuyorsunuz. Nasıl bir yolculuk sizin için? Nasıl gidiyor her şey?

ŞIFANUR GÜL: Çok keyifli ve daha ilk bölümlerde olmamızın heyecanıyla geçen yoğun bir süreç.

AYTAÇ ŞAŞMAZ: Her şey yolunda, kendi çabalarımızla elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz.


Bu hikayede sizi çeken neydi? Yani bu rolü kabul etmenizin sebepleri nelerdi? Diğer yandan dizide birbirinizle oynamanın en keyifli yanı nedir?

Ş.G: Benim için farklı bir deneyim Zeynep karakteri. Daha önce bu kadar enerjisi yüksek ve pozitif bir karakteri oynamadım, en çok bu yüzden oynamayı çok istedim. Aytaç’la birlikte yürümek inanılmaz keyifli. Sette, sahnede birbirimizi hep doğru ve kolay anlıyor olmak birlikte oynamanın en güzel yanı benim için.

A.Ş: Şifa çok uyumlu ve çok disiplinli bir oyuncu, onunla beraber bu işte olduğum için çok mutluyum.


Oyunculuğun size en iyi gelen tarafları neler? Yani sizi besleyen yükselten yönleri, belki kariyer olarak onu seçmenizin sebepleri...

Ş.G: Asla stabil bir hale gelmiyor oluşu. Ben çabuk sıkılan ve fikir değiştiren bir insanım. Oyunculuk bu yüzden bana müthiş geliyor. Yarın asla dünle aynı değil ve ben bu değişimi çok seviyorum.

A.Ş: İş, benim hayatımın odak noktasında, çalıştığım zaman nefes aldığımı hissediyorum. Tek sorun kabul edilmiş bir düzensizlik ve tutarsızlık içinde olunması



Oynadığınız karaktere hazırlanırken neler yapıyorsunuz?

Ş.G: Her karakterin hazırlığı farklı ve başka bir yolculuk oluyor benim için. Tek bir hazırlığım ya da doğrum yok. Her defasında yenileniyorum yeniden öğreniyorum, ilk kez oyunculuk yapıyormuşçasına bir yol bulmaya çalışıyorum.


Bir oyuncu olarak siz en çok kimlerden ilham alıyorsunuz?

Ş.G: Ben sanırım en çok çocuklardan ilham alıyorum. Onlar gibi çok inanmayı, onlar gibi sonsuz hayal etmeyi, onlar gibi bakmayı ve arzu etmeyi denemeyi seviyorum.


Her projede yeni bir karaktere hayat vermenin en heyecan verici yanı nedir?

Ş.G: Tek bir hayatın içinde onlarca hayat yaşayabilme deneyimi bence. Kendimin hiç bilmediğim hallerine tanıklık ediyorum. Keşfetmemi sağlıyor.


Dizideki aşk ilişkileri sürprizlerle dolu. Siz ilk görüşte aşk dedikleri şeye inanır mısınız? Bu konuda şansını zorlamayı sevenlerden misiniz?

Ş.G: İlk görüşte aşka kesinlikle inanıyorum ve herhangi bir şeye karşı içimde aşk varsa tüm şansımla, şanssızlığımla ne varsa ortaya koyup elimden geleni yaparım.

A.Ş: Her ikisi de insanın başına gelebilir bence.




Şu an sizi sevinçten havalara uçuracak bir şey olsa, bu ne olur?

A.Ş: Herkesin işini severek yapması.


‘İyi geçen bir gün’ tanımınız nedir? Sizin için keyifli bir günü tarif edebilir misiniz?

Ş.G: Uyandığımda kendime vakit ayırabiliyorsam; kahve içmek, spor yapmak, sevdiğim herhangi bir insanla zaman geçirebilmek benim için o günün keyifli geçmesini sağlıyor.


Gün içinde herhangi bir konuda zorlandığınız anlarda kendinizi nasıl motive edersiniz?

Ş.G: Şu anda birkaç yıl önce hayalini kurduğun o anı yaşıyorsun o anın içindesin, devam et diyorum kendime. Zorukların bana hissettirdiği şeyin tüm bu rüyanın gerçek olduğunu anlamam için bir dürtü olduğuna inanıyorum.

A.Ş: Her şeyin bir sonu olduğunu düşünürüm.


Risk almayı sever misiniz? Bugüne kadar yaptığınız en büyük çılgınlık neydi?

Ş.G: Risk almadan yaşayamam ben, risk en sevdiğim şey. Hayatım da bunun üzerine kurulu, ben oyuncu olacağım diye bir sabah uyanıp üniversitemden kaydımı sildirdiğim an... Bir gecede İstanbul’a taşınma kararı alıp sabah yola çıktığım an. Hayatım hep böyle anlarla dolu.




Mutfakla aranız nasıl? En çok hangi coğrafyaların yemeklerini seviyorsunuz?

Ş.G: Türk mutfağı Türk mutfağı Türk mutfağı... Sanırım bu konuda değişikliğe kapalıyım ben.


Sağlıklı yaşam ile aranız nasıl? Özel bir beslenme ya da spor rutininiz var mı?

Ş.G: Evet, ancak sağlıklı beslendiğimde, spor yaptığımda mutlu ve zinde olabiliyorum. Seviyorum iyi beslenmeyi, tabii ki dikkat etmediğim zamanlar oluyor ama iyi uyumak, iyi beslenmek, spor yapmak benim için zorunluluk gibi değil, öyle yaşamayı çok seviyorum.


Hayatınız üzerinden kısa bir geçmiş ve gelecek değerlendirmesi yapmanızı istesek...

Ş.G: Her şey çok yolunda ve tam hayal ettiğim gibi ilerlemiş. 17 yaşındaki Şifa da 7 yaşındaki Şifa da oradan beni mutlulukla izliyordur. Bu yüzden hep şükrediyorum, hayal kurabilmek ve gerçekleştirebiliyor olmak müthiş bir şans.


Sona doğru yaklaşırken, yılbaşı dileklerinizi de öğrenmek isteriz...

Ş.G: Huzurun sağlığın bereketin mutluluğun ve barışın eksik olmadığı tüm yılların başlangıcı olsun bu yıl. Hayallerimiz ve heyecanımızın her zamankinden daha fazla bizimle olduğu bir yıl olsun.

A.Ş: Tek dileğim sağlık ve huzur.


6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.